Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/595 E. 2018/57 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/595
KARAR NO : 2018/57

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “—” rumuzunu ilk defa 07.04.2007 tarihinde oluşturduğunu ve www.—-.com alan adında faaliyet gösteren sanal bahis sitesinde kullanmaya başladığını, akabinde 23.03.2010 tarihinde www—.com alan adında faaliyet gösteren yasal olan sanal ortam bayisinde iddia oyunu oynamaya başlamış ve oldukça iyi tahminler yapması sebebiyle fenomen haline geldiğini, “—-” markası/rumuzu ile 17.12.2011 tarihinde de www.—.com isimli sosyal medya sitesinde hesap açmış olup, buradan da paylaşımlarda bulunduğunu, müvekkilinin işbu tanınırlığından faydalanmak isteyen davalı şirketin işbu markayı kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, “—” markası/rumuzunun müvekkili tarafından ilk olarak kullanılmaya başladığını ve maruf hale getirildiğini, müvekkilinin işbu tanınırlığından faydalanmak isteyen davalı tarafın işbu markayı 04.01.2017 tarihinde TPE nezdinde — tescil numarası ile haksız ve kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin kendi markasının/rumuzun başkası tarafından tescil edildiğini ise bahsedilen sanal ortam bayilerinden www.—.com alan adında faaliyet gösteren —A.Ş ‘ ye davalı tarafından Kadıköy —.Noterliği’nin 21.07.2017 tarih ve —yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilmesi ile öğrendiğini, bahse konu ihtarnamede davalı şirketin sanal ortam bayiine hitaben; “—” markasının kendi adlarına tescilli olduğu, belirtilen markanın “www.—.com” adlı web sitesinde kendilerinin izni ve bilgisi dışında aynen kullanıldığı, işbu tescilli markaya yapılan haksız ve hukuka aykırı tecavüzlere son verilmesi gerektiğini ihtar ettiğini, işbu ihtarnamenin bir suretinin sanal ortam bayii tarafından müvekkili ile paylaşılması sonucunda bahse konu markanın haksız şekilde tescil edildiğinin öğrenildiğini, akabinde yapılan araştırmada davalı tarafın kötüniyetli olduğu, bu ve benzeri markaları tescil ettirmek suretiyle sanal ortam bayilerinden ve markanın asıl sahiplerinden para alabilme/marka ticareti yapma saikiyle hareket ettiğinin ortaya çıktığını belirterek, evvelemirde markanın 3.kişilere devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı tarafından Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescilli gerçekleşmiş olan— no’lu “—” isimli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkilinin ünlü markalarını haksız şekilde tescil ederek, daha sonra bu markalar üzerinden ticari kazanç elde ettiğine yönelik iddialarını destekleyecek hiçbir emare bulunmadığını, zira bir kişinin birden fazla markayı tescil ettirmesinin olağan olduğunu ve hukuka aykırı olmadığını, davalı tarafın markayı 07.04.2007 tarihinden beri kullandığını ve dava konusu markanın 2010 – 2012 yıllarında ünlendiğinin ileri sürüldüğünü, bunlara dayanarak müvekkilinin kötü niyetli olarak tescilde bulunduğunun iddia edildiğini, söz konusu tescilin müvekkilince 04.01.2017 tarihinde yapıldığını, kötü niyetli olarak hareket edilmiş olsaydı, söz konusu tescil talebi için 2017 yılının beklenmeyeceğini, markanın ünlendiği ve revaçta olduğu iddia edilen tarihlerde talepte bulunulmuş olması gerekirdi, tescil edilen markanın her an için faal olmasına ve marka sahibinin her an için yoğun faaliyetlerde bulunmasına dair herhangi bir zorunluluk olmadığını, Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı KHK m.14’e göre markanın 5 yıl boyunca haklı neden olmaksızın kullanılmaması sonucu markanın iptal edileceğini, buradan da anlaşılacağı üzere, marka sahibinin beş yıl boyunca tescil ettirdiği marka üzerinde istediği gibi tasarruf hakkına sahip olduğunu ve bundan dolayı faal olarak kullanılıp kullanılmamakta da özgür olduğunu, bu nedenle; davacı tarafın, davalının markayı kullanma amacıyla değil de ticari amaçla tescil ettirdiğini, buna delil olarak da tescil sahibinin markayı etkin olarak kullanmadığını ileri sürmesinin hukuki sebepten yoksun olduğunu, müvekkilinin www.—-.com isimli sitenin sahibi olduğunu, bu site dahilinde çalışan yorumculara sitenin kurulma aşamasında hangi takma adı kullanmak istediklerinin sorulduğunu ve bu takma adlardan tescilli olmayanların ileride ortaya çıkabilecek bir hak kaybını önlemek amacıyla tescil ettirildiğini, dava konusu markanın da bu şekilde tescil ettirilmiş olan markalardan birisi olduğunu belirterek, davanın reddine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; “—” markasının haksız ve kötü niyetli olarak davalı tarafından tescil edilip edilmediği ve hükümsüzlüğünün talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
Celbedilen marka kaydının incelenmesinden; — sayıyla tescilli — markasının 35 ve 38.sınıflarda, — Anonim Şirketi adına kayıtlı olduğu , 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre 04.01.2017 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescil edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin katıldığı ön inceleme duruşmasında ;davayı kabul ettiklerini, davaya konu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesine itirazlarının bulunmadığını beyan ettiği , beyanını imzası ile tasdik ettiği, vekaletnamesinden davayı kabul yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK 308 ve HMK 311. Madde gereğince “Feragat ve Kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur” düzenlemesi gözönüne alınarak,davalı vekilinin kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulü ile, davalı adına tescilli — sayılı “—” markasının hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalının davayı kabulü göz önüne alınarak davanın KABULÜNE,
Davalı adına tescilli — sayılı “—” markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE,
Karar kesinleştiğinde kesinleşme şerhli gerekçeli karar örneğinin Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,
2- 35,90 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ön inceleme tutanağından önce kabul beyanında bulunulduğundan 1/2 oranında vekalet ücreti taktirine,1.573,00 TL vekalet ücretinindavalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 116,50 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 183,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/03/2018