Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/258 E. 2018/343 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/115
KARAR NO : 2018/329
DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/06/2016
KARAR TARİHİ : 20/11/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türk Patent Enstitüsünün ….başvuru numaralı ……4 başvuru numaralı …. başvuru numaralı “…. markalarını Ankara 2. İcra Müdürlüğünün…. Talimat sayılı dosyası ile … tarihinde yapılan ihale ile satın aldığını, borçlu …. ihalenin feshi davası süreci nedeni ile markaların …. tarihinde müvekkili adına tescil edilebilmiş olduğunu, müvekkilinin şu anda profesyonel bir yapılanma ile markanın tarihsel ve biçimsel değerlerini artırmak için …. vermeye başladığını, davalının da aralarında bulunduğu bir kısım kişilerin, hem markanın itibarını sarsıcı, hem de kanuna aykırı şekilde kullanması nedeni ile …Noterliğinin….tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tecavüzün sonlandırılması için davalı şirket hakim ortağı …. ihtar gönderildiğini, işbu ihtarın davalının markaya olan tecavüzünü sonlandırmadığı gibi, markanın itibarını zedeleyici uygulamalarını artırdığını, tespit dosyasındaki broşür, kolonyalı mendil, paket servis kutuları gibi materyallerde, restoran girişinde markanın dizaynı ile birebir aynı …. tabelasını asılması gibi marka hakkına tecavüzlerin halen devam etmekte olduğunu, davalının kullandığı marka ve ticaret ünvanı ile müvekkili marka ve ticaret ünvanı karşılaştırıldığında, marka ve ticaret ünvanlarının görsel, biçimsel, çağrışma, genel görünüm ölçütleri bakımından ve diğer tüm ölçütler bakımından aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı veya benzer olduğunu, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun sabit olduğunu, marka ve ticaret ünvanı hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi için öncelikle tecavüzün tespiti ve akabinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmeleri üzerine İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin…. Değişik iş sayılı dosya ile tecavüz ve haksız rekabetin tespit edildiğini, aynı mahkemece verilen tedbir kararının teminata bağlandığından infaz edilememiş olduğunu, ayrıca davalının kullandığı …. markasının da …” markasını çağrıştıracak şekilde dizayn edilerek restoran adı olarak kullanılmaya devam ettiğini ve ayrıca müvekkilinin markalarının yanında kullandığı …’ ibaresini de keza kullanmaya devam ettiğini, gerek internet ortamında, gerekse sosyal medyada ….” markası ile kendi işletme adı olan “…” ibaresini birlikte kullanarak ilişkilendirmeye devam ettiğini, hatta daha ileri giderek …. bir …. şeklinde basılı materyallerle yanıltıcı, müvekkiline ait markayı küçük düşürücü ve değersizleştirici kötüniyetli eylemlerde bulunduğunu, müvekkilinin anılan marka grubunu ihalede bedelini ödeyerek satın aldığını, yeniden yapılanma ile… vermek sureti ile markayı kullanmaya başlamış olduğunu, davalı şirketin iki ayrı adreste tecavüzüne devam etmesinin markaya tecavüz oluşturduğunu, müvekkilinin franchise vermek sureti ile markasını değerlendirmesi halinde aylık cironun en az %3 üne tekabül eden bir kazanç elde edecekken bundan mahrum edilmiş olduğunu, benzer ….verilen markaların çalışma sistemlerinde ve halihazırda müvekkilinin kullandırdığı franchise bedelinin cironun %3 ü olduğunu, davalının kendisine ihtar edildiği tarih olan 18.03.2015 tarihinden itibaren dava tarihine kadar yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında marka hakkına tecavüz eden davalının, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedelinin müvekkilinin aynı zamanda kazanç kaybı olmakla, markanın tanınmışlığı, lokal bazdaki ekonomik değeri ve bahsi geçen tecavüzler gözönüne alındığında 20.000,00 TL tazminat talep ettiklerini beyan ederek, davalının; müvekkilini markadan ve ticaret ünvanından doğan haklarına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına, müvekkili markasına tecavüz eden markanın ve ticaret ünvanının yazılı olduğu her türlü emtia, tabela, basılı ambalaj, kutu, broşür, sair yazılı evrak ve bu ürünlerin üretiminde kullanılan vasıtalara, görüldüğü her yerde el konulmasına, tecavüz oluşturan markayı taşıyan tabelaların kaldırılmasına