Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/497 E. 2018/39 K. 22.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/497
KARAR NO : 2018/39

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2017
NUMARASI : 2016/1187 Esas 2017/317 Karar
YARGILAMANIN
İADESİNİ TALEP EDEN : … – 27971431060
DAVA : Yargılamanın İadesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/01/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün yargılamanın iadesini talep eden tarafça istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Yargilamanin iadesini talep eden dilekçesinde ; davacı şirket yetkilisinin başvurusu üzerine, dava dışı …’nın müdürlük görevinin yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiğini, mahkeme tarafından verilen kararda şirketi savunmakla yükümlü kayyumun şirket aleyhine vermiş olduğu cevap dilekçesi ve davacı tarafın kasıtlı olarak mahkemeyi yanıltması sebebiyle kastı aşan bir karar verildiğini, davacı tarafın hileli şekilde işlemler tesis ettiğini, davacının hukuki menfaatinin olmadığını, davanın yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davalı şirket kayıtları incelendiğinde bir takım hukuksuzların varlığının anlaşıldığını öne sürerek mahkemenin 2015/545 Esas, 2014/413 kararının yeniden yargılamasının yapılarak davacının kötü niyetle açmış olduğu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Yargılamanın iadesi talep edilen davanın davacısı konumunda olan … davalı sıfatıyla vekili aracılığıyla verdiği cevapta, yargılamanın iadesini talep eden şahsın yargılamanın yenilenmesi davası açmaya yetkisinin bulunmadığını, husumet yokluğundan davanın reddedilmesinin gerektiğini, yargılamasının iadesi istenen asıl davanın, şirket ortağı ve müdürü olduktan sonra açıldığını, davada hukuki menfaatinin olduğunu, hisse devrine konu kararların usulüne uygun alındığını, ticaret siciline de kaydedilerek ilan edildiğini belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Davacının yargılamanın iadesini talep ettiği; mahkemenin 2015/546 Esas, 2016/413 Karar sayılı dosyasının mahkemece 27/04/2016 tarihinde kayyım-bilirkişi raporu sicil kayıtları göz önüne alınarak karara bağlandığı davalı şirketin 18/12/2014 tarihli ortaklar kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın 23/05/2016 tarihinde kesinleştiği, davacı taraf kesinleşen karar için yargılamanın iadesi talebinde ileri sürülen iade sebeplerinin hiçbirinin yasada sayılan iade sebeplerine girmediği belirtilerek talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran ve yargılamanın iadesi talebinde bulunan 3.şahıs, yargılamasının iadesi istenen dosyada davacının hukuki menfaatinin olmadığını, davanın esasen genel kurul kararının iptali davası olması gerektiği, dava konusu genel kurul kararının şirket ortaklığı tarafından iptal edildiği, yargılamanın iadesine ilişkin dosyada delillerinin toplanmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava yargılamanın iadesi davasıdır. Davacı yargılamanın yenilenmesi talep olunan dava dosyasında davanın tarafı değildir. Fakat kendisi ile davalı şirket arasındaki Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ‘nin 2016/1091 sayılı dosyasından dolayı bu davada hukuki menfaati olduğunu öne sürmektedir. Bu dosyanın istendiği fakat dosyada bir inceleme tutanağı tutulmadığı görülmektedir. Bu durumda davacının esasen HMK’nın 376/1. Maddesi kapsamında hükmün iptalini talep etme konusunda hukuki menfaati bulunan bir kişi olup olmadığı mahkemece incelenmemiştir.
Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi talebinin yasada belirtilen hallere girmediği gerekçesiyle esasa girmeden davanın reddine karar vermiştir.
Karar davacı tarafça, dava dilekçesinde belirtilen nedenlerin tekrarı yoluyla istinafa getirilmiştir. Temel olarak müdür atanmasına ilişkin kararın yokluğunun tespitinin istenemeyeceği, ancak iptalinin istenebileceği, ilk davanın davacısı ve hissedarları arasında bir takım usulsüzlükler olduğu belirtilmekte ve bu durum istinaf dilekçesinden sonra sunulan dilekçelerin ekinde sunulan bir takım evrakla (dava dilekçesi ekinde de bulunan) desteklenmeye çalışılmıştır.
Mahkemenin ilk kararına konu, yokluğu tespit edilen genel kurul kararında müdür olarak atanan şahıs, 3. Şahıs olarak kararı istinaf etmiştir. Bu şahıs, ilk kararın usulsüz olarak kesinleştirildiğini öne sürmektedir.
Gerçekten, yargılamasının yenilenmesi istenen İst.Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/545 sayılı dosyasında davacı konumunda olan … paydaş-yönetici (müdür) olarak davayı açmış olup, davalı ise şirkettir. Davada şirkete temsil kayyımı atanmış olup, mahkeme nihai kararı kayyıma tebliğ edilmemiş, hem davacı, hem davalı konumunda olan aynı şahıs ve vekiline tebligat yapılarak karar kesinleştirilmiştir. Karar şekli anlamda kesinleşmiş görünmekte ise de; HMK’nın 374/1. Maddesi uyarınca ortada yargılamanın yenilenmesi talebine konu geçerli bir kesinleşmiş karar bulunmamaktadır.
HMK’nın 355/1 maddesine göre istinaf dairesinde inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir.
Yargılamanın iadesi 6100 sayılı HMK’nun 374/1 maddesine göre kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.
Yargılamanın iadesi istemine konu İstanbul Anadolu 4.ATM’nin 27/04/2016 tarih ve 2015/545 E 2016/413 K sayılı kararı (maddi anlamda) kesinleşmiş değildir. Zira davada davalı şirkete yargılamasının iadesi istenen dosyanın 16/09/2015 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile temsil kayyımı atanmış olup; mahkemece verilen karar kayyıma tebliğ edilmeden hem davacı hem de davalı temsilcisi olarak aynı şahsa (Davacı … vekiline ve Davalı şirket temsilcisi …’a) tebligat yapılmak suretiyle kesinleştirilmiş olup; 23/05/2016 tarihinde şekli anlamda yapılan bu kesinleştirme hukuken yok hükmündedir. Bu durumda esasen ortada kesinleşmiş bir karar olmadığından yargılamanın iadesine yönelik olarak 3.şahıs tarafından istinafa konu 22/03/2017 tarih ve 2016/1187 E 2017/317 K sayılı verilen karar da aynı şekilde hukuken geçerli olmayan bir karar olup, dairemizce kararın kaldırılması ve yargılamanın iadesi istenen 27/04/2016 tarih ve 2015/545 E 2016/413 K sayılı kararı kesinleşmediğinden ve bu durum istinaf sebebi olarak belirtilmese de kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle dairemizce resen nazara alınmak suretiyle yargılamasının iadesi isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355/1-2.cümle kapsamında değerlendirilmek suretiyle KABULÜNE, İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2017 Tarih 2016/1187 Esas 2017/317 Karar sayılı hükmünün HMK 353/1-b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“Hüküm (İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/04/2016 tarih ve 2015/545 E. -2016/413 K. sayılı kararı) kesinleşmediğinden yasal koşulları oluşmayan yargılamanın iadesi isteminin REDDİNE,
Üçüncü şahsın İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2016 Tarih 2015/545 Esas 2016/413 Karar sayılı dosyası ile ilgili istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına “
Davacının yatırdığı istinaf peşin karar harcının istek halinde kendisine iadesine
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 22/01/2018