Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/432 E. 2018/16 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/432 Esas
KARAR NO : 2018/16
DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,Müvekkilinin ” … ” markasını TPMK nezdinde 11/12/2006 tarih …… ve 15/05/2013 tarih …. tescil numarası ile tescilli olduğunu, “…. ” İstanbul’un en gözde balık restoranlarından olduğunu, ” …… ” iş, sanat ve spor dünyasının ünlülerinin uğrak yeri olduğunu, Balık restoranları içinde emeğe titizliğe ve kaliteye verdiği değerle haklı bir üne sahip bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin haklı olarak kazandığı ünden yararlanarak ” …… ” markasını tabelalarda ,reklam yazılarında,ambalaj üzerinde , kartvizitlerde , internette “….. ….. ” şeklinde kullanmaya başladığını , marka haklarına açıkca haksız tecavüz ettiğini, davalı şirketin yeni bir marka yaratmak yerine bilinen ve oldukça rağbet gören müvekkil şirkete ait ” ….. ” markalı restoranın adını kullanmaya çalıştığını, bu hususda Bursa 3 Asliye Hukuk Mahkemesinde….. D.iş nolu dosyası ile tespit edildiğini, bilirkişinin mahkemeye verdiği raporunda davalı yanın kullandığı restoran adının müvekkilinin markasına tecavüz fiilini oluşturduğunu belirttiğini, tecavüz fiilinin işlenmiş ve de hala işlenmekte olduğunun ortada olduğunu, beyanla davalı şirketin müvekkilinin tescilli markasına açıkca tecavüz fiilini işlemesinden dolayı 556 sayıl KHK nın 62.maddesi gereğince, Müvekkiline ait markaya tecavüz fiillerinin durdurulmasını ve giderilmesini, Marka hakkına tecavüz dolayısıyla üretilmemesi veya kullanılmaması gereken tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası basılı kevrak ve ürünlerin el konulmasını, marka hakkına tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasını fazlaya ilişkin alacakları saklı kalmak üzere şimdilik 1000 Tl maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline 15.000 TL manevi tazminatın , harç masraf ücreti vekalet ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Tazminat talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını, marka hakkı sahibinin talepte bulunabilmesi için marka hakkına tecavüz fiilinin gerçekleşmesi gerektiğini, müvekkilinin “…… + … ” markasının tescili istemi ile ….. tarihinde …. başvuru numarası ile TPMK ‘ ya başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin bu talebinin 556 sayılı KHK nın ilgili hükümlerine uygun bulunarak 27.Eylül 2016 tarihli bültende yayınlandığını , bu davanın ikame edildiği tarih itibarı ile hukuken markayı koruma ve kullanma hakkına sahip olan müvekkilinin hukuka aykırı bir marka kullanımı bulunmamakta olduğunu, yalnızca hukukun kendisine sağladığı hakları kullandığını, davacı yan ile davalı müvekkilinin markalarının birbirinden farklı olduğunu, davaya konu uyuşmazlık ile ilgili olarak davalı müvekkilinin markasının, davacı tarafın markasının taklidi niteliğinde olmadığını, davalı müvekkilinin , davacı yan markasının ne aynısını nede ayırt edilemeyecek derecede benzeri kullanmayıp,,benzeri olmayan bir başka işareti marka olarak kullandığını , müvekkilinin markasının ” …… ” olup marka içinde ” …” yı barındırmakla birlikte yine esas unsur niteliğine sahip “…..” kelimesini de içermekte olduğunu, her iki kelime ile bir tamlama oluşturduğunu ve müvekkilinin markasının 2 Esas unsurdan oluşan marka niteliğinde bulunduğunu, davalı müvekkilinin markası yalnızca ” ….. ” ibaresine sahip” …. ” ve “….. ” markalarının hem her iki markanın birbirinden farklı sözcükleri ihta etmesiş, hemde her iki markanın yazı stillerinin birbirinden farklılık arz ediyor olması sebebiyle tecavüzün söz konusu olabilmesi için mevzuat hükümleri doğrultusunda aranan ” görsel, işitsel ve anlamsal ” benzerliği sahip olmadığını, farklı kelimelere ve farklı şekillere sahip olan “…..” ve “….. ” markaları arasında aynıyet yada ayırt edilemeyecek derecede benzerli bulunmadığından davacı tarafın tazminat taleplerinin de kabülü mümkün olmadığını, markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığı bilirkişilercede tespit edildiğini beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur
Dava ; Davacı adına tescilli ….. ve ….. numaralı “…..” markasına davalının aynı ibareyi reklam ve tanıtımları ile tabelalarında kullanmak suretiyle tecavüz edip etmediği, bu nedenle maddi ve manevi tazminat talep edilip edilemeyeceği, tazminat miktarının ne kadar olacağı, davalının kullanımının ….. numaralı marka başvurusu nedeniyle haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı konularına ilişkindir
Davacı tarafça Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin….. D.İş sayılı dosyasında ….. … Restaurant aleyhine tespit talebinde bulunduğu, tespit raporunun tebliği üzerine “….. ORTAKLAR ADİ ORTAKLIĞI -…….. Restaurant” vekilinin delil tespitine ve bilirkişi raporuna itiraz ettiği, dilekçe ekinde vekaletname ve imza sirküleri ibraz edildiği ve sirkülerde; Adi Ortaklığın ortaklarından….. İnşaat Otomotiv Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi ……..’ın ortaklığı idare ve temsile yetkili kılındığının beyan edildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde davalı olarak “……….Restaurant” gösterilmiş,davaya Adi Ortaklık vekilinin cevap dilekçesi ve vekalet sunması üzerine davalının ismi değiştirilmiştir.
…….. Restaurant ve… ve Ortaklar Adi Ortaklığının gerçek yada tüzel kişiliğinin ve dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
HMK 114/1-d maddesi gereğince dava ehliyeti dava şartlarından olmakla yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacak hususlardandır.
Davacı vekili 15/11/2017 tarihli dilekçesinde; işyerinde başka bir şirketin faaliyet göstermeye başladığını ve şirketin adi ortaklığın devamı olduğunu, ileri sürerek dava dilekçesinin ……ve ….’e yöneltilmesini talep etmiştir.
HMK 124/3 maddesi gereğince maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın açık rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği düzenlenmişse de, tespit raporuna itiraz dilekçesinde adi ortaklık adına itiraz edildiği, dilekçe ekinde sunulan imza sirkülerinde adi ortaklık sözleşme bilgilerinin yer aldığı,davanın adi ortaklığı oluşturan ortaklar aleyhine açılması gerekirken tüzel kişiliği bulunmayan restaurant aleyhine açıldığı, adi ortaklık ünvanı ile de taraf değişikliği ve ortaklık aleyhine yargılamanın yürütülerek sonuçlandırılmasının mümkün bulunmadığı, davacının HMK 124/3 maddesi gereğince maddi hataya dayanarak da taraf değişikliğini isteyemeyeceği kanaatine varılarak, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
Davalının gerçek yada tüzel kişiliği bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
Davanın reddinden dolayı karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince 3.145 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalı tarafa verilmesine
Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına
Davalı tarafça yapılan 64,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak ,davalı tarafa verilmesine
Davalı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
Dair gerekçeli kararın tebliğiinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı usulen okunup ,anlatıldı . 23/01/2018