Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/721 E. 2018/869 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/710
KARAR NO : 2018/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2017
NUMARASI : 2015/349 Esas 2017/544 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/07/2018
Davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin havuz ve havuz ekipmanları konusunda 15-17 Ekim tarihlerinde yapılacak olan Barcelona Piscine Fuarı’na katılmak ve stand açmak üzere uzunca bir süre hazırlık yaptıklarını, sadece fuara özgü olarak imalatı yapılan malzemelerin 12.10.2013 tarihinde AHL gümrüğünde gümrük işlemleri de bitirilerek hazır edildiğini ve 13.10.2013 tarihinde fuarın stand malzemelerinin THY Kargo’ya teslim ettiğini, fuara yetiştirilmesi için gönderilen malzemenin kaybolduğunu, fuar ürünlerinin 15.10.2013 tarihinde AHL ardiyesinde bulunduğunu, 16.10.2013 tarihindeki uçakla kargonun gönderilebileceğinin belirtildiğini, ancak kargonun 17.10.2013 tarihinde akşama doğru gümrükten çekilebileceğinin ve 18.10.2013 tarihinde de fuar biteceğinden, kargonun gelmesi bir fayda sağlamayacağından kargonun taşınmaması yönünde talimat verildiğini,şirket yetkilisi …ün eşinin devlet memuru olması nedeni ile vize istenmediğinden ondan katalog getirmesinin istendiği, ancak …ün getireceği katalogların da THY tarafından kaybedildiğini, bu nedenle Barcelona’da kendi çabaları ile yeniden katalog bastırdıklarını, davacı şirketin maliki olduğu emtianın kaybedilip, davalı tarafından zamanında teslim edilmemesi ve bagajın kaybolması nedeni ile malların ambarda tutulması davalı yanın kendi kusurundan kaynaklandığı için, “ambar ücreti” adı altında müvekkili şirketten talep edilen bir borcun olmadığının tespitine karar verilmesini, anılan fuara götürülmek maksadıyla davalı şirkete teslim edilen ve hala davalı uhdesinde bulunan malların tarafına teslimini, fuar katılımı için ödenen 4302 euro,konaklama bedeli 774 Euro’nun, uçak biletleri bedeli olan 2.424,29 euro( …gidiş bilet bedeli talep etme hakkı saklı kalmak kaydı ile), Barcelona’da araç kiralamak için ödenen 388,06 -euronun, Barselona’da tekrar bastırılan katalog masrafı olan 1.063,35 euro’nun, manevi tazminat olarak 30.000-TL’nin ürünlerin kargoya teslim tarihi olan 11.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; havayolu ile uluslararası taşımada Varşova-Lahey/Montreal Konvansiyonu hükümleri ile yine 5866 sayılı kanun ile onaylanarak Varşova sözleşmesi ve protokolüne üstünlük sağlayan 26.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren Montreal sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiğini, başka bir deyişle müvekkilinin bir an için sorumlu olduğunun kabulü halinde sorumluluğun kg başına 17 SDR ile sınırlı olduğunu, Montreal Sözleşmesinde belirtilen sürede ihbarın yapılmadığını, AHL dış hatlar ambarında bulunan bekleyen yükün geri almaktan davacının kaçındığını, eşyanın hasarlandığına dair bir belgenin dosyaya davacı yanca sunulmadığını,sorumluluklarının sınırlı olduğunu, taşıma tarihinden itibaren asıl alacağa faiz işletilemeyeceğini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;davalıya teslim edilen mallar davalı tarafça ister Montreal sözleşmesi ve isterse diğer kanunlar uygulanmış olsun, bu kanunlara göre fuarda sergilenecek eşyayı varış yerine götürme ve eşyayı güvenli bir şekilde taşıyarak sağlam ve hasarsız olarak gönderilene (alıcısına) teslim etme mükellefiyeti varken, 11.10.2013 tarihinde düzenlediği Hava Yük Senedi ile Kargoyu Taşıyıcı sıfatıyla taşıma sürecine aldığı, söz konusu taşıma senedinde açıkça taahhüt uçuş-seferde yükün özensiz elleçleme ve yükleme sürecinin özensiz yürütümünden kaynaklı taşımanın gerçekleştirilemediğini, taşımanın hiç başlamaması ve başlatılmasının 15.10.2013 tarihinden sonraya kalması sebebiyle, artık taşıma sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiğini, bu imkansızlığın davalı kusurundan kaynaklandığını, Varşova Konvansiyonu’nun 19. maddesinde, havayolu taşıyıcısının, taşımadaki gecikmeden sorumlu olduğu düzenlenmekle birlikte somut olayda olduğu gibi taşıma ediminin hiç ifa edilmemesi halinde bir düzenleme bulunmadığını bu halde olaya TBK 96 ve 112 .maddesi gereğince ifanın imkansız hale gelmesi nedeniyle kusursuzluğunu ispat edememesi nedeniyle davacının söz konusu fuara katılamamasından kaynaklı zararı olan ve dosyaya sunulan kayıtlara ve bilirkişi tespitlerine göre konaklama, uçak bileti, katalog bastırma, araç kiralama gibi bu tür zararlardan sorumlu olduğunu, maddi tazminat taleplerinin yerinde olduğunun kabulü gerektiğini,taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi