Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/237 E. 2018/351 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ E
ESAS NO : 2018/237 Esas
KARAR NO : 2018/351
DAVA : Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 10/06/2015
KARAR TARİHİ : 04/12/2018
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan kullanmama nedeniyle markanın iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin gıda sektöründe hizmet veren bir firma olduğunu ve …nezdinde …. numaralı “… ibareli markanın tescili için başvuruda bulunduğunu, ancak başvurunun davalı adına . sayı ile tescilli “.” ibareli markaya benzer olduğu gerekçesiyle reddedilme ihtimali bulunduğunu, davalının tescil tarihinden itibaren hiç bir ürün ve hizmet üzerinde . markasını kullanmadığını, bu nedenlerle 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi gereğince davalı adına tescilli …numaralı … markasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirketin tanınmış ve yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip olduğunu, yazılı ve görsel medyada tanıtım ve reklamlarının sıkılıkla yapıldığını “.mağaza adı ve markası ile bilindiğini, 2008 yılından bu yana faaliyet gösterdiğini ve saygın bir perakende satış firması olduğunu, müvekkili şirketin . tarafından 2009 yılının en fazla marka tesciline sahip ulusal firması unvanıyla ödüllendirildiğini, davacı şirketin dava açmakta herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava, davalı adına tescilli … numaralı ….ibareli markanın 5 yıl süreyle kullanılmadığı iddiası ile açılan iptal davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine Mahkememizin ….. Esas, …. Karar sayılı dosyası ile açılan markanın kullanmama nedeniyle iptali davasında Mahkememizce davanın kabulüne, davalı adına tescilli …. tescil numaralı … markasının 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi uyarınca iptaline ve … sicilinden terkinine karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 21.02.2018 tarih, 2016/8250 Esas ve 2018/1288 Karar sayılı ilamları ile, her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarih, 2016/148 E- 2016/189 K. sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin iptaline karar verildiğinden, mahkemece anılan hususta değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkememizce bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi ile, markanın kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. KHK’da öngörülen 5 yıllık kesintisiz kullanmama hali söz konusu olduğunda, markanın iptaline mahkeme tarafından karar verilebileceği ve marka korumasının sona ereceği düzenlenmiştir. Ancak bu hüküm Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli ve 2016/148 Esas ve 2016/189 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal gerekçesinde; tescilden önce kullanımla yahut kullanım olmaksızın tescille kazanılan marka hakkının mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, bu sebeple marka üzerindeki hakkın temel haklardan olduğu, sadece kanunla sınırlandırılabileceği, 556 sayılı KHK’nin 14. maddesiyle getirilen kullanma külfetinin mülkiyet hakkı kapsamında bulunan bir sınırlandırma olduğu, mülkiyet hakkına ancak kanunla sınırlandırma getirilebileceği, Kanun Hükmünde Kararname ile sınırlandırma getirilemeyeceği, bu durumun Anayasanın 91. maddesinin 1. fıkrasına aykırı olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar…. taraf olduğu .19. maddesinde de benzer bir hüküm mevcutsa da, bu hükmün markanın kullanma zorunluluğunun mevcut olması halinde uygulanabileceği, 556 sayılı KHK’nin 14.maddesinin iptali ile iç hukukumuzda markanın kullanılması zorunluluğunun kalmadığı, bu nedenle .hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, iptal kararından sonra yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 9. maddesinde de benzer bir hüküm yer almaktaysa da bu hüküm ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için uygulanabileceğinden Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle kullanmama nedeniyle markanın iptalinin talep edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması karşısında, iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten sonra, HMK’nun 33. maddesi uyarınca, yürürlükteki yasaları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın, iptal kararı ile yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkisi bulunmadığından; dava tarihindeki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince reddine karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığından, davacının davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip yargılama gideri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulamayacağı, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2010/15051 Esas, 2010/17596 Karar sayılı ve 27/12/2010 tarihli kararı) anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davanın, Anayasa Mahkemesi’nin dayanak Kararname hükmünü iptal etmesi nedeniyle reddine karar verildiğinden, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 15 GÜNLÜK süre içerisinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/12/2018