Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/426 E. 2018/328 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/474
KARAR NO : 2018/334
DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 17/02/2017
KARAR TARİHİ : 22/11/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına tescilli olan…. numaralı ….markasının tanınmış bir marka olduğunu; müvekkili adına tescilli markanın davalı tarafından izinsiz olarak kullanıldığını; davalı ile uzun süredir yapılan telefon görüşmelerinden sonuç alınamayınca, kendisine bir ihtarname gönderilmeden işbu davayı açma yoluna gidildiğini; davalının haksız kullanıma halihazırda devam ettiğini, sigortacılık gibi güven konusunun en önemli faktör olduğu bu sektörde, yıllar boyunca kazanılan kusursuz itibarın zedelenmesi ile çok büyük ve geri dönülemez sorunlar ortaya çıkardığını; işbu durumdan korunmak için marka tescilinin ileriye dönük olarak bir nevi sigorta görevi gördüğünü; davacının haksız eylemleri neticesinde müvekkilin maddi ve manevi zarara uğradığını; müşteri portföyünün …… isminin verdiği güvenle birlikte marka hakkına tecavüz eden şirketlere kaydığını ve müvekkilinin itibarının zedelendiğini belirterek, davalının marka hakkına tecavüzünün tespitine, sonlandırılmasına,…… Sigorta isminin gerek Ticaret Sicilinden ve iş hayatındaki diğer alanlardan çıkartılmasına, oluşan maddi ve manevi zararların tespit edilerek, ….TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekiline maddi ve manevi tazminat taleplerini açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili . tarihli dilekçesi ile . TL manevi tazminat talep ettiklerini bildirmiş, maddi tazminat talebiyle ilgili bir açıklama yapmamış, cevaba cevap dilekçesinde maddi tazminat talebiyle ilgili eksik harcı bilirkişi raporu geldikten sonra yatıracağını beyan etmmiştir.
DAVAYA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; . tarihinde işletmesini açtığını ve 15.10.2010 yılında unvanını ticaret sicil gazetesinde ilan ettirdiğini; bu tarihten beri …… ibaresini kullanmakta olduğunu; kendisinden daha sonra bu ibareyi kullanmaya başlayan davacı şirketin, acentelik havuzuna bakarak müvekkilinin kullanımını gördüğü halde bir çağrışım veya benzerlik düşüncesi var ise bu ibareyi seçmemesi gerektiğini; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını; taraf firmaların ikamet ettiği şehirler arasında 800-1000 km kadar bir uzaklık olduğunu; çalışılan bölgelerin farklı olduğunu; kullandığı ibarenin …… olduğundan davacı markası ile bir benzerlik olmadığını, taraf firmaların büyük çaplı işletmeleri olmayıp bölgesel, dar çevreli işletmeler olduğunu, davacının maddi-manevi bir zararı olmadığını belirterek, haksız davanın reddini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız olarak kullanılıp kullanılmadığının tespiti, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacıya ait marka tescil kaydı dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde davacının . . numaralı …. markasının 36. sınıfa dahil ….. için 11/06/2012 tarihinde tescil edildiği tespit edilmiştir.
Taraflara ait ticaret sicil kayıtları dosya içine getirtilmiş, incelendiğinde; davacı şirketin . tarihinde ticaret siciline tescil edildiği, davalının . tarihinde gerçek kişi olarak.. Sigorta Acenteliği” unvanı ile ticaret siciline tescil edildiği,… tarihinde ticaret unvanını . Sigorta Aracılık Hizmetleri” olarak değiştirdiği tespit edilmiştir.
Davanın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinde, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler dosyaya sundukları . tarihli bilirkişi raporunda; . tescil no.lu “. markasının “sigorta hizmetleri” de dahil olmak üzere 36. sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğunu, davacının …..unvanını . tarihinde tescil ettirdiği ve sigorta aracılık hizmetinde faaliyet gösterdiğini, somut olayda, markasal kullanımı ispat etmek amacıyla dosyaya davacı tarafından ibraz edilen internet sayfaları ekran görüntüleri incelendiğinde, davalının, uyuşmazlık konusu .” ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığının tespit edildiğini, ayrıca, davalının “…..” unvanının . tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş olduğunu, davacının davaya dayanak yaptığı . tescil no.lu “. markası için ise . tarihinde tescil başvurusu yaptığını, . tarihinde markanın tesciline karar verilmiş olduğunu, marka hakkına tecavüz şartlarının olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğuna dair görüş bildirmişlerdir.
Dava yalnızca, davalının ticari unvanında ..ibaresine yer verdiği ve . markasını izinsiz olarak kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüz nedeniyle açılmıştır. Sınai Mülkiyet Kanununun 7. maddesi uyarınca işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının marka hakkı tarafından önlenmesinin talep edilebileceği, 29. maddesinde marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan markanın ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.
Ticaret unvanı tacirin, ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken ve bu işlemlerle ilgili senet ve diğer evrakları imzalarken kullandığı ad olup, ticaret unvanının işlevi, ticari işletmenin sahibi olan tacirin diğer tacirlerden ayırt edilmesini sağlamaktır. Marka ise, taciri ya da ticari işletmeyi değil, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmek için kullanılır. Markanın fonksiyonu, tümüyle ticari işletmenin ürettiği, pazarladığı mal veya hizmetleri ayırt etmektir.
Somut olay incelendiğinde, davacı şirketin adına tescilli “..” markası ile ticaret unvanının esas unsurunun .ibaresi olduğu, davalının ticaret unvanında da “. ibaresinin yer aldığı, davacı tarafın delil olarak, internetten alınan görüntüleri ve sigorta şirketlerinin acentelerinin listelerini sunduğu, sunulan bu belgelerin incelenmesinde ve bilirkişilerin yapmış oldukları incelemelerde davalının “..” ibaresini markasal olarak kullandığına dair bir tespit yapılamadığı, davalının .” esas unsurlu ticari unvanının sicilde . yılından bu yana tescilli olduğu, davacının marka başvurusunun .yılında yapıldığı, davacının tescil tarihinden önce .” markasını kullandığına dair bir delil sunmadığı, bu nedenlerle davalının ticaret unvanını kötü niyetle tescil ettirdiğinin kabul edilemeyeceği, davalının ticaret unvanının terkini için, davalının bu unvanla uzun süredir yapmış olduğu ticari yatırımları ortadan kaldıracak şekilde tescilinden 7 yıl sonra dava açması nedeniyle sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığı, 6762 sayılı TTK’nın 52. maddesi uyarınca usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı, münhasıran sahibine ait olup, tescilli bir ticaret unvanının terkin edilinceye kadar kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği, davalının ticaret unvanını tescilli olduğu şekilde kullanmış olup, bu durum marka hakkına tecavüz teşkil etmediğinden, davacının markasal kullanımı da kanıtlayamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2- 35,90 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
3- Davalı yararına “tecavüzün tespiti ve haksız kullanımı yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davalı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/11/2018