Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/544 E. 2018/90 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/544
KARAR NO : 2018/90
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2015/428 Esas 2017/494 Karar
DAVA : Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/02/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı Almanya menşeli “L…” firması ile 3.168 adet rezervuarın adet başı 98-euro birim fiyat üzerinden toplam 310.464-euro satışı hususunda anlaştıklarını, söz konusu 3.168 adet emtianın beher tır başına 792 adet yükleme yapılarak toplamda 4 tır olarak, 05.09.2014 ile 11.09.2014 tarihleri arasında tır başına 3150 € navlun bedeli ile davalı tarafından taşındığını , söz konusu emtianın karayolu ile İstanbul’a nakledildikten sonra davalı yanca konteynere yükleme yapılarak sırası ile denizyolu+karayolu+demiryolu+karayolu sevkiyatları sonrasında 23.09.2014 ile 26.09.2014 tarihleri arasında alıcı firma olan ‘…’ firmasına taşındığı ;taşıma sonunda , … sayılı konteynerde 280 adet,… sayılı konteynerde hasarsız, … sayılı konteynerde 310 adet , … sayılı konteynerde 340 adet hasarlı olmak üzere toplam 930 adet ürünün CMR Belgesine göre hasarlı biçimde nakledildiğini, dava dışı …” firması tarafından hasarlı olan 930 adet ürünün bedeli düşüldükten sonra sağlam olarak teslim alınan 2.238 adet ürünün bedelinin müvekkili firmaya ödenmiş olduğunu, ancak 930 adet hasarlı ürünün dava dışı firma tarafından teslim alınmadığını ve ödeme yapılmadığını, ancak tır başına 3.150 €’dan toplam 4 adet tır ile nakliye bedeli olan 12.600 -euro navlun bedelinin davalıya ödendiğini , hasarlı olup, teslim alınmayan 930 adet ürün karşılığının 91.140-euro olduğunu,930 adet hasarlı emtianın iade işlemlerinin güçlüğü dikkate alınarak başka firmaya satılması için alıcının adresinden yeni adrese nakliyesi, depolanması, kurtarılabilecek durumdakilerin onarımı, bakiyesinin imhası için Almanya’da bulunan … firması ile anlaştıklarını ve bu işlemler için toplam 16.595-euro ödendiğini, daha sonra 930 adet emtianın 900 tanesinin kurtarıldığını ve … firmasına 72.000-euro bedel ile satıldığı, böylelikle müvekkilinin hasarlı olması nedeni ile satamayacağı 930 adet ürünün bedeli olan 91.140 euronun üzerine hasarlı ürünlerin nakliyesi ve işlemleri için 16.595 euro’luk bir harcama daha yapmak zorunda kaldığını, toplam zarar miktarının 107.735-euro olup ödenen 72.000 -euro düşüldüğünde 35.735 -euro zarar ettiğini , müvekkilinin bu zarar için dava dışı sigorta firması olan … Sigorta A.Ş.’ye müracaat ettiğini, ancak tam ziya klozu ileri sürülerek ödeme yapmadığını , 35.735 euroluk zararın fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği alacak kalemlerine ilişkin zamanaşımı itirazları olduğunu, taraflar arasında ; Davacının, Polonya’dan ithal ettiği toplam 4 tır rezervuarın taşımasının alt taşıyıcı … tarafından yapıldığını bu nedenle; öncelikle alt taşıyıcı …’ye davanın ihbarını talep ettiklerini, taraf şirket yetkililerince sağlanan mutabakat gereğince, davacı şirketin Polonya’dan ( …firmasından) ithal ettiği malların İstanbul/ Halkalı’da bulunan …. Ticaret Ltd. Şti’ye ait antrepoya gelmiş olduğunu, …. Antrepo çalışanlarınca, malların Halkalı’da taşıyıcı ….’a ait 4 tıra yüklendiğini, Halkalı’dan tır ile Pendik’e getirilen malların Ro’ro gemiye yüklendiğini, İtalya’da sona eren Ro’ro yolculuğunun akabinde, tren, son olarak demiryolu ile Almanya’ya gelen dorselerin karayolu ile alıcıya ulaştırıldığı, müvekkili tarafından malların teslim alınma noktası olan Halkalı”dan dorselere yüklenen malların tüm taşıma aşamalarında dorseden hiç boşaltılmadığını, Polonya’daki … firmasından getirilen ambalajlı malların Halkalı Antrepoda davalı tarafından teslim alındığı, müvekkili şirketin esasen ambalajlı mallar için taşıma işlemine devam etmiş olduğunu, taşıma işinin, müvekkili davalı şirket yetkilileri tarafından gerekli tüm önlemler alınarak davacının talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini , emtianın en güvenli taşıma şekli olan “metal kapalı kasa” dorse ile taşınmış olup, emtia taşıma sırasında kayma veya devrilmeye mahal verilmeyecek şekilde yüklenmiş olduğunu,araç içerisinde ambalajlı paketlerin oynayabileceği bir alanın bulunmadığını,hasarın taşıma şeklinden kaynaklanmış olsa idi tüm tırlardaki malların zarar görmüş olması gerektiğini, davacı tarafından hasar bildiriminin gereği gibi ve süresinde yapılmadığını, süresinde bildirilmeyen hasardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, sigorta şirketinin ekspertiz incelemesini yalnızca