Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/665 E. 2018/323 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/665
KARAR NO : 2018/323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2017
NUMARASI : 2014/1086 Esas 2017/109 Karar
TEMLİK ALAN/
DAVA : İtirazın İptali
KARŞI DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/03/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün asıl davada temlik alan davacı …Faktoring A.Ş. vekili ve karşı davada karşı davalı … A.Ş. vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin tüm dünya limanlarında gemilere deniz yakıtı satan bir şirket olduğunu, Türk bayraklı … isimli gemi kaptanının talep ve imzası ile müvekkili şirketin Cidde limanında bulunan acentesi … tarafından 18/05/2011 tarihinde 600 mt miktarlı Foul Oil 380 cst deniz yakıtı teslim edildiğini, akabinde de 107775 nolu 426.000 USD tutarlı satış faturasının 18/05/2011 tarihinde tanzim edilerek tebliğ edildiğini, ancak borçlu gemi donatanının yoluna devam edebilmek için kaptanın satın aldığı yakıt bedelinin tamamını vadesinde ödemediğini, borcun ödenmesi için çekilen ihtarlardan da bir sonuç alınamadığını, bu nedenle kanuni rehin hakkının paraya çevrilmesi yolu ile alacağın tahsili için Üsküdar… İcra Müdürlüğü’nün..Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun yakıtı teslim aldıktan 12 gün sonra yani Cidde limanından ayrılıp Singapur limanına vardıktan sonra yakıtın ayıplı olduğunu ileri sürerek bu nedenle yakıtın geri alınmasını aksi halde yakıtı boşaltıp kendisinin satacağını bildirdiğini, ancak müvekkilinin yakıttan alınmış numunelerin tahlil sonuçlarını görmeden herhangi bir ayıp iddiasını kabul etmediğini, dahası yakıtın ayıplı olduğu iddiasının yapılan analizler sonucu doğrulanamadığını belirterek davalı-karşı davacının takibe yapmış olduğu itirazın iptalini takibin devamını kötüniyetli itirazı nedeniyle %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA-KARŞI DAVA: Davalı -karşı davacı vekili sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı tarafından teslim edilen yakıtın ayıplı ve standart dışı olması nedeni ile gemide kullanılamadığını, geminin seferini tamamlayabilmek için yeterli yakıtı olmadığından yeniden yakıt almak zorunda kaldığını, bu amaçla normal rotasından çıkarak Salallah limanına uğradığını oysaki geminin gerçek rotasının Singapur olduğunu, davacıdan satın alınan yakıtın kullanılamayan Off-Spec/Efsaf dışı yakıt olması nedeni ile gemiden tahliye edilmesinin gerektiğini, bu nedenle müvekkilinin yakıtı geri boşaltım yöntemi ile iade almasını davacıya ihtar ettiğini ancak bu talebin geri çevrildiğini, bunun üzerine yakıtın müvekkilinin kendi imkanları ile ve masrafına da kendisi katlanmak sureti ile Singapur’da gemiden tahliye edildiğini,ayıbın … tarafından ayrı ayrı düzenlenen analiz sonuçları ve…tarafından düzenlenen gözlem raporu ile tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilinin yakıt bedelini ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, ayıp nedeni ile müvekkilinin BK’nın 227. maddesinden kaynaklanan seçimlik hakkını kullanarak yakıtı geri vermek istediğini, ayıp ihbarınında süresi içerisinde yapıldığı nedeni ile asıl davanın reddine, ayıplı yakıt nedeni ile geminin normal rotasından sapmak zorunda kalması ve ilave yakıt tedariki için ödediği bedeller ile malın tahliyesi ve bu süre zarfında kaybedilen zaman dolayısıyla müvekkilinin zarara uğradığını iddia ederek karşı dava yolu ile geminin Singapur limanına gidecekken yeniden yakıt almak için rotasından saparak Salallah limanına uğramak zorunda kalmasından dolayı burada geminin 5 gün süre ile beklemeden kaynaklanan günlük 22.000- usdden 110.000- usd kira bedelinin, Salallah limanında ödenen 2.858- usd liman ve acente ücretinin ayıplı yakıtın tahliyesi ve yeni yakıt alımı için harcanan 8 günlük sürenin gemi kira bedeli olan 176.000- usd nin, davacıdan tedarik edilen yakıt miktarı 600 metrik ton olduğu halde Sallallah limanında gemiden 634 metrik ton yakıt tahliyesi yapıldığını, bu durumda müvekkilinin 34 metrik tonluk yakıt kaybı olduğunu ileri sürerek bundan kaynaklanan 