Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/633 E. 2018/288 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBULBÖLGE
ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/633
KARAR NO : 2018/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/860 Esas- 2017/509 Karar
TARİHİ :14/06/2017
DAVA : Sicil Kararına İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/03/2018
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’nun ….ltd Şti. ünvanlı şirkete 6 nolu ve 01.08.2014 tarihli karar ile müdür olarak atandığını, atama kararının sicil gazetesinde ilan edildiğini , Eskişehir ..Noterliği’nin .. yevmiye numarası şirkete, şirket müdürlüğünden istifa ettiğine ilişkin bir ihtarname gönderdiğini, ihtarnamenin tebliğ edilmeden iade olduğunu, daha sonra müvekkilinin Sicil Müdürlüğü’ne yazılı olarak başvurduğunu, istifa beyanının tescil ve ilan olunmasını talep ettiğini,sicilin 30.06.2016 tarih ve 84329644/ 89988-133286 sayılı cevabı ile müvekkilinin talebinin reddedildiğini,şirketin merkez ve şube adreslerine de aynı şekilde ulaşılamadığını, şirketin sahibi ve diğer müdürü olan .. ..’ın yaptığı ve yapacağı harcamalar ile müvekkilini ve şirketi borç altına soktuğunu bildirerek müvekkilinin 976314/0 sicil numarasıyla kayıtlı ..Asansör ….San. ve Tic. Ltd. Şti. ünvanlı şirketin müdürlüğünden İstifa etmesine izin verilmesine, istifanın davalı tarafından tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, Sicil Müdürlüğü’nün, TTK. 32 ve Yönetmeliğin 34.madde hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediğinin incelendiğini, TTK. M. 32 uyarınca, tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımaması ve kamu düzenine aykırı olmaması gerektiğini, yenilik doğurucu hak olan istifanın sonuç doğurması için ilgililere bildirimi gerektiğini, limited şirketlerde müdürlükten istifa ettiğini şirkete bildirmesi halinde bu bildirime istinaden şirket yetkililerinin başvurması halinde limited şirketlerde müdürlükten istifa hususunun tescil edilebileceğini, davacının müdürlük vasfının ortaklar kurulu kararı ile sonlandırıldığına ilişkin bir ortaklar kurulu kararına da rastlanılmadığını, sicil kayıtlarında davacının müdürlük sıfatının devamının hukuka uygun olduğu ve yasal yükümlülüğünü yerine getiren müvekkili müdürlüğe husumet yöneltilemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının istifa beyanının sonuç doğurabilmesi için bu beyanın şirketin yetkili kurullarına ulaştırılması gerektiği, şirket tarafından gerekli tescil işlemleri yapılmadığı takdirde Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurulması gerektiği, bu safhalar geçilmeden doğrudan Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurularak talepde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, istifa keyfiyetinin dava dışı şirkete tebliğe çıkarıldığını, fakat tebligatın bila tebliğ iade edildiğini, şirketin diğer müdürüne ulaşılamadığını, davacının resmi bir muhatabının olmadığını, davacının şirket müdürlüğünden çıkmak için gerekli koşulların oluştuğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacının 19/08/2014 tarihli kararla müdür atandığı ve bunun 27/08/2014 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.Davacı istifa ettiğine dair Eskişehir .. Noterliğinin 08/06/2016 tarih ve .. no.lu ihtarnamesinin şirketin ortağı ve diğer müdürü olan …’a tebliğe çıkarıldığı fakat ihtarnamenin adresin kapalı olması nedeniyle iade edildiği tebliğ şerhinden anlaşılmaktadır.
Somut olaya emsal olabilecek ;Yargıtay 11 HD 2007/14500 esas,2009/3597 karar sayılı ve 26.3.2009 tarihli ilamında “Ticaret siciline yapılacak tescilleri isteme hakkı TTK.nun 30(28) nci maddesi uyarınca ilgililere ait bulunmaktadır. Bu ilgililerin kimler olacağı Ticaret Sicili Nizamnamesi’nin 31 nci maddesinde açıklanmıştır. Buna göre tacirin hükmi şahıs olması halinde onun yetkili uzuvları veya temsilcileri ilgili kişi olarak kabul edilmektedir. Somut olayda, tescil istemi istifa eden davacı tarafından istenilmiştir. Oysa ki yasal düzenlemeye göre bu hususta istemde bulunma hakkı davalı şirket tüzel kişiliğini temsil ve ilzama yetkili kılınanlara aittir. Ticaret siciline tescil ve ilan işlemleri davalı şirketin organsız kalması nedeniyle yerine getirilememiş ise bu durumda da davacının şirketin temsili amacıyla kayyım tayini için gerekli yasal yollara başvurması gerekmektedir. Bu itibarla, davacının ticaret siciline tescil ve ilan işlemlerinin yerine getirilmesi ile ilgili olarak ticaret sicil memurluğuna başvuruda bulunabilecek “ilgililer” kapsamına girmediği anlaşıldığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değilse de sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilerek onanması gerekmiştir.
Tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir işlem olan istifanın hukuki geçerliliği için şirkete tebliği gerektiği, tebliğ ile birlikte müdürlük görevinin son bulacağı, görev son bulmadan sicile tescilinin mümkün olmadığı, dış ilişkilerde TTK 37 uyarınca ticaret siciline tescil ve ilan ile sonuç doğurabilen istifanın bu aşamada davalı … Müdürlüğünce tescil ve ilan edilmesinin de mümkün olmadığı, mahkemece verilen redde ilişkin hükümde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL harçtan peşin yatırılan 31,40- TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 4,50- TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Karardan bir suretin taraflara tebliğe çıkarılmasına,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 22/03/2018