Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/664 E. 2018/83 K. 31.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/664
KARAR NO : 2018/83

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2016
NUMARASI : 2014/487 Esas 2016/567 Karar
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/01/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulune ilişkin verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili, davalı ve dava dışı …Tic. San. Ltd arasında 24/12/2008 tarihinde bir sözleşme imzalandığını, sözleşme ile müvekkilinin belirli periyotlarla kullanması şartıyla “….” yeni ismi “… ..” olan Gulet’in davalı … adına satın alınmasını sağlamak amacıyla sözleşmede kararlaştırdığı şekilde geminin satıcısı olan dava dışı … Şirketi emrine 09/02/2009 keşide tarihli 150.000 euro bedelli çek keşide ettiğini, yine geminin satın alınması için davalı … emrine de 09/02/2009 keşide tarihli 50.000 euro bedelli çekin keşide edilerek borç olarak verildiğini, müvekkili tarafından verilen bu alım satım bedelleri karşılığında davalının gemiyi satın alıp, gemi sicilinde kendi adına tescil ettirdiğini, sicil kaydı üzerine de müvekkili lehine 200.000 euro bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin sözleşmede taahhüt ettiği tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak davalının sözleşmenin 5. maddesine göre yüklenmiş olduğu edimini yerine getirmediğini kararlaştırılan tarihlerde bildirimde bulunmalarına rağmen gemiyi müvekkilinin kullanımına bırakmadığını, sözleşmenin 11/2 maddesi gereğince temerrüde düştüğünü, bu aşamadan sonra müvekkilinin davalıya 11/08/2009 tarihinde bir ihtarname daha göndererek sözleşmeye aykırı hareketi nedeniyle geminin finansman bedeli olarak ödemiş olduğu 150.000 euro ile kredi bedeli olarak ödediği 50.000-euronun iade edilmesini, geminin de bağlama limanına getirilmesini, aksi halde ipotekli takibe geçileceğini ihtaren bildirdiğini, buna karşılık davalının sözleşmeye aykırı hareketini sürdürerek müvekkilinin muaccel hale gelen alacağını ödemekten kaçındığını, bu sebeple müvekkili tarafından alacağın faizi ile tahsili için İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı biçimde borca itiraz etmesi sonucunda takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; taraflar arasında kurulan sözleşmenin 5.maddesi ile davacının müvekkilinin maliki olduğu Gulet’i 150.000 euro bedel ile her yıl 11 hafta kişisel amaç için kullanmasının kararlaştırıldığını, buna göre davacının Gulet’i kullanacağı tarihleri her yılın 01 Şubat tarihine kadar müvekkiline bildirmesi gerektiği, aynı maddenin 4.bendinde de Gulet’in davacı tarafından kullanıldığı süre içinde benzin, su, mürettebat yeleği, temizlik vs masrafların davacı tarafından karşılanacağının taahhüt edildiğini, davacının 14/01/2009 tarihli e-posta ile Gulet’i 23/05/2009 ile 05/06/2009 tarihleri arasında, 27/06/2009 ile 10/07/2009 tarihleri arasında, 08/08/2009 ile 04/09/2009 tarihleri arasında ve 26/09/2009 ile 09/10/2009 tarihleri arasında kullanmayı talep ettiğini müvekkilinin elektronik posta ile bu talepleri kabul ettiğini bildirdiğini ancak davacının sonradan kullanım tarihlerini değiştirip yada iptal ettiğini, müvekkilinin Gulet’in sözleşmenin 5/4 maddesine uygun şekilde Kalkan’a götürülmesi ve burada kullanılmasını sağlayacak toplam 10 haftalık yakıt masrafı olan 900 Euronun kendisine ödenmesi halinde hazır edeceğini davacıya bildirdiğini, ancak davacının söz konusu meblağı ödemekten kaçındığını, davacının 25/06/2009 tarihinde müvekkiline yeni bir yazı gönderdiğini, müvekkilinin de cevaben teknenin satışının gerçekleşmemesi halinde talep edilen tarihte davacının kullanımına sunulacağını beyan ettiğini, buna rağmen davacının istediği tarihte yani 08/08/2009 tarihinde Gulet’i teslim almak için gelmediğini ve 11/08/2009 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin Gulet’in kullanılmasını engelleyeceği bir eyleminin olmadığını, e-posta içeriklerinden de anlaşıldığı üzere davacının kendisine önceden bildirdiği kullanım tarihlerinde sürekli değişiklik yaptığını bu şekilde müvekkilinden sözleşme dışı taleplerde bulunduğunu, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu ileri sürerek tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi, iddia savunma alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki 24.12.2008 tarihli sözleşmenin 5. maddesine göre davacının tekneyi münhasıran kullanma hakkının 11 hafta olarak kararlaştırıldığını davacının kullanacağı tarih aralığını her yılın 1 şubat tarihinden önce davalıya