Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/697 E. 2018/378 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/697
KARAR NO : 2018/378
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2017
NUMARASI : 2013/372 Esas-2017/328 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2018 (yazım 23/04/2018)
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, 08/03/2013 tarihine kadar davacı şirketinYKüyesi ve müdürü olan davalı … tarafından temsil olunan şirkette yapılan genel kurul ile şirket yönetim kurulunda değişikliğe gidildiğini ve davalı …’nin müdürlük görevinden ayrıldığını, …’nin şirket ortaklığının halen devam ettiğini, şirket ortaklığının devam etmesine rağmen aynı iş kolunda aynı bölgede davacı şirket ünvanı ile iltibas teşkil edecek şekilde yeni şirket kurduğunu, yeni kurulan şirket tarafından düzenlenen poliçeler nedeni ile haksız rekabette bulunduğun, bu nedenle haksız rekabet oluşturan fiillerin tespitini, önlenmesini 10.000-TL maddi, 20.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı …’ye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davalı …’nin 13/09/2004 tarihli genel kurulda müdür seçildiğini, esasen diğer ortak ve yöneticilerin gerekli şartları taşımamaları nedeni ile …’nin yönetici ve müdür görevlerini yerine getirdiğini, oluşan sorunlar ve davacı şirket bünyesindeki diğer maddi ve manevi rahatsızlıklar karşısında davalı …’nin 08/03/2013 tarihinde olağan genel kurul ile birlikte yönetimden ayrıldığıni, huzursuzlukların içinden çıkılmaz hal alması karşısında bu defa 11/03/2013 tarihli ihtarname ile imza yetkisini bıraktığını, yönetim kurulundan ve başkan yardımcılığından istifa ettiğini, davacı şirket içindeki bu huzursuzluklar karşısında ve şirketin kendi kusurundan kaynaklanan acentelik sözleşme iptallerinin rekabet yasağına aykırı davranıldığı iddiaları çerçevesinde iddiaların somut delillerle belgelendirilmesinin gerektiğini, rekabet yasağının yönetimde olan ortak için ancak geçerlilik arzedebileceğini, meslek ve kariyerine uygun şekilde davalı şirketi kurduğunu, poliçeleri iptal eden dava dışı firmaların neden bu yola başvurduğunun araştırılması gerektiğini, davacının talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacının müşteri ile olan güven ilişkisini zedelediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalı …’nin davacı şirket yönetiminden ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra davacı şirkete yakın bir yerde, davacı şirketin ticari unvanı ile iltibas yaratacak bir ticari unvan almak suretiyle davacıdan düşük fiyatlar vermek, davacının adresinden taşındığı ve iflas ettiği yönünde beyanlarda bulunarak, davacı şirketin müşteri kaybına sebep olduğu, bu eylemlerin T.T.K.’nun 54/1,2, 55/1-a, 1-4,5 fıkraları kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, davacı şirketin poliçe iptalleri nedeniyle komisyon bedellerini iade etmek zorunda kaldığı ve kar mahrumiyetinin bulunduğu, davalı şirketin unvanında kullandığı “Ege” ibaresinin her iki şirketin merkezi, faaliyet çerçeveleri ve konularının aynı olması nedeniyle, iltibas yaratacak nitelikte unvan kullanmasının bağımsız bir haksız rekabet eylemi teşkil ettiği belirtilerek davalı “…Limited Şirketi”nin, davacı şirketin ticari ünvanında yer alan ” Ege ” ibaresinin aynı ticari faaliyet çevresi ve aynı iş kolunda iltibas yaratacak şekilde kullanmak, davacı şirketin müşteri portföyünü kendisine yönlendirmek şeklindeki eylemleri ile; davalı şirketin tek ortağı ve yetkili temsilcisi olan davalı …’nin, eski yönetim kurulu üyesi, genel müdürü ve halen ortağı olduğu davacı şirketin müşteri portföyünü kendi şirketine yönlendirmek, davacı şirketin mali durumu hakkında yanıltıcı bilgi yaymak şeklindeki eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu kabul edilerek bu durumun tespitine ve önlenmesine, ilanına ve 10.000-TL maddi ,20.000-TL manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili; sigortalıların poliçelerini iptal etmelerinde herhangi bir bağlantılarının söz konusu olmadığını, davacı şirketin, davalılar aleyhine gerçeklikle ilgisi olmayan iddiaları ileri süreceğine, kendi bünyesindeki yapılan sorunlar ile poliçeleri iptal eden dava dışı firmaların neden bu yola başvurduğunun sebep ve sonuçlarının araştırması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında müvekkili davalı şirketin ticaret unvanın da geçen “EGE” sözcüğünün haksız rekabet teşkil ettiği görüşü yer almakta olup, İTO tesciline ek olarak TOBB ve Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Müdürlüğü onayına tabi olduğunu, şirketin tüm bu onay sürecinden geçerek tescil ve onayının gerçekleştiği, Sigortacılık sektöründe EGE ile başlayan faal şirketlerin bulunduğunu,, haksız rekabet teşkil edecek iş ve eylemler içerisinde bulunmadığını, müvekkilinin yönetimden ayrılma yoluna gitmek suretiyle sonradan şirket kurup ekonomik ve sosyal hayatını idame yoluna gittiğini, davalının gerçek şirket ve gerekse de kişi bazında poliçe düzenlemesi durumunun mesleğin icrası ve ticaret yapma imkanı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davacı şirket müşterisi iken iptal edilip davalı şirket tarafından yenilemesi yapılan poliçeler için pirim kaybının 55.742,42- TL olduğu şeklindeki tespitin yanlış bir değerlendirme olduğunu, davacı şirketin tüm zararına konu müşterilerin poliçe müşterilerinin müvekkili şirket …kurulmamışken 3. Ve 4. Ayda başka şirketlere poliçeleri yaptırıldığını, poliçe listesinin bunun en önemli delili olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı şirketin 25/06/2004 tarihinde kurulup sicile tescil edildiği(ilk unvan … Tic. A.Ş olduğu, güncel unvanın 06/08/2004 tarihinde oluştuğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin ise 19/03/2013 tarihinde kurulup sicile tescil edildiği
davalı …’inin davacı şirket yönetiminde yer alırken (aynı zamanda ortak) 08/03/2013 tarihli olağan genel kurul kararı ile yönetime seçilmediği, 11/03/2013 tarihinde imza yetkisi sona erdiği ,19/03/2013 tarihinde de davalı şirketi tek ortak olarak kurduğu anlaşılmaktadır.
