Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/15 E. 2018/200 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/15
KARAR NO : 2018/200

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/07/2014
KARAR TARİHİ : 05/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacıya ait “—-” markasının tanınmış marka olduğunu, davalının “—” ibaresini kullanmakta olduğunu, bu durumun davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini ve aynı zamanda haksız rekabet de oluşturduğunu, davacıya ait “—” markası ile davalının kullanımına konu “—” ibaresinin ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davacıya ait “—” ibaresinde “—” harflerinin — Grubunu temsil etmekte olup lacivert yuvarlaklar üzerine beyaz harflerle yazıldığını, davalının da “—-” ibaresindeki “—” harflerini kullandığını, davalının faaliyetlerinin elektronik perakendeciliği alanında olduğunu, bu bakımdan ibareler arasında karıştırma ihtimali bulunduğunu, davalı kullanımının müvekkiline ait tanınmış “—” markasının itibarından haksız yararlandığını ve müvekkilinin markasının itibarını zedelediğini belirterek marka hakkına tecavüzün durdurulması ve men’i haksız rekabetin sona erdirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına çıkarılan meşruhatlı davetiyenin 23.07.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmayıp, 08.12.2014 tarihli beyan dilekçesinde; “—” ibareli iş yeri ismini nikahlı eşinin isminin baş harflerinden esinlenerek oluşturduğunu, davacının çektiği ihtardan sonra iş yeri isminin ve tabelasının değiştirildiğini ve iş yeri isminin “—” olarak değiştirildiğini, daha sonrasında iş yerinin tamamen kapattığını, “—” ibaresinin özel ismi olmayıp birçok firmaca kullanıldığını, eşinin isminin baş harflerini kullanılmasının benzetme amacı taşımadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davacının markasına tecavüzün tespiti davasıdır.
Celp olunan TPE kayıtları, bilirkişi raporu ve ticaret sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamından; Mahkememizin 03.12.2015 tarihli — Esas ve — Karar sayılı kararı tesis edilmiştir.
Mahkememizin bu kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2017 tarihli 2016/3242 Esas ve 2017/5606 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma gerekçesi de; “Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, men’i ve refi ile haksız rekabetin meni istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının markasal kullanımının dava açıldıktan sonra son bulduğu, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de; marka kullanımına dava tarihinden sonra son verildiği kabul edildiğine göre, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, marka hakkına tecavüzün tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davalının iş yerinde “—” markasını pano üzerinde markasal olarak kullandığı, davalının “mağazalarda telekomünikasyon teçhizatının perakende ticareti” faaliyet alanında faaliyet gösterdiği, davacı şirket adına tescilli —- sayılı “—” markası ve —sayılı “—” markasının da tescilli olduğu sınıflar göz önüne alındığında davalının markasal kullanımının davacı tescilli markaları ile iltibas yarattığı, markalar arasındaki tek farkın davacının tescilli markalarının sonunda bulunan “—” harfi ile davalının kullanımındaki “—” harfi olduğu, son harfin değişikliğinin de markaların hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde farklılık yaratmadığı, davalının markasal kullanımına 17/07/2014 tarihinde dava tarihinden sonra son verdiği anlaşılmakla, dava tarihi itibariyle davalının markaya tecavüzünün tespitine, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabetinin men’i ile önlenmesi talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu göz önüne alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalının — ve —- markasını kullanımının, davacı adına tescilli — markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine,
2-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin men’ i, önlenmesi talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
3-Markaya tecavüz ve haksız rekabet davaları üzerinden ayrı ayrı 35,90 TL olmak üzere toplam 72,00 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 46,80 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı yararına “tecavüzün tespiti davası yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafına “haksız rekabetin önlenmesi davası yönünden” ön inceleme duruşmasından önce konusuz kaldığı göz önüne alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1/2 oranda 1.573,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

6-Davacı tarafından bozma öncesi yapıldığı anlaşılan toplam 2.179,40 TL ve sonrasında yapılan 28,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.207,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kanuni yollar açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/06/2018