Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/7 E. 2018/215 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/7 Esas
KARAR NO : 2018/215

DAVA : Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 02/05/2013
KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan kullanmama nedeniyle iptal davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davalının ……… başvuru numarası ile 31.03.2004 tarihinde tescil ettirdiği markasını ….. sınıfta yer alan hizmetler bakımından kullanmadığını, bu sebeple kullanmamadan dolayı haksız olarak marka işgali yapmakta olduğundan bu hususlar yönünden iptalinin gerektiğini, söz konusu markayı ciddi bir şekilde kullandığını gösterir delilleri mahkemeye sunması gerektiğini, davalı tarafın 42. sınıftaki hizmetleri haklı bir sebebe dayanmadan kullanmayarak bu yönde kötü niyetli davrandığını, eğitim sektöründe faaliyet gösteren davalının bilişim alanında hiçbir şekilde çalışma yapmadığını, mal ve hizmet üretmediğini, zincirleme olarak kendi faaliyet alanında bulunmayan hizmetleri de tescile dahil ettiğini, bu durumun mevzu edilen sınıflar bakımından haksız işgal durumunu ortaya çıkardığını, markanın tescil edildiği şekilde kullanılmasının gerektiğini, 556 sayılı KHK sisteminde markaya getirilen korumanın yalnızca gerçekten kullanılan markaların layık olduğu düşüncesinin marka sahibi bakımından kullanım zorunluluğunun öngörülmesi sonucunu doğurduğunu, bu sebeplerle davalı adına tescilli “……….” ibareli ………….. numaralı markanın 42. sınıf yönünden kullanılmaması nedeniyle iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının …… sınıfta yer alanlar yönünden davalının ………. tescil numaralı markasının kullanılmadığının ileri sürdüğünü, bu hizmetler bakımından hükümsüzlüğün talep edildiğini, yapılacak bilirkişi incelemesinde davacı yanın son dilekçesinde belirttiği hizmetler yönünden, bu hizmetlerin kullanılıp kullanılmadığı yönünde değerlendirme yapılmasının gerektiğini, davacının davalı tarafa yönelttiği kötü niyet iddiasının kabul edilemeyeceğini,……..çatısı altında…….bölümünün mevcut olduğunu, bu bölümde dilekçede yer alan destekli araştırma projeler ile anılan hizmetler yönünden …. markasının kullanıldığının kabulünün gerektiğini, bunların dışında ……… adresinden….. Mühendisliği bölümünce hazırlanmış ve yayınlanmış akademik makalelerine ulaşılmasının mümkün olduğunu, davalı ile dava dışı ……….. arasında akdedilen 2006 tarihli sözleşmenin, yetkisizlik kararı veren Ankara …………. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne sunulduğunu, sözleşmenin konusunun …. adı verilen ………… kurulumu, bu sistemin ilgili personele eğitiminin verilmesini içerdiğini, sözleşme süresinin 10 yıl olduğunu, sözleşme gereğince davalı yanca verilen hizmetin halen devam ettiğini, hükümsüzlük davasının 556 sayılı KHK’da belirlenen zamanaşımı süreleri geçtikten sonra ikame edildiğini, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalı adına tescilli …… numaralı “….” markasının ……sınıfta tescil tarihinden itibaren 5 yıl süreyle kullanılmadığı iddiası ile açılan markanın iptali davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan markanın kullanmama nedeniyle iptali davasında Mahkememizin 25/06/2015 tarih, …. Esas,…. Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı adına … tescilli ……… nolu markanın ….sınıftaki hizmetlerden “başkaları adına web sitesinin tasarlanması, bakımı, güncelleştirilmesi, internet arama moturu sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık ve kiralanması hizmetleri yönünden ” KHK’nın 14.maddesi uyarınca iptaline, …… sicilinden terkinine karar verildiği, kararın Yargıtay …..Hukuk Dairesinin 25/10/2017 tarih, …… Esas,.. Karar sayılı ilamları ile “Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, 556 sayılı KHK’nin 42/1-c maddesinin Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 gün ve…. esas ve .. karar sayılı kararı ile iptal edildiği gözetilerek 556 sayılı KHK’nin 14. maddesi gereğince dava konusu markanın…… sınıfta bazı ürünler yönünden kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 gün ve 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin de iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek bozulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin katıldığı 19/06/2018 tarihli duruşmada; mahkememizin
Önceki kararında direnilmesini, KHK 14.madde iptal edildikten 4 gün sonra … yürürlüğe girdiğini, SMK hükümlerine göre davalı markasının kullanmamadan dolayı iptalinin gerektiğini,mahkememizin hukuki boşluk bulunduğu kanaatinde olması halinde ise TMK 1.maddesi gereğince ve Anayasa 90.madde hükümlerine göre Türkiye’nin taraf olduğu ……. Ve ……….. anlaşması hükümlerine göre davanın kabulü gerektiğini beyan etmiştir. Davalı vekili bozma ilamına uyulmasını talep etmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülmekle, ….. Hukuk Dairesinin
bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında 556 Sayılı KHK 42-1-c maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 24/07/2014 tarih …….. Esas……Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, ancak aynı KHK 14. Maddenin yürürlükte olduğu gözetilerek, davanın iptal davası olarak yargılamasına devam edildiği, bu kez de temyiz aşamasında Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli, …..Esas- .. Karar sayılı ilamı ile; davanın hukuken dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14.md.sinin, Anayasa’nın 35.maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu”, ikinci fıkrasında düzenlenen ” bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği”, üçüncü fıkrasında “mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağına” ilişkin düzenleme ile Anayasa’nın 91.maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen “…sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasa’nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler hanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceğine” ilişkin düzenleme nedeniyle, mülkiyet hakkının da KHK ile düzenlenmesi mümkün olmadığından iptal edildiği ve Anayasa Mahkemesi’nin kararının 06.01.2017 tarihli resmi gazetede yayınlandığı anlaşılmıştır.
