Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/643 E. 2018/165 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/643 Esas
KARAR NO : 2018/165
DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)Marka (Manevi Tazminat İstemli )Marka ( Maddi Tazminat istemli )
DAVA TARİHİ : 27/02/2014
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin eski acentası olan davalı ile olan ticaret ilişkilerini 29 Mayıs 2013 tarihli ihtarname ile sona erdiğini, davalının işyeri ve internet siteleri üzerinde değişik işten tespit yaptırdıklarını, davalıya yeterli süre verilmesine rağmen müvekkil markaların geçtiği alan adlarını müvekkile devir edilmediğini ve web sitelerinin kullanımına devam edildiğini belirterek marka hakkına yapılan tecavüz nedeniyle tecavüz fiillerinin durdurulmasına, tecavüze konu eylemlerin ortadan kaldırılmasına, 6000 TL manevi tazminat ile gazetede ilan edilmesini talep etmiş maddi tazminat istemini 01/10/2014 tarihli dilekçesi ile açıklamış buna göre KHKE 62/b uyarınca tecavüzün giderilmesi için yaptığı masraflar olarak belirtilmiş ve (170,80 TL değişik iş dosyasındaki keşif harca, 300,00 TL değişik iş gider avansı, 68,05 TL harç, 756,50 TL değişik iş gider avansı, 6125,00 TL Avukatlık ücreti değişik iş için kesilen serbest meslek makbuzu 15,00 TL taksi fişi, 36,00 TL Baro pulu tahsili olmak üzere )KHK 62/b ve TTK haksız rekabet hükümleri uyarınca TTK haksız rekabet hükümleri uyarınca 7471,25 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin maddi tazminat talebine dayanak yaptığı İstanbul Anadolu 1. FSHHM’sinin ……. D. İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararı davacılar tarafından yasal bir haftalık süre içinde uygulanması talep edilmediğinden HMK 303/1 maddesi gereğince kendiliğinden ortadan kalktığını, bu nedenle bunun istenemeyeceğini, ayrıca 6125 TL tutarındaki avukatlık ücreti serbest meslek makbuzu dahi maddi tazminata konu edinmiş olup istemin haksız olduğunu ileri sürmüştür. Müvekkilinin, …..Eşya San. AŞ’nın uzun yıllardan beri bayisi iken, hukuka aykırı kısıtlamalar başladığını 10/05/2013 tarihinde haksız bir intarname keşide edilerek bayiliği sona erdirdiğini buna rağmen bayılık elinde kalan ….. markalı hiçbir malı geri alma cihetine gidilmediğini, 13 yıldır Ana şirketin markasına hizmet verdiklerini, yapılan yatırımlar görmezden gelerek, öteden beri teşvik edilen ve malların reklam ve tanıtımı için gerekli olan internet ortamını ani bir ihtarla yasaklanmasının, bayilerin hak ve hukukunu yok eden onları zarara sürükleyen bir davranış olduğunu, müvekkile ait işyerinde yepılan keşifte 2 adet …….. Kasa, satışı yapılmak üzere ……’den faturalı olarak alının orjinal ürünler olduğunu, bayiliğin feshi üzerine şirketçe geri alınmayan elde kalan ürünlerin satılmasında hukuki bir engel olmadığı gibi ürünlerin orjinal olması nedeniyle markaya tecavüz oluşturmayacağını, internet sitelerinde …..çelikkasa.net ve …..çelikkasa.org’un erişime kapalı olduğu belirlenmiş diğer internet sitelerinin tamamının bayılık süresince davacının bilgi ve desteğiyle açıldığını, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkesi …….. Esas sayılı davası ile haksız fesih ile bayiliğin sona erdirilmesinden kaynaklanan dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
TPE Markalar Dairesi Başkanlığı’ndan gelen kayıtlardan davacılar adına tescilli …..nolu markanın 6. sınıfta …. tarihinde,….. nolu markanın 45. sınıfta …. tarihinde, …. nolu markanın 6. ve …. sınıfta …..tarihinde, ….. nolu markanın 35. sınıfta …. tarihinde, ….. nolu markanın 6. sınıfta …..tarihinde, …. nolu markanın 6. sınıfta ….. tarihinde, …..nolu markanın …tarihinde, ….. nolu markanın 6, 19 ve 20. sınıfta …. tarihinde,…. nolu 6. sınıfta…. tarihinde ……nolu markanın 06, 19 ve 20. sınıflarda ….. tarihinde, ….. nolu markanın 35. sınıfta 2….. tarihinde, … nolu markanın 06, 19 ve 20. sınıfta 1…… tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sicile kayıt edildiği …. nolu markanın 6 ve 9. sınıfta henüz tescil edilmemiş olduğu görülmüştür.
İddia, savunma ve tüm toplanan delillere göre davacılar ile davalı şirket arasında 2001 yılında bayilik ilişkisinin kurulduğu, 2005 yılında ise münhasır yetkili dağıtıcılık sözleşmesi yapıldığı, dosyadaki sözleşme örneklerinden anlaşılmış ve taraflar arasında da bu konu çekişmeli değildir. Davacılar 10/05/2013 tarihli ihtarname ile bayılık ilişkisini tek yanlı irade ile sona erdirmiş ve davalının elinde bulunan ürünlerin hiçbirini iade almamış, davalının elinde mahkememize sunduğu 15/06/2013 tarihli listeden 55.161.33 TL kapı, 59125 TL kasanın bulunduğu bildirilmiş, değişik iş dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde dava konusu internet sitelerinin tamamının davalının bayilik ilişkisinin olduğu dönemde kurulduğu, davalı işyerinde bulunan ürünlerin orjinal olduğu anlaşılmıştır.
