Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/346 E. 2018/441 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/346
KARAR NO : 2018/441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2016
NUMARASI : 2014/842 Esas 2016/753 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/04/2018
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İnegöl Bursa adresinde mobilya imalatı yaptığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 13/04/2011 tarihli sözleşmeye göre Rusya’nın başkenti Moskova’da 17/05/2011 ile 20/05/2011 tarihleri arasında yapılacak mobilya fuarında sergilenmek üzere müvekkili şirkete ait mobilya ürünlerinin Türkiye’den Rusya’ya fuar alanında 14/05/2011 tarihinde teslim edilmek üzere gümrükleme ve taşıma işini davalı tarafın taahhüt ettiğini, müvekkili şirketçe navlun bedelinin 5.025-euroluk kısmının davalıya ödendiğini, davalı şirketin taşımayı taahhüt ettiği ürünleri sözleşmede kararlaştırılan 14/05/2011 tarihinde teslim etmediğini, fuarın açılış kapanış tarihlerinin 17/05/2011- 20/05/2011 tarihleri olduğunu, mobilyaların fuarın bitiş tarihi olan 20/05/2011 günü akşamı 18:15 de teslim edildiğini, teslim belgesine bu tarihin yazıldığını, müvekkili firma yetkilisinin mobilyaları ihtirazı kayıtla teslim aldığını, davalı firmaya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin 30/06/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin kar kaybının bilirkişi incelemesi ile tam olarak belirleneceğinden fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 13.000-euroluk kar kaybının olduğunu, müvekkili firmanın ürünleri sergileyemediği fuar alanı maliyetinin 25.187-euronun … Bankası vasıtasıyla müvekkili tarafından ödendiğini, yine 5.025 Euronun Türkiye Katılım Bankası vasıtasıyla davalı firmaya ödendiğini, müvekkili firma tarafından tanıtım, reklam, personel, davetli müşteri ve fuar aksesuar gideri, konaklama gideri olmak üzere toplam 18.345-euro harcama yaptığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (61.687 Euro) 141.281,74- TL nin 14/05/2011 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep olunmuştur.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; uyuşmazlığa CMR konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerektiğini, CMR konvansiyonun 32.maddesi uyarınca taşımadan itibaren 1 yıl içinde dava ikame edilmediği için zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının taşımada gecikme nedeniyle ileri sürdükleri taleplerin CMR konvansiyonun 30/3-4 maddesinde hak düşürücü süreye uğradığını, müvekkilinin bir an için sorumlu olduğu düşünülse dahi; müvekkili aleyhine işleyecek tazminat bedelinin taşıma ücretini geçmemesi gerektiğini, davanın dava konusu taşımayı fiilen gerçekleştirmiş olan alt taşımacıya ihbar edilmesi gerektiğini, yabancı dilde belgelerin tercüme edilmesi gerektiğini, davacı tarafın fuar katılımcısı sıfatıyla yaptığı harcamaları talep ettiğini, ancak bu masrafların müvekkili firma tarafından taşıma yapılmış olsa dahi müvekkili tarafından yapılmayacak harcama kalemlerinden oluştuğunu, müvekkili firmadan tahsilinin talep edilemeyeceğini, davacının mahrum kalan kar talebinin fahiş, haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının 14/05/2011 tarihinden itibaren avans faizi talep etmesinin somut olayda hukuka aykırı olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre,Sözleşmenin konusunun Türkiye ile Rusya arasında taşımacılık işine ilişkin bulunduğunu, davacının talebinin geç teslimden doğan tazminat talebine ilişkin olduğunu, davacı tarafın açmış olduğu dava CMR Konvansiyonu’na tabi taşıma sözleşmesinden ve geciken teslimden kaynaklanan tazminat istemi olduğunu, gecikme durumunda CMR 30/3 maddesinde gönderilenin malın teslim tarihinden itibaren 21 gün içerisinde taşıyıcıya yazılı ihbarda bulunulması gerektiğinin düzenlendiğini, somut olayda gönderilenin 20/05/2012 tarihinde davacı tarafa teslim edildiğini, teslim tutanağında yer alan ”Her türlü dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla” ibaresinin geç teslime ilişkin bir bildirim olarak kabulünün mümkün bulunmadığını, davacı tarafın davalı tarafa 21/06/2011 tarihi itibariyle ihtarname keşide ettiğini, 21 günlük süre içerisinde bir ihbarda bulunduğunun belirlenmediğini belirterek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hak düşürücü süre yönünden davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkil firma temsilcilerinin taşınan eşyayı teslim aldığı gün “her türlü dava hakkı