Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/583 E. 2018/1571 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/583
KARAR NO : 2018/1571
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2016
NUMARASI : 2015/523 E.-2016/782 K.
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/12/2018
Davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün reddedilen kısmının davacılar vekilince istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacılar vekili; davalı şirketin 28.02.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, hazırlanan bilanço ve kar-zarar cetvelinin ve diğer finansal tabloların gerçek dışı olarak düzenlenmesi nedeniyle hukuka aykırı ve azınlık haklarının ihlali niteliğinde olduğunu, yönetim kurulunun 2009, 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 faaliyet raporlarının gerçeği yansıtmadığını, şirket bilançosuna göre 1.000.000- TL kar yedeğinin bulunduğunu, bu hususun bilançonun kötüniyetli olarak hazırlandığını açıkça gösterdiğini, yapılan genel kurulun 2009-2010-2011-2012-2013 ve 2014 yıllarına ait olup hiçbir yılda yedeğe ayrılacak bir karın bulunmadığını, fazla yedek akçeye ayrılabileceğine ilişkin esas sözleşmede herhangi bir hüküm yer almadığını, menfaat grubunun asıl gayesinin azınlık olan müvekkillerini yıldırmak,ve nihayetinde karşılıksız şirketten uzaklaştırmak olduğunu, şirket hukuken iflas halinde olmasına rağmen YKnun TTK. m. 376 hükmündeki sorumluluklarını yerine getirmediğini, aktiflerde artış olmamasına rağmen öz kaynaklar grubunun özel fonlar kaleminde geçmiş yıla oranla 1.071.458.99 -TL artış görüldüğünü, şirketi kurtarmak adı altında usulsüz para transferleri yapıldığını, denetim raporunda bilanço ve finansal tablolardaki yanlışlıklara cevap bulunamadığını belirterek 28.02.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alman 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; şirketin yetersiz sermaye nedeniyle zarar ettiğinin ve bu yüzden öz varlığını kaybettiğinin teknik olarak iflas etmekte olduğunun anlaşılması üzerine yönetim kurulunun durumun sermaye artışı yoluyla giderilmesine karar verdiğini ve bu hususu genel kurula taşıdığını, davacıların sahip oldukları nisapla sermaye artışını engellediklerini, bu nedenle şirketin üçte bir sermaye ile yola devam kararı aldığını, sermayenin ortaklar tarafından konulan zarar telafi fonundan karşılanmaya çalışıldığını,bu fonun ortakların ileride yapılacak sermaye artışına ilişkin olarak mevcut finansal verilere göre önceden kaynak göndermeleri ve bu kaynakların da bilançoda öz kaynaklar hesap sınıfı altında ayrı bir hesaba kaydedilmesi suretiyle oluştuğunu, bu hesaba yer verilmesinin temel amacının şirketi ayakta tutmak olduğunu, bu hesapta 31.12.2014 bilançosunda yer alan tutarın 1.933.714,65 -TL olduğunu, hatalı olduğu iddia edilen 1.000,000- TL’lik rakamı aştığını, dönem zararının da iddia edilenin aksine 398.314,66 -TL olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 28.02.2015 tarihli GK’da alınan 5 nolu kararının geçersiz olduğunun tespitine, 3-4-6-7-8 nolu maddelerine ilişkin alınan kararlara davacıların muhalefet şerhi yazdırmadıklarından dava şartı yokluğundan iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; GK toplantısında gündemin 4. maddesinin bilançoda yer alan kar yedekleri adı altındaki kısmının bilanço tekniğine uygun olmadığı, ayrıca ticari alacaklar bölümünde alıcılar kısmında görülen 120 hesap ile … A.