Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/640 E. 2018/297 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/640
KARAR NO : 2018/297
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2017
NUMARASI : 2014/1156 Esas 2017/345 Karar
DAVALI YANINDA
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/03/2018
Davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin tekstil sektöründe üretim ve satış yaptığını, müvekkilinin müşterisi olan Fransa’da yerleşik … firmasına yüklü miktarda tekstil ürününün sipariş edildiği,malların bedelinin müşteri tarafından bankaya açılacak akreditif ile tahsil edileceğini,sevk edilen mallara ilişkin konşimento ve CMR senetleri tanzim edilerek davalı taşıma şirketi’ne teslim edildiğini, ihraç konusu malların alıcısı banka ve ihbar kişisi müşteri olarak gösterildiğini, bu ihracatın vesaik mukabili ihracat olarak tanımlandığını, yapılan ihracat bedelinin tahsili yolunun ise akreditif olduğunu, müşterinin vesaik asıllarını taşıyıcıya ibraz etmeden malları teslim almasının mümkün olmadığını, göndericinin bu şarta güvenerek malları taşıyıcıya teslim ettiğini, gönderenin yazılı bir talimatı olmadan böyle bir durum gerçekleşirse TTK 880 ve CMR Konvansiyonu 17.madde hükümlerine göre malın tam ziyadan söz edilerek taşıyıcının malların fatura bedellerinden gönderene karşı sorumlu olduğunu, somut olayda alıcının tahsil bankası olarak yazılı olduğunu davalının talimat almadan malları teslim etmesi nedeniyle ağır kusurlu olup zarardan sorumlu olduğunu, zararın tahsili için Bakırköy …İcra Dairesinin .. sayılı dosyası ile başlattıkları takibe davalının itiraz ettiğini, alacağın likit olduğunu itirazın iptaline ve haksız itiraz nedeniyle alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşımaların hepsinde teslim şeklinin FCA olduğunun gümrük çıkış beyannameleri, konşimento talimatları ve davacı tarafından tanzim edilen satış faturalarında açıkça yazıldığını , taşıma sözleşmesinin taraflarının dava dışı alıcı … firması ile asıl taşıyıcı dava dışı Fransa’da mukim …’ye alt taşıyıcı müvekkili şirket olduğunu, bu teslim şeklinde davacının taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığını, FCA teslim şeklinde taşınacak emtianın taşıyıcıya teslimi ile birlikte malların tüm masraf ve risklerin alıcı-gönderilen .. firmasına geçtiğini, ödeme şeklinin akreditif olduğunu, davacının iddia ettiği alacağın tarafının müvekkili değil dava dışı alıcı … firması olduğunu, somut olayda vesaik mukabili şeklinde bir ihracat şeklinin olmadığını, konşimento talimatları incelendiğinde teslim şeklinin FCA, ödeme şeklinin de akreditif yazdığını, vesaik mukabili bir taşımadan bahsedilmediğini, davanın konusunu 6 adet taşıma oluşturmakta ise de başkaca taşımaların da bulunduğunu, davacının tahsilat yapamadığı iki banka ile tahsilat yaptığı anlaşılan bankanın farklı olduğunu, bu durumun akreditif koşullarını davacının yerine getirmemiş olmasından kaynaklandığını, özellikle davacının sunduğu 07/10/2014 tarihli iki adet yazıdan anlaşılacağı üzere davacının birtakım evrakları sunmadığından akreditif ödeme ile ihraç ettiği eşyaların bedellerini tahsil edemediğini, Mayıs 2014 ile Eylül 2014 arasında gerçekleştirilen 6 adet taşımada peyderpey müvekkili firmaya eşya teslim edildiğinden iddia olunan zarara davacının kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini, dava konusu 6 adet taşımanın yaklaşık dört aylık süre içerisinde gerçekleştirildiğini, ilk taşımada sorun var ise davacının bu süreç içerisinde diğer taşımalarda eşyaları müvekkiline teslim etmemesi gerektiğini,CMR 21.maddesinden yararlanamayacağınıileri sürerek dayanaksız davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı yanında fer’i müdahil vekili dilekçesinde; davacının “akreditif” ve “vesaik mukabili” kavramlarına ilişkin iddialarının bariz çelişkiler içerdiğini, davacının aktif husumet ehliyetini ispat edemediğini, ihracat evraklarından esasen malların üreticisi olan …Tic.A.