Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/652 E. 2018/292 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/652
KARAR NO : 2018/292
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/03/2017
NUMARASI : 2014/873 E. – 2017/289 K.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalılara karşı başlatılan Bakırköy .. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibe itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, taraflar arasında 25/03/2007 tarihli şirket hisse devir sözleşmesi imzalanarak … Ticaret A.Ş’nin hisselerinin davalılara devredildiğini , sözleşmede davacıların satıcı, müvekkil şirket yetkililerinin ise alıcı sıfatı taşıdığını, sözleşmenin 6. maddesinde “Satıcı şirket hakkında açılmış ya da mutabakat ile sulh olunmamış davaların(iş, alacak, icra takibi, ceza davası, tazminat vs.) sorumluluğunu kabul eder” hükmünün bulunduğunu, müvekkili şirket aleyhine Şengül Bolat tarafından işçilik alacakları ve tazminat taleplerine ilişkin dava açıldığını, Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 25/06/2013 tarih, 2012/677 Esas, 2013/474 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın onandığını ve takibe konulması üzerine Bakırköy 7. İcra Dairesinin 2013/11125 Esas sayılı dosyasında 16.632,37-TL yi ödemek zorunda kaldıklarını, davalıların 25/03/2007 tarihli sözleşme ile müvekkili şirket hakkında açılan davaların sorumluluğunu kabul ettiklerini, davalıların sorumluluğunda olan 16.632,37-TL yi ödediğinden tahsili için takip başlattığını, davalıların itirazının haksız olduğunu belirterek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı .. ve …, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, husumet itirazında bulunduklarını zira 25/03/2007 tarihli sözleşmenin ancak taraflar arasında hüküm ifade edeceğini, 25/03/2007 tarihli sözleşme tarihinde geçerli bulunan 818 Sayılı Yasanın 126/4 maddesi gereğince zamanaşımı süresinin dolduğunu, 25/03/2007 tarihli sözleşmenin 2. maddesinde “Şirketin 01/04/2007 öncesi aktif ve tasfiyesi başlığı altında 4. Bentte alıcı başhemşire, hastane müdürü, muhasebe müdürü dışındaki tüm çalışanların hastanede çalıştıkları döneme ait kıdem, ihbar tazminatlarını ve iş kanunundan doğan talep haklarını üstlenmeyi kabul eder” düzenlemesinin bulunduğunu, şirket hisselerinin devrinden sonra çalışmaya devam eden kişiler ile ilgili müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının iddia ettiği 6. maddesindeki sorumluluğun doğabilmesi için hem sözleşmenin imzalandığı tarihten önce açılmış bir davanın bulunması hemde sözleşmenin tarafı olan alıcılar tarafından bir ödeme yapılmak zorunda kalınmış olması gerektiğini, Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2012/677 Esas sayılı dosyanın sözleşmeden sonra açıldığını, davacının sözleşmede taraf olmadığını, sözleşmede taraf olan şahıslara karşı açılmış bir dava ve talep bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, diğer davalıların cevap dilekçesindeki aynı beyanları dile getirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, sözleşmenin 6. maddesinde “Şirket hakkında açılmış ya da mutabakat ile sulh olunmamış davaların(iş, alacak, icra takibi, ceza davası, tazminat vs.) sorumluluğunu kabul eder” hükmü bulunmasına karşın yine sözleşmenin 2. maddesinin IV. Bendinde ise “Alıcı baş hemşire, hastane müdürü, muhasebe müdürü dışındaki tüm çalışanların hastanede çalıştıkları döneme ait kıdem, ihbar tazminatlarını ve iş kanunundan doğan talep haklarını üstlenmeyi kabul etmiştir” hükmü içerdiğini, davacının talep ettiği alacağın ise, şirket çalışanı Şengül Bolat tarafından açılan işçi alacağına ilişkin bir talep olduğu, Şengül Bolat’ın da şirkette laborant olarak çalıştığı, sözleşmenin 2/IV. maddesi dikkate alındığında tazminat yükümlülüğünün alıcı tarafından üstlenildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili, …’ın 06/10/2006 tarihinde Bakırköy 4. İş Mahkemesi’nin 2006/2730 Esas sayılı dosyasında işçilik alacağına ilişkin olarak şirket aleyhine dava açtığını, davacı şirketin şirket pay devri sözleşmesinin tarafı olmasa da sözleşmeyi etkileyen ve doğrudan ilgili sıfatıyla mali yükümlere muhatap olduğundan dava açmasının ve talepte bulunmasının gerektiği, mahkeme hükmünün kendi içinde çeliştiği, önce sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle talep hakkının bulunmadığı belirtilmesine rağmen daha sonra sözleşme uyarınca tazminat yükümlülüğünün alıcı da olduğunun kabul edildiği, bilirkişi raporlarından ayrılınmasının gerekçesinin oluşturulmadığını, sözleşme serbestisi ve tüzel kişinin yaptığı ödemelerin değerlendirilmediğini, sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca açılmış bulunan davalardan dolayı sorumluluğun satıcıya ait olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada dayanılan sözleşme, payları devreden ve devralan gerçek kişiler arasındadır. Bununla birlikte sözleşmenin temel amacı ve tarafların ortak iradesinden (tüzel kişiliğin kendisini meydana getiren gerçek kişilerden bağımsız hak ve fiil ehliyeti olduğu gözetildiğinde) sözleşmede yer alan hak ve yükümlülüklerde alıcı konumunda yer alan şahısların şahsen sorumlu olmayacakları, ortak oldukları şirketin hak ve borç sahibi olmasını kastettikleri kabul edilmelidir. (Şirketten alacaklı olan şahıslar devralan ortaklara değil, şirkete karşı talepte bulunacaklarına göre) Şirketin de kendisine sermaye koyan-ortak olan şahısların yaptığı sözleşmelerden dolayı hak ve fiil ehliyetine sahip olduğu gözetildiğinde sözleşmeden doğan borçların yükümlüsünün şirket olması nedeniyle davacının talep hakkının olduğu kabul edilmelidir.