Ş.’nin 321 borç senetlerinin aynı rakam olduğunu, bu hususların TTK 519’a aykırılık oluşturduğunu, kar yedeklerinin öz kaynaklardan sayılmadığı durumda dahi karşılanamadığını, kar yedeklerinin öz kaynaklardan sayılmadığı durumda dahi TTK 376. maddesi gereği işlem yapılmalıdır şerh konulduğunu, muhalefet şerhinin içerik itibariyle geçerli olduğunu,Genel Kurul’un 3, 6 ve 7. maddelerinin iptali gerektiğini, özellikle denetçinin katılmaması nedeniyle geçmiş yıl zararlarının müzakere edilmediğini, bilançonun gerçeğe aykırı düzenlenmesinin YK üyelerinin ve denetçinin kötüniyeti nedeniyle bağımsız denetim talep ettiklerini ancak kabul edilmediğini, yapılan GK Toplantısı’nda denetçinin bulunmadığından yapılan finansal hataların cevapsız bırakıldığını, bu nedenle de GK Toplantısı’nda alınan kararların iptali gerektiğini, davaya konu tüm maddelere şerhler koyarak görüşülen maddelere karşı tutumlarını açıkça beyan ettiklerini ve alınan kararlara da verdikleri red oylarla belli ettiklerini belirterek,reddedilen kısmın kaldırılarak davanın tam olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Mahkemece ;5 nolu gündem maddesi ile ilgili olarak davacılar “…kronik karsızlığın mevcut olduğunu bu sebeple uzun yıllardır kara geçmeyen YK hakkında yasal haklarımızı saklı tutuyoruz…” şeklinde beyanda bulundukları, bu beyan karara muhalefet edildiği anlamına gelmese de geçmiş dönem zararlarının şirket ortaklarından payları oranında tahsiline ilişkin verilen kararın kanunun emredici hükümlerine aykırılık taşıdığı, anonim şirketlerde geçerli tek borç ilişkisinin sonucu olarak pay sahiplerinin taahhüt ettikleri sermaye dışında açığı veya zararı kapatma yönünde ifaya zorlanamayacaklarının TTK’nın 480/1 maddesinde düzenleme konusu yapıldığı, emredici düzenlemeye aykırı bulunan gündem maddesinin butlan ile sakat olduğu,TTK’nın 446 maddesinde ön görülen dava açma koşulları ve hak düşürücü sürenin yokluk hükmünde işlemeyeceğinden, emredici düzenlemeye aykırı olan 5 nolu gündem maddesinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir.Davaya ve istinaf başvurusuna konu edilen kararlar 3,4,6,7,8 nolu kararlardır.
3 nolu karar yönetim kurulunun 2009…2014 yıllarına ait faaliyet raporlarının onanmasına ilişkin olup kararın %45 red oyuna karşılık %55 oy çokluğu ile karar alındığı ,Gündemin 7.maddesi yönetim kurulu ve denetçinin ibrasına ilişkin olup %45 red ,%55 kabul oyuyla ibranın kabul edildiği yazılıdır.
4 nolu karar bilançoların onanmasına ilişkin olup yapılan oylama ve karar sonucu hakkında ne şekilde karar alındığı genel kurul tutanağında yazılı bulunmamaktadır.
6.madde ise istifa nedeniyle boşalan yönetim kurulu üyeliklerinin ve yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin onanmasına ilişkin olup oy oranı belirtilmeksizin oyçokluğuyla kabul edildiği , 8.maddesinin ise yönetim kurulu seçimine ilişkin olup; … ,…ve …,ın 3 yıl süre ile ve oy çokluğuyla seçildiği yazılıdır.
TTK nun 422.maddesinde ; “Tutanak pay sahiplerini veya temsilcilerini ,bunların sahip oldukları payları,gruplarını,sayılarını,itibari değerlerini ,genel kurulda sorulan soruları ,verilen cevapları ,alınan kararları,her karar için kullanılan olumlu ve olumsuz oyların sayılarını içerir.Tutanak toplantı başkanlığı ve bakanlık temsilcisi tarafından imzalanır;aksi halde geçersizdir” denilmiştir.