fotoğraf üzerinden ve tam ziya olup olmadığı yönünden yaptığını, bu gibi durumlarda sigorta şirketinin acentası ile eksperinin bizzat mahallinde keşif ve tespit yapılması gerekirken; yalnızca fotoğraflar üzerinden, emtia görülmeksizin/incelemeksizin, sadece başvuran/davacının beyanlarına itibar edilmek suretiyle rapor düzenlendiğini, ekspertiz raporundaki “ambalajlı mallar içindeki paletlerin kayması” iddiasının ise, olsa olsa taşıyıcı tarafından ilk bakışta anlaşılmayacak uzun yola dayanıklı olmayan hatalı paketlemeden kaynaklandığını, hasarlı olduğu iddia edilen malların bir kısmının tamir edildiği bir kısmının ise imha edildiği beyan edilmiş olmasına karşın bu hususta yapılmış bir delil tespitinin de olmadığını, davacının, müvekkili şirkete beyan ettiği zarar miktarı ile dava dilekçesinde talep ettiği bedelin birbirini tutmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesince;iddia, savunma alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre zararın taşıma sonrası hatalı yükleme ve istifleme nedeniyle dorse içindeki yüklerin birbirlerine sürtünmesinden kaynaklandığı, davalı taşıyıcının yükleme ve istiflemede göndereni uyarmadığı, nezaret ve denetim yükümlülüğü bulunduğu, oluşan hasardan % 25 müterafik kusurlu olduğu müterafik kusur oranına göre, davalının 4.557- eurodan sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk Derece Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu, zira davalı yanın 29.08.2014 tarihli e-posta mesajında beher tır demek suretiyle fiyat verdiğini, Sienzi…. şirketinin çözüm ortakları olduğunu belirttiğini,bu firmanın en iyi antrepo hizmeti sunacağını taahhüt ettiğini, malların Halkalı’dan Sienzi antrepo çalışanlarınca alt taşıyıcı…. şirketinin tırlarına yüklendiğini, hasarın yüklemeden kaynaklandığını, 930 adet ürünün hasarlı olduğunu, 930 adet üründen 900 adedinin kurtarılarak …. firmasına 72.000-euro ya satıldığını müvekkilinin zararının toplamda 91.140-euro ürün bedeli ve 16.595-euro hasarlı ürünlerin nakliyesi ve onarım bedeli olmak üzere toplamda 107.735-Euro olduğunu 72.000-Euro bedelin tahsil edildiğini kalan zararın 35.735-euro olduğunu, davalı taşıyıcının zarardan sorumlu olduğunu,öte yandan zararın yükleme ve istiflemeden değil konteynerin aktarmalar nedeniyle zarar görmesinden kaynaklandığını, taşımanın dorse şeklinde yapılması gerektiğini, yine mahkemenin hasarlı ürünün kg miktarını hatalı olarak belirlediğini zira esas alınan 13.284,48 kg ın bir parti mal için geçerli olduğunu oysa 3 parti malın söz konusu olduğunu kusur oranının hatalı belirlendiğini, istifleme ve yüklemenin davalının çözüm ortağına yaptırıldığını bu hususun göz ardı edildiğini, yine vekalet ücreti ve yargılama giderinin hatalı belirlendiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, Türkiye’den Almanya’ya 3 ayrı tırla yapılan taşımalar nedeniyle davacı satıcıya ait 930 adet rezervuarın hasarlanması nedeniyle oluşan zararın taşıyıcı şirketten tahsili istemine ilişkindir.
Sunulan taşıma evraklarına göre; taraflar arasında 4 ayrı taşıma söz konusu olup 4 taşımanın 3 ünde kısmi hasar meydana geldiği kısmi hasarın CMR evrakı üzerine yazıldığı, taşımada yüklemenin davacı tarafından yapıldığı taşıyıcının istife nezaret görevi nedeniyle %25 oranında kusurlu bulunduğu, CMR 23. maddesi gereği taşıyıcının sınırlı sorumlu olacağı CMR 23. maddesi gereği eşyanın taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamanki değere göre; malın birim bedeli 98-euronun piyasa değeri çerçevesinde kadri maruf bulunduğu hususları tespit edilerek taşıyıcının kusuruna isabet eden miktar kadar davanın kabulune karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi kurulu sorumluluğun üst sınır hesabını yaparken olayda 4 ayrı taşıma olmasına rağmen tek bir taşıma varmış gibi sorumluluk hesabı yapıldığı, gerçekte her bir tırda 792 emtia taşındığı ,her bir emtianın 13.284,48 brüt ağırlıkta olduğu halde tek bir taşımanın ağırlığı olan bu miktar gerçekte taşınan tüm emtia sayısı esas alınarak taşınan tüm emtia sayısı olan 3.1687e bölünmek suretiyle hatalı bir üst sınır hesaplaması yapılmıştır. (13.284,48.3.168) 4 ayrı taşımadan 3 ünde …. nolu konteynerde 280 adet, … nolu konteynerde 310 adet,…. nolu konteynerde 340 adet hasarlı ürünün bulunduğu CMR evrakına rezerv konulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre her bir taşımada 792 adet pisuvar taşındığı,her bir tırda taşınan pisuvarın toplam brüt ağırlığının 13.284,48- kg olduğu buna göre her bir pisuvarın ağırlığının hatalı hesabı hükmün diğer kısımlarını da etkilemiştir.