bildirmesi gerektiğini, buna karşılık tarafların muvafakati ile bu tarihlerin sonradan değiştirilmesininde mümkün olduğunu, davacının tekneyi kullandığı dönemde yakıt ve kalkan marina ve liman giderleri dışındaki tüm giderlerin davalıya ait olduğunun kararlaştırıldığını, davalının sözleşme ile üstlendiği edimlerini ihlal etmesi halinde davacının davalıyı temerrüde düşüreceğinin ve temerrüt halinde sözleşmenin feshedileceğinin kararlaştırıldığını, fesih tarihine kadar faiz ile finansman ve kredi tutarının muaccel hale geleceğinin belirtildiğini, taraflar arasındaki posta yazışmalarına göre, davacının tekneyi kullanacağı tarihi davalıya bildirdiğini davalının bildirilen tarihleri kabul etmediğini ancak davacının kullanım tarihlerini sonradan değiştirdiğini, davalının 5.8.2009 tarihli e-posta mesajına göre tekneyi teslim etmek için istemiş olduğu tekne sigortası, mürettabatın birikmiş maaşı, teknenin seyri ve seyir sonrası için limana dönmesi için gereken yakıt giderleri, kalkandaki liman ve vergi masraflarının davacının yükümlülüğünde olmadığını, bu sebeplerle teknenin teslim edilmemesinin sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu öte yandan teknenin teslim edilmek üzere hazır edildiğinin davalı yanca ispatlanamadığı ve davacının talebi ile bağlı kalınmak şartıyla davanın kısmen kabulü ile toplam 192.233,10 usd üzerinden itirazın iptaline davalının %40 oranında tazminat ile mahkum edilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili İlk Derece Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne karar vermesinin hatalı olduğunu, 14.12.2016 tarihli karar oturumundaki imzalı beyanlarının davadan kısmen feragat anlamına gelmediğini, YİBGK nun 22.5.1987 tarihli kararında bu hususun açıkça zikredildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE : İstinafa konu hüküm taraflar arasında akdedilen 24.12.2008 tarihli sözleşmenin 5. maddesinin davalı tarafından ihlali nedeniyle finansman olarak ve kredi olarak verilen bedelin icra takip yolu ile tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Esasen davanın kısmen kabulune ilişkin hüküm davalı tarafça istinaf edilmemek suretiyle sözleşmenin feshi ile davacı tarafça ödenen bedellerin iadesi gerektiği hususunda bir çözümü gereken bir ihtilaf kalmamıştır.HMK 355/1 gereği incelenmesi gereken husus davacı vekilinin karar verilmesini istediği miktara ilişkin imzalı beyanı dışında daha fazla bir miktara hükmedilip edilemeyeceği noktasındadır.
Davacı vekili İlk Derece Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne karar vermesinin hatalı olduğunu 14.12.2016 tarihli karar oturumundaki imzalı beyanlarının davadan kısmen feragat anlamına gelmediğini, YİBGK nun 22.5.1987 tarihli kararında bu hususun açıkça zikredildiğini belirtmektedir.
Gemi ipoteği 200.000 euro üzerinden kurulmasına rağmen Davacı vekili davada ve takipteki taleplerini usd ye çevirmek suretiyle yapmıştır.Son bilirkişi kurulu 6.9.2016 tarihli raporunda 200.000 euro alacağın 16.2.2009 tarihli çapraz kur değerlerine göre 191.415 usd ettiği ,takip tarihine kadar işleyen faiziyle birlikte alacağın 192.233,10 -usd ye ulaştığı hesaplanmış ,bilirkişi raporunun davacı vekiline 26 eylül 2016 tarihinde tebliğ edildiği ,davacı vekilince rapora itirazda bulunulmadığı ve 14.12.2016 tarihli karar oturumunda ;bilirkişi raporuna herhangibir itirazları bulunmadığını , 191.415 usd asıl alacak ile 818,10 usd işlemiş faiz üzerinden davanın kabulune karar verilmesi talep edilmiş ve bu beyan davacı vekilince imzalanmıştır.
Davacı vekilinin 14.12.2016 tarihli karar oturumunda bilirkişi raporunda tespit edilen 191.415-usd asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı 818,10 usd alacağa hükmedilmesi talebi üzerine ilk derece mahkemesi bu beyanı esas alarak davanın kısmen kabulune karar verilmiş olup ;HMK 26.maddesinde ;hakimin tarafların talep sonucu ile bağlı olduğu; ondan fazlasına yada başka bir şeye karar veremeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Davacı vekilinin bu beyanı talebin daraltılması mahiyetinde olup ;Hakimin bu talebin dışında dava dilekçesinde talep edilen miktara hükmetmesi imkanı bulunmadığından 22.5.1987 tarih ve 1986/4 E ve 1987/5 K sayılı içtihadı birleştirmeye konu olayın Murisin muvazaası nedeniyle iptal davası açması gereken kişinin Tenkis davası açması halinde İptal davası açmadan feragat anlamına gelmediğine ilişkin tespit olduğu, somut olaya uygulama imkanı bulunmadığı sonucuna varılmış ,verilen hükümde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 31/01/2018