ve bunların açılacak dava sonuna kadar, masrafı davalıya ait olmak şartıyla mahkemenin uygun göreceği yerde muhafaza altına alınmasına, internet üzerinden yapılan yayınlarında keza durdurulmasına, kararın ulusal gazetelerden birinden ilanına, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın dava şartı yokluğundan dolayı esasa girilmeden reddine karar verilmesini, davacının bu davanın aynısı olan, hatta dava dilekçesini dahi hiçbir şekilde değiştirmeden İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ….. Esas sayılı davasını müvekkili firmanın sahibi …. aleyhine açmış olduğunu, bu davanın derdest durumda olduğunu, davacının aynı davayı daha önce açtığından, bu davanın ayrıca hukuki yarar yokluğundan dolayı da esasa girilmeden ret edilmesini, müvekkili….. firmasının …. tarafından … restoran işletmeciliği alanında faaliyet göstermek amacıyla kurulmuş olduğunu, …. tarihinde de …Ticaret Odasına kayıt yapıldığını, müvekkili firmanın ticaret ünvanmın esas unsurunun … olduğunu, işletmiş olduğu restoranda da… esas unsurlu … markasını kullanmakta olduğunu, hiç bir şekilde … markasını kullanmadığını ve kullanmamakta olduğunu, ….. tebliğ edilmeyen bu ihtarnamenin tarihi olan 16 Mart 2015 tarihinde müvekkili firmanın daha henüz kurulmamış olduğunu, müvekkili firmanın kuruluş tarihinin zaten …. tarihi olduğunu, söz konusu ihtarnamenin …. da tebliğ edilmemiş olduğunu, müvekkillerinin ticaret unvanının esas unsurunun …. olduğunu, aynı zamanda, kurucusu …. adına ….sayı ile tescilli … markasını kullanmakta olduğunu, hiçbir şekilde restoranın hiçbir yerinde …. markasını kullanmasının söz konusu olmadığını, müvekkillerinin ticaret ünvanının ise tescilli olduğunu, davacının …. adı altında herhangi bir ticaret ünvanı bulunmadığını, …. markası ile … markasını birbirine benzediğini iddia etmenin tek kelimeyle marka hukuku bilgisinden yoksunluk ve kötüniyetle açıklanabileceğini, müvekkilleri işyerinde ….markasını kullanmakta olduğunu, davacı delil listesinde müvekkil firmanın kurucusu …. tarafından…işletilen ve daha önceki . markası sahibi .. alınan izinle kullanılan …..Restoranında yapılan tespit dosyasını bu dava için delil olarak kullanmak istediğini, davacının bu talebinin haksız olduğunu, . restoran ile . restoranın sahiplerinin aynı olması dışında bir ilgisi bulunmadığını, . restoranda herhangi bir tespit yapılmadığını, İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin ….D.iş sayılı tespit dosyasındaki bilirkişi raporunda müvekkillerinin….” isimli restoranda tespit yapıldığını ve bu restoranda …. markası ile ilgili bir kullanım bulunduğunu gösteren bir açıklama bulunmadığını, müvekkillerinin …i restoranda önceden kullandığı “… şeklindeki kullanımları . sözleşmesine dayanan marka sahibinin iznine bağlı bir kullanım olduğunu, aynı zamanda markasal kullanım olmadığını, ayrıca bu kullanımın bu dava ile bir ilgisi bulunmadığını, müvekkillerin … restoranda dava açılmadan önceki “…..” şeklindeki kullanımları markasal kullanım olmayıp 556 Sayılı KHK 12. maddesi kapsamında bir kullanım olduğu açıkça görüldüğünü, tazminat talebinin en önemli şartının davacının zarar görmüş olması ve hukuka aykırılık şartlarının birlikte var olması gerektiğini, davacı … üzerinde herhangi bir şahıs firması veya şirket bulunmadığını, davacı tarafından fiilen işletilen restoran bulunmadığını, davacının dava konusu markaları bizzat kendisinin kullanmadığını, bu nedenle davacının zararın bulunmasının hukuken mümkün olamayacağını beyan ederek, bu davanın esasa girilmeden, derdestlik itirazlarının kabul edilerek dava şartı yokluğu ve hukuki menfaat yokluğundan reddine karar verilmesini, Mahkeme davayı usulden red etmez ise, Mahkememizin …. Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat davasıdır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinden; … nolu “..nolu “….sınıflarda tescilli olduğu, … nolu “..” markasının ise…sınıflarda….adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin ….. Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde, davacının “… esas unsurlu markalarının başka bir iş yerinde izinsiz ve haksız olarak kullanıldığı iddiasıyla . aleyhine dava açtığı, yargılamanın halen devam ettiği, her iki davanın davalısının ve konusunun farklı olması nedeniyle davalının derdestlik itirazının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin…. Değişik iş dosyasının yapılan incelemesinde; tespit isteyen . ile aleyhine tespit istenen taraf ……. tarafları arasında görülen delil tespiti davasında; aleyhine tespit istenen tarafın, tespit isteyen tarafın markalarına ve ticaret ünvanına izinsiz kullanım veya iltibas suretiyle tecavüzde bulunmak, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmündeki Kararnameyi ve TTK haksız rekabet hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile önlemesi için tedbir karar verilmesinin talep edildiği, dosyada alınan bilirkişi raporunda; …..başvuru numaralı…. şekil ibareli markanın,,,,, sınıflar için ,,,,tarihinde tescili için başvurulduğunu, , tarihinde tescillendiğini, 10 yıllık sürenin bitiminden sonra 26.09.2014 tarihinde yenilenerek 04.08.2014 tarihine kadar koruma altına alındığı, 29.03.2016 tarihinde tespit isteyen tarafa devir işlemi yapıldığı, markanın işler durumda olduğu, ,,,, başvuru numaralı , ibareli markanın 5,29,30,43 sınıflar için 04.08.2004 tarihinde tescili için başvurulduğu, 15.01.2007 tarihinde tescillendiği, 10 yıllık sürenin bitiminden sonra 12.09.2014 tarihinde yenilenerek 04.08.2024 tarihine kadar koruma altına alındığı, 29.03.2016 tarihinde tespit isteyen tarafa devir işlemi yapıldığı, markanın işler durumda olduğunu, , başvuru numaralı “, ibareli markanın ,sınıflar için , tarihinde tescili için başvurulduğu, ,tarihinde tescillendiği, 10 yıllık sürenin bitiminden sonra , ve 10 yıl sonra 12.02.2015 tarihinde yenilerek 10.04.2025 tarihine kadar koruma altına alındığı, , tarihinde tespit isteyen tarafa devir işlemi yapıldığı, markanın işler durumda olduğu, davaya delil olarak sunulan broşürde, tespitte tespit isteyen tarafa ait tescilli “,,,, markasının ,,, markalı kutu ve poşet üzerinde ,,, şeklinde kullanıldığı, ,,, markasının broşür, ıslak mendil, poşet, yiyecek kutuları üzerinde kullanıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların ticari defter ve belgelerini ve örnek lisans sözleşmelerini dosyaya sunmaları istenilmiş, taraflar dayandıkları belgeleri dosyaya sunduktan sonra bir marka uzmanı ve bir muhasip bilirkişiden rapor istenilmiş, dosyamız içerisine alınan 29.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin tanıtım materyalleri üzerinde ,,,, ibaresini kullanmak suretiyle; davacının tescilli ,,, markaları ile iltibas tehlikesine sebebiyet verdiği, 556 sayılı KHK’nin 9. Maddesi kapsamında davacının markalarını ihlal ettiği ve aynı zamanda da TTK’nun 54. ve TTK’nun 55/1-a maddesi kapsamında da, haksız rekabete sebebiyet verdiği, davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin HMK maddeleri uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı yasal defter kayıtları ve beyannamelerine 2016 yılında faaliyet ve dönem zararlarının bulunduğu, davacının tazminat talebinin 18.03.2015 tarihi ile dava tarihi olan 14.06.2016 tarihleri arasını kapsadığı, davacının dilekçesinde tazminat talebinin elde edilen cironun %3′ üne ilişkin olduğu, söz konusu beyana göre yapılan hesaplamalarda davacının talep edebileceği tazminat tutarının 17.542,17 TL’ si olduğu, davacının dosya kapsamında sunmuş olduğu emsal sözleşmelere göre tazminat tutarlarının rapor içeriğinde hesaplanmış olduğu, söz konusu emsal sözleşmelere göre hesaplanan tazminat tutarlarının yukarıdaki tutardan (1 No.lu emsal sözleşmeye göre hesaplanan 113.250,00 KDV dahil) (2 No.lu emsal sözleşmeye göre hesaplanan 22.573,04 TL) fazla olduğu dikkate alındığında, nihai takdir ve değerlendirmesi Mahkemeye ait olmak üzere davacının talep edebileceği tazminat tutarının 17.542,17 TL’ si olması gerektiği, davalı aleyhine Mahkeme tarafından hükmedilecek tazminata 14.06.2016 dava tarihinden itibaren tarafların tacir olduğu dikkate alındığında 3095 Sayılı Kanunun 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2. maddesi gereğince ,,,,,Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları (01.01.2015 sonrası %10,50) üzerinden basit usulde(3095 Sy.K.m3)temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı görüş ve kanaatine vardıklarını beyan etmişlerdir.
