Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/477 E. 2018/65 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/477
KARAR NO : 2018/65

DAVA : Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/03/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkili …….adına tescilli “……… markasının 1970 yılından beri kullanıldığını ve hatırı sayılır bir müşteri çevresi bulunduğunu, davalılardan ………….nin dava dışı ………….. aleyhine açmış olduğu ihtiyati haciz kararı ile Bursa…………İcra Müdürlüğünün 201/13053 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, icra dosyasından gönderilen talimat ile İstanbul Anadolu …………İcra Müdürlüğünün 2016/1054 Talimat sayılı dosyasından 05.12.2016 tarihinde müvekkillerinden ……………. adına tescilli ………. markası ile işletilen restauranta hacze gelindiğini ve haciz edilen malların kaldırılarak muhafaza altına alındığını, borçlu firma ile hiç bir ilgisi olmayan restaurantta ve müşterilerin önünde alacaklı vekilinin ısrarla gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu, …….. markasının marka değerinin zedelendiğini ve ticari itibarının zarara uğratıldığını, bu işlemin akabinde aynı icra talimat dosyasından bu sefer başka bir adreste bulunan ……….. Restaurantına da haciz geldiğini, müvekkilinin bu olaylar nedeniyle prestij kaybı yaşadığını, davalı şirket ve vekillerinin ………. markası ile işletilen restaurantları kasıtlı olarak borçlu firma adresi olarak gösterdiklerini, müvekkiline ait işletmelerin dava dışı borçlu ……….. şirketi ile hiç bir ilgi ve alakası bulunmadığını, davalıların yapmış oldukları haksız haciz işlemleri nedeniyle müvekkillerinden ……. adına tescilli “………..” markası ile işletilen iki ayrı restauranta üst üste iki gün haksız haciz işlemi ve müvekkili ……….. şirketinin de işlettiği restaurantta davalılar tarafından gerçekleştirilen haksız haciz işlemi dolayısıyla müvekkillerinin manevi zarara uğradığını, bu sebeplerle davacı………. için 50.000,00 TL ve davacı ……… için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalılar vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili davalı ………. ile diğer davalılar ……….. ve ………… arasındaki ilişkinin vekalet ilişkisi olduğunu, davalıların bu vekalet ilişkisine dayalı olarak vekalet veren alacaklı adına Bursa …………..İcra Müdürlüğünün 2016/13053 Esas sayılı icra takibini başlattıklarını, kendilerine izafe edilebilecek herhangi bir kasıt ve kusur bulunmadığını, müvekkilleri …………husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca yetki ve görev itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde ileri sürüler hususların Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girmediğini, davacıların talebinin İİK’nun 259.maddesinden kaynaklanan tazminat talebi olduğunu, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davalılar tarafından davacıların markasına yönelik tecavüz fiili gerçekleştirilmediğini, icra takip dosyasında sadece menkul haczi yapıldığını, davacıya ait markalar üzerinde herhangi bir haciz işlemi uygulanmadığını, alacağını tahsil etmek için icra takibi ve haciz yapmanın alacaklıya tanınmış yasal bir hak olduğunu, İİK’nun 85.maddesi uyarınca sadece borçlu nezdindeki malların değil, borçlunun üçüncü şahıs nezdindeki mallarının da haczedilebileceğini, davacılar ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğunu, davacıların manevi tazminat taleplerinin sebepsiz zenginleşme amacı taşıdığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalı taraflarca İcra Müdürlüğü aracılığı ile davacılara ait iş yerlerinde haksız yere yapıldığı iddia edilen haciz işlemleri dolayısıyla uğranılan manevi zararın tazminine ilişkindir.
Sınai Mülkiyet Kanununun 156/1.maddesinde; “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanundan doğan …..uyuşmazlıkların ticaret mahkemelerinde görüleceği, ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davaların bundan istisna olduğu.” hükmü yer almaktadır.
Davacı ……… tescilli ……….. markalarının sahibi olduğunu, diğer davacı şirketin ise işletme sahibi olduğunu, davalı şirket ile diğer davalı avukatların davacı şirketin,…………….. “adresinde faaliyet gösteren restorantta hacze gelinerek muhafaza yapıldığını, ertesi gün ……….. adresinde bulunan işyerinde hacze gelindiğini, yapılan haksız ihtiyati haciz işlemi nedeniyle ……….. markasının zarara uğradığını, bu nedenle davacı marka sahibine 50.000,00 TL manevi tazminat, davacı şirket lehine 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Davanın dayanağının haksız ihtiyati haciz iddiası olduğu, davacı tarafın, davacı …………n markasından kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini, markaya tecavüz edildiğini ileri sürmediği anlaşılmaktadır.
Mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti kamu düzeni ile ilgili olduğundan ve resen dikkate alınan dava şartlarından bulunduğundan öncelikli olarak incelenmiştir.
Benzer bir davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun ………. tarihli……….Esas , ………. Karar sayılı kararı ile “Mahkemece tescilli markaya tecavüz iddiası ile yapılan şikayet nedeniyle uğranılan zarar istenilmekle, 556 sayılı KHK 71.madde uyarınca; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Ancak iddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle sadece markaya tecavüz nedeniyle yapılan şikayet ve müşterilere karşı satışların yasal olmadığı, ürünlerin toplatıldığı yönünde asılsız iddialarda bulunulması sonucu uğranılan zarar istenilmiş olmakla, dava haksız şikayet nedeniyle tazminat istemi niteliğinde bulunmakla, ticaret mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, işin esasına girilerek sonuçlandırılması gerektiğinden, görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir, gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir…
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarını, dosyada tutanak ve tanıkları bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlerle göre Hukuk Genel Kurulu’nca benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu uyuşmazlıkta da, iddianın ileri sürülüş biçimi itibarıyla markaya tecavüz yada davacının markadan kaynaklanan haklarının ihlal edildiğinin iddia edilmediği, haksız olduğu iddia edilen ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan zararın tazmininin talep edildiği gözönüne alınarak Mahkememizin görevsizliğine , HMK 20.madde gereğince karar kesinleştğinde ve 2 hafta içerisinde talep edildiğinde dosyanın İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-6769 sayılı SMK 156/1 maddesi ve TTK 4.maddesi gereğince Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20.madde gereğince karar kesinleştğinde ve 2 hafta içerisinde talep edildiğinde dosyanın İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 331.madde gereğince yargılama giderlerinin davanın esası ile birlikte değerlendirilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi gereği vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.