Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/651 E. 2018/287 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/651
KARAR NO : 2018/287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İLK DERECE MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/1060 Esas- 2016/1093 Karar
TARİHİ : 26/12/2016
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde davanın reddine ilişkin hükmün davacılar vekilince istinafı üzerine rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkillerinin 1997 yılından beri Türkiye’de … 6,6 GF %25 takviyeli ısı bariyerleri konusunda sektörde öncülük eden ve iç ve dış pazarda saygınlık kazanmış şirketler olduğunu, davalılardan …’ın davalı … şirketinin kurucusu ve yöneticisi olmasına rağmen kayıtlarda görünmediğini,kurulan bu şirkete ait internet sitesinde davacılara ait Know-how bilgileri, ticari isim ve çevresini kullanarak davacı şirketlerin ithal ettikleri makinelerin ve kalıpların aynısını aynı yerden ithal edip ısı bariyerlerinin üretimini yaptığını ve müvekkili şirketlerin müşteri çevresine sattığını, ayrıca davalı şirketin internet sitesinde davacı şirketin bilgileri, katalog ürün kodları hatta iletişim bilgilerinin de kopyalanarak ticari teamüle ve TTK 54 vd. maddelerine aykırı davranıldığını iddia ederek, davalı …’ın davalı şirket yetkilisi olarak görülmese de çıkarttığı kartvizit ve mail çıktılarına göre davalı şirket müdürü olduğu gibi, müvekkili şirketin müşteri portföyünde yer alan şirketlere fiyat teklifinde bulunduğunu, davalının eylemlerinin haksız rekabet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, davalı …’ın faaliyetleri sonucu davacı şirketin ürün fiyatlarında yaklaşık % l5 indirime gitmesine sebebiyet verdiğini, davranışların haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinin tespitine ve önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkillerinden …’ın 2003-2012 yılları arasında plastik ham madde üretip geliştiren dava dışı .. Türkiye AŞ, de teknik müdür olarak çalıştığını, davacıların bu firmadan Polyamid maddesi satın aldığını, davacılarla …’ın bu nedenle tanıştığını, müvekkili …’ın ısı bariyerlerinin üretimi ve tedariki/vs konularda sektörde bilinen bir kişi olduğunu, davacı şirket yetkilisi …’ın şahsen …’dan teknik destek istemesi sonucu …Türkiye AŞ’nin bilgisi dahilinde, danışmanlık hizmet sözleşmesi ve iş akdi olmadan davacılara teknik destek verdiğini davacılar adına …’ın yurt dışı fuarlarına katıldığını ve gerekli birimlere bilgilendirme yaptığını, …’ın, …’ın iletişim kurduğu İtalyan firmasından 4-5 adet kalıp ve makine alarak Türkiye’de ısı bariyeri üretmeye başladığını,bu sürece diğer davalıların dahlinin olmadığını, 2012 yılında …’ın …’dan ayrılarak …. Ltd Şirketi’nde çalışmaya başladığını, davacıların bu şirketten hammadde almaya başladıklarını, akabinde Çinde ki üreticiden kalıp ve makine satın aldığını, hem İtalyan hem de Çinli üreticilerden satın alınan makine ve kalıpların sadece davacı şirkete özel üretilmediğini, dünyanın her yerinde profil üretmek isteyenlere satılan kalıp ve makineler olduğunu, 2014 yılında davalı şirketin de içinde olduğu 3 şirketin …’dan teknik destek istediğini, …’ın yine çalıştığı şirketin bilgisi dahilinde bu kez davalılara teknik destek verdiğini, İtalyan ve Çinli firmalardan fiyat teklifi alıp daha ucuzunu Çinli bir üreticiden kalıp ve makine alarak iç pazarda üretmeye başladığını , davalı şirketin 2014 yılı eylül ayında kurulup Çinli üreticiden aldığı makine ve kalıpların 09/02/2015 tarihinde giriş yaptığını ve 04/06/2015 tarihinde ilk satışını yaptığını, bu arada davacı şirketin müvekkili şirketle irtibat kurarak ortaklık yapmak istediğini