zarar olduğu sabit olup şirketin manevi varlığına veya bütünlüğüne yönelik bir saldırı söz konusu olmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1- Davacı vekili; maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmekle birlikte maddi tazminat talepleri içinde zikredilen ardiye ücreti talep edilmeyeceğinin tespitine ilişkin talepleri ile malın iadesine ilişkin talepleri konusunda bir karar verilmediğini, ayrıca manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu müvekkilinin ürettiği Fiber markasının dünya çapında marka olduğunu fuara katılmamakla zor durumda kaldığını çevrede standını dahi kuramayan aciz firma olarak görünmesine yol açıldığını belirterek,manevi tazminat ve hükme bağlanmayan maddi tazminat talepleri yönünden kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
2-Davalı vekili; davanın 27.000-TL maddi ve 30.000-TL manevi tazminat olarak açıldığını, ancak ihtarda davacının müvekkilinden 7.063-euro ve 74.840,77-TL talep ettiğini, sorumluluğun sınırlı olduğunu, konişmentoda fuar organizasyonundan bahsedilmediğini, e-mail yazışmalarının delil olarak değerlendirilmesinin söz konusu olmayacağını, Varşova-Lahey Protokolünün 26. maddesine göre 14 gün içinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, hükmedilen faiz ve oranının hatalı olduğunu belirterek hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava dilekçesinde ;Mahkemece hüküm altına alınan talepler dışında malların ambarda tutulması nedeniyle “ambar ücreti adı altında müvekkili şirketten ücret talep edilemeyeceğini belirterek 13.500-TL tutarındaki “ambar Ücreti” nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve fuara götürülmek üzere davalı şirkete teslim edilen davalı uhdesinde bulunan malların tesliminide talep etmiştir. Hüküm de bilirkişi tarafından hesaplanan 8.716,96 euro maddi tazminata hükmedildiği halde dava dilekçesinin içeriğinde dava dilekçesinin sonuç talep kısmının b) bendinde AHL de tutulan malzemenin iadesine karar verilmesini talep ettiği ve euro kalem taleplerin toplamının 9.561,7 euro olup maddi tazminat isteminin kabulune 8.716,96 euro maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de fazla istemin reddi veya kabulü hususunda bir hüküm verilmemiştir. Malların teslimi ile ilgili talebin harca esas değerinin 610 euro olduğu ve harçlandırıldığı dilekçe de açıkça yazılıdır.
Diğer kalem istek ise ; davalının kusuru ile kaybolan mallardan istenilen 13.500-TL lik “ambar ücreti” nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin bir talebi daha bulunup bu talep menfi tesbit davası niteliğinde olduğu ve maddi tazminat talepleri içerisinde harçlandırılmadığı anlaşılmaktadır.Bu talep hakkında da olumlu olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Menfi tespit davası nisbi harca tabi bir dava olduğundan mahkemece, harcın ödenip ödenmediğinin resen gözönünde bulundurulması gerekmektedir.HKnun 30. maddesinde belirtildiği üzere; yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunur. Takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Anılan Kanun’un 32. maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmayacağından eksik harcın tamamlattırılması, bu eksikliğin tamamlanmaması halinde ise HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
HMK 297. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık , şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu” yazılıdır.Taleplerden herhangibiri karara bağlanmadığında istinaf incelemesi yapılacak bir hüküm verilmemiş olduğundan hüküm tamamlanmak üzere esasın incelenmeden kaldırılmasını gerektirmektedir.
Anlatılanlara göre davacı tarafın 13.500-TL tutarındaki “ambar ücreti” nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemli talebe ilişkin harç tamamlatılarak, davalı elinde bulunan fuar malzemelerinin teslimi harçlandırılarak talep edildiği halde bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi HMK 297. maddesi hükmüne aykırı hüküm vermek ” olup diğer dava şartalarına aykırılık ” nedeniyle hükmün kaldırılmasına karara bağlanmayan konularda hüküm verilmek üzere hükmün kaldırılmasına ,bu aşamada sair istinaf nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına hükmün kaldırılmasına neden olan eksiklikler giderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir .
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; kararının, HMK.’nun 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine”
Esasa dair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının(Davacı 462,10 -TL davalı 599,92-TL ) istek halinde kendilerine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/07/2018