Bakırköy… İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında yapılan takibin dayanağı olarak taraflar arasındaki 25/03/2007 tarihli şirket devir sözleşmesinin 6. Maddesindeki sorumluluk şartı gerekçe gösterilerek davacı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında ödenen bedelin rücu istemi olduğu belirtilmiştir.
Bakırköy 7. İcra Dairesinin 2013/11125 esas sayılı takip dosyasının ise davacı şirketin işçisi olduğu anlaşılan 3. Şahsın davacı aleyhine açtığı işçilik alacaklarının tazmini yönündeki Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 25/06/2013 tarih ve 2012/677 E-2013/474 K sayılı davada verilen kararın icrasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki şirket hisselerinin devrine ilişkin sözleşmenin 6. Maddesinde “satıcı, şirket hakkında açılmış ya da mutabakatla sulh olunmamış davaların (iş, alacak icra takibi, ceza davası, tazminat vs) sorumluluğunu kabul eder.” düzenlemesi bulunmaktadır. Taraflar arasındaki (davacı şirketin paylarını devralanlarla-devredenler) devir sözleşmesindeki konumlarına göre davacı alıcı, davalılar ise satıcıdırlar (aslında davacı şirket-tüzel kişilik sözleşmede taraf olmayıp, davacının ortakları-hisse sahipleri sözleşmede alıcı konumundadır.)
Davanın çözülebilmesi için davacının takip konusu yaptığı alacağın dayanağının mahiyetinin incelenmesi gerekmektedir. Dava konusu alacağın kaynağı olan İş Mahkemesindeki davada davacı olan şahsın laboratuvar sorumlusu olduğu ve alamadığını düşündüğü ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti alacağı, milli-dini bayram ücreti alacağını talep ettiği davanın da devir sözleşmesinden önce 06/10/2006 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda davacının icra takibi ile ödediği ve davalılardan talep ettiği dava konusu alacağın, 25/03/2007 tarihli sözleşmenin, 6. açılmış davalar başlıklı kısmında düzenlendiği, bu maddede belirtilen “satıcı, şirket hakkında açılmış ya da mutabakatla sulh olunmamış davaların (iş, alacak icra takibi, ceza davası, tazminat vs) sorumluluğunu kabul eder.” düzenlemesi kapsamında satıcı konumunda olan davalıların sorumlu olduğu kabul edilmek durumundadır.
Davacının paylarını alan gerçek şahıslar ile davalılar arasındaki pay devir sözleşmesinin 2-IV maddesindeki düzenlemenin sözleşme tarihinden sonra doğacak talep haklarına yönelik ayrı bir düzenleme olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak dava konusu icra takibine konu edilen alacağın, davalıların satıcı konumunda yer aldıkları şirket devir sözleşmesi olarak adlandırılan sözleşmenin 6. Maddesi kapsamında sözleşme tarihinde açılmış bir davadan kaynaklanan alacağa istinaden davacı şirketin ödediği bedelin tahsili amacıyla yapılan icra takibine konu olduğu, davalıların sorumlu olmadıklarına ilişkin savunmanın yerinde olmadığı anlaşılmış olmakla davanı kabulü gerekirken mahkemece reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmekle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü ile itirazın iptaline ,davacının ödediği tutar likit bir tutar olduğu için haksız itiraz nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2017 Tarih 2014/873 Esas 2017/289 Karar sayılı hükmün HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın KABULÜNE; Bakırköy . İcra Müdürlüğünün .. sayılı takip dosyasında vaki davalıların itirazının İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali ile takibin 16.632,37 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren davacı talebini aşmamak üzere yasal faiz işletilerek takibin devamına ,
%20 oranında hesaplanan 3.326,47 TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsiliyle davacıya ödenmesine,”İlk derece yargılamasına ilişkin olarak ;
Alınması gereken 1.136,15- TL harçtan davacı tarafından icra ve mahkeme veznesine yatırılan toplam 284,05- TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 852,10- TL harcın davalılardan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekili için takdir olunan 2.180- TL nispi vekalet ücreti ve ödenen 313,05-TL peşin harç toplamı ile davacı tarafından yapılan 1.000- TL bilirkişi ücreti ve 415,40 TL teb.-posta vs olmak üzere toplam 1.415,40- TL yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının (31,40-TL) istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2018