Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/681 E. 2018/365 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/681
KARAR NO : 2018/365
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2017
NUMARASI : 2014/1383 Esas- 2017/493 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 05/04/2018
İk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı arasında 01.10.2012 tarihli taşıma sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkil şirketin alt taşeron sıfatıyla yeterli miktarda tesis, makine, şoför, işçi ve taşıma araçları dahil tüm personeli sözleşme süresi boyunca sürekli hazır bulundurduğunu, ancak davalının sözleşme konusu işi 19.12.2012 tarihinde beklemeye almasını takiben ve “işe hemen devam olunacağı” şeklinde verilen sözlü taahhütler nedeniyle müvekkil şirketin, işi yapmak üzere hazır bulundurduğu personelin SGK pirimi ve ücret dahil tüm ödemelerini yaptığını, davalının sözleşme kapsamında müvekkil şirkete 286.114 ton balast taşıması yaptırmak ve bu işin bedeli olarak 6.812.374.34-TL ödeme yapmak taahhüdünde bulunmasına rağmen 13.10.2012-19.12.2012 tarihleri arasında müvekkiline sadece 33.000 ton balast taşıması yaptırarak 253.114- ton eksik taşıma yaptırması sonucu 1.818.862- TL kazanç kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 -TL kazanç kaybının, işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin bir ortak girişim olduğunu, İstanbul’da Marmaray projesi kapsamında Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı ile imza etmiş olduğu sözleşme çerçevesinde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin bu proje kapsamında davacı şirket ile 07.09.2012 tarihli Toprak İşleri sözleşmesi akdettiğini, sözleşme bedelinin 360.000- TL olup bu tutarın, 3 adet fatura karşılığı 344.621.19 TL olarak ödendiğini, Müvekkilinin, davacı ile 01.10.2012 tarihli ..Nakliyesi sözleşmesi akdettiğini, sözleşme bedeli 6.812.374.34- TL olup, 3 adet fatura karşılığında 949.353.43 TL nin ödendiğini, Müvekkilinin, davacı ile 01.10.2012 tarihli Kiralama Sözleşmesi akdettiğini, sözleşme bedelinin 2 adet loder için 524.000 TL olup, 339.684.81 TL fatura karşılığında ödendiğini, Müvekkilinin, davacı ile 30.01.2013 tarihli Halkalı Şantiyesi Toprak işleri sözleşmesi akdettiğini, sözleşme bedelinin 614.000 TL olup, 903.627.30 TL nin 3 adet fatura karşılığında ödendiğini, Müvekkilinin, davacı ile 08.03.2013 tarihli … Temini sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme bedelinin 4.300.000- TL olup, müvekkilince 18 adet fatura karşılığında 4.989.637.16- TL olarak ödendiğini, Davacının, müvekkil ortağa … temin edilen …i Madencilik şirketinin temin ettiği balast malzemesinin nakliyesini gerçekleştiren firma olduğunu, bu nakliye hizmeti 01.10.2012 tarihli sözleşme kapsamında gerçekleştirdiğini, ancak 2012 Kasım-Aralık ayında…firmasının maddi durumunun tamamen zayıfladığını, … firmasının borçlu olduğu firmaların müvekkil firmaya İİK md 89/1’e göre haciz ihbarnameleri göndermeye başladığını, bu çerçevede davacı firma ile toplantılar ifa edildiğini, dava konusu 01.10.2012 tarihli…. Nakliye sözleşmesinin revize edilerek yeni bir sözleşme akdetmeye karar verildiğini, … firmasının taahhüt ettiği işi yapamamasından dolayı davacı firmanın balast alımını MGM Mühendislik firması üzerinden sağladığını, nihayet son fasılda davacı firmayla hem balast temini hem de balast nakliyesini içeren 08.03.2013 tarihli 4.300.000 TL bedelli yeni sözleşme akdedildiğini,bu sözleşmenin eski sözleşmeleri hükümsüz bıraktığının sözleşmeye yazıldığını bildirerek davacının taleplerinin dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 01/10/2012 tarihli sözleşmenin 7.4. maddesinin 08/03/2013 tarihli sözleşmenin (E) maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 08/03/2013 tarihli sözleşmenin, 01/10/2012 tarihli sözleşmeyi tamamen ortadan kaldıran yeni bir sözleşme niteliğinde olduğu, 08/03/2013 tarihli sözleşme yapılırken, davacının 01/10/2012 tarihli sözleşmeden kaynaklanan haklarının olduğunu ve bu hakların saklı tutulduğuna ilişkin bir ihtirazi kayıt koymadığını, ikinci sözleşmenin imzalanması ile uygulanmaya başlandığı, bu şekilde