bu olmayınca davalı şirketin üretim yapmasını engelleme çabasına girdiğini, bu arada …’ın … ile iletişime geçerek müvekkili şirkete teknik destek vermemesi için ikna etmeye çalıştığını bu amaçla …’ın çalıştığı K.D,…n şirketi ile iletişime geçtiğini ve Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı 2015/20876 Soruşturma Dosyasında 6102 sayılı kanuna muhalefetten dolayı suç duyurusunda bulunduğunu,müvekkili …’ın davacı şirketin ticari sırlarını bilmediğini, bunun için davacı şirketlerin yöneticisi olması ve müşteri listesinin elinde olmasının gerektiğini, müvekkili …’ın sadece makinelerin kurulması ve üretime başlaması konusunda teknik destek verdiğini , davacı şirketin internet sitesindeki bilgilerin web sitesi düzenlenirken benzer şekilde yapıldığını, bu durumun fark edilmesi üzerine aynı gün web sitesinin düzeltildiğini en fazla yarım gün süren bir durumun haksız rekabet oluşturmayacağını, ayrıca ısı bariyerleri konusunda tüm dünyada üretimin gerekli makinelere sahip herkes tarafından yapılabileceğinin ayrıca davacı şirketlerin kalıp ve makineleri aldığı Çinli ve İtalyan şirketlerin tek satıcısı olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı …’ın davacıyla birlikte başka şirketlere de bağımlılık ilişkisi olmadan danışmanlık hizmeti verdiği, davalı …’un gönderdiği maillerde davalı …’ya ilişkin ürün ve fiyat teklif bildirimlerinin davacının ürünleriyle iltibas ya da haksız rekabet yaratacak nitelikte olmadığı, ayrıca davalıların haksız rekabet teşkil edecek herhangi bir ihlallerinin de bulunmadığı, davacı tarafça üretilen mamullerin malzeme, üretim teknolojisi ve dizayn yönünden gerekli donanıma sahip her firma tarafından kolaylıkla üretilebileceği kabul edilerek davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili, davalıların özellikle …’ın eylemleri sonucu davacının ürettiği mallarda %15 indirime gitmesinden dolayı kardan elde ettiği zararın hesaplanmadığını, davalı …’ın davacıdan elde ettiği know-how bilgileriyle ticari sırları müvekkili şirketin sitesinde birebir taklit ederek … adlı şirketin menfaatine kullandığını ve yayınladığını, bunun haksız rekabet teşkil ettiğini, ayrıca …’ın davacı müşteri portföyünde yer alan şirketlere etik olmayan bir şekilde … ad ve hesabına mail göndererek fiyat teklifinde bulunduğu, pazarlama yaptığı, dürüstlük kaidelerine uygun olmayan davranışlarla haksız rekabette bulunduğu, … ile … arasında organik bir bağ bulunduğu, perde arkasından gizli şirket müdürü olarak hareket ettiği, davacıya ait ürünlerin ürün kodları dahi aynı olarak davalı şirketin web sitesinde kullanıldığını, bu konudaki incelemenin yetersiz olduğunu, itirazlarının nazara alınmadığını, haksız rekabet oluşması için davalının kusurlu olmasının şart olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalı …’ın ne davacı şirketlerde ne de davalı şirketle hukuki bir bağ ve ilişkisinin olmadığı, bu hususa yönelik bir ispat vasıtası bulunmadığı,bu bağın var olduğuna ilişkin davacı tarafça iddia edilen olguların ise bu sonucu kabul etmeye yetecek nitelikte olmadığı , …’ın başka şirketlerde çalışırken davacı şirkete teknik destek verdiği ,davalının aynı şekilde davalı Profilsa şirketine de destek verdiği anlaşılmaktadır.
Davalı …’ın daha evvel çalıştığı firmaların uluslararası firmalar olması asıl oralarda öğrendiği teknik bilgi ve donanımı kullanarak davacıya teknik destek verdiği gözetildiğinde davacının teknik-üretim sırlarının … tarafından öğrenildiği iddiasının yerinde olmadığı kabul edilmelidir. Bu bağlamda davacı firmanın davalılardan …’dan know-how bilgisi aldığı adı geçen taraflar arasındaki ilişki tarihinden kolaylıkla çıkarılabilmektedir.