Ş.’nin gerçekleştirdiği satışlara aracılık yaptığının anlaşıldığını, davaya konu akreditif dosyalarının tamamının davacının bankası olan ..Ticari Şubesinden celbi gerektiğini, davalı ..’nun fiilleri ile iddia edilen zararlar arasında illiyet bağı bulunmadığını, davalının CMR Konvansiyonu uyarınca yükümlülüklerini yerine getirdiğini, iddia edilen zararın kaynağı olan satış bedelinin ödenmemesinde davacının kusurlu hareketinin neden olduğunu, belgeleri eksik ve geç gönderdiğini, akreditifli ödeme biçiminde ihracatçının bankaya karşı alacaklı duruma geçmesinin en önemli şartının tanımlanan evrakları doğru biçimde ve süresinde ibraz etmesi olduğunu, amir bankadan gönderilen yazılara göre akreditif ret sebeplerinin davacının kendi kusurundan kaynaklandığının anlaşıldığını, davacının CMR taşıma senedi üzerine mal bedelinin tahsili şerhi düşmediğini, orijinal ATR-1 evrağının amir bankaya gönderilmediğini, malların gümrükten çekilmesi için evrakların davacı tarafından alıcıya gönderildiğini, bu nedenle akreditif bedeli ödenmeksizin teslimine ve gümrükten çekilmesine davacının muvafakat ettiğini, davalı taşıyıcı …’da orijinal ATR-1 belgesinin bulunmadığını, kusur ve sorumluluğun taşıyıcıya değil davacı ihracatçıya ait olduğunu, söz konusu taşımalar 4 ay içinde 6 ayrı taşıma halinde yapılmış olduğu halde malların teslimine ilişkin ilk taşımadan son taşımaya kadar davacı tarafın hiçbir uyarıda bulunmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi; dosya kapsamına göre, davacı – ihracatçının, Fransa’da mukim firmaya sattığı ürünlerin Fransa’ya kara yolu ile taşıması işini davalı şirketin üstlendiğini, satım ilişkisinde ödeme şekli olarak “akreditif ödemesi” kararlaştırıldığını, CMR senetlerinde akreditif bankası “alıcı” olarak, ithalatçı/akreditif amiri ise “ihbarda bulunulacak kişi” olarak gösterildiğini, davalı – taşıyıcı, taşımaya ilişkin belgeler kendisine ibraz edilmeksizin malları alıcı firmaya teslim ettiği,dava konusu taşımalara ilişkin akreditiflerin amir banka tarafından reddedildiğini,dolayısıyla taşımalara ilişkin belgelerin de akreditif bankası tarafından muhabir bankaya ve onun tarafından da ihracatçı/davacıya iade edildiğinin tartışmasız olduğunu, Taşıyıcı – davalı tesellüme yarar belgelerin ibrazı olmadan malları alıcı-ithalatçıya teslim ettiğini, CMR 15.maddesi kapsamında eşyanın varış yerine ulaşmasından sonra teslim engelinin ortaya çıktığını, her ne kadar CMR 15. ve 21. maddeleri uyarınca taşıyıcının sorumluluğu gündeme gelmekte ise de, somut olayın özellikleri ve dosyada mevcut bilhassa bankadan gelen bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu edilen tek bir taşımanın söz konusu olmadığı, Mayıs 2014 ile Eylül 2014 tarihleri arasında 6 adet taşımanın uyuşmazlık konusu olduğu, davacı firma ile müşterisi arasında sadece uyuşmazlık konusu taşımalar değil öncesinde de satışlar yapıldığını, gelen banka belgelerine göre, ilk taşımada akreditif belgelerinde eksiklik olduğu hususunun ithalatçının bankası tarafından davacı ihracatçının bankası olan ..bank Merter Tekstil Merkezi Ticari şubesine 12/05/2014 tarihinde bildirildiği, durumun 13/05/2014 tarihinde ..bank tarafından davacı firmaya iletildiği, eksik belgelerin davacı tarafça tamamlanmadığı, ithalatçının bankası olan amir bankanın akreditifi reddettiğini, diğer