saklı kalmak kaydıyla” koyarak teslim tesellüm tutanağını imzaladığını, gecikmeden kaynaklanan zarar ziyan davası için teslimatın yapıldığı gün bu şekilde yazılı olarak ihbar edildiğini, malın geç teslim edildiğine ilişkin tutanak ve tutanakta yer alan “her türlü dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla” ibaresi geç teslime ilişkin bir bildirim olduğu halde mahkemenin şekli keyfiyet bakımından bildirim olarak kabul etmemesi aşırı şekilcilikten başka bir şey olmadığını,geç teslimden dolayı müvekkili firmanın fuarda sergileyemediklerini, mail ortamında saat saat, dakika dakika yapılan görüşmelerde davalı şirketin malı zamanında teslim edeceğini sürekli ve kararlı bir biçimde beyan ettiğini, davalının baştan yetiştiremeyeceğini bildiği halde bunu davacıdan kasten gizlemesi ve yazışmalarda an be an teslim edeceğini belirtmesi CMR 29.maddesinde geçen taşımacının kötü hareketlerinden olduğunun aşikar olduğunu, CMR 32.maddesi uyarınca yapılan taşımalarda doğan davaların 1 yıl içerisinde açılması gerektiğini, ancak bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda bu sürenin 3 yıl olduğunu belirtilerek kararın kaldırılarak davanın kabulüne, karar verilmesi talep olunmuştur.
2-Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava konusu itibariyle alacak davası olmasından dolayı dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin müvekkili şirket lehine maktu vekalet ücreti kararının nispi vekalet ücreti şeklinde düzeltilerek onanmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
GEREKÇE :Uyuşmazlık taraflar arasında Türkiye’den Rusya’ya taşınan fuar eşyasının süresinde fuar alanına götürülmediği ve bu nedenle zarara uğranıldığı iddiası ile açılan tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait mobilyaları Rusya’daki fuarda sergilenmek üzere davalı ile Türkiye – Moskova arasında taşıma sözleşmesi yaptıkları, taşınan malların 14/05/2011 tarihinde teslim edilmek üzere anlaşıldığı, davalı tarafın mobilyaları fuarın bitiş tarihi olan 20/05/2011 günü teslim etmesi üzerine geç teslimden dolayı 141.281,74 TL zararın tazminini istemiş , davalı vekili zamanaşımı, hak düşürücü süre yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Taşıma sözleşmesi Türkiye ile Rusya arasında olduğundan uyuşmazlığın çözümünde CMR konvansiyonu hükümleri uygulanması gerekmektedir. Davacı ile davalı arasında yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca davacıya ait mobilyaların fuarda sergilenmek üzere 14/05/2011 tarihinde teslim hususunda anlaştıkları, ancak teslimatın fuarın kapanış günü olan 20/05/2011 günü, saat 18:15’de yapıldığı fuar emtiasının fuar alanına zamanında teslim edilmediği uyuşmazlık konusu değildir. Esasen bu husus teslim tutanağı, beyanlar ve tüm dosya kapsamıyla sabittir.
İlk derece mahkemesince CMR konvansiyonunun 30/3 maddesindeki 21 günlük sürede yazılı bildirim yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında taşıma ilişkisinde uygulanacak hüküm CMR 30/3 maddesi olup, bu maddeye göre yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durumun yazılı olarak taşıyıcıya bildirilmemiş ise; teslimdeki gecikmelerden dolayı tazminat ödenemeyeceği düzenlenmiştir. Bu maddeye göre eşyanın teslimindeki gecikmenin yazılı olarak ihbarı şarttır. Ancak taşımacı gecikmeyi bir tutanak ile teyit etmiş veya ihbar süresinde dava açılmış veya teslimdeki gecikmenin taşımacı tarafından ikrar edildiğinde ihbara gerek yoktur. Davaya konu olayda taraflar arasında yapılan 13.4.2011 tarihli taşıma sözleşmesi ile Moskova’da 17-20 Mayıs 2011 tarihleri arasında yapılacak olan Euro Expofirnuture Fuarına davacının fuarda sergilenmesini istediği ürünlerin 15.05.2011 tarihine kadar fuar alanına taşınmasının davalı taşıyıcı tarafından üstlenildiği ancak fuarda sergilenecek ürünlerin gecikmeli olarak 20.5.2011 tarihinde davacıya teslim edildiği, teslim sırasında davacının zararlarına ilişkin dava haklarını saklı tuttuğuna dair itirazi kayıt koyduğu dosyada bulunan belgeler ve teslim tutanağı ile sabittir. Dosyada bulunan taraflar arasındaki 18.05.2011 tarihine kadar devam eden e-mail yazışmalarına göre davalının fuar ürünlerinin tesliminin geciktiğini kabul ettiği gecikmenin gümrükten kaynaklandığını belirttiği anlaşılmaktadır.Davalı taşıyıcı gecikmenin kendisinden kaynaklandığını ikrar ettiğine göre ihbara gerek yoktur. İlk derece mahkemesinin süresinde ihbar yapılmadığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermesi isabetli değildir.
