Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/482 E. 2018/301 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/482 Esas
KARAR NO : 2018/301

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin , orijinal adı “….” olan, Ülkemizde de … … .. ” adıyla yayımlanan kitabın yazarı olduğunu, söz konus kitabın ilk baskısının 2002 yılında……… yayımlandığını,.. yıllarında da Türkiye’ de yayımlandığını, yine müvekkilinin dava dışı…. Türkiye’deki seminerler için yetkilendirdiğini, davalının bu seminerlere katılarak müvekkili …… tarafından bulunan ve geliştirilen ve “……… ” adlı eserinde yazdığı bir dizi matematik formülü ve bu formülün yorumlanabilmesi için bilgi sahibi olduğunu ve eğitim aldığını, yapılan sözleşme ile davalının patent ve telif hakkı almayacağını taahhüt ettiğini, ancak bilahare TPMK’ ya başvuruda bulunarak…….. numaralı ….. numaralı ……….” markalarını …. sınıfta eğitim ve öğretim hizmetleri için tescil ettirdiğini, marka tescillerinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin bu ibareler üzerinde FSEK kapsamında hak sahibi olduğunu, ayrıca … ibaresinin 6769 sayılı SMK’nun 5. maddesi uyarınca tescil edilemeyeceğinden dolayı hükümsüzlüğüne , marka sicilinden terkinine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalının kötü niyetli olmadığını, seminerleri yapan dava dışı ……… ……. , davacıyı temsil kabiliyetine ilişkin herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığını, her ne kadar müvekkili davalı, patent ve telif haklarına ilişkin taahhütte bulunmuşsa da markaya ilişkin herhangi bir beyanın söz konusu sözleşmede yer almadığını,….. ibaresinin jenerik bir ibare olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, davalıya ait 2015/107751 numaralı “….. ve … numaralı …” markalarının davacının yazdığı “…………” isimli eserin adıyla benzer olduğu ve marka tescillerinin kötü niyetle yapıldığı iddiasıyla markaların hükümsüzlüğü davasıdır.
Davalıya ait marka tescil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde… numaralı ….. markasının … sınıfta 14/10/2016 tarihinde, ………. numaralı ….” markasının da ….. sınıfta 16/08/2016 tarihinde davalı adına tescil edildikleri tespit edilmiştir.
……… Bakanlığı’ndan gelen yazı cevabı ile …” isimli eserin yazarının davacı olduğu ve davacı adına tescil edildiği, eserlere …tahsis edildiği tespit edilmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, marka uzmanı bilirkişi raporunda, davacıya ait eserin adının ….” olduğunu, Kültür Bakanlığı’nın kayıtlarında da eser adının bu şekilde kayıtlı olduğunu, …….” ibaresinin orta derecede ayırt edici bir ibare olduğunu, davacının bu ibare üzerinde telif hakkı sahibi olduğu ve bu hakkın ihtilafa konu markaların tescil başvuru tarihlerinden önce doğduğunu, markalardan “…….. markasının davacının telif hakkı sahibi olduğu ibare ile birebir örtüştüğünü, ancak “….” ibaresinin davacının telif hakkı ile birebir örtüşmediğini, ayırt edicilik kriterlerini sağlamadığını, 6769 sayılı SMK’nun 5. maddesi kapsamında tasviri işaret olmadığını, davalının marka başvuru tarihlerinin Kasım ve Aralık 2015 olduğunu, bu başvuru tarihlerinin davalının 2014 yılında katıldığı seminerden sonra olduğunu,”……” ibaresini marka olarak tescil ettiren davalının bu ibareyi ihdas ve istimal eden olmadığını, tersine bu ibareyi katıldığı eğitim/seminerden sonra tescil ettirdiğinin anlaşıldığını, davalının marka tescilinin iyiniyetli olmadığını, başka birisi tarafından ihdas ve istimal edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği ibareyi marka olarak tescil ettirdiğini, “… ibaresinin de diğer markayla yakın tarihte, seri marka algısı yaratacak şekilde tescil edildiğini bildirmiştir.
6769 sayılı SMK’nun 6. maddesinde marka tescilinde nispi ret sebepleri sayılmış, 6. fıkrasında “tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi halinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir”, 7.fıkrasında “kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerinde reddedilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yine 6769 sayılı SMK’nun 25/1. maddesinde aynı kanunun 5. veya 6. maddesinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir.
Somut olay incelendiğinde, davacının……” isimli eseri nedeniyle “… ibaresi üzerinde fikri mülkiyet hakkı sahibi olduğu, davalının bu eserle bağlantılı olarak katıldığı eğitim semineri sonrasında ….” markasını ve bu marka ile seri marka imajı yaratacak şekilde “… markasını kendi adına tescil ettirdiği, bu tescillerin kötüniyetli olduğu, bu nedenle …..” markası için SMK’nun 6/6. ve 6/7. maddesi uyarınca, “…………..” markası içinse 6/7. maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2. Davali adına tescilli ….. numaralı “…. ve … numaralı “….” markalarının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına
4-Avukatlık ücret tarifesi gereğince 3.145.00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine
5-Davacı tarafça yapılan masraflar ,31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL Vekalet Harcı ,1.000,00 TL bilirkişi ücreti,165,00 TL gider avansı olmak üzere 1.232,40TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine
6-Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine
Dair; tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, açıkça okunup, usulen anlatıldı..
.