Davacının ürettiği ısı bariyeri ürünlerinin hammadesinin esasen yurtdışında üretilen ve kolay bulunabilen bir malzeme olduğu ticari sır niteliğinde bulunmadığı, üretim teknolojisi yönünden kullanılan (ekstrüzyon) yönteminin bilinen ve kolayca ulaşılabilen bir teknoloji olduğu, mamul dizaynı yönünden bilgisayar teknolojisiyle ortaya çıkan durum karşısında bu aşama yönünden en önemli kısım olan kalıpçılığın da tecrübe sahibi teknik personel tarafından kolaylıkla yerine getirilebilen bir husus olduğu bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak ifade edilmiştir.
Davacının müşteri portföyünde yer alan firmalara-şahıslara davalı adına teklifte bulunulduğu iddiası açısından davalı …’ın mcaglayan ve jafar adlı şahısların e posta adreslerine gönderildiği belirtilen görüntülerin üzerinde web adreslerinin bulunmadığı davalının web sitesinden alınıp alınmadığının belirlenemediği bilirkişi raporunda ifade edilmiştir. Bu görüntüler Küçükçekmece CBS 2015/20876 Sor-2015/30042 Kar sayılı KYOKla sonuçlanan soruşturma dosyası ile İstanbul CBS 2015/67917 Sor-2015/44913 Kar. Sayılı KYOK la sonuçlanan soruşturma dosyasında yer alan görüntüler olup, esasen davacının ürettiği ürünlerin spesifik ürünler olmadığı bilirkişi tarafından ifade edildiğine göre bazı profil görüntülerinden yola çıkarak davacının ürünleri ile iltibas yaratıldığı iddiası ile davacının ürettiği ürünlerin alıcıları (müşteriler) arasında tek satıcılık sözleşmesi olmadığına göre davacının müşterileri arasında yer alan şahıslar ile davalı … firmasının müşterilerinin kesişmesi mümkündür. Bu bağlamda salt e. postalardan yola çıkılarak davacının müşteri portföyünün davalı … aracılığıyla davalı … ile paylaşıldığı ve ayartıldığı böylelikle haksız rekabet olduğu iddialarını kabul etmek mümkün görülmediği gibi bu sonuca varmaya yeterli ve hukuk sistemi tarafından kabul edilecek nitelik ve kesinlikte ispat vasıtasının dosyada bulunmadığı kabul edilmelidir.
Davacı, mamul fiyatlarında indirim yaptığını, böylelikle kar marjının düştüğünü belirterek bu durumu, davalının haksız rekabetine bağlamış ise de buna yönelik bir ispat vasıtası da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının faaliyette bulunduğu piyasanın, sınırlı sayıda üretici-satıcının bulunduğu bir piyasa olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda piyasaya davacıyla aynı konumda giren her üretici satıcı önceki üretici-satıcıların kar marjını düşürür. Bu anlamda davacının fiyat düşürmesi yoluyla uğradığını ve davalıların buna neden olduğunu öne sürdüğü kardan zararın, davacının içinde bulunduğu piyasanın özelliklerinden kaynaklanan bir zarar olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bununla birlikte rekabet sağlıklı ve eşit koşullarda yapılmak durumundadır. Bir satıcı-üreticinin haksız rekabetinin varlığı halinde serbest rekabet koşulları bozulmuş olacaktır.
Sonuç olarak davalıların haksız rekabette bulundukları iddia edilmiş ise de haksız rekabetin varlığı, davalı …’ın davalı … şirketinin gizli ortağı ve yöneticisi olduğu ve …’ın haksız rekabet teşkil ettiği öne sürülen faaliyetlerinin varlığı ve bu faaliyetler neticesi davacının zarara uğradığını kabul etmeye yetecek nitelikte ispat vasıtası sunulmadığı, davacının ticari ve üretim sırları ile müşteri portföyünün haksız bir şekilde davalı şirkete yönlendirildiği iddialarının da iddia boyutunda kaldığı, davacının ürünlerini üretmede kullandığı donanımın standart üretim araçları olduğu, üretilen mamullerin de aynı piyasada spesifik bir şekilde ayrıştırılabilen ürünler olmadığı, aynı şekilde bu iddiaların ortaya atılmasına yol açılan olgulardan davacı tarafın ulaştığı sonuca ulaşmanın, geçerli hukuksal çıkarımlar çerçevesinde mümkün görülmediği, bu durumda ilk derece mahkemesince varılan kararın usul ve yasaya, dosya içeriğine uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf karar harcının davacılardan alınarak hazine’ye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 22/03/2018