Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/106 E. 2018/264 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/106
KARAR NO : 2018/264

DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti ve Men’i ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/04/2010
KARAR TARİHİ : 12/07/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili Türk Standartları Enstitüsünün 132 sayılı Kanun ile kurulmuş olan bir kamu kurumu olup, sahip olduğu TSE markasını 5 ayrı biçimde TPE nezdinde tescil ettirdiğini, davalının yurtdışı TSE belgesi bulunmamasına rağmen ithal etmek istediği Çin Halk Cumhuriyeti menşeli ürünlere (—) ait ambalajların üzerinde TSE marka, logo ve TS Standart numaralarını haksız yere kullandığı, Kadıköy Haydarpaşa gümrüklü sahada yapılan kontroller neticesinde tespit edildiğini, davalının müvekkil kurumla aralarında bir sözleşme veya kurumun izni bulunmaksızın TSE marka ve logusunu kullanarak marka hakkına tecavüz ettiğini, ayrıca müvekkil kuruma ödemesi gereken marka, belge ve kullanma ücretlerini ödemediğini, kuruluşu gelir kaybına uğratarak maddi zarara sebebiyet verdiğini, TSE marka ve logosunun kamuya karşı bir ürünün Türk Standartlarına uygun olarak üretildiğini ifade ettiğini, bir ürünün çeşitli prosedürlerden geçerek bu standardı aldığını ve bunun da Devlet güvencesi anlamına geldiğini, davalı şirketin bu standarda sahip olmayan ürünlerini sahipmiş intibası vererek tüketiciyi de yanılttığını, bu durumun kamu oyunda Enstitüye duyulan güveni sarsarak bir kamu kuruluş olan müvekkilinin manevi itibarını zedeleyerek manevi olarak da zarar görmesine sebep olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ait haklar saklı kalmak üzere 18.880,00 TL maddi, 94.400,00 TL manevi olmak üzere toplam 113.200,00 TL tazminatın davalının filinin gerçekleştiği tarihten itibaren kamu alacaklarına uygulanan oranda faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, TSE markasına vaki tecavüzün önlenmesini, masrafları davalı taraftan alınmak üzere davalının imal ettiği, piyasaya sürdüğü ve halen stoklarında mevcut haksız markayı içerir her türlü ambalaj, broşür ve bunların imalatına yarayan her tür araç ve makinelere el konulmasını, tecavüzün meni için zorunlu ise imhasını, davalı aleyhine verilecek kararın masrafları davalı taraftan alınmak üzere tirajı en yüksek iki gazetede ilan ettirilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkilinin yıllardan beri yurt dışından ürün ithal eden şahıs firmasının sahibi olduğunu, Çin’de üretilen ve enerjiden %80 oranında tasarruf sağlayan — markalı ampullerin ülkemize ithalatını gerçekleştirmek için gerekli bağlantıları yaptığını, üretici —Ltd. Şirketi üretimi — Direktifine ve Avrupa Standartlarına uygun yapacağına dair taahhütte bulunduğunu, ürünlerin istenilen marka model ve kalitede üretildiğini, ürünler üzerinde hiçbir şekilde TSE markasının yer almadığını, ancak üretici firmanın yine Çin’de başka bir firmadan temin ettiği kutulara koymak suretiyle gönderdiği bu ürünlerin ambalaj kutuları üzerinde TSE yazması nedeniyle Haydarpaşa Gümrüğünde tutulduğunu, davalının TSE markasının ambalaj üzerinde bulunmasına ilişkin hiçbir talimatının bulunmadığını, hatanın üretici firmanın ambalajları temin ettiği ve müvekkili ile hiçbir bağlantısı bulunmayan ambalaj üreticisi firmaya ait olduğunu, ürünlerin bu şekilde geldiğinin anlaşılması üzerine derhal menşeine iade edildiğini, davalının bu ithalat nedeni ile zarara uğradığını, müvekkilinin ithal etmek istediği ürünlerin enerji tasarrufu yapan ampuller olduğunu ve kural olarak ithal ürünlerin hiç birisinde TSE standartlarına uyma yükümlülüğü bulunmadığını, ürünlerin CE belgeli olduğunu ve AB direktifleri çerçevesinde üretildiklerini, bu itibarla TSE markasının kutularda yer almasının ürünlere bir katkısının bulunmadığını, TSE nin harç yatırmak zorunda olduğunu vergi, resim ve harçtan muaf olan TSE’nin gelirleri ve bu gelirlerin kullanılmasının gerektiği muameleler olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde davalı tarafından 05/10/2009 tarihinde TSE ye yatırılan 9.440 TL’ nin o tarihten itibaren oluşan ticari faizi ile birlikte hükmedilen tazminat miktarından mahsubunu, tazminat miktarına kamu alacaklarına ilişkin faiz oranlarının uygulanması talebinin reddini, ülkede yapılmış bir imalat bulunmadığından imalata yarayan her türlü araç ve makinelere el konulmasına ilişkin talep ile ürünler gümrükten derhal iade edildiğinden piyasaya sürülen ve stoklarda mevcut markayı içerir ürünlerin, broşür vs, ye el konulmasına, imhasına ilişkin talebin reddini, reddedilen talepler ve miktarlar üzerinden ayrı ayrı vekalet ücreti taktir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davacıya ait TSE ibaresinin davalının ürünlerinde haksız ve izinsiz olarak kullanıldığı iddiası ile meydana geldiği iddia edilen tecavüzün tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine Mahkememizin — Esas,—- Karar sayılı dosyaları ile açılan markaya tecavüzün tespiti ve men’i ile maddi ve manevi tazminat davasında Mahkememizce; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davalı firmanın davacı kurum adına tescilli “TSE” garanti markasını izin almadan kullanmak suretiyle markaya tecavüzde bulunduğu anlaşılmış, 556 sayılı KHK.nın 62/1-b ve 64/1 maddeleri gereğince yapılan maddi tazminat miktarının hesabında TSE ürün belgelendirme ve TSE yurtiçi belgelendirme yönergesi kapsamında hesaplama yapılmış, bu çerçevede davalı sözleşme yapmaksızın hukuka aykırı olarak kullandığı TSE markası nedeniyle haksız marka kullanımının dava konusu ürün için TSE ücret çizelgesine göre KDV dahil 18.880,00 TL.maddi tazminatın ve ayrıca aramada bulunan markalı ürün sayısı ve somut olayın sair özellikleri gözetilerek hakkaniyet ilkesine de uygun olacak şekilde taktiren KDV dahil 10.000,00 TL. manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile, davalının eylemleri ile TSE markasını vaki tecavüzünün tespit ve men’ine, 18.880,00TL (KDV dahil) maddi tazminat ile takdiren 10.000,00TL manevi tazminatın haksız fiile ilişkin tespitin yapıldığı tarihten itibaren kamu alacaklarına uygulanan oranda faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, her ne kadar davalı vekilinin dosyaya yansıyan beyan dilekçelerinde davaya konu edilen TSE markalarına yönelik ürünlerin yurtiçine girişi olmaksızın iade edildiğine yönelik beyanları var ise de; bu iadeye ilişkin herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı belirlendiğinden, var ise masrafları davalıdan alınmak suretiyle davalının imal ettiği, piyasaya sürdüğü haksız markayı içerir her türlü ambalaj ve broşürlere el konulmasına, tecavüzün men’i için zorunlu ise imhasına, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 18/09/2013 tarih, 2012/17261 Esas, 2013/16101 Karar sayılı ilamları ile “Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat, haksız markayı içerir ürünlerin toplatılması, bu ürünlerin imaline yarayan araç ve makinelere el konulması ve imhası ile hükmün ilanı istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisinde mevcut 22.03.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda maddi tazminat miktarı 4.130 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, mahkemece denetime elverişsiz şekilde, sadece TSE Ürün Belgelendirme ve TSE Yurt içi Belgelendirme Yönergesi kapsamında hesaplama yapılarak KDV dahil 18.880 TL’ye hükmedildiği belirtilmiştir. Mahkemece, tecavüz tarihinde yürürlükte bulunan çizelge getirtilerek, bilirkişi marifetiyle tazminatın hesaplanması yoluna gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir. Davalı tarafça, davacı kuruma 9.440,00 TL ödeme yapıldığı iddia edilmiş ve dosyaya buna ilişkin dekont örneği ibraz edilmiştir. Davacı taraf ise, bu ödemenin mahiyeti konusunda birbirinden farklı açıklamalarda bulunmuştur. Davalının savunması üzerinde durularak, ödemenin dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. Kabul