Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/592 E. 2018/208 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/592
KARAR NO : 2018/208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2017
NUMARASI : 2015/308 Esas 2017/119 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/03/2018
Davanın kabulune ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, davalının fiili taşıyıcı olduğu, … gemisinde tır ile taşınan emtianın davalıya ait araçların park ettiği tır parkında çıkan yangın sonucu zayi olduğunu, zayi olan müvekkili şirket müşterisine ait malların hasar bedelinin tazmini amacıyla İstanbul 51.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli kararı ile müvekkilinin 132.799- TL asıl alacak bedeli üzerinden tazminat ödemesine karar verildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/17450 sayılı kararı ile onandığını, müvekkili tarafından davalının sorumlu olduğu taşımadan dolayı İst… İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına 26/03/2015 tarihinde 239.905-TL ödendiğini, davalının fiili taşıyan olup, TTK nun 888.maddesi gereğince sorumlu olduğunu belirterek icra dosyasına ödenen 239.905- TL’nin 26/03/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, taşıma işleminin müvekkilinin acentesi olduğu … tarafından tanzim edilen 20/11/2009 tarihli konişmento kapsamında yapıldığını, 6762 sayılı TTK’nun 119 ve 6102 sayılı TTK nun 105.maddesi gereğince acenteye karşı doğrudan dava açılamayacağını, huzurdaki davanın haksız fiilden kaynaklanan hasar iddiasına dayandığını, haksız fiilden dolayı acenteye dava açılmasının mümkün olmadığını, davanın bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu ve süresinde davanın açılmadığını, müvekkili şirketin acenteliğini yaptığı taşıyanın dava konusu olayda sadece deniz taşıması işini üstlendiğini, iddia olunan hasarın kara taşıması sırasında meydana gelmiş olduğundan dolayı müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu olayın meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının HMK 124 gereği taraf değişikliği talebi kabul edilerek davalının … AŞ ye izafeten açıldığının kabulü ile taşımayı üstlenmesi nedeniyle sorumlu olduğu, emtianın tır parkında yanması nedeniyle zayi olduğu, mahkemenin 2011/144 Esas 2014/232 Karar sayılı kararı ile hükmedilen tazminatın İst. .. İcra Dairesinin …sayılı dosyasında davacı tarafından 26.3.2015 tarihinde 239.905-TL ödendiğini, TTK’nun 1067 ve 1262 maddeleri uyarınca ödeme tarihinden itibaren davanın süresinde açıldığı,davanın kabulü ile 239.905-TL nin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, 12/04/2015 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davalı vekili, davalının taşıyıcının acentesi olduğunu, acenteye dava açılamayacağını pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği, HMK’nun 124. maddesinde yazılı şartların oluşmadığını ve taraf değişikliği taleplerinin geçerli olmadığını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını zira 6762 sayılı TTK’nun 1067.mnaddesi uyarınca taşıyanın sorumluluğunun malların tesliminden veya teslim edilmiş olmaları icap eden tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, bu sürenin rücu davaları için geçerli olduğunu, taşıyıcılar arasındaki davalarla da aynı şekilde uygulanması gerektiğini davalının olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusur veya sorumluluğun bulunmadığını öne sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı vekili tarafından ilk olarak dava,Davalı …ye karşı husumet yöneltilerek açılan davada davacı vekilinin HMK 124 gereği asıl taşıyan … AŞ ye izafeten açıldığı yönünde taraf değişikliği talebinde bulunulmuş ,Mahkemece istem yerinde görülerek davanın taşıyan … Denizcilik’e …Konteyner Taşımacılık AŞ)izafeten açıldığı kabul edilmiştir..
