Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/553 E. 2018/293 K. 04.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/553
KARAR NO : 2018/293

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2017
KARAR TARİHİ : 04/10/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …. yılında İstanbul’da bir şekerci dükkanı ile faaliyete başlayıp, bugün ülkemizin önde gelen ve sektörün en güçlü firmalarından biri haline gelmiş olduğunu, altı tanesi yurt içinde, iki tanesi yurt dışında bulunan fabrikaları ve 2000’e yakın çalışanı ile uluslararası bir kimliğe büründüğünü, artan ürün gamı ile paralel olarak………. ve …….şirketleri ile bir şirketler grubu haline geldiğini, müvekkilinin faaliyeti kapsamındaki şirketler topluluğu ile birlikte ticari hayatta ve basında genellikle…..” olarak anıldığını, belirtilen ibarenin 2013 yılından itibaren marka olarak da korunduğunu, davalının ………… alan adlı internet sitelerinde …….” olarak tanıtım yaptığını, Beyoğlu …….Noterliği’nin 18.04.2017 tarih …. yevmiye no.lu ihtarnamesi ile, davalının bu haksız kullanıma son vermesi ihtarında bulunulduğunu, bu eylemin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek,marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun yıllardır ticari faaliyetlerine devam eden saygın bir firma olduğunu, müvekkili şirketin iştigal alanı ağırlıklı olarak reklam sektörü olmakla beraber ayrıca mimarlık ve inşaat alanlarında da hizmet verdiğini, davacı şirketin gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin ise reklamcılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, her iki şirketin faaliyet alanlarının birbirinden farklı olduğunu, gıda sektöründe faaliyet gösteren davacı şirkete yönelik olarak reklam sektöründe faaliyetlerini yürüten müvekkili şirketin davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin söz konusu olamayacağını, müvekkilinin internet sitesinde sehven “…. ibaresi atlanarak “…….” ibaresinin kullanıldığını, bu ibarenin …..” olarak derhal düzeltildiğini, müvekkilinin her alanda kullandığı ibarenin …….. ibaresi olduğunu, davacının belirttiği basın kuruluşlarında müvekkili şirketten …… olarak bahsedilmesinin müvekkilinin bilgisi dışında olduğunu, bahse konu haberin müvekkilince kaleme alınmadığını belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması davasıdır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinden; ….. tescil numaralı …….. markasının sahibinin ……. Anonim Şirketine ait olup…………………sınıf emtialarında tescilli olduğu, ….. tescil numaralı …. markasının ……. Şirketine ait olup, ………sınıf emtialarında tescilli olduğu, ….. tescil numaralı “…..” markasının sahibinin…. … olup,……sınıf emtialarında tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Taraflara ait ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde, davacı şirketin 31/01/1997 tarihinde, davalı şirketin ise 15/08/2006 tarihinde tescil edildikleri tespit edilmiştir.
Dosya üzerinde marka uzmanı bir bilirkişi ile bilişim konusunda uzman bir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine bilirkişi incelemesi yaptırtılmış, bilirkişiler raporlarında; davalı tarafından kullanıldığı ihtilafsız olan ………….. internet sitesinde “……….. ibarelerinin metin içinde kullanıldığının tespit edildiğini, ……… başlıklı ve “İstanbul’da faaliyet gösteren ………… Şirketler Grubu…” ile başlayan haberin yer aldığını,…………. .” başlıklı ve ……. Başkanı…” ile başlayan haberin yer aldığını, davalının faaliyetlerinde ……….” ibaresini esas unsur olarak reklamcılık hizmetlerinde kullandığının taraflar arasında ihtilafsız olduğunu, dava konusu ….” ibaresinin …. tescil numaralı markalarda esas unsur olarak 35. sınıfta (reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler) halen davacı adına tescilliyken…” ibaresinin esas unsur olarak markasal kullanımın davacının marka hakkına tecavüz kapsamında olup olmadığına dair takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Marka hakkına tecavüz konusu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7. ve 29. maddelerinde düzenlenmiştir. 6769 sayılı Kanunun 7. Maddesi uyarınca marka korumasının tescille kazanılacağı belirtilmiştir. 29. maddesinde ise marka hakkına tecavüz sayılan eylemler sayılmıştır. Buna göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek marka hakkına tecavüz fiilidir. Alınan bilirkişi raporunda davalıya ait web sitesinde davacıya ait tescilli ……. markasının kullanıldığı tespit edilmiş, davalı tarafça sehven kullanıldığı savunulmuştur. Her ne kadar davalıya ait olmayan diğer haber sitelerinde de ….” ibaresi kullanılmışsa da, bu kullanımların davalıdan kaynaklandığı ispat edilememiştir. Davalının reklamcılık alanında ticari faaliyette bulunduğu, davacıya ait olan ve davalı tarafın web sitesinde kullanıldığı sabit olan …..” markasının da reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil) sınıfında tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davacı şirketin reklamcılık konusunda faaliyette bulunmaması halinde dahi markasının tescil korumasından yararlanma hakkına sahip olduğundan, davalının kullanımı davacının marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir.
Haksız rekabetin tespiti talebiyle yapılan incelemede ise, haksız rekabet hallerinde Türk Ticaret Kanununun 54 ve devamı hükümlerinin uygulanması gerektiği düzenlenmiş olup, ayrıca TTK’nun 55/4.maddesine göre başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemleri almak haksız rekabet olarak sayılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2007 tarih, 11-965/961 sayılı kararında da belirtildiği üzere haksız rekabetten söz edebilmek için kusur, zarar, illiyet bağı unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği, Türk Borçlar Kanununun 57. maddesinin hükmünün temelinin kişilik haklarına tecavüzü düzenleyen Türk Medeni Kanununun 24. maddesine dayandığı, haksız rekabet hükümlerinin düzenlenme sebeplerinin başında, başkalarının emeğinden haksız bir şekilde yararlanmanın önüne geçmenin yattığı, bir başkasının uzun uğraşlar sonucunda elde ettiği kazanımlardan ve değerlerden hiç bir emek ve çaba sarf edilmeden yararlanılmasının haksız rekabetin en önemli örneklerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Davalının davacıya ait tescilli …….markasını kendi web sitesinde izinsiz olarak kullanmak suretiyle davacının markasının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığı, bu nedenle kusurlu olduğu, haksız rekabet koşullarının da gerçekleşmiş olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2. Davalıya ait……….. internet sitesinde davacı adına tescilli … numaralı … markasını kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, durdurulmasına,
3. Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınmak sureti ile Türkiye çapında yayın yapan, tirajı yüksek bir gazetede ilanına,
4- Harçlar Kanunu gereğince 35,90 TL tecavüzün tespiti yönünden, 35,90 TL haksız rekabetin tespiti yönünden olmak üzere toplam 71,80 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 40,40 TL harcın davalıdan tahsiline,
5- Davacı yararına markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 234,90 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.302,30 TL yargılama giderin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, açıkça okunup, usulen anlatıldı