Davalı vekili tarafından rapora itiraz edilerek müvekkiline tespit tarihinden önce ihtarname tebliğ edilmediği, bu nedenle tazminat hesaplamasının davalının iş yerinde tespit yapıldığı tarih olan 04/05/2016 tarihi ile davalı aleyhine verilen ihtiyati tedbirle markaların kullanımının durdurulduğu tarih olan 02/06/2016 tarihleri arasındaki 29 gün için yapılması gerektiğini bildirmiş,,,,, Noterliği’nin ,,,, tarihli ve ,,,yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde, davalıya tebliğ edilemediği tespit edilmiş, davacı vekili de 18/01/2018 tarihli duruşmada ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmediğini kabul ettiklerini, ancak davalının tüm süreçten haberdar olduğunu, kötüniyetli olarak ihtarnameyi tebellüğ etmediğini bildirmiştir.
Davalıya tespit tarihinden önce markanın kullanılmaması ile ilgili ihtar yapılmadığı tespit edilmekle, tazminatın bilirkişinin tespit için görevlendirildiği tarih olan 04/05/2016 ile dava tarihi olan 14/06/2016 tarihleri arası için hesaplama yapılması için bilirkişilerden ek rapor istenilmiş, dosyamız içerisine alınan 21.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; davacının beyanları ile ilgili yeni bir değerlendirmeye yer olmadığı, diğer taraftan markanın kullanılması ile ilgili ,,,. Noterliği’nin,,,, tarih ve ,,,yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, keşide edilen ihtarnamede tecavüzün sonlandırılması ile ilgili ihtarat yapıldığı, ancak ihtarnamenin dosya kapsamı ve davacı vekilini beyanlarına göre tebliğinin yapılmamış olduğu, bu itibarla hesaplamaların davalının beyanları dikkake alınmak sureti ile süreçten 04.05.2016 tarihinden haberdar olduğunun kabulü halinde; dosya kapsamında sunulu olan emsal sözleşmelere göre davacının …… tarihleri arası talep edebileceği tazminat tutarlarının, davacının talebine göre davalının cirosunun %3’ü üzerinden talep edebileceği tazminat tutarının 3.309,87 TL olabileceği , 1. emsal sözleşmeye göre aylık royalty bedelinin 7.500,00 TL KDV dahil olacağı düşünüldüğünde, davacının aylık royalty bedeli üzerinden talep edebileceği tazminat tutarının 10.250,00 TL olabileceği, 2.emsal sözleşmeye göre “Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında %3 diğer aylarda %4 pay verecektir.” ifadesi dikkate alındığında; Mayıs ayı 27 ve Haziran ayı 14 gün olduğu, davacının emsal sözleşme kapsamında ciro üzerinden talep edebileceği tazminat tutarının 4.036,42 TL si olabileceği, emsal sözleşmeler ve davacı talebine göre hesaplanan tazminatların ortalamasının 5.865,43 TL si olduğu, söz konusu tutarların davalının 02.06.2016 tedbir tarihi sonrası kullanımı bıraktığına dair beyanının kabulü halinde ise 29 günlük kullanım için hesaplanan tazminatın ortalamasının 4.148,72 TL sı olacağının hesaplandığını, davalı aleyhine Mahkeme tarafından hükmedilecek tazminata 14.06.2016 dava tarihinden itibaren tarafların tacir olduğu dikkate alındığında 3095 Sy.K.nun 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2. maddesi gereğince …. Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları üzerinden basit usulde temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağını beyan etmişlerdir.