Davanın dayanağını oluşturan taşımaya ilişkin 20/11/2009 tarihli konişmentoda davacı yükleten, … Denizcilik ve Nakliyat A.Ş ise taşıyan konumunda olup, taşımanın kombine taşıma olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan 20/11/2009 tarih ve… no.lu fatura, dava konusu taşımaya ilişkin olup, davalı …tarafından emtianın yüklenmesine ilişkin giderleri içermektedir. Bu faturada acentelikten bahsedilmemektedir. Aynı tarihli 127058 no.lu fatura ise deniz ihracat navlunu açıklamasıyla düzenlenmiş olup, davalı tarafından faturada taşıyıcı …adına acentesi sıfatıyla tanzim edilmiş olduğu yazılıdır.
Konişmentoya göre taşıyıcı… firması ile …firmalarının faaliyet adreslerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki beyanlarda … ve … firmalarının grup firmaları olup, ayrı tüzel kişiliklere sahip oldukları anlaşılmakla birlikte grup firmalarının ticari ilişkilerinde her bir safhada farklı unvanlı şirketlerini kullanmaları ve sorumluluktan kurtulmak için kendilerinin taraf olmadıkları yönündeki savunmaları TMK’nın 2. Maddesi kapsamında kabul edilmelidir. Zira hakkın kötüye kullanılmasını hiçbir hukuk düzeni korumaz. Bunun dışında acentenin davacıyla yaptığı işlemler ve yazışmalarda asıl taşıyıcı (örneğin 14.1.2010 tarihli hasar bildirimi) gibi hareket etmesinin de yanılmada etkili olduğu kabul edilmelidir.
Davanın doğrudan acenteye açılması mümkün olmamakla birlikte müvekkiline izafeten acenteye karşı dava açılması mümkündür. Taraflar arasındaki yazışmalar kapsamında yargılama sırasında ortaya çıkan durum kapsamında acente olduğu anlaşılan davalının (…Denizcilik ve Nakliyat A.Ş) asıl taşıyıcıya …Konteyner Taş.A.Ş -Eski Unvanı …Denizcilik Nak ve E.Ş) izafeten dava açılmasını temin yönünde HMK 124/3-4. Maddesi anlamında maddi bir hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan bir taraf değişikliği olduğu ve davalının yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı kabul edilmelidir.
Davaya yol açan olayın 12/01/2010 tarihinde …Tır Park sahasında gerçekleştiği dosyadaki evraktan anlaşılmaktadır. Davalı vekili ,savunmalarında yalnızca deniz taşıma kısmını taahhüt ettiklerini kara taşıma kısmını taahhüt etmedikleri savunmalarını ileri sürmüş ise de 11 november 2009 tarihli yazışma iletaşımanın “teklife deniz navlunu ,baf,primaj, … son taşıma dahil “olarak verilmiş olup , kara taşımasının da içinde olduğu ,davalının bu savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı yüklenen emtiayı alıcısına teslim edememiş, çıkmış olan yangın da mücbir sebep sayılmamış ve İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/06/2014 tarih ve 2011/114 E-2014/232 K sayılı kararı ile (o davada davalı konumunda olan) davacının sorumluluğuna hükmedilmiştir. Davacı aleyhine sigorta şirketi tarafından yapılan takip sonucu da ödeme 26/03/2015 tarihinde yapılmış olup;davanın ödemeden itibaren 6762 sayılı TTK’nın 1262/1maddeye göre davanın süresinde açıldığı kabul edilmelidir.
Davacı, akdi taşıyan ve davalı alt taşıyan olduğuna göre mahkeme kararıyla sorumluluğuna hükmedilen üst taşıyıcının tazmin ettiği hasar tutarını, alt taşıyıcısından rücuen talep edebileceği ve tazminata yol açan olayda taşıyıcının dolayısıyla davalının İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/06/2014 tarih ve 2011/114 E-2014/232 K sayılı dosyasında sorumlu olduğunun tahakkuk ettiği kabul edilmelidir. Sonuç olarak ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın tarafları ve sıfatlarının doğru olarak belirlenip, uyuşmazlığın çözümü için gerekli delillerin usulüne uygun toplandığı, varılan sonucun dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmış olmakla istinaf başvurusunun reddi doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 16.387,91 TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 4.096,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.290,94-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 33- TL posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/03/2018