önceki sözleşmenin de her iki tarafın arzusu ile sona erdiği, mali bilirkişi tarafından tanzim edilen rapora göre davalının davacıya ikinci sözleşmeden kaynaklanan tüm borçlarını ödediği, her iki tarafın arzusu ile sonlandırılan 01/10/2012 tarihli sözleşmeden dolayı davacının kar mahrumiyetinden kaynaklanan alacak talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, birinci sözleşmenin ayakta olduğunu bu durumdayken, ikinci sözleşmenin yapılması ile sona erdiği düşüncesi ve davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasındaki 01/10/2012 tarihli birinci sözleşmenin sadece taşıma sözleşmesi olduğunu, oysa ki 08/03/2013 tarihli ikinci sözleşmenin ise Balast (Mıcır) temini (alım-satım) sözleşmesi olduğunu, ikinci sözleşmenin birinci sözleşmeyi geçersiz kalmamış olmasının yanında ikinci sözleşmenin davalı tarafından yasal sürede dava dosyasına ibraz edilmemiş olması nedeni ile de delil olarak nazara alınamayacağını, 08/03/2013 tarihli ikinci sözleşmenin sadece önceki alım-satım sözleşmelerini geçersiz kıldığı- taşıma konulu birinci sözleşmeyi geçersiz kılmadığı ve bu anlama gelebilecek bir hüküm ihtiva etmediği iptal edilmiş olduğuna ve geçersiz kılındığına dair bir beyan veya söz sarf etmemiş olması ve ayrıca yasal sürede davaya cevap vermemiş olan davalının söz konusu ikinci sözleşmeyi ve hükümlerini delil olarak kullanma imkanının olmayışı ve dolayısıyla bilirkişi raporu ve davanın reddi düşüncesine dayanak yapılmasının yasal olarak mümkün bulunmayacağı nedenleri ile hükmün kaldırılması ve bilirkişi raporu ile hesap edilen ve arttırdıkları miktar üzerinden talep ettikleri kar mahrumiyetinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlığın özü taraflar arasındaki 01/10/2012 tarihli sözleşmenin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bunun belirlenebilmesi için de taraflar arasındaki 08/03/2013 tarihli sözleşmenin de analiz edilmesi gerekmektedir. Zira ikinci sözleşmenin birinci sözleşmenin yerine geçip geçmediği ya da birinciden bağımsız bir sözleşme olup olmadığı ancak ikinci sözleşmenin analizi ile mümkün hale gelecektir. Birinci sözleşmenin geçerli olduğu kabul edildiği takdirde bu takdirde davalının temerrütü (iddiası) kapsamında davacının hak ettiği bir alacak (kar mahrumiyeti – zarar v.s) olup olmadığı belirlenebilecektir.
Taraflar arasında bir çok sözleşme bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dayandığı 01/10/2012 tarihli Balast Nakliyesi olarak da ifade edilmiş olan Altyüklenici Sözleşmesinin 7.4. Maddesinde işleri bir süre durdurulması halinde altyüklenici konumundaki davacıya hiçbir isim altında ilave ödeme, tazminat v.s ödemesinin yapılmayacağı kararlaştırılmıştır. 9. Maddede de alt yüklenicinin ekipman, işçi ve malzemelerini eksiksiz tam olarak çalışır vaziyette hazır tutacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki 08/03/2013 tarihli Satınalma Sözleşmesi Balast Temini adlı sözleşmenin önsözler başlıklı E bendinde: “sözleşmede alıcı ile satıcı arasında işler hakkında yazılı veya sözlü olarak daha önce yapılan tüm sözleşmeler ve teati edilen tüm muhabere ve yazışmalar, teklifler ve diğer her türlü iletişim tümüyle geçersiz kılar ve onların yerine geçer.” ibaresi bulunmaktadır.
Bu durumda 2. sözleşmenin ismi ve konusu ne olursa olsun taraflar arasındaki önceki sözleşmelerin geçersiz kılınıp, yerine 08/03/2013 tarihli sözleşme konulduğu kabul edilmek durumundadır. 2. Sözleşmede davacının iddia ettiği gibi birinci sözleşmenin ayakta olduğu çıkarımını yapmaya imkan verecek bir sözleşme maddesi bulunmamaktadır. Bu durumda davacının taleplerinin taraflarca yeni bir sözleşmeyle geçersiz kılınmış önceki sözleşme kapsamında hukuken dinlenemeyecek talepler olduğu ortadadır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesi’nce verilen istinafa konu kararın usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalının 08/03/2013 tarihli ikinci sözleşmeyi sunmasının da iddia ve savunma kapsamında yer alan bir delilin sunulması kapsamında olduğu anlaşılmakla, ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun HMK 353/1/b/1 uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2018