Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/634 E. 2018/157 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/634
KARAR NO : 2018/157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2017
NUMARASI : 2014/541 Esas 2017/118 Karar
DAVA : Tazminat (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/03/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında düzenlenen 18/04/2012 tarihli acentelik sözleşmesinin davalı yanın keşide ettiği Beşiktaş ..Noterliğinin 12/02/2013 günlü, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile tek tarafları ve haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, TTK 122 ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 23/16 maddesinde öngörüldüğü şekilde 10.000-TL denkleştirme tazminatının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı acenteliğinin kayıt dışı yetkisiz kişilerin poliçelerini kesmesi haksız rekabet yaratan ve TOBB nezdinde şikayet konusu işlemleri, portföy seçimini iyi yapmaması ve şirketin zarar etmesine neden olması nedenleri ile haklı olarak feshedildiğini, davacının tazminat isteminin hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, iddia, savunma alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin feshi nedeni olarak acentenin teknik olarak zarar ettiğini performansının düşük olduğunu belirterek sözleşmeyi feshettiğini, performans olumsuzluğunun davacıya ait olmadığını müşterilerden kaynaklandığını feshi için haklı neden oluşturmayacağını, ayrıca kayıt dışı yetkisiz kişilerin poliçe kesmesi ve haksız rekabet yaratan ve TOBB nezdinde şikayet konusu işlemlerin ispat edilemediği gibi fesih bildiriminde bu sebebin ileri sürülmediğini, acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin kanıtlanmadığını,ancak davacı acenteliğinin davalıya önemli ölçüde menfaat sağlamadığı, yeni müşterilerin kazandırıldığının kanıtlanmadığı, ve davacının tanzim etmiş olduğu poliçeler nedeniyle davalının zarara uğradığı denkleştirme tazminatının şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin sabit olduğunu,portföy tazminatı talep etmedikleri denkleştirme tazminatı talep ettikleri halde portföy tazminatına göre değerlendirme yapıldığını, zira portföy tazminatının TBK’da düzenlendiğini oysa denkleştirme tazminatının 5684 sayılı sigortacılık kanununun 23/16. maddesinde düzenlendiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE:Uyuşmazlık TTK 122 ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesine göre denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinin sabit olduğunu,portföy tazminatı talep etmedikleri denkleştirme tazminatı talep ettikleri halde portföy tazminatına göre değerlendirme yapıldığını, zira portföy tazminatının TBK’da düzenlendiğini oysa denkleştirme tazminatının 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16. maddesinde düzenlendiğini, iddia etmektedir.
Yargıtay 11. HD. Sinin 3.10.2017 tarih ve 2016/12745 E ve 2017/4954 K sayı içtihadında 6102 sayılı TTK’nın 122. maddesinde açıkça “denkleştirme istemi” olarak tanımlanan, doktrinde de “müşteri tazminatı”, “portföy tazminatı”, “portföy akçesi” olarak adlandırıldığı görülmektedir. 5684 sayılı Sigorta Kanunu’nun 23/16. maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda davalı şirketin feshi nedeni olarak acentenin teknik olarak zarar ettiğini performansının düşük olduğunu belirterek sözleşmeyi feshettiği, performans olumsuzluğunun davacıya ait olmadığı bu hususun müşterilerden kaynaklandığı feshi için haklı neden oluşturmayacağı, ayrıca kayıt dışı yetkisiz kişilerin poliçe kesmesi ve haksız rekabet yaratan ve TOBB nezdinde şikayet konusu işlemlerin ispat edilemediği gibi fesih bildiriminde bu sebebin ileri sürülmediği, acentelik sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı ancak; davacı acentenin 2011 yılında prim üretiminin 332.784-TL olduğu teknik zararının 62.503-TL olduğu, 2012 yılı prim üretiminin 800.598-TL olduğu teknik zararının 303.992-TL olduğu, acentelik sözleşmesinin feshinden sonrada 31.12.2013 tarihine kadar 45 adet poliçenin iptalinin gerçekleştiği, 18 adet poliçenin yenilendiği, brüt prim tutarının 8.474,31-TL olduğu göz önüne alındığında sigorta şirketinin davacı acente nedeniyle önemli bir menfaat elde etmesinin söz konusu olmadığı, sigorta şirketine acentenin yeni müşteri kazandırdığına ilişkin portföyündeki poliçelerle ilgili bir tespitin bulunmadığı, acentelik sözleşmesinin ayakta kaldığı süre ve bu süre içinde sigorta şirketinin menfaat elde etmesi bir yana sürekli olarak zarar ettiği göz önüne alındığında hakkaniyet gereği de denkleştirme(portföy tazminatı) taktir edilmesi imkanı bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamakla yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 20-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/03/2018