Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/456 E. 2018/37 K. 22.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/456
KARAR NO : 2018/37
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2017
NUMARASI : 2016/1153 Esas 2017/81 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/01/2018

Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen yetkisizliğe ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, Kocaeli .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine, müvekkili ….. ile aralarındaki alt acentelik sözleşmesine binaen müvekkil şirkete ödenmesi lazım gelen 49.950- usd borcunun tahsili amacıyla 31/08/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini ve davalı tarafça 05/09/2016 tarihinde takibe itiraz edildiğini ve başlatttıkları takibin durdurulduğunu, müvekkili .. …. Ltd Şti nin Türkiye’den Suudi Arabistan’a hac organizasyonu düzenleyen bir seyahat acentası olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığı ile 17/02/2015 tarihinde yapılan protokolle de müvekkile 2015 yılı haccı için Türkiye genelinde hacı kaydı yapma yetkisi verildiğini, müvekkil şirketin de bu yetki ile ülke genelinde hacı kaydı almak amacıyla 17/02/2015 tarihli protokolün 7. Maddesine dayanarak davalı/borçlu…Ltd. Şti ile de Bursa ilinde hac kayıtlarının alınması amacıyla alt acentalık sözleşmesi yaptığını ve kendisine hac kaydı alma yetkisi verildiğini, Kocaeli .. İcra Müdürlüğü’nde .. Esas sayılı takip dosyasında başlattıkları takip borcunun kaynağının da davalı/borçlu seyahat acentasınm protokolün 7. Maddesine aykırı hareket etmesinden kaynaklandığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine ve borcun esasına yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına yine borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, yetki ilk itirazında bulunarak, Kocaeli Mahkemelerinin davada yetkili olmadığını, Bursa Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalı şirketin ticari merkezinin Bursa olduğunu, davacı şirketin ticari merkezinin Kocaeli olduğunu, davalının ikametgahı Mahkemesinin genel yetkili olduğunu ,davacının ikametgahı Mahkemesini yetkili kılan bir hüküm bulunmadığını , müvekkili ile davacı şirketin yaklaşık 3 yıldan uzun bir süredir Cari Hesap şeklinde çalıştıklarını, tarafların birbirlerinden aldıkları hizmet ve birbirleriyle yaptıkları ticari faaliyetleri neticesinde bazen davacının, bazen müvekkilinin alacaklı hale geldiğini, müvekkili ile davacı şirketin sadece 2015 yılı hac için birlikte çalışmadığını, 2013-2014-2015 yıllarında da hac ve umre faaliyetleri için sürekli olarak çalıştıklarını, bu ticari faaliyet neticesinde müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, ancak davacı şirketin, müvekkilinin bu alacağını ödemek yerine kötüniyetli olarak ve sadece 2015 yılı hac için yapılan ticari ilişkiden bahsederek alacaklıymış gibi bir izlenim yaratmak için dava açtığını, cari hesap ilişkisi benzeri ticari davanın davalının ikametgahında görülmesi gereken davalardan olduğunu öne sürerek davanın yetkisizlik nedeniyle Bursa Mahkemelerine gönderilmesine ve esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, takibin başlatıldığı Kocaeli İcra dairelerinin HMK 6 ve HMK 10. Maddeler kapsamında yetkili olmayıp, uyuşmazlığın çözümünde Kocaeli İcra Daireleri yetkisiz olduğundan ve hem davalının ikametgahı ve hem de sözleşmenin ifa yerinin Bursa olması sebebi ile yetkili icra Müdürlüğü’nün Bursa İcra daireleri olduğu kabul edilerek davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraz yerinde görülerek itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde takip yapma şartının gerçekleşmediği kabul edilerek ; icra dairesinin yetkisine itiraz yerinde görülerek açılan davanın dava şartı yokluğundan usulde reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, davaya konu icra takibinin taraflar arasındaki akdi ilişkiye dayalı para alacağının tahsiline yönelik olduğunu, görülen davadaki tartışma konusunun taraflar arasındaki akdi ilişkinin unsurları olmadığını, bu akdi ilişkiye dayalı para alacağının olup olmadığına ilişkin olduğunu, yerel mahkemenin taraflar arasındaki akdi ilişkinin unsurlarında bir çekişme varmışçasına hukuki nitelendirmede bulunarak usul ve yasaya aykırı hüküm kurduğunu öne sürerek talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise, yetkisizlik kararı verilmesine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle hükmü istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava ;İİK 67.madde uyarınca açılmış itirazın iptali davası olup;HMK’nın 114/2. Maddesi uyarınca itirazın iptali davası açısından takibin yetkili yerde yapılması, davanın görülebilmesi için bir dava şartıdır.