124.140- usd zararın, geminin Singapur’da yeniden yakıt alımı için beklerken yapılan 4.805- usd masraf kaleminden oluşan toplam 317.803- usd zararın ortaya çıktığını, davacıdan satın alınan ayıplı yakıtın ise 248.217- USD’ye satıldığını bu tutarın 317.803- usd zarardan takas mahsup edilerek geriye kalan 69.585,72- usd’nin dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davacı -karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi;tüm dosya kapsamına göre,yakıtın 18.5.2011 tarihinde kaptanın talep onayı ile gemiye teslim edildiği, teslim edilen 600 m/t yakıtın kullanım sonucu ortaya çıkabilen gizli ayıplı olduğu, ayıbın ortaya çıkmasından sonra davalı-karşı davacının 26.5.2011 tarihinde e-posta yolu ile ayıbı davacıya bildirdiğini, Cidde limanında yakıt tedarikinden önce bir sorunun yaşanmamış olması, yakıt alındıktan sonra sorunun başlaması, başka kuruluşlardan da yakıt temin edilmemiş olması ve davacının tedarik ettiği yakıtın teknik spesifikasyonlara uygun olmadığını gösteren analiz raporları nazara alınarak yakıtın standart dışı yakıt olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, yine davalı tarafından ibraz edilen jurnal kayıtlarınında bu hususu doğruladığını, davacının yakıt bedelini talep hakkı bulunmadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı dava yönünden ise ; eBK 205/3 maddesine göre davalı-karşı davacının doğrudan zararları talep edebileceği gibi BK 96. maddesine göre, borcun gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle müspet zararları da talep edebileceği, 5 günlük kar kaybı zararının 110.000-usd, demiryeri işgaliye bedeli ve liman masrafının 2858-usd, kullanılmayan yakıt maliyeti bedelinin 246.000-usd, Singapur’da 8 günlük bekleme bedelinin 176.000-usd, Singapur liman bekleme masrafının 4.805-usd ve toplam zararın 295.285-usd olduğunu bu zarardan kullanılmayan yakıt bedeli olan 246.000-usd çıkarıldığında talep edilmesi gereken davalı-karşı davacı zararının 49.285,40-USD olduğunu ,bu miktarın tahsili gerektiğinden karşı davanın kısmen kabulü ile 49.285,40-USD tazminatın davacı-karşı davalı … AŞ den tahsiline karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Temlik Alan Davacı karşı davalı … Faktoring AŞ vekili;(asıl davanın reddine ilişkin kısma ilişkin olarak ) 3. bilirkişi raporunun iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için alındığını ancak itiraz ve çelişkilerle ilgili hiç bir değerlendirme içermediğini, taraflarca sunulan delillerin hatalı olarak değerlendirildiğini, alınan yakıt numuneleri üzerinde inceleme yapılmadığını, 13.5.2011 tarihli Sales Confirmation adlı belgenin yakıt kalitesi ile ilgili alınan numunelerin yakıt kalitesi ile ilgili uyuşmazlıklarda yegane delil olduğunu, buna rağmen bu hususun göz ardı edildiğini, Yargıtay HGK’nun kararına göre e-posta mesajlarının ayıp ihbarı için delil olamayacağını, diğer yandan ihbarın geçerli olması için satıcıya ulaşması gerektiğini bu yönde delil bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde olması halinde bile ayıptan kaynaklanan hakların zamanında kullanılmadığını, ayıp nedeniyle indirim yapılacak miktarın inceleme gerektirdiği halde bu yönde bir inceleme yapılmadığını, davalı-karşı davacının ayıplı malı kendi belirlemiş olduğu fiyattan satmasının söz konusu olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2- Karşı davada Davalı …. A.Ş. vekili; mahkeme hesap incelemesi ve bilirkişi raporu almaksızın karşı davada davacının sunduğu fatura ve emsal kabul edilecek belgelerin varlığına istinaden zarar kalemini peşinen kabul ettiğini, mahkeme kararının taraflı subjektif değerlendirme içerdiğini, ayıbın varlığının hatalı tespit edildiğini, yanlış kanun hükümlerine göre değerlendirme yapıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararına karşı katılma yolu ile istinaf yoluna başvurmuştur.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, asıl davada gemiye alınan yakıt bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup; karşı dava, gemiye alınan yakıtın ayıplı olduğu iddiası ile açılan doğrudan zararlar ile müspet zararların tazmini istemine ilişkindir.