556 sayılı KHK’nın 12. Maddesi marka tescilinden doğan hakların kapsamında istisna başlığı altında “dürüstçe ve ticari veya sanayi konularıyla ilgili olarak kullanılmaları koşuluyla üçüncü kişilerin, ad ve adreslerini, mal veya hizmetlerle ilgili cins, kalite, miktar, kullanım amacı, değer, coğrafya kaynak üretim veya sunulmuş zamanı veya diğer niteliklerle ilişkin açıklamaları marka sahibi tarafından engellenemez” hükmünü içerdiği, davalı şirketin 11 yıldan fazla davacının bayiliğini yaptığı ve ürünlerini sattığı bu dönemde internet sitelerinin davacıların bilgisi ve rızası ile kullanıldığı, bayilik ilişkisi sona erince elinde kalan ürünlerin satışını yapmak için internet alan adlarının kullanılmasına devam edilmesi elde kalan ürünlerin tanıtımı için yapılmasının ticari hayatın bir zorunluğu olduğu, davalının sattığı ürünlerin elde kalan orjinal ürünler olduğu bu haliyle davalı eyleminin ticari dürüstlüğe uygun kullanım olduğu vicdani kanaatine ulaşıldığından mahkememizin ….Esas …… K. Sayılı ve 29/01/2015 tarihli ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/12/2015 tarih 2015/6062 Esas 2015/13423 sayılı ilamı ile bozularak mahkememize gelmiştir
BOZMA GEREKÇESİNDE :” Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasında bağıtlanan sözleşmenin yürürlükte olduğu sırada oluşturulan ve adlarında davacı adına marka olarak tescilli “…..” ibaresini taşıyan …………. adlı web sitelerinin erişime kapalı olduğu, ancak bu sitelerin davalının kullanımında olan web siterine yönlendirildiği tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Bu durumda, adı geçen web sitelerinin yönlendirici kod olarak kullanılmasıyla marka hakkına tecavüz eyleminin oluştuğunun kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilerek mahkememize gelmiştir.
Davacı vekili bozma kararına uyulmasını, davalı vekili ise mahkemenin önceki kararında direnilmesini talep etmiş, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkememizin 2013/108 D.İş sayılı dosyasına ibraz edilen 19/12/2013 tarihli bilişim uzmanı bilirkişinin raporundan …………… alan adlı web sitelerinin davalı adına tescilli……….. alan adlı internet sitelerine yönlendirildiği ve web sitelerinin yönlendirici olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK 9/2-e maddesinde “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasının” marka sahibi tarafından önlenebileceği düzenlenmiştir.
KHK 61/1-a maddesinde “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9 uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanılmasının” marka hakkına tecavüz teşkil ettiği düzenlenmiştir.
KHK 64.maddede “Marka sahibinin izni olmaksızın, marka taklit edilerek üretilen ürünü üreten, satan, dağıtan veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçlar için ithal eden veya ticari amaçla elde bulunduran kişi, hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu, taklit markayı herhangi bir şekilde kullanmakta olan kişi, marka sahibinin markanın varlığından ve tecavüzden kendisini haberdar etmesi ve tecavüzü durdurmasını talep etmesi halinde veya kullanmanın kusurlu bir davranış teşkil etmesi halinde, sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu” düzenlenmiştir.
Davalı şirketin taraflar arasında yürürlükte olan sözleşmenin ifası sırasında oluşturduğu ve davacı adına tescilli “…..” markasını taşıyan internet sitelerini erişime kapattığı, ancak bu web sitelerini kendisine ait internet sitelerine yönlendirdiği, bu şekilde KHK 9/2-e bendinde düzenlenen meşru bir bağlantısı kalmamasına rağmen davacının tescilli ….. markasını taşıyan internet siteleri, alan adlarını kullanarak kendi internet sitelerine yönlendirme yapması ve bu yönlendirmenin ticari etki yaratacak biçimde kullanılmasının davacının markasından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davacının tecavüzün men’ini talep edebileceği kanaatine varılarak davalının, davacı adına tescilli “…ibareli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine ve alan adlarına yönlendirmenin kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın maddi zararı kapsamında tespit giderlerinin davalıdan tahsilini talep ettiği, ayrıca manevi tazminat talebinde bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalının davacı markalarından haberdar olduğu, sözleşme ilişkisinin sona ermesine rağmen markaları yönlendirici kod olarak kullandığı, kusurlu olduğu, davacının 556 Sayılı KHK 64. Maddesi gereğince mütecavizden sebep olduğu zararı isteyebileceği,markanın korunması yönünden dellillerin toplanması ve kanıtlanması için yapılan, tespit giderlerinin fiili zarar kapsamında maddi tazminat olarak talep edilebileceği kanaatine varılarak, 7.471,25 TL maddi tazminatın ve takdiren 6.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın Kabulüne
2-Davalının, davacı adına tescilli “…. ibareli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine
-davalı adına tescilli ……., alan adlı web sitelerinin davalı adına tescilli ………… adlı internet sitelerine yönlendirmelerin kaldırılmasına
3-7.471,25 TL maddi tazminat, ve 6.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
4-Kararın özetinin karar kesinleştiğinde Türkiye çapında satışı en yüksek 5 gazeteden biri ile ilanına
Alınması gereken tecavüzün tespitinden dolayı 35,90 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
Maddi ve manevi tazminat yönünden alınması gereken 920,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
Tecavüzün tespiti yönünden Avukatlık ücret tarifesi gereğince 3.145,00 TL ücreti ve……tin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
Maddi Tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi gereğince 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
Manevi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi gereğince 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına
Davacı tarafça yapılan masraflar 25,20TL başvurma harcı, 25,20 TL peşin harç 205,80 TL tamamlama harcı, 205,80 peşin harç, 273,50 TL tebligat müz. Masrafı 735,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.10/05/2018