Marka hakkına tecavüz konusu, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nin 9. ve 61. maddelerinde düzenlenmiştir. KHK’nin 61/1-b. maddesine göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek marka hakkına tecavüz fiilidir. Yine 556 sayılı KHK’nin 9/1-b. maddesinde ise, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve /veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının ve 556 sayılı KHK’nin 9/1-c maddesinde tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak…. ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyerek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılmasının marka sahibi tarafından önlenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir. Yine KHK’nin 9/2-e maddesi uyarınca, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasının da marka sahibi tarafından önlenmesi talep edilebilir. Yine 556 sayılı KHK’nin 66. maddesi uyarınca marka sahibinin marka haklarına tecavüz nedeniyle yoksun kaldığı kazancı talep edebileceği, yoksun kalınan kazancın üç şekilde hesap edileceği, (c) bendine göre marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre hesap edileceği belirtilmiş olup, davacı taraf lisans bedeline göre hesaplama yapılmasını talep etmiş, kendi yaptıkları lisans sözleşmelerine göre cironun %3’ü kadar lisans bedeli istediklerini bildirmişlerdir.
Haksız rekabet ise, Türk Ticaret Kanununun TTK’nun 55/4.maddesine göre başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak haksız rekabet olarak sayılmıştır. Haksız rekabet hükümlerinin düzenlenme sebeplerinin başında, başkalarının emeğinden haksız bir şekilde yararlanmanın önüne geçmenin yattığı, bir başkasının uzun uğraşlar sonucunda elde ettiği kazanımlardan ve değerlerden hiç bir emek ve çaba sarf edilmeden yararlanılmasının haksız rekabetin en önemli örneklerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dosyaya sunduğu 10/07/2018 tarihli dilekçesi ile tazminatın ilk raporda cironun %3’ü üzerinden hesap edilen 17.542,17 TL olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bu yasal düzenlemelerin ışığında somut olaya bakıldığında, davacının icra yoluyla satın aldığı ……esas unsurlu markaların daha önceki sahibinin rızası ile davalı tarafça kullanılmakta olduğu, davacının markaları devraldığı tarihten sonra da davalının iş yerindeki kutular ve poşetler üzerinde ….” ibaresini kullanmaya devam ettiğinin yapılan delil tespiti ile belirlendiği, davalının iş yerinde şirket temsilcisi …. adına tescilli …” markasını kullanmasının yanı sıra davacının markalarıyla da ilişkisi olduğu intibaını yaratacak şekilde davacının markalarının esas unsuru olan …. markasını kullanarak davacının marka haklarına tecavüz ettiği, ayrıca davacının markasının tanınırlığından haksız şekilde yararlanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğu, davalının tespit tarihinde davacının markayı devraldığından haberdar olduğu kabul edilerek dava tarihine kadar olan dönem için davacının talebi gibi günlük cironun %3’ü üzerinden talep edebileceği tazminat miktarının 3.309,87 TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
a)Davalının işyerindeki kutular ve poşetler üzerinde ….” ibaresini kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin tespitine,
b)Davalının marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına ve önlenmesine,
c)Üzerinde davacıya ait markaların esas unsurunu teşkil eden …” ibaresinin kullanıldığı kutular, poşetler, her türlü iş evrakı, tanıtım evrakına ve münhasıran bunların üretiminde kullanılan araçlara el konularak, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına,
d)Davalının internet üzerinden bir kullanımı tespit edilemediğinden, markanın internet ortamında kullanımının durdurulması konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
e) 3.309,87 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
f)Davacının fazlaya ilişkin 16.690,13 TL lik tazminat talebinin REDDİNE,
g)Kararın kesinleşmesinden sonra masrafı davalıdan alınmak suretiyle ulusal yayın yapan bir gazetede ilanına,
2-Peşin alınan harç karar ve ilam harcını karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
115,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı yararına “tecavüzün tespiti yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.309,87 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı yararına “maddi tazminat red olunan kısım yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 29,20 TL başvurma harcı, 226,10 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 271,40 TL tebligat, müzekkere masrafı ile tespit dosyasında yapıldığı anlaşılan (İstanbul Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin…. Değişik iş) 48,10 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.728,05 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 1.864,03 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı 20/11/2018