Uygulanması gereken eBK 96. maddesine göre alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifade edemediği taktirde borçlu kusurlu olmadığını ispat etmedikçe bu yüzden doğacak zararları ödemekle yükümlü olduğu belirtilmektedir. Yine eski BK 205/3. maddesine göre, satıcının alıcıya ayıplı mal teslim etmesi nedeniyle doğrudan doğruya oluşan zararları ödemekle yükümlü olduğu belirtilmektedir. Somut olayda ilk derece mahkemesince alınan 12.12.2016 tarihli uzlaştırmacı rapor, e-posta yazışmaları, jurnal kayıtları, dosyadaki numune kayıtları, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalıya satılan gemi yakıtının gemide kullanılamayacak vasıfta olduğu yakıtın laboratuvar incelemesi veya kullanılması sonucu anlaşılabilecek gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalı-karşı davacının yazılı e-posta masajları ile ayıbı süresinde davacıya ihbar ettiği, yakıtın 18.5.2011 tarihinde gemi kaptanının talep ve onayı ile gemiye teslim edildiği,bizzat kaptanın onay imzası bulunduğu, numune verilerinin tek başına yakıtın ayıplı yada ayıpsız olduğu yönünde kanaate uluşmak için yeterli olmadığı, Cidde limanında yakıt tedarikinden önce gemide bir sorun yaşanmaması, yakıt alındıktan sonra sorunların başladığının jurnal belgesi ile sabit olduğu, başka kuruluşlardan da yakıt tedarik edilmediği, yine davacı tarafından tedarik edilen yakıtın teknik spesifikasyonlara uymadığı yönündeki analiz raporları birlikte değerlendirildiğinde davacının satmış olduğu yakıtın ayıplı olması nedeniyle davacının yakıt bedelini talep edemeyeceği hususundaki tesbitlerinde isabetsizlik bulunmayıp ,temlik alan davacı vekilinin raporlar arasında çelişki bulunduğu ,ayıplı olduğunu ileri sürdüğü yakıtı kendi belirlediği bedel üzerinden satamayacağını ileri sürmekte ise de alınan tüm bilirkişi raporlarında yakıtın ayıplı olduğu hususunda mutabakat olup somut olay bakımından yakıtın ayıplı olması nedeniyle geminin rotasından ayrılmak zorunda kaldığı gerçeği karşısında ve geminin seyrine devamı için yeniden yakıt alımının zorunlu bulunması nedeniyle yakıt tanklarının boşaltılması gerektiğinden mahallinde satılabilecek fiyattan satıldığının kabulü gerektiği ,düşük fiyatla satılmış olsa dahi satıcının bu sonuca kusurunun neden olduğu gözetilerek ,davacının kendi kusuru nedeniyle oluşan bu zarara katlanması gerektiğinden asıl davada temlik alan davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir.
HMK 348. maddesine göre, istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen karşı taraf başvuru hakkı bulunmasa ve başvuru süresini geçirmiş olsa bile vereceği cevap dilekçesi ile katılma yolu ile istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda asıl davanın davacısı …Tic. A.Ş’ asıl davadaki alacağını … Factoring A.Ş.ye temlik etmiş olup ,karşı davalının asıl davada taraf sıfatı kalmamıştır. Karşı davada ki karşı davalı konumu ise devam etmektedir.Asıl davanın davacısı .. . Faktoring AŞ olup davalısı ise …. A.Ş olduğu, karşı davanın davacısı … A.Ş. ve davalısı ise …c. A.Ş. bulunmaktadır. Yasal sürede istinaf yoluna başvuran asıl davanın davacısı .. Faktoring AŞ olup ;katılma yoluyla istinaf hakkı bulunan karşı taraf asıl davanın davalısı . …AŞ olacaktır. Karşı davalı … A.Ş. Vekili ‘ne 24.7.2017 tarihinde gerekçeli karar tebliğ edilmiş olup ; HMK nun 104.maddesine göre karşı davalının karşı davaya yönelik olarak hükmü adli tatilin bittiği tarihten itibaren bir hafta süre içinde istinaf hakkı bulunmaktadır. Bu süre içinde kanunyoluna başvurmayan karşı davalı vekili 22.9.2017 tarihinde asıl davada ki temlik ettiği alacağının davacısı ..Faktoring AŞ vekilinin istinaf dilekçesinin kendisine tebliğini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesi talebi kabul ederek tebligatı sağlamış ve aynı tarihte karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesini sunarak harcını ikmal etmiştir.Asıl davada temlik gerçekleşmeseydi davacı safında karşı davalı bulunacağından asıl davanın davacısının istinaf başvurusuna karşı davalı katılamaz. Katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmayan karşı davalı …..AŞ bakımından istinaf başvurusunun HMK 346/1 gereğince usulden reddi gerektiği ve keza, asıl davada mehil vesikasının 31.07.2017 tarihinde alınmış ise de dava dosyasının 14.09.2017 tarihinde Daireye gönderildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün.. sayılı dosyasından verilen mehil vesikasının geçerlilik süresinin dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği tarihten başlayarak 90 gün olduğu,mehil vesikasının daireye 21.12.2017 tarihinde gönderildiği anlaşılmakla talep tarihi itibariyle 90 günlük sürenin geçirilmesi nedeniyle icranın geri bırakılması kararınında kaldırılmasına karar verilmiştir.Asıl davada hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından reddine ,karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- Asıl davada temlik alan davacı .. Faktoring A.Ş. ‘nin istinaf başurusunun H.M.K.’nun 353-b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE,
2- Karşı davada karşı davalı … A.Ş. Vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 346/1 maddesi gereği USULDEN REDDİNE,
“Dairemizce 21.12.2017 tarihli davacı … Faktoring A.Ş. yönünden verilen tehiri icra kararının süresinde mehil vesikası ibraz edilmediği anlaşılmakla kaldırılmasına, “
Asıl davada alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından temlik alan davacı tarafından yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL harcın temlik alan davacı dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karşı davalı . … A.Ş. tarafından yatırılan 1.530,50- TL peşin istinaf karar harcının talebi halinde karar kesinleştiğinde iadesine,
İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
Asıl dava yönünden H.M.K.’nun 362/1 maddesi gereği iki haftalık, karşı davada H.M.K.’nun 346/2 maddesi gereği bir haftalık süre içerisinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 29/03/2018