Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/713 E. 2018/471 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/713
KARAR NO : 2018/471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2017
NUMARASI : 2017/204 Esas (Ara Karar)
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2018 (19.05.2018 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir kararına itirazın kabulune ilişkin ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davalının, reklam filminde “Milyonlar Ookla hız testi yapmış Türkiye’nin en hızlı interneti Turkcell’inki çıkmış” iddiasına yer verildiğini, anılan reklamın hedef kitlesinin tüketiciler değil, rakip operatörler olduğunu, reklamdaki amacın rakip operatörleri itibarsızlaştırmak ve kötülemek olduğunu, reklamın yeterli bilgi vermediğini ve bilgileri çarpıtarak tüketicileri aldatıp yanılttığını, Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinin 5/a maddesine göre reklamların yasalara, genel ahlaka uygun, doğru ve dürüst olması gerektiğini belirterek, davalıya ait “Türkiye En Hızlı İnterneti Seçti” konulu reklam filmi ile bu reklam filminin ve tüm versiyonlarının başta televizyon, sosyal medya ve sinema mecraları olmak üzere tüm mecralarda yayının durdurulması ve engellenmesi ile ayrı bir reklam konusu yapılmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde; tedbir talebine konu hususun yargılamayı gerektirdiği, tedbire konu reklamın yayından kaldırıldığı, tedbir talebinin konusuz kaldığı, başka mahkemelerde açılmış benzer davalarda da ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, tedbir talebine gerekçe yapılan kötüleme unsurunun tezahür etmediği, davaya ve tedbire konu reklam filminin tanıtım olmadığı gibi tüketiciyi herhangi bir şeye ikna etmeye çalışmadığı belirtilerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, itiraz üzerine verilen 24/04/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönündeki kararda; ihtiyati tedbir kararı sonrasında verilen 22/02/2017 tarihli Reklam Öz Denetim Kurulu kararı da değerlendirilerek Kurulun 10/02/2017 tarihli görüşünün muhafaza edilmekle birlikte davalının davaya ve ihtiyati tedbire konu reklam filmini “Güzel yanlız bu husus dikkatimi çekti, Zeki bu ne be iddialı reklamda hep alttan bir yazı akar. Hani testi şurada yaptık da şu kadar yüz kişide yaptıkta ama bu reklamda baktım ki alt yazı yok, bıdı bıdı yok, gerçekler var.” ifadelerine yer verilmeden reklamın kısa versiyonunun yayınlandığı, kısa versiyon yayınlanan reklam filminde kötüleme niteliğinde görülen anlatımlara yer verilmediği, kısa versiyonu yapılan filmlerin yayınlanmasına kurumca olumlu bir görüş verildiği gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, T.T.K. Ve H.M.K. Hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesinin şartlarının oluştuğunu, hem RÖK hem de RK kararlarının, vekil edenin kanıtlarının ikna ediciliğini, yani gerçeğe yakınlık ispat ilkesini karşıladığı,verilen ihtiyati tedbir kararının da yerinde olduğunu, dava konusu reklam filminin hedef kitlesinin tüketiciler değil, rakip operatörler olduğunu, davalının reklam ile rakiplerini haksız yere dezavantajlı, kendisini avantajlı konuma koyduğunu, dürüst rekabet ilkelerine aykırı bir karşılaştırma ve kötüleme içerdiğini,dayanak RÖK kararının davaya konu reklama ilişkin olmadığını, reklamın kısa versiyonunun yeni bir reklam olduğu, mahkemenin “yeni reklam”ı davaya konu reklamla birlikte değerlendirerek hatalı bir şekilde tedbirin kaldırılmasına karar verdiğini belirterek ihtiyati tedir kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalı tarafın yayınlattığı reklamın (Türkiye en hızlı interneti seçti başlıklı) haksız rekabet teşkil ettiğini öne sürmekte ve TTK 61 uyarınca reklam filminin tüm versiyonlarının tüm platformlarda yayınının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkeme 20/03/2017 tarihli ara kararıyla Reklam Öz Denetim Kurulunun 10/03/2017 tarihli kararına da atıf yapmak suretiyle teminat karşılığında reklamın tüm mecralarda yayınlanmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermiştir.
Davalı tarafın itirazı üzerine bu kez mahkeme istinafa konu 24/04/2017 tarihli ara karar ile Reklam Öz Denetim Kurulunun 22/02/2017 tarihli kararıyla 10/02/2017 tarihli karara konu reklamda yer alan ” güzel yalnız bu husus dikkatimi çekti Zeki bu nevi iddialı reklamlarda hep alttan bir yazı akar, hani testi şurda yaptıkda şukadar yüz kişiyle yaptıkta ama bu reklamda baktım ki alt yazı yok bıdı bıdı yok gerçekler var.” İfadelerine yer verilmeden reklamın kısa versiyonunun yayınlandığı, söz konusu kısa versiyon ile ilgili kötüleme niteliğinde görülen anlatımlara yer verilmediği bu nedenle reklam filminin kısa halinin yayınlanmasında sakınca bulunmadığı yolunda kurum görüşü oluşturulduğu belirtilerek ihtiyati tedbir kararı kaldırılmıştır.
Temel uyuşmazlık konusu dava tarihi itibariyle yayınlanmasına rağmen daha sonra yayından kaldırılan ilk reklam filminin haksız rekabet teşkil edip etmediğidir. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu ise ihtiyati tedbirin kaldırılması kararının dosya içeriğine ve usul yasaya uygun olup olmadığıdır.
Davacının ihtiyati tedbir kararı verilmesine dayanak yaptığı reklam filminin kısaltılmış halinin RÖK tarafından yapılan inceleme neticesinde sakıncalı görülmediği, bu durumda esasen davacının haksız rekabetin varlığını iddia ettiği reklam filminin orijinal halinin artık yayınlanmadığı, iddiaların yargılamayı gerektirdiği, yasaklamaya konu reklamın (orijinal halinin) artık yayınlanmaması karşısında dava açıldığı tarihte yayınlandığı anlaşılan reklamın daha sonra davacının öne sürdüğü ve kötüleme teşvik ettiği bildirilen ifadeler çıkartılan kısa versiyonunun yayınlanmasına geçildiği, bu durumda esasen ihtiyati tedbirin verilmesine yol açan koşulların değiştiği, ihtiyati tedbirin konusunun kalmadığı, ihtiyati tedbir kararı verilmesiyle sağlanabilecek geçici hukuki koruma koşullarının da ortadan kalktığı, mahkeme kararının ve gerekçesinin usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, yatırılan 31,40- TL harcın mahsubuna bakiye 4,50- TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2018