Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/605 E. 2018/207 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/605
KARAR NO : 2018/207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2017
NUMARASI : 2015/943 Esas – 2017/216 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının davalı şirketin YK üyesi olan … A.Ş’nin gerçek kişi temsilcisi sıfatı ile 26/09/2012-15/12/2014 tarihleri arasında görev yaptığını, 19/06/2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında; diğer YK üyelerinin ibrasına rağmen …AŞ ve temsilcisi …’ın faaliyetlerinden dolayı oy birliği ile ibra edilmediğini, YK üyesinin gerçek kişi temsilcisinin ibra edilmemesine karar verilebilmesi için işbu YK üyesinin ilgili dönem içerisinde gerçekleştirmiş olduğu işlemlerin ana sözleşmeye ve hukuka aykırı olması gerektiği, somut neden ve olguların varlığının şart olduğunu, aksi halde ibra edilmeme kararının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceğini belirterek TTK 445 ve 446 maddeleri uyarınca 19/06/2015 tarihli GK toplantısında alınan ibra edilmeme kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının temsilci sıfatıyla değil, YK başkan yardımcısı sıfatıyla görev yaptığını, davacının görev yaptığı süre içerisinde …Ltd isimli firma ile yapılan ticaret nedeniyle 6 milyon-TL zarara uğradığını, davalının özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, bu zarar nedeniyle davalı hakkında açılan davanın derdest olduğunu, genel kurulda ibra edilmemesinin doğal olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirketin 19/06/2015 tarihli genel kurulunda alınan 7 nolu kararda …A.Ş ve temsilcisi olan …’ın ibra edilmemesine ilişkin kararın, YK üyesi ve başkan yardımcısı …A.Ş’nin temsilcisi sıfatı ile YK üyesi ve başkan yardımcısı olduğu,davacının faaliyetlerinin temsilci sıfatı ile olup, kendi adına olmadığı, ibraya ilişkin kararın .. Tic.. A.Ş yönünden oluşturulması gerekirken kararda …’ın da ibra edilmemesine ilişkin karar verilmiş olmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle genel kurul kararının davacı …’ın ibra edilmemesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, mahkemece davacının bizzat yönetici olmadığı kabul edilmesine rağmen TTK’nun 446/3.maddesi kapsamında dava açma yetkisinin de olmaması gerekirken açtığı davanın kabulünün bir paradoks olduğunu, davacının profesyonel yönetici olup davalı şirketin hissedarı olmadığı için aile şirketi olan davalı şirketin yönetiminde görev alabilmesi için (6762 sayılı TTK gereği) yine davalı şirket hissedarlarınca kurulan … A.Ş’nin davalı şirket yönetim kurulu üyesi yapıldığını, davacının da dolaylı yoldan dava dışı … A.Ş adına gerçek kişi olarak (TTK 359) tüzel kişi adına YK başkan yardımcısı olarak görev yaptığını, karar şekli bir kural esas alınarak verildiği için esasa yönelik olarak istinaf sebebi sunulmadığını, cevap dilekçesinde davacının şirketi zarara uğrattığı için ibra edilmediğinin açıklandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Mahkemece davacının davalı şirketin YK üyesi olmadığı,dava dışı …. A.Ş olduğu, bu yüzden ibra edilmeme kararının muhatabı olamayacağı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. İptali istenen karar davacının kişisel sorumluluğuna neden olabilecek bir karardır.Davacının verdiği iddia edilen zarar yönünden Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/244 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine dava açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının YK üyesi yada YK üyesi tüzel kişisinin temsilcisi sıfatının olup olmadığı bu anlamda davacının ibra edilme koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarının, adı geçen davada tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Derdest bu dava yürütülürken ayrıca açılan ibra edilmeme kararına ilişkin olarak genel kurul kararının iptali istemi açısından davacının hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmek durumundadır. Hukuki yarar, bir davanın görülebilmesi için HMK’nun 114/1- maddesi uyarınca bir dava şartıdır. Dava şartlarının var olup olmadığı HMK’nun 115/1 maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilir.
Derdest bir sorumluluk davasının olduğu durumlarda, iptal davasına konu hususun, sorumluluk davasında tartışılıp değerlendirileceği, bu durumda da ayrı açılan ibra edilmeme davasını açma ve yürütmede davacının hukuki yararının bulunmadığı yönünde Yargıtay 11. H.D nin 13/03/2013 tarih ve 2013/1578 E-2013/4933 K sayılı kararı bu konudaki uygulamayı belirtmek üzere emsal olarak gösterilebilir. Davacının iddialarının Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin derdest 2015/244 esas sayılı dosyada açılan zararın tazmini (sorumluluk)davasında karşılanması gerektiği, istinaf olunan karara ilişkin davayı açma ve yürütmede davacının hukuki yararının olmadığı davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle hükmün kaldırılarak davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/04/2017 tarihli 2015/943 Esas 2017/216 Karar sayılı hükmün HMK’nun 353(1)b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
“Hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, “
İlk derece mahkemesine ilişkin olarak;”Alınacak 35,90- TL harçtan, peşin yatan 27,70- TL nin mahsubuna bakiye 8,20- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı vekili için takdir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, “İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 31,40-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/03/2018