Davacı vekilinin bildirdiği istinaf sebebi , taraflar arasındaki ilişkinin ikrar edildiği, davacının alacağının para alacağı olması nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 89/1. Maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yeri mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu, bu itibarla mahkeme kararının kanuna uygun olmadığı hususlarına dayanmaktadır.
Takibin ve davanın dayanağı olan kök ilişkinin alt acentelik sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Buna ilişkin olarak sözleşme ve diğer evraklar sunulmuştur.
Getirtilen icra dosyası içinde yer alan itiraz dilekçesine göre ilişkininin inkar edilmediği sadece aleyhine takip yapılan borçlunun adresinin Bursa olduğu belirtilerek yetki itirazında bulunulmuştur.
Davalı, davaya verdiği cevapta genel yetki kuralına dayanarak davalının yerleşim-faaliyet yerinin Bursa olduğunu bu itibarla davanın Bursa’da görülmesi gerektiğini öne sürmektedir. Bunun dışında taraflar arasında 2013-2015 yıllarını kapsayan (iki uç dahil) cari hesap şeklinde çalışıldığı da kabul edilmiştir.
İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki sözlü bir akdi ilişki bulunduğu, davalının Bursa’da hizmet sunduğu, bu itibarla sözleşmenin ifa yerinin Bursa olduğu gerekçesiyle istinafa konu karar verilmiştir.
Davacı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hac kaydında yetkilendirilmiş bir seyahat acentasıdır. Davalı ise davacı ile aralarındaki alt ilişki kapsamında davacı adına hac hizmet sözleşmesi tanzim etmektedir. Dosyada bulunan sözleşme örneklerinde üçüncü şahısların hac hizmet sözleşmesinde davacı acenta olarak görülmekte, davalı ise davacı adına sözleşmeyi düzenlemektedir. Taraflar arasındaki (davacı ile davalı) sözleşmeye istinaden davalının üçüncü şahıslarla yapacağı işlemlerin (sözleşmelerin) kuruluş yeri Bursa’dır. Bununla birlikte taraflar arasındaki ilişkide tarafların edimleri analiz edildiğinde ; davalının üçüncü şahıslarla faaliyet yeri Bursa’da yapmış olduğu sözleşmeler ve almış olduğu ücretleri davacıya- alacaklıya vermek ve teslim etmek davalının asıl edimidir. Edim böyle kabul edildiği takdirde bu edimin nerede yerine getirileceği önem kazanmaktadır. Davalı davacı adına işlem yaptığına ve para tahsil ettiğine göre TBK’nın 89. Maddesinden de yola çıkarak örtülü iradeler de ilişkiden çıkarılmak suretiyle davacının alacağının para olması itibariyle TBK’nın 89/1-1.maddesine göre alacaklarının yerleşim yerinin yetkili olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda ilk derece mahkemesi kararı yerinde sayılamaz
Buna ek olarak 6102 sayılı TTK’nın 112/1 maddesine göre acente, müvekkiline ait olan parayı göndermekle veya teslim etmekle yükümlüdür.Acentenin müvekkiline ödeme borcunun götürülecek borç olduğu kanunda açıkça düzenlenmiştir. Taraflar arasında ilişkide davacı müvekkil konumunda olup davalı ise acentedir. Davalının davacı tarafından kendisine verilen acentelik yetkisi kapsamında yapmış olduğu sözleşmelerden tahsil ettiği ve müvekkile ait olan- olduğu iddia edilen paraları göndermek ve teslim etme yükümlülüğü 6098 sayılı TBK’nun 89/1-1 maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde alacaklı konumunda olan davacının (taraflara arasındaki ilişkideki sıfatı itibariyle ‘müvekkil’) yerleşim yerinde yapmış olduğu takip, geçerli bir takip olup, ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar hukuka uygun değildir. Bu durumda kararın kaldırılarak dava şartı mahiyetinde olan icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığı kabul edilmek suretiyle davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davacı tarafın istinaf talebinin kabulü, davalının istinaf talebinin incelenmesini mümkün kılmamaktadır. Bu açıdan davalı taraf istinafı hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2017 Tarih 2016/1153 Esas 2017/81 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)-a-4 gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE”
Davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının(davacı 31,40 TL , davalı 31,40 TL ) istek halinde kendilerine iadesine,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine ,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/01/2018