taşımalarda da aynı işlemlerin yapıldığını, davacı akreditif işlemlerinde eksik belgeler nedeniyle ödeme konusunda sorun yaşandığından haberdar edilmesine rağmen davalı firmaya malları yükleyerek taşıma işlemlerine devam ettiğini, davalı taşıyıcının ise taşıdığı malları davacının müşterisi olan … firmasına teslimini gerçekleştirdiğinı, davacının ilk sorunlu teslimden sonra halen diğer taşımaları devam ettirmesinin davacı tarafından davalıya talimat verilerek taşıma sürecinin teslim engeli ile kesilmesinin engellenip, akreditif ödeme şeklinin vadeli ödemeye çevrilmiş olduğu anlamına geldiği, davacı ilk taşıma sırasında akreditifte sorunlar olduğunu, eksik belgeler nedeniyle amir bankanın ödeme yapmadığını öğrenmesine rağmen diğer taşımaları devam ettirerek teslim engelini ortadan kaldıracak şekilde davalı taşıyıcıda haklı bir güven oluşturduğunu, böylece davacı akreditif ödeme şeklinden vazgeçerek ödemeyi vadeli ödeme şekline dönüştürdüğünü, hal böyle olunca davacının bu davranışları karşısında teslim engelinin ortadan kalktığını, akreditif ödeme şeklinin vadeli ödeme şekline dönüşmüş olması karşısında teslim edilen malların bedelinin ödenmemesinden CMR 21.maddesi uyarınca davalı taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, koşulları olmayan kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesinin ortaya teslim engeli çıktığını isabetli olarak tespit etmesine rağmen davalının savunmasında hiç bir şekilde ileri sürmediği satışın akreditifliden vadeliye çevrildiği gerekçesi ve hatalı bilirkişi raporu ile davanın reddine karar vermesinin yerinde olmadığını,davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, CMR senedinin taşıyıcı tarafından değiştirilmesinin müvekkilinin öngöreceği bir husus olmadığını, müvekkilinin malın teslim edilmesi yönünde bir talimatı bulunmadan malın teslim edilmesinin hatalı olduğunu, davalı ile müvekkili arasında taşıma sözleşmesi kurulduğunda davalı taşıyıcının malın ziyaından sorumlu olduğunu, teslim engeli çıkmasına rağmen malın yanlış kişiye teslim edildiğini, taşıyıcı tesellüme yarar belgeler ibraz edilmeden malı ithalatçıya teslim ettiğini, Orijinal taşıma senedinde alıcı olarak tahsil bankası Champagne ve diğer banka Credit Agricole bank müşteri olarak … olarak gösterildiğini, akreditif red edildiğinden ortaya teslim engeli çıktığını, davalının olayda taşıma engeli ile karşılaşmasına rağmen bu engelden göndericiyi haberdar etmediğini CMR 29/1 göre taşıyıcının sorumluluğunun ağır kusur sorumluluğu olduğunu, sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağını, yine sigorta şirketinin feri müdahale talebi ret edilmesi gerekirken kabulünün de yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, uluslararası karayolu taşımasında akreditif ödeme şeklindeki satışta taşıyıcının CMR hükümlerine aykırı davrandığı iddiasıyla taşınan malların bedelinin dava dışı müşteriden tahsil edilememesi nedeniyle oluştuğu iddia olunan zararın davalı taşıyıcıdan tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vesaik mukabili teslim şeklinde teslim engeli ile karşılaşılması halinde taşıyıcının nasıl hareket edeceği CMR’nin 15 ve 16’ncı maddelerinde düzenlenmiş olup, buna göre böyle bir engelle karşılaşan taşıyıcı, CMR’nin 15/1. maddesi uyarınca ya teslim engelini gönderene bildirip, ondan talimat almak ve bu talimata uygun davranmak yada 16/II’nci maddesi uyarınca doğrudan doğruya yükü boşaltmak haklarına sahiptir. Taşıyıcı, bu iki yoldan dilediğini kullanabilir, taşıyıcının bu iki yoldan herhangi birisine uygun hareket ettiğinin tespiti halinde CMR’nin 17 vd. maddesi hükümlerine tabi sorumluluğu son bulur.
