Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/416 E. 2018/244 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/416
KARAR NO : 2018/244

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ : 01/04/2014
KARAR TARİHİ : 05/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin 31/08/2013 tarihine kadar davalı kurum bünyesinde öğretmen olarak çalıştığını, davalı kurum nezdinde — olarak adlandırılan “—” konulu bir çalışma ve eğitim bulunduğunu, kurum bünyesinde öğretmenlik görevi yanında, —çalışmalarına katıldığını ve söz konusu çalışmanın koordinatörlük görevini yürüttüğünü ancak müvekkil tarafından — 1., 2., 3. ve 4. Sınıf öğrencilerine derslerde okutulmak üzere hazırlanan bu kitaplarda hiçbir şekilde müvekkilin ismine yer verilmediğini, bu nedenle de FSEK’de düzenlenen manevi hakların ihlal edildiğinden, davalı kurum tarafından bastırılmış olan her bir kitap yönünden ayrı ayrı 2.000 TL. olmak üzere toplam 4.000 TL. manevi tazminatın kitapların yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı tarafdan tahsilini talep etmiştir
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak ise; bir ürünün FSEK kapsamında korunabilmesi için sahibinin hususiyetini taşıması, sahibinin hususiyetini yansıtacak biçimde şekillenmiş olması, FSEK’te sayılan eser türlerinden birinin içine girmesi ve fikri çabanın ürünü olması gerektiğini davacının müvekkil kurumda öğretmen olarak çalıştığını ancak dava konusu kitapların müvekkil firmada görev yapan Prof. Dr. —-‘ın denetiminden geçerek değişiklikler yapılarak kitapların hazırlandığını, davacının iddia ettiği gibi hiçbir kitapta davacı tarafından hazırlanan etkinliklere birebir yer verilmediğinden ve davacının eser sahibi vasfı taşımadığını beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir
Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; davacının diğer yazarlarla birlikte kitabın hazırlanmasında görev aldığı davacının hazırladığı konuların kitapda yer aldığı ve davacının kitapda ismine yer verilmediği toplanan delillere göre vicdani kanaatin oluştuğu birlikte eser sahibi olan davacının adının kitaplarda yazılmaması sebebiyle FSEK’nun 15.maddesinde düzenlenen eser sahipliğinden kaynaklanan hakların ihlal edildiği her bir kitap için takdiren 2.000 TL. toplam 8.000 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair Mahkememizin 06.02.2015 tarih ve —- Esas – — Karar sayılı kararı tesis edilmiştir.
Mahkememizin bu kararı Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 02.05.2016 tarih ve 2015/10053 Esas – 2016/4939 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma gerekçesi de; “Dairemizin 21.12.2004 tarihli, 2004/2773 Esas, 2004/12672 Karar sayılı ilamı ile 05.03.2007 tarihli, —- Esas, — Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, bir fikri ürünün 5846 sayılı FSEK 1/B ve 2/1. maddeleri uyarınca sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebi eser vasfında olup olmadığı hususunun belirlenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirir. Bu konudaki bir uyuşmazlık halinde, mahkemece bilirkişi görüşü alınmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafça da davacının eser sahipliği iddiasında bulunduğu ders kitaplarının esasen 5846 sayılı FSEK 2/1. maddesi anlamında ilim ve edebiyat eseri olmadığı savında bulunulmuş olmasına göre, bu hisista içlerinde konusunda uzman bir öğretim görevlisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden söz konusu kitapların eser niteliği bulunup bulunmadığı bakımından görüş alınması; şayet eser vasfını haiz iseler, bu takdirde davacının anılan kitaplara yönelik katkısının hususiyet içeren müşterek eser sahipliği hakkı sağlayan bir fikri çaba niteliğinde olup olmadığı ya da anılan Kanunun 10/3. maddesi uyarınca teferruata