Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/579 E. 2018/899 K. 09.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/579
KARAR NO : 2018/899
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2017
NUMARASI : 2011/887 E.-2017/225 K.
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/07/2018 817/07/2018 yazım tarihli )
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkili şirketin işlemlerinin, şirketi temsile yetkili şahıs tarafından, şirket antetli kağıdına yazılan talimat yazıları ve şirketi temsile yetkili şahıs olan şirket müdürü …ve … imzaları ile gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket hesaplarında çıkan açıklar nedeni ile yapılan araştırmalar neticesinde Beyoğlu …. Noterliğinin 06.09.2011 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili şirketin davalı banka şubesi nezdindeki hesaplarında yapılan işlemlerin detay dökümünün çıkarılmasının talep edildiğini, davalı tarafça Bakırköy …. Noterliğinin 13.10.2011 tarihli ve …yevmiye nolu cevabı ihtarnamesi ile davalı bankadan yapılan işlemlerin dökümünün kendilerine gönderildiğini, müvekkili şirkete temsile yetkili olmayan kişilere ödeme yapıldığını, müvekkili şirketi temsile yektikili kişilerin el ürün olmayan sahte imzalar ile bir takım talimatların davalı bankaca işleme alındığını ve davalı banka şubesinin yetkisiz temsilciye ödemeler yapmış olduğunu, davalı banka şubesinin yetkisiz temsilciye ödeme yapmış olması ve çek karnesi teslim etmiş olması nedeni ile müvekkili şirketi mağdur ettiğini, müvekkili şirketin hem maddi hem manevi olarak zarar gördüğünü fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000- TL alacağın yetkisiz temsilciyle yapılan işlem tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili TBK nun 60. maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan tazminat davaları 1 ve 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bir yıllık süre, zarar görenin zararı ve haksız fiilden sorumlu olanı öğrendiği andan itibaren başladığını, ilgili hesaba ait talimatlar 2008 yılına ait olduğundan dava tarihine kadar 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, bu itibarla öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi, müvekkili banka tarafından işlemlerin üsulune uygun yapıldığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacı şirketin sadece 2008 senedinde müvekkili banka ile çalıştığını, ayrıca davacı şirkete gerçekleştirilen işlemlere ilişkin hesap hareketi gönderilmiş olmasına rağmen dava dilekçesinde hangi işlemlere itiraz edildiğinin bildirilmemesi de kötüniyeti ihtiva ettiğini usule ve esasa ilişkin cevapları uyarınca haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen ve davacının ıslah suretiyle talep ettiği 24.523-TL’lik işlemlerin davacı şirket ortakları ve çalışanları tarafından gerçekleştirildiği, EFT işlemine konu edilen havalelerin de davacı şirket ile ticari ilişki içinde bulunan kişilere yapıldığı, bu bağlamda yapılan işlemlerin davacı şirket adına ve hesabına yapıldığı belirlenen işlem tutarının şirket adına ve hesabına yapılmadığı hususunu tespit etmesi halinde işlemi yapanlar aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabileceği gerekçesiyle,davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, davalı bankanın özen yükümlülüğüne açıkça aykırı davrandığının dosyada mübrez bilirkişi raporuyla sabit olmasına rağmen yerel mahkemece bu hususun gözetilmediğini, mahkeme kararının gerekçesi ile hüküm kısmının birbiriyle çelişir nitelikte olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesinin sunulmadığı, fakat bu konuda bir ihtilaf bulunmadığı ,uyuşmazlık konusu dava konusu işlemlerden dolayı davalının sorumlu bulunup bulunmadığı, sorumluysa tazmin yükümlülüğünün kapsamının ne olduğu yönündedir. Davacı şirketin davalı bankanın Yenibosna şubesinde bulunan hesaptan davacı yetkilisinin imzasının olmadığı iddia edilen işlemler bilirkişilerce incelenmiş olup, işlemlerin faks talimatı ile yapıldığı, talimat asıllarının alınmadığı işlemlerin şirketin ticari ilişkide bulunduğu firmalara ödeme şeklinde yapıldığı anlaşılmaktadır.Davacı şirket yetkililerinin imza incelemesi Adli Tıp Kurumunda yapılmış olup, bir kısım işlemlerde bulunan imzaların yetkililerin eli ürünü olmadığı, bir kısmının başka bir belgeden nakledildiği belirlenmiştir.
Davacı şirket yetkilisi … 20.3.2017 tarihli oturumda;banka tarafından ödeme yapılan kişilerin şirket ortakları bulunduğu ,diğer ödeme yapılan …ve ….’nın şirket çalışanları olduğu,ödeme gönderilen iki şirketin de şirketin iş ilişkisi olan şirketler olduğunu ,ortakların tüm borcu üzerine yıktıklarını beyan etmiştir. Davacı şirketin işlem tarihlerinden sonra yetkilisi olan….’ya da yetkisi olmadığı halde ödeme yapıldığı belirlenmiştir.
Davalı bankanın talimatları faks ile gerçekleştirdiği ve asıllarının daha sonra temin edilmediği anlaşılmakla birlikte davacının işlemler sonrasında hesap hareketlerini takip ederek doğru olmayan işlemlere itiraz etmediği ve böylelikle yapılan işlemlere zımnen (örtülü) olarak icazet verdiği, bankanın da bu doğrultuda faks ile işlem yapmayı adet haline getirdiği işlem tarihlerinden itibaren dava tarihi göz önüne alındığında davacının hesaplarını ve işlemleri kontrol edebilecek durumda olmasına rağmen bunu yapmadığı yapılan işlemleri bilebilecek durumda olduğu,ödemelerin ise davacı şirketin ticari muhataplarına yapılmış olması karşısında yapılan işlemlerde bankacılık tekniği açısından kusurlu görülebilse de ticari ilişkinin karşılıklı rıza ve icazetlerle yürüdüğü ve bu yönde taraflar arasında bir teamül oluştuğu, davacı şirketin 1 yıl boyunca devam eden işlemlerden haberdar olmadığını kabul etmenin hayatın olağan akışına uygun olmadığı gözetildiğinde hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yaptığı istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/07/2018