Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/706 E. 2018/544 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/706
KARAR NO : 2018/544
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2017
NUMARASI : 2013/525 E.-2017/168 K.
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2018
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirkete nakliyat sigortası ile teminat altına alınmış olan Tip Akış Sensörleri emtiasının davalı tarafından nakliyesi sırasında 15.03.2008 tarihinde aracın yoldan çıkarak şarampole yuvarlanması sonucu hasara uğradığını, hasarlı emtia bedeli 14.229.09-TL’nin müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödendiğini, TTK’nun 1472. Madde uyarınca sigortalının haklarına halef olduklarını, Kadıköy 3. ATM’de açmış oldukları davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın onanarak kesinleştiğini ve bu davayı TBK ‘nun 158. Maddesi uyarınca ikame ettiklerini belirterek 14.222,09-TL tazminatın 24.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, CMR Konvansiyonun 32. maddesi uyarınca 1 yıl içerisinde dava açılması gerektiğini, hasar olduğu iddia edilen tarihten itibaren yaklaşık 5 yıl geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı … şirketinin sigortalısı, dava dışı şirketin taşıma sözleşmesini dava dışı ..Ltd. Şti ile imzaladığını, usulüne uygun hasar ihbarında bulunulmadığını, sigortalının haksız kazanç sağlamak kastıyla hareket ettiğini, hasım gösterilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, CMR belgelerinde taşınan emtia ile ilgili bir sorumluluk tutarının kararlaştırılmadığı, bilirkişi kök ve ek raporlarında açıklanan teknik gerekçelerle davalının sorumluluğunun CMR 23.maddesinde öngörülen sınırlı sorumluluk kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, olayda taşıyıcının kasti veya bilerek kötü hareketinin varlığının kanıtlanmadığı, bu nedenle sorumluluğun sınırlı sorumluluk olarak değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca sınırlı sorumluluğu ortadan kaldıracak şekilde bir kıymet tayinin de yapılmadığı ve kıymete göre taşıma ücretinin tayin edilmediği gerekçesiyle sınırlı sorumluluk esasına göre davalıların sorumluluğu belirlenerek açılan davanın kısmen kabulüne 6.921,19 -TLnin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili, mahkemenin zamanaşımı itirazının reddine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu, Sultanbeyli Asliye Hukuk mahkemesinden iş bölümü görevsizlik kararı ile Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gelen ve 2009/1235 esasını alan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, zamanaşımı defii değerlendirilirken, bu davanın açıldığı 28/09/2012 tarihinin esas alındığını, davanın açıldığı 28/09/2012 itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının sigortalısı ile müvekkili şirket arasında taşıma sözleşmesinin bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen … plaka sayılı araçların müvekkiline ait olmadığını, dava konusu taşımanın dava dışı …Limited Şirketi tarafından gerçekleştirildiğini, navlun faturasının bu firma tarafından kesildiğini, araçların malikinin diğer davalı olup, araç şoförünün de bu şirket tarafından istihdam edildiğini, davacının ödeme belgesi sunmamasının halefiyet hakkının varlığının kabul edilemeyeceğini, T.T.K.’nun 1472. maddesinde belirtilen yasal koşullar oluşmadığı halde mahkemece verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu, sigortalıdan alınan temlik beyanını içeren ibranamelerin tarih ihtiva etmediğinden ne zaman tanzim edildiğinin belli olmadığını, bu ibranamelerin davacıya aktif husumet ehliyeti vermeyeceğini, davacının yan ve sigortalısı tarafından müvekkiline ve taşıyıcıya usulüne uygun hiçbir hasar ihbarında bulunulmadığını, bu itibarla davacı yanın C.M.R’nin 30/1 maddesi kapsamında talep hakkı bulunmadığını, temerrüt ve faiz oranına ilişkin değerlendirmelerin hukuka aykırı olduğunu, 02/02/2009 tarihinde açılan ilk davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, açılmamış sayılmasına karar verilen dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, CMR hükümlerine tabi taşıma kapsamında hasarlandığı öne sürülen emtiadaki zararı tazmin eden sigortacının taşıyıcıya açtığı 6102 TTK 1472.(eski 6762 TTK 1301madde) gereği halefiyete dayanan rücuan tazminat davasıdır.