ait yardım ya da fikir, usul, metod, yöntem gibi anılan Kanun hükümlerine göre eser sahipliği bahşetmeyen fikri çaba niteliğinde olup olmadığı hususlarının belirlenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulmasını gerektirmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; dosyamız içerisine alınan 11.09.2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; “dosyadaki deliller arasında bulunan 6 kitap ile davacının sunduğu CD içerisinde etkinlikler karşılaştırıldığında, davalıya ait kitaplarda CD içerisindeki etkinliklerin birebir aynısının bulunduğunun anlaşıldığı, dosyadaki delillerin, bu etkinliklerin gerçekten davacı tarafından hazırlanıp hazırlanmadığının tespit edilemediği, söz konusu etkinliklerin davacı tarafından hazırlandığının kabul edilmesi halinde, bu etkinliklerin sahibinin hususiyetini taşıdığı ve dolayısıyla ilim ve edebiyat eseri olarak değerlendirilebileceği, diğer hususlardaki inceleme ve değerlendirme sonucunda ise; davacının taleplerinin konusu olan etkinliklerin ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu, davacı tarafından sunulan CD içerikleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü Kayıt Tescil Belgeleri, davacının isticvap beyanları dikkate alındığında, söz konusu etkinliklerin davacı tarafından hazırlandığı ve davacının etkinlikler üzerinde hususiyetinin bulunduğu sonucuna varıldığı, her ne kadar davalı söz konusu etkinliklerin Prof.Dr.—-tarafından, davacının hususiyetinin ortadan kaldıracak biçimde değiştirildiğini beyan etmişse de, dosya kapsamından buna ilişkin bir belge ve veriye rastlanmadığı, davalının iştirak halindeki eser sahipleri arasında bulunan davacının ismine söz konusu kitaplarda yer vermediği anlaşıldığından, davacı lehine FSEK m.70 uyarınca manevi tazminata hükmedilebileceği” tespitlerine ulaştıklarını beyan etmişlerdir.
Bilirkişi heyetinin kök raporunda,içeriklerin bizzat davacı tarafından hazırlanıp hazırlanmadığının tespit edilemediği beyan edildiğinden, davacı tarafça sunulan CD içeriği ile kitap içeriklerinin denetime elverişli şekilde karşılaştırılarak, rapor düzenlenmesi için bilirkişi heyetine bilişim uzmanı bilirkişi dahil edilmiş alınan 21.03.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; “Dava konusu davalının kitapları ile davacının dosyaya sunduğu CD içeriği karşılaştırıldığı, ekran görüntülerinin alındığı, konuların benzer olduğu, ancak sıralamalarında farklılık olduğu, ders konularının içeriklerinde bazılarında çok, bazılarında az olarak; hepsinin içerik, sunuluş ve sıralamasında birbirinden farklılık arz ettiğinin görüldüğü, çıkarılan dosya özellik ve künyelerinden etkinliğin ortak olarak yapıldığı kitap ve CD’deki ders konularının komisyondaki diğer öğretmenlerle beraber davacının da olduğu ortamda, aynı eğitim kurumundaki maaşlı öğretmenler tarafından oluşturulan konuların, diğer öğretmenlerin de fikirleri ile toparlandığı; davacının söz konusu esere katkısının, eser sahipliği hakkı sağlayan fikri çaba niteliğinde olduğunun anlaşıldığı, kök rapordaki görüşlere ek olarak bilişim uzmanı tarafından yapılan inceleme de değerlendirildiğinde davacının söz konusu esere katkısının olduğu anlaşılmışsa da, yine kök rapordaki görüşlerin değişikliğini gerektiren bir husus bulunmadığı, somut olayda davalının, davacının etkinlik hazırlamadığını iddia etmediği; davalının iddiasının, davacı tarafından hazırlanan etkinliklerin, Prof. Dr. — tarafından yeniden düzenlenerek kitaba yer verildiği yönünde olduğu; ancak kök raporda belirtildiği gibi, dosya kapsamından, hazırlanan etkinliklerin, Prof. Dr. — tarafından, davacının hususiyetini ortadan kaldıracak biçimde değiştirildiğine ilişkin bir tespitte bulunulamadığı, davacının iştirak halindeki eser sahipleri arasında bulunduğu