Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2018/1025 E. 2019/560 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1025
KARAR NO : 2019/560
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/1182 Esas – 2018/186 Karar
TARİHİ : 01/03/2018
DAVA : Ecrimisil
DAVA TARİHİ: 11/12/2015
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar vekilince yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK’nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, haksız işgal nedeniyle ecrimisil istemine ilişkin olup; asliye ticaret mahkemesinde açılmış ve karara bağlanmıştır.Davacı, kayden maliki olduğu … parsel sayılı taşınmazın davalı şirketin haklı ve geçerli bir neden olmaksızın iş yeri (akaryakıt istasyonu) olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının taşınmazına yönelik haksız işgalinin bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, haksız işgalin söz konu olmadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekilince istinaf edilmiştir. Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır. Nitekim vurgulanan bu ilkeler, ecrimisil davalarının temyiz incelemesine bakan Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 01.03.2016 gün ve E:2016/968, K:2016/2426 ile Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.09.2018 gün ve E:2018/9046, K:2018/15609 ve 05/03/2019 gün ve E:2018/3121, K:2019/2289 sayılı ilamlarında da istikrarlı olarak benimsenmiştir. Diğer taraftan, görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davada istenen ecrimisilin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 683. vd. maddelerine dayandırıldığı; her ne kadar taraflar tacir olsalar dahi, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisinin bulunmadığı, esasen dava dilekçesinde de bu yönde bir iddiaya yer verilmediği, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi uygulama, Asliye Ticaret Mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı düşecektir.Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/1. maddesi uyarıncaAsliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup kararın kaldırılmasını gerektirmiştir.Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesinin görevli olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması nedeniyle sair istinaf itirazları incelenmeksizin, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1.a.3 gereğince kabulüne, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1).a.3 maddesi gereğince kabulüne,İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2018 tarih ve 2015/1182 Esas – 2018/186 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan gerekçeler gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine,Davacılar tarafından yatırılan İstinaf karar harcının istem halinde davacılara iadesine, Davacılar tarafından yapılan İstinaf giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 353/(1).a maddesi gereğince kesin olarak 09/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.