Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/23 E. 2018/238 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/23
KARAR NO : 2018/238

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i ve Kaldırılması ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/11/2014
KARAR TARİHİ : 03/07/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan haksız rekabetin tespiti, men’i ve kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili ….’nin dondurma sektörünün Türkiye’deki ilk üreticilerinden olduğu ve …… ürününün yaratıcısı ve ilk üreticisi olduğu, müvekkil …n satın alarak yeniden canlandırma hamlesine girdiği dondurma olan “…. Türkiye’deki ilk endüstriyel yani seri olarak üretilebilen dondurma olduğu, 1950’li yıllarda İlk kez üretilen …….” ürününün, 1976 yılında Türkiye’nin ilk modern dondurma üretim tesisinde yine bir ilk olarak endüstriyel olarak üretildiği, müvekkili ….. ilgili markalarını diğer Müvekkil .. devretmeden önce.. ürününün üretimini elinde olmayan sebeplerden dolayı azalttığı ve dağıtım ağını küçülttüğü; ancak bunun etkisinin tüketici nezdinde müvekkil ürününün bilinirliğinin azalması şeklinde gelişmediği, tam aksine ürünün nostalji değerini arttırarak müvekkiline ürünü tekrar piyasaya sürmesi için tüketicilerce baskı yapılmaya başlandığı, tüketicilerin büyük talebi üzerine müvekkillerden…… tekrar üretim yapmak amacıyla girişimlerde bulunduğu, 2012 yılında bir ortaklık üzerinde uzlaşmaya varıldığı ancak bu anlaşmanın sonuçlandırılamaması neticesinde müvekkilinin tekrar ortaklık arayışına girerek 2013 yılında…… ile görüşmelere başladığı ve Kasım 2013 tarihinde toplantı yaparak devralmaya ilişkin ön hazırlıkların başladığı, henüz satış gerçekleşmeden bazı haberler ve kullanıcı yorumlarının dolaşmaya başladığı, davalının … markası ile dondurma satışı yapmakta ve faaliyetini sürdürmekte olduğu, istisnasız olarak davalının dondurma sezonu geldiğinde üretimini arttırmakta olduğu, reklamlarını ilgili mecralarda yayınlatmakta kısaca ilkbahar aylarında tekrar piyasaya çıktığını duyurmakta olduğu, müvekkili …… ürünlerinin yapılan ortaklıkla diğer müvekkili ..arafından tekrar piyasaya sürüleceğini, dondurma sektöründe bulunan bir şirket olarak tüketicilerden hayli hayli önce haber alacağı tartışmasız olan davalının, tüketicilerin yanılmasına sebep olacak şekilde derhal bir reklam kampanyası başlattığı ve müvekkil ürünüyle karıştırılacak şekilde ……..şeklinde reklamlar hazırladığı, davalının müvekkilin uzun yıllar artan tüketici baskısı sonucu piyasaya tekrar ürün çıkaracak olmasını kullandığı, sanki yıllardır kendi ürünü hiç üretilmiyormuşçasına ve çok talep gören bir marka gibi hareket ettiği, tüketicilerce müvekkil markasının tekrar piyasaya kendi namları altında çıkacağı izlenimini uyandırdığı, ……….ürününün satış payının … ürün gamında %3’ün de altında olup .. ile özdeşleşmiş ve bilinen ………. gibi bir marka olmadığı, bu nedenle davalının yaptığı bu şekilde eylemlerin TTK’nın 55.maddesi hükmüne uygun olup haksız rekabet oluşturduğu, davalının işbu haksız rekabet sonucu elde ettiği kazancın hiçbir şekilde bilinmediği için huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılması zorunluluğu doğduğu hususlarını beyanla; davalının yaptığı eylemlerin TTK madde 56/1 uyarınca haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davalının gerçekleştirdiği haksız, rekabetin ortadan kaldırılmasına, alacağın belirsiz olması nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; TPE kayıtlarından da görüldüğü üzere ……… markasının Müvekkil Şirket adına 1984 yılında tescil ettirildiği, ……. markasını taşıyan dondurma ürünleri, davacı yanın da açık kabulünde olduğu ve dava dilekçesinde bildirildiği üzere sadece sinema salonlarında satışı yapılan ürünler iken …………… 1994 krizinden sonra mali güçlük içerisinde piyasadan çekilmiş ve …… markasının uzun bir sessizliğin ardından 2014 yılında diğer davacı ……. tarafından salın alındığı, bu durumun Davacılarında kabulü olduğu ve yüksek tirajlı gazetelerde ve …. resmi web sayfasında markanın devri ve lansmanına ilişkin ilk duyurunun 15.10.2014 tarihinde yapıldığı, davacı yanın piyasada bulunduğu sürede sadece sinema salonlarında tüketici karşısına çıkarılan ve uzunca yıllardır piyasada aktif ve yaygın olarak yer almayan bir markayı 2014 yılının sonlarında devraldıktan sonra müvekkil şirket tarafından çok uzun bir süredir piyasada yoğun ve aktif bir biçimde yer alan ve hatta tüketici talebi üzerine çok kısa bir süre ara verildikten sonra satışına devam edilen tanınmış …… markalı ürün lansmanmda kullanılan ve 1 yıldan ıızun bir süre önce yaratılmış ……” sloganında yer alan …….. sıfatının kendisine