Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/642 E. 2018/281 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/642
KARAR NO : 2018/281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2017
NUMARASI : 2017/418 Esas- 2017/420 Karar
DAVA : Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/03/2018
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davadışı şirketin ortağı olduğunu, 6102 sayılı TTK.nun ortakların şirketten borçlanmasına ilişkin 358.maddesinde, şirket ortakları ile YK üyelerinin şahsi harcamalarını şirket üzerinden yürütmeleri ve şirket kasasının kişisel kullanımının engellenmesin amaçlandığını, şirketin 2015 yılında bilançoda gösterilen zarar miktarının sermayenin yaklaşık % 65 ine denk geldiğini, TTK.’nun 358.maddesi dikkate alındığında şirket ortaklarının hiçbir surette şirkete borçlanamayacağını, bu maddeye aykırı davranan şirket ortağına yönelik yaptırımın TTK.’da cezaları düzenleyen 562. maddesinin 5.fıkrasında düzenlendiğini, ve bu düzenlemeye aykırı davrananların üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılmasının öngörüldüğünü, bu sebeple davalı şirket ortaklarının TTK.’nun 562/5 maddesinin (b) bendine aykırılık nedeniyle 300 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verildiğinden, davalıların davaya cevapları bulunmamaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, isteme ilişkin Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığı, anılan suçlara bakma ve cezaları tayin etme görevinin Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesiyle, davanın HMK.’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.’nun 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı kişiler aleyhine TTK’nun 358. maddesine aykırı davranmaları nedeniyle aynı Kanun’un 562/5 maddesinde düzenlenen yaptırımın uygulanması kapsamında kamu davası açılması adına 02/02/2017 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 2017/12840 Soruşturma şikayette bulunduklarını, bu şikayet kapsamında Savcılık tarafından, müşteki ile şüpheli arasındak anlaşmazlığın hukuki ihtilaftan ileri gelmesi nedinyle” kamu adına soruşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karar neticesinde, söz konusu uyuşmalığın hukuki ihtilaf olmasından dolayı Bakırköy 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/418 Esas sayılı dosyası kapsamında davalı şirketin hem pay sahibi hem de yönetim kurulunda görevli olan davalılar aleyhine Türk Ticaret Kanunu’nun 358. maddesine aykırı davranmaları nedeniyle aynı kanunun 562. maddesinin 5. fıkrasında düzenlenen yaptırımın uygulanması kapsamında dava açıldığını, bu davada davalıların şirketten aşırı bir borçlanma yaptıkları 2015 yılına ait olan bilançoda belirtildiğini, yerel mahkemenin bilançodan bile anlaşılabiliecek bu durumu hiçbir şekilde incelemden görevsizlik kararı vererek usulden reddetttiğini belirterek istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 5235 sayılı Kanunun 11. maddesine göre kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere, Sulh Ceza Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere Asliye Ceza Mahkemelerinde bakılır.
Davacının talebinin dayanağı düzenleme TTK’da yer almakta aise yargılamanın hangi mahkemede yapılacağı konusunda düzenleme yoktur. TTK’da düzenlemiş olsa da adli para cezası ile yaptırıma bağlanan eylemin suç olduğu ,5237 sayılı TCK nın Cezalar başlıklı 45. Maddesine göre “Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.
” ifadesinden adli para cezasının suçlara uygulanabileceği,bu durumda bu cezanın ancak Ceza Mahkemelerince verilmesi gerekir.
Hukuk Mahkemeleri ile Ceza Mahkemeleri arasında görev ilişkisi bulunmamaktadır.Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesiyle dosyanın HMK 20/1 madde kapsamında görevli mahkemeye gönderilmesi mümkün olmayıp, görevsizlik kararıyla Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılamaz.
Davacının şikayeti üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmanın TTK ya muhalefet, ve hizmet nedeniyle görevi kötüye suçu üzerinden yürütüldüğü, ortakların şirkete borçlanma yasağının ihlalinin soruşturulmadığı, şirket mal varlıklarının düşük bedellerle üçüncü şahıslara satıldığı iddiasının soruşturulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin görevli olup olmadığını resen yargılamanın her safhasında nazara alabileceği yönündeki HMK 115/1 karşısında, mahkemenin deliller toplanmadan dosya üzerinde karar verildiğine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 272/3- a maddesine göre adli para cezasını gerektiren suçların Ceza Mahkemesinde hükme bağlanabileceği,Ticaret Mahkemesinin dava dilekçesi üzerine dosyayı görevli ceza mahkemesine gönderemeyeceği ,Asliye Ceza Mahkemesine ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından dava açılabileceği gözetilerek ; usulden redde ilişkin karara karşı davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353 (1) a kapsamında (ve CMK.’nun 272/3-a) kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/03/2018