Somut olayda gümrük beyannamesi, faturalar, ATR dolaşım belgesi, konişmento talimatları ve akreditif belgelerine göre taşımanın FCA(Fob) taşıma olduğu teslim şeklinin akreditif teslim şekli olduğu, taşımanın Mayıs 2014 ile Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleşen 6 adet taşımaya ilişkin olduğu, dosyada mübrez banka belgelerine göre, ilk taşımada akreditif belgelerinde eksiklik olduğu hususunun ithalatçının bankası tarafından davacı ihracatçının bankası olan ..bank -Merter Tekstil Merkezi Ticari şubesine 12/05/2014 tarihinde bildirildiği, durumun 13/05/2014 tarihinde ..bank tarafından davacı firmaya iletildiği, eksik belgelerin davacı tarafça tamamlanmadığı, ithalatçının bankası olan amir bankanın bunun üzerine akreditifi reddettiği, diğer taşımalarda da aynı işlemlerin yapıldığı, davacının akreditif işlemlerinde eksik belgeler nedeniyle ödeme konusunda sorun yaşandığından haberdar edilmesine rağmen davalı firmaya malları yükleyerek taşıma işlemlerine devam ettiği, davalı taşıyıcının ise taşıdığı malları davacının müşterisi olan … firmasına teslimini gerçekleştirdiği, davacının ilk sorunlu teslimden sonra halen diğer taşımaları devam ettirmesinin davacı tarafından davalıya talimat verilerek taşıma sürecinin teslim engeli ile kesilmesinin engellenip, akreditif ödeme şeklinin vadeli ödemeye çevrilmiş olduğu bu yönde davalı taşıyıcıda haklı bir güven oluşturduğu, davacının bu davranışları ile teslim engelininde ortadan kalktığı, davalının ilk sorunlu teslimden sonra taşımaları aynı şekilde davaya konu 6 adet taşımanın gerçekleştiği 4 aylık süreçte devam ettirmesi ve sorunlardan haberdar olmasına rağmen malın teslim edilmemesi yönünde aksine bir talimat vermemesi nedeniyle teslim edilen malların bedelinin ödenmemesinden CMR 21.maddesi uyarınca davalı taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı, davacı her ne kadar sahte taşıma senedi düzenlenerek işlemin gerçekleştiğini iddia etmiş ise de 6 adet taşıma işlemi gerçekleştirilip malın teslimi gerçekleşmesine rağmen buna karşı çıkmamakla taşıma senedi değişikliğinin davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir.
CMR hükümlerinin uygulandığı kara yolu ile taşımada teslim şekli yukarıda ifade edilen belgelere göre akreditif ödeme şekli olduğu bu teslim şeklinin hem alıcıyı hem satıcıyı güvence altına alan ödeme şekli olduğu, akreditif açma talebi alıcı ve satıcının anlaşması üzerine alıcının kendi amir bankasına müracaat ederek taşımaya konu eşyanın en geç hangi tarihte yükleneceğini,yüklemenin hangi şekilde ve hangi teslim şekline göre yapılacağını içeren akreditif açtırma talimat mektubunu düzenleyerek satıcının bankasından akreditif açılması talep etmesi şeklinde yürüyen bir işlem olduğu, hangi belgeler karşılığında mal bedelinin serbest kalacağının ithalatçı-alıcı tarafından belirlendiği, akreditifin serbest kalması için alıcının küşat mektubunda sayılan evrakların gönderen satıcı tarafından kendi muhabir bankasına ibrazı gerektiği akreditif ödeme sisteminde teslim engeli ile karşılaşsa dahi taşıyıcının bir rolünün olmadığı, bu yönü ile akreditif ödeme şeklinin vesaiki mukabil teslim şeklinden farklı olduğu taşıyıcının akreditif ödeme şeklinde bildirim yükümlülüğünün olmadığı, yurtdışında ki alıcının iflas idaresi tarafından verilen belgeler incelendiğinde de davacının alıcının ana tedarikçisi olduğu buna göre alıcı hakkında 24 eylül 2014 tarihinde iflas koruma tedbiri alınarak neticede iflasına karar alındığı,ihtilaflı dönemde ödeme güçlüğü içerisinde olduğu gerçeği karşısında İlk Derece Mahkemesinin ödeme şeklinin davacı tarafından vadeliye çevrildiği sonucuna varmasında isabetsizlik bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 22/03/2018