Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/542 E. 2018/164 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/542
KARAR NO : 2018/164
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2017
NUMARASI : 2017/169 Esas 2017/405 Karar
DAVA : Hisse Devrinin İptali(Muris Muvazasına İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/03/2018
Görevsizliğe ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların müteveffa …’ın çocukları olduğunu, davalının mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak şirket paylarının devri için babasını zorlayarak kandırması neticesi İst. …Noterliğinin 07/03/2011 tarih… yevmiye no ile 137.500-TL,06/01/2012 tarih 303 yevmiye ile 4.197.500-TL, 06/01/2012 tarih 302 yevmiye ile 2.500-TL’lik payları alarak tek ortak kaldığını, şirketin sermayesinin 03/01/2012 tarihinde 10.500.000-TL’ye çıkarıldığını, artırmanın tamemen dağıtılmayan geçmiş yıllar kârı ve ortakların alacaklarından karşılandığını, payların nominal değer üzerinden devredildiğini,.2012’nin başında şirketin gerçek değerinin 100.000.000-TL’nin üstünde olduğunu, payların gerçek sahibinin muris olduğu,ölümden sonra vasiyetnamenin iptali için Bakırköy 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/566 esas, terekenin tespiti için Bakırköy 5.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/772 esas, veraset ilamı için davalar açıldığını belirterek Ticaret Sicilinin… nosuna kayıtlı …… Ltd.Şti.’nin davalıya devredilen payların gerçek değeri üzerinden tereke adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, bütün şirket hisselerinin dava edildiğini, müvekkilinin devraldığı hisseler nedeniyle 15.000.000-TL ödediğini, harcın tamamlanmasını ve şirketin davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, muris muvazaası nedeniyle tapu iptali talebi yönünden davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu,… Dış Ticaret….td.Şti’ni tek başına kurduğunu, … Turizm ..Ltd. Şti’nin muris ile ortak olarak kurulduğunu, sermayenin eşit olarak karşılandığını,arsaların şirket kurulduktan sonra şirket adına satın alındığını, murise ait olmadığını,hisselerin gerçek değerleri üzerinden müteveffanın banka hesabına ödenmek suretiyle satın alındığını haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, davanın TTK 4.maddesine göre ticari bir dava olmadığı, muris muvazaası nedeniyle murise ait şirket hisselerinin davalıya devrine ilişkin hisse devir işlemlerinin iptali ve tereke adına tescili davası olduğu, mutlak veya nispi ticari dava olmadığı, Türk Medeni Kanunu’nun 576.maddesi hükümlerine göre açılan işbu davanın görülüp sonuçlandırılmasının ticaret mahkemesinin görevine girmediği, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, gerekçesiyle, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 138. maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK. 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, limited şirketin paylarının devri, tescili ile şirket paylarının gerçek değerinin belirlenmesi konusundaki davaların tipik mutlak ticari davalardan olduğunu, miras bırakanın paylarının muvaazalı olarak devrinde gösterilen şekli bedelin gerçek bedel olup olmadığı konusunun tartışılacağı görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, murisin eşit payla kurulan şirkete mülkiyeti kendisine ait üç taşınmasızın otel inşaatı için tahsis ettiğini, miras bırakanın taşınmazı üzerinde yapılan bu otelin şirketin ana sermayesini oluşturduğunu, tahsis edilen arsanın ve otelin değeri ile inşaat maliyeti ve getirisi, şirket defterleri ve finansal tablolarının incelenmesi gerektiğini, davanın ticari bir dava olduğunu öne sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava;davacı tarafça muvazaalı olduğu ileri sürülen limited şirket hisse devrinin iptali ile devreden murise ait payların tereke adına tesciline,murise ödenmeyen şirket gelirlerinin belirlenerek terekeye intikaline karar verilmesine ilişkindir. Davacı müteveffanın devrettiği payları üzerinde miras hakkına dayalı terekeyi ilgilendiren bir istekte bulunmaktadır. (Müteveffanın paylarının ve paylardan elde edilebilecek hakların aslında terekede kalması gerektiğini öne sürmektedir.)Davacı, müteveffanın ölümünden evvel yaptığı hisse devirlerinin muvazaalı olduğunu,bu bağlamda tereke üzerinden miras payının zedelendiğini ileri sürerek hak iddia etmektedir.
Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen malvarlığı haklarının (ticari şirket hisseleri) 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davayı ticari dava kılmaz. Davanın (iddianın) temeli muris muvazaasıdır. Muvazaanın var olup olmadığı yönündeki iddia ve savunmaya ait delillerin tartışılması anlamında davanın konusunu oluşturan hisse senetlerinin reel değerlerinin belirlenmesi sürecinde ticari defterlerin ve kayıtların incelenmesi gereği de davayı ticari dava kılmaz. Genel bir ilke olarak görevli mahkemenin belirlenmesinde temel ölçüt, muris muvazaasına konu malvarlığı haklarını oluşturan unsurların niteliği olmayıp, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığıdır. Bunu değerlendirme görevi de 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.
Dava muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali davası olup, 4721 sayılı TMK’nun 576.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir dava olmakla ve 6102 sayılı kanunun 4.maddesinde yazılmış mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı kanunun 5.maddesinde yazılı olduğu gibi nisbi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkemece verilen görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararı hukuka ve yasaya uygun olup istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 31,40- TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50- TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353-1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2018