Her iki şirketin faaliyet merkezi İstanbul Esenyurt ilçesi ve faaliyet konuları aynıdır. Davalının unvanında yer alan EGE sözcüğünün dışındaki eklemeler farklı olsa da vurgu EGE sözcüğünde olduğundan sonradan kurulan davalı şirketin unvanındaki bu ibarenin iltibasa mahal verdiği kabul edilmelidir. Bunun dışında davacı şirket yönetiminden ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra davalı şirketin kurulmuş olması 6102 sayılı T.T.K.’nun 54 kapsamında kabul edilmek durumundadır. Bunun dışında davacı tarafından tanzim edilmesine rağmen davalı şirket kurulmasından sonra sigortalı isteği ile iptal edilip davalı şirket üzerinden yenilenen poliçe bilgileri .. ..ş, .., … sigorta şirketlerinden getirtilmiş ve bilirkişilerce incelenmiştir. Davalılar her ne kadar davalı şirket sigorta şirketlerinden yetki almadan iptallerin olduğunu öne sürmüşlerse de iptal talep yazılarında açıkça kullanılan ortak ifade: “poliçeyi düzenlettiğimiz acentenin yönetimindeki değişiklik sebebiyle sigortacılık konusunda kişisel ve profesyonel teknik bilgiye sahip muhatabımız kalmadığı için aracılık eden kişilere duyduğumuz güvenden dolayı talep edilmektedir.” şeklinde olup, bazı dilekçelerde davalı şirketin kaşe ve imzasının da bulunduğu gözetildiğinde poliçelerin davalı şirket üzerinden yenilenmesi istendiğinden iptallerin davalı yönlendirmesi ve koordinatörlüğünde yapıldığının kabulü gerekir. Davacı tanıklarının beyanları da bu hususu desteklemektedir.
Bu durumda davalı …’ün davacı şirket yönetiminden ayrıldıktan sonra kurduğu şirkete davacı şirketin müşteri portföyüne müdahale ederek transfer ettiği anlaşılmaktadır.Davalı …’nin davacı şirketteki önceki pozisyonu göz önüne alındığında sigortacılık geçmişi ve müşteri portföyüne nüfuzunu da kullanarak davacı şirketin unvanında yer alan baskın sözcüğü (EGE)yi de kendi kurduğu yeni şirketin unvanına aynı baskınlıkta ve vurguda transfer ettiği, davacı firmanın aracılık ettiği sigorta poliçelerinin iptal edilerek kendi tarafından müstakil kurulan davalı şirket üzerinden yenilenmesini temin hususunda özel bir gayret gösterdiği, poliçeler iptal edilince sigorta şirketlerinin acentelerine ödediği komisyon tutarlarının da doğal olarak iade edilmek durumunda kaldığı ve davacı şirketin bu nedenle zarara uğradığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi heyeti de bu tutarları belirlemiştir. Davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden eylemleri neticesi davacı şirketin iptal edilip davalı şirket üzerinden yenilenen poliçelerden dolayı sigorta şirketlerinden aldığı komisyon tutarlarından mahrum kalması ve davalı şirketin kurucusu olan davalı …’ün davacı firma hakkında ortaya attığı şayialar ve söylentiler ile yaptığı davranışlar davacının maddi ve manevi zararını oluşturmaktadır. Davalının davacının müşterilerini kendisine transfer etme davranışları, 6102 sayılı T.T.K.’nun 55/1-b maddesinde sayılan davranışlarla örtüşmektedir. Her ne kadar davalının sigorta şirketlerinin vekalet ve yetkilerini aldıkları tarihin daha sonra olduğu yönünde ticaret sicil ilanları dosyaya sunulmuşsa da davalının müşteri transferine yönelik faaliyetlerine sigorta şirketlerinden yetki almadan önce başladığı kabul edilmek durumundadır. Zira dava dışı sigorta ettirenler açıkça poliçelerin davalı üzerinden yenilenmesini talep etmektedirler. Davacı üzerinden tanzim edilip iptal edilerek davalı dışındaki şirketler üzerinden yenilenen poliçelerin dökümü davalı tarafından sunulmakla birlikte zaten hesaplamalarda bu poliçeler nazara alınmamıştır. Davalı …’ün davacı ortaklığından ayrılma yönündeki dava açması üzerine davacı ortakların maaşlarını arttırarak davacı şirketi zarara uğratmaya çalıştıkları yönündeki iddia bu davada yargılama ve uyuşmazlık konusu olmadığı için nazara alınması mümkün olmayıp ,sonuç olarak davalılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş ,ilk derece mahkemesi kararı dosya içcriğine, usul ve yasaya uygun olup başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 2.049,30- TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 650- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.399,30-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2018