Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/707 E. 2018/125 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/707
KARAR NO : 2018/125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2017
NUMARASI : 2015/674 Esas 2017/180 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/02/2018

Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; Gökdere Vergi Dairesi Mükelleflerinden …San ve Tic. Ltd. Şti. nin 2011-2012-2013 yılları hesaplarının Vergi Müfettişi … ve Vergi Müfettiş … tarafından incelenmesi sonucunda 31/01/2014 tarih ve 2014 -A 1975/12 Sayılı Vergi tekniği raporu düzenlendiği, raporda gizli ortağı olduğunu, davalı …. ile diğer davalı şirket arasındaki ortaklığın tespiti için dava açılması gerektiğinin tespit edildiğini, şirket ortakları ile birlikte organizasyonu gerçek sevk ve idare eden şahıs olduğunu, şirketin resmi ortağı olmasa da, yönetim denetim ve temsil hakkına sahip olduğunun kabul edilmesi gerektiğinin tespit edildiğini, öncelikle davalıların taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacaklarının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından üzerlerine karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasını, davalı …’nın diğer davalı … Ticaret Ltd.Şti’nin gizli ortağı olduğunun tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılara usulüne uygun davetiyenin tebliğine rağmen davaya cevap vermemişler HMK 127 vd.maddeleri uyarınca davayı inkar ettikleri varsayılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, hukuki yararın tespit davası açma şartı olduğu, muvazaalı işlemlere dair karinelerin olduğu, ilk bakışta hukuki yarar var gibi göründüğü, ancak limited şirketlerde ortakların kamu borcundan dolayı sorumluluğuna dair özel düzenlemeler olsa da, davalının hangi ortakla gizli ortak olduğu ve daha önce pay sahibi olup olmadığının belirsiz olduğu, üstelik muvazaalı işlemlere dair deliller varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz yetkisinin davacı idarenin takdirinde olduğu, bir tespit kararına gerek olmadığı,tespit hükmü ile idari işlemlerden dolayı gidilecek kanun yollarında sorunlara neden olabileceği;ayrıca idarenin tasarrufun iptali ve tüzel kişilik perdesinin aralanması gibi yollara başvurabileceği gerekçesiyle taleplerin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, salt idarece yapılacak ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz işlemleri ile davalıların limited şirket ile bağlantıları ve sorumluluklarının tespit edilmesinin mümkün olmadığını, zira ihtiyati tahakkukun kalkması ile ihtiyati hacizde kalkacağından ihtiyati haczin dayanağı olan ihtiyati tahakkuka dayalı tarhiyatlara karşı dava açılıp açılmadığı, açılmışsa sonucunun ne olduğu veya davalılarca teminat gösterilip gösterilmediği kesin olarak tahakkuk ettirilen vergi, resim,ile bunların zam ve cezalarının ödenip ödenmediği,araştırılmadan salt idarenin bu yetkiye sahip olduğundan bahisle dava açmakta hukuki yararı olmadığı yönünde karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, yine vergi suçu raporu üzerine ceza davası açılıp açılmadığının araştırılmaması da bozma sebebi olduğunu, tedbir kararı ile ilgili olarak da idarenin ihtiyati haciz tatbik etme hakkının olduğunun belirtilmesi de hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacının tespit davası açabilmesi için öncelikle korunmaya değer menfaatinin bulunması şarttır. Mevzuatımızda sermaye şirketlerinde gizli ortaklık kavramı kabul edilmiş değildir.VUK ve 6183 sayılı kanun çerçevesinde muhatap olunacak kişiler şirketin kayıtlı ortaklarıdır.Davalı gerçek kişinin davalı şirketin kayıtlı ortağı olmayıp dava dinlenebilir değildir. (Yargıtay 11.HD nin 2015/1053 esas ve 2015/2687 karar sayılı ilamı )
6183 sayılı yasanın 17. maddesine göre, ihtiyati tahakkuk ve aynı yasanın 13. maddesine göre, ihtiyati haciz yoluna gidilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmadığı, davacının tek taraflı olarak bu işlemleri yapma imkanı bulunduğu, ayrıca idarenin tasarrufun iptali ve tüzel kişiliğin perdesinin aralanması gibi yollara başvurabilmesinin de mümkün olduğu bunun için ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alması gerektiği nazara alındığında (Yargıtay 11 HD. 17.06.2016 tarih 2016/2100 E ve 20166849; K,18.1.2016 tarih 2015/15657 E ve 2016/365 K; 10.4.2017 tarih 2015/14528 E ve 2017/2014 K; 27.2.2015 tarihli kararları da aynı yöndedir.)davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin kararında isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 15/02/2018