şekli itibariyle, mahkemece hükmedilen tazminatın kamu alacaklarına uygulanan oranda faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, davaya konu alacak kamu alacağı niteliğini haiz olmamakla, avans faizi yerine kamu alacaklarına uygulanan faize hükmedilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple de davalı yararına bozulması gerekmiştir.” denilerek bozulduğu ve Mahkememizde— Esas numarasını aldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile, davalının eylemleri ile TSE markasını vaki tecavüzünün tespit ve men’ine, 18.880,00 TL (KDV dahil) maddi tazminat ile takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiile ilişkin tespitin yapıldığı tarihten itibaren avans faiz ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, her ne kadar davalı vekilinin dosyaya yansıyan beyan dilekçelerinde davaya konu edilen TSE markalarına yönelik ürünlerin yurtiçine girişi olmaksızın iade edildiğine yönelik beyanları var ise de; bu iadeye ilişkin herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı belirlendiğinden, var ise masrafları davalıdan alınmak suretiyle davalının imal ettiği, piyasaya sürdüğü haksız markayı içerir her türlü ambalaj ve broşürlere el konulmasına, tecavüzün men’i için zorunlu ise imhasına, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verildiği, iş bu kararın da Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2015/8086 Esas, 2016/2749 Karar sayılı ilamı ile; “Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 297/2’nci maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Ayrıca hüküm, uyuşmazlığı sonuçlandırmalı ve hükümden sonra yeni uyuşmazlıklara sebebiyet vermemelidir. Mahkemece, davalının eylemlerinin markaya tecavüz teşkil ettiği kabul edilerek 1 nolu hüküm fıkrasının 2’nci paragrafında “TSE markasına vaki tecavüzün tespit ve men’ine” karar verilmiş, 3’üncü paragrafında ise “Her ne kadar davalı vekilinin dosyaya yansıyan beyan dilekçelerinde davaya konu edilen TSE markalarına yönelik ürünlerin yurtiçine girişi olmaksızın iade edildiğine yönelik beyanları var ise de; bu iadeye ilişkin herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı belirlendiğinden, var ise masrafları davalıdan alınmak suretiyle davalının imal ettiği, piyasaya sürdüğü haksız markayı içerir her türlü ambalaj ve broşürlere el konulmasına, tecavüzün men’i için zorunlu ise imhasına” dair hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonuçlandırmayan ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde 1 nolu hüküm fıkrasının 3’üncü paragrafında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı TSE markasına tecavüzün önlenmesini, maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiş olup davalar arasında objektif dava birleştirmesi vardır. Mahkemece markaya tecavüzün tespiti ile men’ine, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, kabul edilen tazminat talepleri için davacı vekiline vekalet ücreti takdir edilmiştir. Davacının markaya tecavüzün önlenmesi talebi de kabul edildiğine göre, bu talep yönünden de davacı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken bu hususta bir hüküm tesis edilmemesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” denilerek bozulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili Yargıtay bozma kararına uyulmasını talep etmiş, davalı vekili ise takdiri Mahkemeye bırakmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülmekle, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin —- Esas – — Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilerek, davalının eylemlerinin davacı tarafın TSE markasına tecavüz ettiğinin tespiti ve men’ ine, 18.880,00 TL (KDV dahil) maddi tazminat ile taktiren 10.000,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile tahsiline karar verildiği, davalı tarafın markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminata ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının red edildiği, hüküm fıkrasının 3 nolu paragrafı yönünden bozulduğu, hükmün markaya tecavüzün tespit ve men’ i ile maddi ve manevi tazminata ilişkin kısım yönünden davacı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu anlaşılmakla, davalının markaya tecavüzünün tespiti ve men’ ine, 18.800,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminatın ihlalin tespit edildiği 17.