Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/702 E. 2018/475 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/702
KARAR NO : 2018/475
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2016
NUMARASI : 2014/62 E.- 2016/931 K.
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2018 ( 24/05/2018 yazım tarihli )
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davalı …’ın yönetim kurulu üyeliği yaptığı sırada kredi talebinde bulunan sermayesi ve mali yapısı yetersiz ve ayrıca mali tahlil ve istihbarat raporuna göre kredi değerliliği bulunmayan …A.Ş.ye banka usul ve esaslarına aykırı şekilde kredi tahsis edilip kredi kullandırttığını bu suretle geri dönüşü olmayan kredi ve faizlere sebebiyet verilerek banka zararına yol açtığını öne sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.501.093 DM tutarındaki zararın olay tarihinden itibaren TC Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan kredi faiz oranı üzerinden (davası daha önce ayrılmış) diğer sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, vefat eden …’ın terekesine tasfiye memuru atanmadığı, tasfiyenin mahkeme kararıyla kapatıldığı, bu durumda davanın yöneltilebileceği herhangi bir hasmın olmadığı, davacı tarafından da terekenin tasfiyesinin kapatılmasına karar verilmesi yönünde talepte bulunulduğu ve tereke mahkemesince bu yönde karar verildiği ve kararın da kesinleştiği, hasım bulunmayan ve iflas kapatmanın kaldırılması yönünde açılan bir davanın olmadığı belirtilerek …’ın mirasçılarının da mirası reddettiği bu nedenle terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiye için açılan davada hiçbir malvarlığı bulunmadığından tereke tasfiyesinin (iflas hükümlerine göre) kapatılmasına karar verildiği ve bu kararında kesinleştiği gerekçesiyle hasım bulunmayan davanın bu nedenle usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, mahkemenin davayı reddi kararının yasa ve somut uyuşmazlığa uygun olmadığını, davalılardan …’ın 09/01/2011 tarihinde vefat ettiğini, müteveffa hakkında hüküm kurulmasının gerekli ve zaruri olduğunu, çünkü gelecekte davalıya ait bir mal varlığının ortaya çıkabileceğini, ayrıca mahkeme dosyasının tefrik edildiğini, ilgili dosyada verilen red kararının karar düzeltme kanun yolu incelemesinin sürdüğünü, karar düzeltme incelemesi sonucununda beklenmesinin öncelikle gerektiğini, çünkü ilgili dava dosyasında taleplerinin davalılar hakkında müşterek müteselsil olarak hüküm kurulmasını gerektiğini öne sürmüştür.
GEREKÇE: Dosyanın ayrıldığı ana dosya olan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/13 E-2013/377 K sayılı davanın reddine ilişkin kararı, Yargıtay 11 HD 26/05/2015 T 2014/10622 E-2015/7115 K sayılı kararı ile onanmış, aynı dairenin 22/06/2017 2016/4260-2017/4003 K sayılı karar ile de tashihi karar talebi reddedilmiş ve karar nihai olarak kesinleşmiştir.
Öü davalının mirasçılarının, davadan önce Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/04/2011 tarih ve 2011/289 E-2011/452 K sayılı kararında tespit edilen iradeleriyle mirası reddettikleri anlaşılmaktadır.4721 sayılı TMK 612/1 md.ne göre en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini temin etmek amacıyla Mahkemenin ihbarı üzerine Ankara 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 02/07/2014 tarih ve 2011/289 E sayılı yazında tasfiye işlemleri için gereken masrafın yatırılmamış olması, bu giderlerin hazineye yükletilmesinde hukuki bir yarar bulunmaması, uygulamada da bu masrafların alacaklılar tarafından karşılandığı belirtilerek terekenin tasfiyesi davası açılması gerektiği gerekçesiyle yazı gereğinin yerine getirilmediği bildirilmiştir. Ankara 7. Sulh hukuk mahkemesinin 2015/78 Tereke sayılı dosyasının 02/06/2016 tarih ve 2015/78 Tereke, 2016/24 K sayılı kararında murisin mal varlığı bulunmadığı gerekçesiyle kapatıldığı bir tasfiye memuru da atanmadığı ifade edilmiştir. Zikredilen dosyada davacı vekilinin elde ki bu davanın da davacısı olan taraf vekilinin müteveffanın malvarlığına rastlanmadığından tasfiye memuru atanması ve ilanların yapılmasına gerek bulunmadığını beyan ettiği karara geçirilmiştir. Ölü davalının mirasının (terekesinin) iflas hükümlerine göre tasfiyesi için gerekli giderleri yatırmayıp, tasfiye amacıyla açılan davayı kapattıran davacının bundan sonra ölü davalının daha sonra mal varlığının çıkabileceği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunması yerinde görülmemiştir. Terekenin alacağını karşılamaması üzerine alabileceği bir aciz vesikası ileride mal varlığının çıkması halinde davacının haklarını korumaya daha uygun görünmektedir.
Davacı vekilinin talebi üzerine terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi sürecinin sonlandırılması sonrasında da bu davada yapılabilecek bir şey kalmamıştır. Zira davacı alacaklı ölen şahsın ileride mal varlığının ortaya çıkabileceğini bu yüzden bu davanın bu şekilde sonlandırılamayacağını öne sürmekle beraber, bu davada yapılabilecek yegane yol olan terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi sürecini talebiyle sonlandırmış bulunmaktadır. Bu durumda da eldeki davanın usulden reddi kararı sonuç olarak yerinde bir karardır. Esasen ölü davalıyla birlikte dava açılan diğer davalılar hakkında verilen davanın reddi kararının Yargıtay’ca onandığı ve tüm yasa yollarının tüketildiği anlaşılmakla ölü davalının da o davalılarla aynı müteselsil sorumluluk hükümlerine göre sorumlu tutulması gerektiği yönündeki istinaf sebebi de hukuki değerini yitirmiştir.Elde ki davada yasal hasım kalmadığından ölü davalının sorumluluğunun esas yönünden değerlendirilmesi mümkün olmamaktadır. Sonuç olarak mahkemece davanın usulden reddi yönündeki karara yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri de yerinde olmadığından başvurunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin davalı taraf ölü olduğundan davacı vekiline tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 26/04/2018