Davaya konu 6 ve 8 nolu kararların oyçokluğu ile alındığı tutanakta yazılı ise de ne miktar kabul ne miktar red oyu ile karar verildiği tutanağa yazılmamış ;yönetim kurulunun ve denetçinin ibrasına ilişkin 7.madde de ise % 55 oy oranı ile ibraya ilişkin karar alındığı yazılı ise de ; kimin lehe ,kimin aleyhe oy kullandığı ,yönetim kurulu üyelerinin oy kullanma yasağı bulunduğu halde , ibra oylamasına katılıp katılmadıkları belli değildir.Keza yönetim kurulu faaliyet raporunun oylanmasında da yalnızca %55 oy ile kabul edildiği yazılı ise de, kimlerin red kimlerin kabul oyu kullandığı tutanağa yazılmamıştır.
Somut olaya emsal olabilecek :Yargıtay 11.HD nin 2015/12766 esas,2016/6592 karar sayılı 14.6.2016 tarihli ilamında : somut olayda ortaklar kurulunda alınan kararlara ilişkin tutanakta,genel kurulda sorulan soruların ,verilen cevapların ,alınan kararların ,her karar için kullanılan olumlu ve olumsuz oyların sayıları yer almamaktadır. Bu itibarla somut olayda uygulama yeri bulunan TTK nun 422.maddesi uyarınca ortaklar kurulu toplantısında alınan kararlar geçersiz bulunduğundan ,davanın kabulü gerekirken “denilerek,davanın reddine ilişkin karar bozulmuştur.
TTK nun 446(1)a.maddesi uyarınca toplantıda hazır bulunupda ;alınan kararlara olumsuz oy veren ve muhalefetlerini tutanağa yazdıran pay sahiplerinin iptal davası açabileceği düzenlenmiştir.İlk derece mahkemesince usulune uygun şekilde muhalefet etmediklerinden ,davacıların dava ön şartını yerine getirmediklerinden bahisle dava reddedilmiş ve davacıların usulune uygun muhalefetlerinin tutanağa yazdırılmadığı da anlaşılmakta ise de ; muhalefet şerhi ,usulüne uygun geçerli olarak alınan kararlara karşı iptal davasında aranabilecek bir ön koşuldur.Davaya konu gelen kurul karar tutanağı incelendiğinde kanunun aradığı koşulların mevcut olmadığı bir kısım kararlarda oy oranı belirtilmiş ise de bazılarında “oyçokluğuyla” alındığının yazılı bulunduğu, 4 nolu kararda oylama sonucunun belirsiz olduğu , yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanıp kullanmadıklarının belli olmadığı ,tutanağın yasal düzenlemede yazılı koşulları taşımadığı anlaşılmakla alınan kararlar “geçersiz ” olduğundan davanın reddine ilişkin kısımlar kaldırılarak,hükümde ki eksiklik yeniden yargılama gerektirmediğinden davanın kabulü ile davaya konu kararların iptaline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/523 Esas-2016/782 Karar sayılı ve 29/09/2016 tarihli hükmünün HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın KABULÜNE, 28/02/2015 tarihli olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 3, 4, 6, 7, 8 nolu kararların İPTALİNE”
5 nolu kararın geçersiz olduğunun TESPİTİNE”
İlk Derece Yargılamasına İlişkin Olarak;
“Alınması gereken 35,90- TL harçtan, davacılar tarafından peşin yatırılan 27,70- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından ödenen 67,70- TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacılar tarafından yapılan 2.400- TL bilirkişi ücreti, 148- TL teb-müz. masrafı olmak üzere toplam 2.548- TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacılar vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 2.180- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, “
Davacılar tarafından yatırılan 31,40- TL peşin istinaf karar harcının iadesine
Davacı tarafından hükümden sonra yapılan 35- TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile, HMK’nun 361/1 maddesi gereği Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2018