yönündeki kök rapordaki görüşlerde değişikliği gerektiren bir husus bulunmadığı” beyan edilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda genişletilen tahkikat doğrultusunda; davalı tarafa ait kitaplar üzerinde ve davacı tarafından sunulan CD kayıtları üzerinde inceleme yapılmış, dava konusu kitapların yazarlarının hususiyetini taşıdığı ve bu kitapların FSEK 2.madde de düzenlenen ilim ve edebiyat eserlerine ait alt türler arasındaki “herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler” bağlamında değerlendirilebileceği beyan edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davacının hazırladığı tüm etkinliklerin Prof. Dr. — tarafından yeniden düzenlendiğini, denetiminden geçtiğini ve değişiklikler yapılarak kitaba alındığını beyan ettiği, davacının esasen etkinlik hazırladığının kabul edildiği, ancak Prof. Dr. —‘ın katkısı nedeniyle davacının hususiyetinin kaybolduğunun iddia edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamından önce yapılan yargılama sırasında 06.02.2015 tarihli duruşmada Matematik 1-2-3-4 sınıf kitaplarının duruşma salonunda incelenmek üzere hazır edildiği, kitaplarda davacının ismine yer verilmediğinin tespit edildiği, davacı asilin de duruşmada hazır bulunduğu, kitaplar gösterilmeden sorulduğunda; her kitapta kendisi tarafından hazırlanan konu ve şemaların sorularak zapta alındığı görülmüştür.
Bilirkişi heyetinin raporunda CD deki etkinliklerin birebir aynısının kitaplara alındığını beyan ettikleri, Mahkememizce davacının kitaplara katkısının hususiyet içeren müşterek eser sahipliği hakkı sağlayan bir fikir, çaba niteliğinde olup olmadığı ya da FSEK 10/3 maddesi uyarınca teferruata yardım ya da fikir, usul , metod, yöntem gibi eser sahipliği bahşetmeyen fikri çaba niteliğinde olup olmadığının tespiti yönünden ek rapor alındığı, bilirkişi heyetinin 16.03.2018 tarihli raporunda Prof. Dr. — tarafından davacının hususiyetini ortadan kaldıracak biçimde geliştirildiğine ilişkin bir tespitte bulunulamadığı, davacının iştirak halindeki eser sahipleri arasında bulunduğu beyan edilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile; davacının 4 adet eser vasfında bulunan kitapta ismi belirtilmeksizin yine hususiyet içerecek şekilde hazırlamış olduğu konu ve şemaların kullanıldığının tespit edildiği, davacının katkısının eser sahipliği hakkı sağlayan fikri bir çaba niteliğinde olduğu, davalı tarafın Prof. Dr. —‘ ın katkısının davacının hususiyetini kaldırdığı savunulmuşsa da, davacının 06.02.2015 tarihli duruşmadaki, kitaplar kendisine gösterilmeden alınan beyanları, CD içeriği ve kitap içeriklerinden, davacının CD de sunduğu ve kitaplarda da bulunduğu saptanan içeriklerin davacı tarafça hazırlandığı, davacının hususiyetin ortadan kalktığının davalı tarafça ispatlanamadığı, kitaplarda iştirak şeklinde hak sahibi bulunan davacının ismine yer verilmemesinin 5846 sayılı FSEK 15.maddesine aykırılık teşkil ettiği ve manevi tazminat istenebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne, 8.000,00 TL manevi tazminatın 01.04.2014 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜNE,
2. 8.000,00 TL manevi tazminatın 01.04.2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- 546,48 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 136,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 409,83 TL harcın davalıdan tahsiline,
4- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından bozma öncesi yapıldığı anlaşılan toplam 255,20 TL ve sonrasında yapılan yapıldığı anlaşılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 20,40 tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.275,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kanuni yollar açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
05/07/2018