ait olduğu ve kendi ürününün çağrıştırdığı anlayışına dayalı haksız rekabet iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığı, davacıların, dava dilekçelerindeki iddialarını Marka Haklarına dayandırmadıkları gibi 05.08.2014 tarih ve …başvuru numaralı başvuruları ile . nezdinde “……………… ibareli markayı tescil ettirme çabası içinde olduklarından söz etmedikleri, kendi markalarının….. sıfatına haiz olduğu ve bu sıfatın tüm Türkiye tarafından kendi markalarına atfedildiği, bu sloganın müvekkil şirketten önce kendileri tarafından kullanıldığı iddialarını somut delillerle ispata davet ettikleri, müvekkil şirketin, ülkemizde ……markasını taşıyan ürünlerin satış ve pazarlamasına 2005 yılında başlamış olup 2013 yılına kadar aralıksız, ciddi ve yaygın bir şekilde kullanıldığı, 2013 yılında ise üretimine kısa bir süre için ara verilen bu markayı taşıyan ürün için tüketicilerden gelen yoğun talep üzerine 2013 yılı sonu itibarıyla hazırlıkların tamamlandığı, 2014 yılı başında poster ve reklamlar hazırlandığı. Nisan ayında ……….” sloganı ile ürünün satışına yeniden başlandığı, eş deyişle Müvekkil Şirket “…ve …….” konsepti bakımından öncelikli kullanım hakkına sahip olduğu, haksız rekabet teşkil edeın hareketlerle rakibe rahatsızlık veren hareketleri birbirine karıştırmamak gerektiği, zira rakiplerin mesleki faaliyetlerini güçleştirmekle birlikte, kanuna, dürüstlük kurallarına, örf ve adet kurallarına aykırılık oluşturmayan hareketlerin haksız rekabet sayılamayacağı, 2014 yılı dondurma sezonu için 2013 yılı sonunda fikir. afiş. sipariş, reklam hazırlıklarının tamamına başlayıp Nisan 2014’te “………………….1 TL” sloganını kullanan Müvekkil Şirketin, piyasada bulunmayan bir ürünün tanmmışlığından haksız yararlanma niyetinde olduğunun, kötü niyetle bu sloganı seçip kullandığının söylenemeyeceği, davacıların …. markasıyla yeniden tüketici huzuruna çıkma aşamasında olduğu, müvekkilin ise…. markasıyla 2005 yılmdan bugüne tüketici huzurunda olduğu, tüketicilerin iki markayı karıştıracakları/birinin yerine diğerini satın alacakları, iki işletme veya ürün arasında bağlantı olduğunu düşünecekleri bir piyasa ortamının mevcut olmadığı hususlarını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava haksız rekabetin tespiti, men’i ve kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili İstanbul Anadolu …….Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada;20/09/2017 tarihli 2014/1625 Esas, 2017/842 Karar sayılı ilamı ile haksız rekabetin tespiti, men’i, kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin dava açıldığı, dava konusu ürünün ….. markası ile tescil ettirildiğinin tartışmasız olduğu, davacı iddiasının tescilli markaya davalı tarafından yapılan reklam ile haksız rekabette bulunup bulunulmadığı konusunda olduğu gerekçesiyle ve HMK 114/1-C 115/2 maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep edildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar dava görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmişse de; taraflar arasında markadan kaynaklanan uyuşmazlık bulunmadığı, davanın davalı tarafından kullanılan “……..” sloganından kaynaklandığı, davacı vekilinin de esasen dilekçelerinde haksız rekabet hükümlerine dayandığı anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK’nın 71.maddesinde “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler tek hâkimli olarak görev yaparlar. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceği ve bu mahkemelerin yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler.” düzenlemesi yer almaktadır.
TTK’nun 5/1.maddesine göre; aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Davanın dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK hükümlerinden kaynaklanmadığı,Ticaret Kanunda düzenlenen haksız rekabet hükümlerinden kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu, mahkemelerin görevinin kanunla düzenlendiği, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olması hasebiyle, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınacağı gözönüne alınarak mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak açıldığı anlaşılmakla, 556 sayılı KHK 71.madde ve TTK 5/1.maddesi ile TTK 55.maddesi gereğince Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakma görevinin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğuna,
3-Kararın istinaf yoluna başvurmaksızın kesinleşmesi halinde görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-HMK 331.maddesi gereğince yargılama giderlerinin davanın esası ile birlikte değerlendirilmesine,
5-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi gereği vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.