Ürünlerin fuara geç teslimi nedeniyle davalı taşıyıcının sorumluluğunun tayinine gelince; CMR Sözleşmesinin 23/5’inci maddesinde yükün gecikmesi nedeniyle davalı taşıyıcının taşıma ücretini geçmemek üzere tazminattan sorumlu olduğu düzenlenmiş ise de, anılan sözleşme maddesinin, yükün alıcısına geç teslim edilmesi halinde uygulanması mümkündür. Somut uyuşmazlıkta fuar emtiasının 17-20 Mayıs 2011 tarihleri arasında Rusya’da düzenlenen fuar alanına 16.05.2011 tarihinde teslim edilmesi gerekirken fuarın bitiminde 20.05.2011 tarihinde saat 18.15’de teslim edildiği dosyada bulunan teslim tutanağı ile sabittir. Alıcının malları fuarda tanıtamadığı ve sergileyemediği bu nedenle zarara uğradığı tartışmasızdır. Somut olayda olduğu gibi, taşınan emtiada hasar olmamasına rağmen, taşıyıcının emtiayı belli bir sürede teslim etmesi gerekirken geç teslimi hali CMR Konvansiyonunda düzenlenmemiştir. Bu durumda geç ifa dolayısıyla taşıtan genel hükümler gereğince sorumludur. (818 Sayılı TBK’nın118 maddesi). Öte yandan, TTK’nın 875/1. maddesinin son cümlesi uyarınca, taşıyıcı geciken taşıma nedeniyle doğan zarardan sorumludur. Davacı ve davalı çalışanları arasında gerçekleşen e-mail yazışmalarına göre, davalının Rusya’daki Gümrük işlemlerinin zorluğu nedeniyle emtianın fuar alanına tesliminin geciktiği belirtildiği bu hususla ilgili zamanında gerekli tedbirlerin alınması gerekirken; bu hususla ilgili önceden hiç bir tedbir alınmamakla sonucu önceden öngörülebilir bir akıbetin yaşanmasına neden olunduğu, bu hususun sonucu önceden tahmin edilebilir pervasızca bir hareket olduğu, davalının normal kusurun ötesinde ağır kusurlu olduğu oluşan zarardan sorumlu olduğu, davanın teslimden itibaren 3 yıl içinde açıldığına göre süresinde olduğu, davalının zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, olayda zarar miktarının tayinine gelince davacı davalıya navlun ücreti olarak 5.025-Euroluk kısmı ödediği, ayrıca fuar alanı için fuar ücreti olarak 25.187-Euroluk bir ödemenin yapıldığı, talimatla alınan 20.06.2014 havale tarihli raporla sabit olduğu, davacının diğer taleplerinin defterinde kaydı bulunmadığı,başkaca bir zararın varlığının kanıtlanmadığı anlaşılmakla; davanın toplam 30.212-Euro(69.194,54-TL üzerinden kabulüne ,ihtarnamenin tebliğinin 30 haziran 2011 tarihinde tebliğ edildiği süre verilmediği anlaşıldığından ertesi gün itibariyle temerrüdün başladığı kabul edilerek ,bu bedele temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/842 Esas 2016/753 Karar sayılı 26/10/2016 tarihli kararının HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“(30.212,- Euronun karşılığı) 69.194,54-TL’nin 1 Temmuz 2011 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliye davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,”
Verilen hükme göre davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;
“Alınması gereken 4.726,67- TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 2.098,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.628,62 -TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından ödenen 2.119,20- TL peşin harç toplamı ile davacı tarafından yapılan 4.192- TL bilirkişi ücreti ve 310-TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.502- TL yargı giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan 2.205-TL yargı giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili için takdir olunan 7.961,40- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
Davalı bakımından davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 8.279,59- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine “
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının (31,40-TL) istek halinde kendisine iadesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 362/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19/04/2018