1982 Anayasası 153.md.nin beşinci fıkrasında “iptal kararlarının geriye yürümeyeceği” ifade edilmekle, verilen iptal kararının tamamlanmış hukuki durum yada olaylara etkili olacak şekilde geçmişe dönük olarak uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Ancak karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanacağında ihtilaf bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin iptaline karar verdiği 556 Sayılı KHK 14/1.madde de “Markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde,haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık süre için kesintisiz ara verilmesi halinde marka iptal edilir” düzenlemesi mevcuttur.
Davacı tarafça, Anayasa’nın 90. Maddesi uygulanarak iç hukuktaki boşluğun, taraf olunan Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması’ndaki (………) hükümler uygulanarak doldurulması talep edilmekle davacı talebi incelenmiştir.
TRIPS 19. Madde de “tescilin idame ettirilmesi için markanın kullanılması gerekli ise, tescil sahibi tarafından markanın kullanılmasını önleyen engellerin varlığına dayalı olarak geçerli nedenler ileri sürülmedikçe,tescil ancak markanın kullanılmadığı kesintisiz en az üç yıllık süre geçtikten sonra iptal edilebilir” hükmü mevcuttur.
TRIPS 19. Maddesinde “tescilin idame ettirilmesi için markanın kullanılması gerekli ise” denilmek suretiyle, sözleşmeye taraf ülkelerde iç hukukta tescilin devamı için kullanılmasının zorunlu olduğuna dair yasal düzenlemenin bulunmasının ön koşul olduğu, diğer koşullarında bulunması üzerine markanın iptal edilebileceği düzenlenmekle, 556 Sayılı KHK 14.maddenin iptali üzerine, markanın kullanılmasının zorunlu olduğuna dair iç hukuk kuralının ortadan kalktığı, kullanma zorunluluğunu düzenleyen başka bir iç hukuk kuralıda bulunmadığından (556 Sayılı KHK 42/1-c bendi daha önce yine Anayasa mahkemesi’nin 09/04/2014 tarihli …. E …sayılı kararı ile iptal edildiğinden) TRIPS 19.maddenin uygulanarak yasal boşluğun doldurulamayacağı,dava tarihinde yürürlükte bulunmayan 6769 Sayılı SMK hükümlerinin de geriye yürütülerek uygulanmasının hukukun genel ilkeleri ile bağdaşmayacağı kanaatine varılmıştır
Davanın hukuki dayanağı olan 556 sayılı KHK 14.maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile iptal edilmesi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava yargılamanın devamı sırasında yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi Kararları ile iptali üzerine reddedilmekle ; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yükleneceği tarafın tespiti yönünden, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumunun tartışılması gerekmiştir.
Kullanmama nedeniyle açılan iptal davalarında, menfi bir durumun ispatının zorluğu gözönüne alınarak, markanın kullanılmadığının davacı tarafından ispat edilmesi fiilen hemen hemen imkansız olduğundan, öğretide ve Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere ( emsal Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 01.11.2011 tarihli, 2010/5602 Esas – 2011/14744 Karar sayılı kararı ) ispat yükü, marka sahibi davalıdadır.
Mahkememizce bozmadan önce alınan ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarına göre; davalı adına tescilli …….. sayılı markanın …..sınıftaki hizmetlerden “başkaları adına web sitesinin tasarlanması, bakımı, güncelleştirilmesi, internet arama moturu sağlama, hosting bilgisayar donanımları alanında danışmanlık ve kiralanması hizmetleri” yönünden KHK’nun 14.maddesindeki şartlara göre kullanılmadığının, ancak diğer sınıflar yönünden kullanıldığı tespit edildiği belirtilmiştir.
İspat yükü üzerinde olan davalının, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık sürede 42.sınıfta yer alan “başkaları adına web sitesinin tasarlanması, bakımı, güncelleştirilmesi, internet arama moturu sağlama, hosting bilgisayar donanımları alanında danışmanlık ve kiralanması hizmetleri” emtialarında ciddi kullanımı ispat edemediği anlaşılmakla, dava tarihinde davacının kısmen haklı olduğu kanaatine varılarak, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin 1/2 oranında taraflardan tahsil edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın dayanağı 556 sayılı KHK 14.maddenin Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli,… Esas, … Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle davanın REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 42,30 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 648,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.648,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre (%50) 1.324,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%50) 1.324,00 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 166,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.166,00 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre (%50) 1.083,00 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%50) 1.083,00 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK SÜRE İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.