Davalı CMR senedine göre akdi taşıyıcıdır. Hasara yol açan kaza 15/03/2008 tarihinde Almanya’da olmuştur.Davacı ile sigortalısı arasında 17/03/2007-17/03/2008 tarihlerini kapsayan nakliyet emtia sigorta sözleşmesi bulunmaktadır. Dosyada bulunan ödeme makbuzunda sigortalının davacı sigortacıyı ibra etmesine ilişkin belgenin (ibraname) tarihi ve ödeme belgesi yoktur.
CMR 32. Maddeye göre 1. Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır ve şu tarihlerde başlar:
a) Teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihinden itibaren,
b) Tam kayıplarda, kararlaştırılan zaman limiti bitiminden 30 gün sonra kararlaştırılmış zaman limiti yoksa, yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki 60. günde,
c) Bütün diger durumlarda, taşıma mukavelesinin akdedildigi tarihten sonraki üç aylık dönemin sonunda.Limit döneminin islemeye basladıgı gün bu döneme dahil edilmeyecektir.
Davada zamanaşımının başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekmektedir. 30/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda bu sürenin 60 günlük süre eklenerek 14/05/2008 de başlayacağı belirtilmiştir.
Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın (2009/139 E-2009/639 K) dava tarihi 02/02/2009 dur. Mahkemenin 14/07/2009 tarihli iş bölümü görevsizlik kararı uyarınca Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesiye gönderme kararı üzerine dosyanın gönderildiği Kadıköy 3 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/04/2010 T 2009/1235 E-2010/261 K sayılı davanın Açılmamış Sayılması şeklinde sonuçlanan kararı Yargıtay 11 HD 24/04/2012 T ve 2010/16157 E-2012/6684 K sayılı kararıyla onanmış ve karar böylelikle 11/09/2012 tarihi itibariyle kesinleşmış olup, bu durum ilk derece mahkemesi kararına şerh verilmiştir.
Davanın açılmamış sayılması kararı ile dava açılması ile meydana gelmiş sonuçlar ortadan kalkar. Aynı şekilde davanın açılması ile meydana gelen zamanaşımının kesilmesi davanın açılması ile hükümsüz hale gelir. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulu, 2001, C 4 s.4136-4140)
Mahkemenin 07/05/2013 tarihli ön inceleme tutanağı sonrası yapılan değerlendirmede bu davanın 28/09/2012 tarihinde 6098 sayılı TBK’nın 158. Maddesi kapsamında 60 günlük ek süre içinde kabul edilerek zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 158. Maddesi Davanın reddinde ek süre; başlıklı olup, dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabileceği düzenlenmiştir.
Sultanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinde ilk açılan dava red ile sonuçlanmamıştır. Bu sebeble davacı TBK 158 de verilen 60 günlük ek süre içinde dava açma hakkından yararlanamaz.Davanın açılmamış sayılmasına şeklinde sonuçlandığından davanın açılması ile meydana gelen tüm sonuçlar (zamanaşımının kesilmesi dahil) ortadan kalkmıştır. Bu arada zamanaşımını kesen başka bir hukuki olay vuku bulmadığından, mahkemenin davanın zamanaşımına uğramadığı yönündeki ara kararı ve bu doğrultuda davanın esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Elde ki dava açıldığı tarih itibariyle zamanaşımına uğramıştır. Bu nedenle davanın kısmen kabulune ait kararın kaldırılarak davanın zamanaşımından reddi doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2017 tarih ve 2013/525 Esas-2017/168 Karar sayılı hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine”
İlk derece yargısına ilişkin olarak:
Alınması gereken 35,90 TL Karar harcının peşin alınan 211.20-TL harçtan mahsubu ile 175,30- TL fazla yatırılan harcın istek halinde davacıya iadesine,
Yaptığı masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça ilk derece yargılama sürecinde yapılan 86- TL posta gideri yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen nispi avukatlık ücreti, maktu miktarın altında kaldığından belirlenen 2.180- TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 106,94-TL peşin istinaf karar harcının ve kullanılmayan gider avansının istek halinde davalı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2018