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bozma ilamına konu kısım üzerinden yapılan incelemede; Davalı ile davacı kurum arasında uzlaşma görüşmeleri yapıldığı, davacı Kurum’un 19/08/2009 tarihli kararı ile “davalı firmanın ihlal tarihinde Enstitü’den belgeli olmaması ve müracaatı olmaması karşısında, firmanın ihlal yaptığı konuda marka müracaatında bulunarak müracaatına ilişkin tüm masrafları ve bir yıllık marka kullanım tavan ücreti ile birlikte defaten yatırması ve haksız marka kullanımına son verip ayrıca yıllık emsal belge kullanım ücretinin beş katı oranında tazminat bedelini 30 gün içerisinde defaten ödemesi koşuluyla uzlaşma talebinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin davalının marka başvuru ücretini yatırdığı ancak, diğer uzlaşma konusu belgeli kullanım ücretinin beş katını ödemediğini beyan ettiği , davalı vekilinin ise temyiz dilekçesinde ürünlerin mahrece iade edildiğine dair belge sunduğunu beyan ettiği anlaşılmışsa da sunulan belgelerden Çin’den ithal edilen — ürünlerinin gümrük belgeleri üzerine ” Mahrece İade” kaşesi vurulduğu, TSE marka ve logosunun ise ürün ambalajları (kutuları ) üzerinde kullanıldığı, ürün ambalajlarının iade edildiğine dair belge bulunmadığı anlaşılmakla, davalının Çin’den ithal ettiği ve üzerinde TSE markasının bulunduğu TSE markasının kullanıldığı Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü’nün 17/06/2009 tarihli tespit işlemine (—,Beyanname tarihi – sayı 11/06/2019/12980 ) konu ürün ambalajlarına el konulmasına karar kesinleştiğinde imhasına karar vermek gerekmiştir.
Uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda; davanın kabul edilen markaya tecavüzün tespiti, maddi tazminat ve manevi tazminat davaları yönünden ayrı ayrı, davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmolunmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalının markaya tecavüzünün tespiti ve men’ ine,
-Davalının yurt dışından ithal ettiği üzerinde TSE markasının kullanıldığı ürün ambalajlarına el konulmasına, karar kesinleştiğinde imhasına,
3-18.800,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 17.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Markaya tecavüz davası üzerinden alınması gereken 35,90 TL ile maddi ve manevi tazminat davası üzerinden alınması gereken 1.967,30 TL olmak üzere toplam 2.003,20 TL harçtan peşin alınan 1.681,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 320,15 TL harçtan, bozmadan önce davalı adına vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi olarak yazılan 291,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 28,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline markaya tecavüz davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekalet, maddi tazminat davası üzerinden takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekalet ve manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekalet olmak üzere toplam 9.435,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminatın reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 1.681,05 TL peşin harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.977,75 TL yargılama giderinden; davanın kabul ve red oranına göre, (%65) 1.935,55 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%35) 1.042,20 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 104,10 TL yargılama giderinden; davanın red ve kabul oranına göre, (%35) 36,45 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%65) 67,65 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kanuni yollar açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/07/2018