toplam 930 adet kusurlu kaydı bulunan pisuvarın 73 adedinin tam ziya olduğu iddia edilmekte ise de yapılan elleçlemeden sonra 900 adet pisuvar için …. firmasına 900 adet pisuvar için fatura düzenlendiği ve 30 adet pisuvarın hasarlı(tam ziya) olarak kabulü gerektiği anlaşılmaktadır. … firmasına yeniden satılan 900 adet pisuvarın 1 adedinin 80 Euroya satıldığı, davacının olayda… firmasına satılan bedel ile gerçekte hasar gerçekleşmeseydi ,satılması gereken bedel arasındaki fark ile hasar nedeniyle yapılmak zorunda kalınan 15.695-euro masrafın zarar olarak talep edildiği ,ayrıca tam ziya olan ürünlerin bedelinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Kurulu taşınan emtiadaki meydana gelen hasarın derecesinin bilinmediği bu sebeble %20 oranında kusurlu olarak kabulü gerektiğinden bahisle hesaplama yapılmış ise de ;hasara uğrayan emtianın 930 adet bulunduğu ,900 adedinin Ken Solar firmasına 80-euro bedelle satıldığı bildirilerek düzenlenen satış faturası ibraz edilmiştir.Davadan evvel davalı ile davacı tarafın özellikle sigortacıya başvurma aşamasında karşılıklı e-posta yazışmalarından hasar hakkında davalının bilgilendirildiği ,meydana gelen zararın niteliğine ve içeriğine davalının vakıf olduğu gibi bir itiraz da bulunmadığı, hasarın tazmini için birlikte çaba gösterdikleri değerlendirildiğinde hasarın niteliğinin taraflar arasında çekişme konusu olmadığı anlaşılmaktadır.Davacı tarafından ürünlerin daha düşük bedelle satılmasından kaynaklanan fark bedeline, … firmasınca düzenlenen ve 930 adet ürüne ait onarım ve nakliye masrafı olduğu beyan edilen 20.10.2014 tarihli fatura bedelinin ilave ederek davalıdan tahsili talebinde bulunduğu anlaşılmakla talep edilen fark bedeli ve onarım nakliye masraf kapsamında davanın çözümü gerekmektedir.Ürünlerin %20 oranında hasarlı bulunduğunu kabul için bir sebeb bulunmadan bu yolda hasar hesabı yapılması doğru olmamıştır.
HMK 223(1) gereği yabancı dilde yazılmış belgeye dayanmış taraf ,tercümesini de mahkemeye sunmak zorundadır. İlk Derece Mahkemesi 20.10.2014 tarihli faturanın türkçe tercümesini istememiş ,bu faturada yazılı bedellerin neye ilişkin olduğu belirlenmemiş ,davalı taşıyıcıdan talep edilebilecek masraflar olup olmadığının da üzerinde durulmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince öncelikle … firmasınca tanzim edilen 20.10.2014 tarihli faturanın tercümesi istenmek suretiyle CMR hükümlerine göre davacının talep ettiği tazminat kalemlerinin kadri marufunda bulunup bulunmadığı, CMR konvansiyonunun 23 ve 25. maddeleri gereğince sınırlı sorumluluk tutarları her bir taşıma için ayrı ayrı belirlenmek suretiyle ,davalının kusuruna tekabül eden gerçek zarar miktarı hesaplanmak üzere gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle bir sonuca varılması, hasarlı 930 adet pisuvarın 30 adedinin tam ziya kapsamında ,kalanı içinde talep edilen satış bedeli farkı ve yapılan masrafların ne olduğu belirlendikten sonra istenip istenemeyeceği ,istenebilecek ise ne miktarının talep edilebileceği hususu yeniden değerlendirilmek suretiyle zarar hesabının yeniden yapılması gerektiği, hasarın meydana geldiği iddia olunan taşımanın tek taşıma olarak kabulü nedeniyle yapılan hesaplamaların hükmün bütünüyle yanlış kurgulanmasına neden olduğu,hükmün esasını incelemeye olanak bulunmadığı gözetilerek açıklanan esaslara göre inceleme yapılmak üzere ; verilen hükmün HMK 353/a-6 maddesi gereğince hükme tesir edecek delillerin toplanıp değerlendirilmemesi olarak kabul edilerek belirlenen esaslar dahilinde delillerin toplanıp yeniden değerlendirilmek üzere hükmün esası incelenmeden kaldırılmasına ; davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/05/2017 tarihli 2015/428 Esas 2017/494 Karar sayılı hükmün HMK’nun 353-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
“Davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye iadesine, “
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 218- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353.(1)-a kapsamında kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/02/2018