Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/384 E. 2018/168 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/384
KARAR NO : 2018/168

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden —.’in dünya çapında tanınan —- ve —- markalarının sahibi olduğunu; müvekkili — sayılı — sayılı T— markalarının sahibi olduğunu; diğer müvekkili —– markalı tekstil malzemelerinde dünya çapında üretim, dağıtım ve pazarlaması ile iştigal ettiğini; müvekkilinin —- sayılı —- markalarının sahibi olduğunu; davalının fiilleri hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında —–Sor. No.lu dosyasında kaydedilen şikâyette bulunduklarını, şüphelilerin internet siteleri aracılığı ile müvekkil şirketlerin markalarını taşıyan taklit ürünleri satışa sunduğunu ve bu yüzden marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet suçları ile cezalandırılmasını talep ettiklerini, davalının adresinde arama yapıldığını, arama yapılan depoda müvekkillerine ait —- markalı ürünlerin ele geçirildiğini, savcılıktaki soruşturma aşamasında Marka-Patent vekili bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda müvekkillerinin markalarını taşıyan tüm ürünlerin marka taklidinden ibaret olduğunun tespit edildiğini, kovuşturma aşamasındaki bilirkişi raporunda da şüpheli adresinde el konulan —- markalarını taşıyan ürünlerde dâhil olmak üzere müvekkillerinin markalarını taşıyan tüm bu ürünlerin marka taklidinden ibaret olduğunun tespit edildiğini, tüm bunlara rağmen İstanbul Anadolu —-Sulh Ceza Mahkemesi’nin—- D.iş no.lu dosyası ve 09.06.2016 tarihli kararla —- markalı ürünlerin şüpheliye iadesine karar verildiğini, davalının müvekkillerinin markalarına tecavüz ettiğini; müvekkillerinin uzun yıllardır kullandığı tanınmış markalarının, davalı tarafından kötü niyetli olarak taklit edildiğini; davalının, müvekkillerine ait, tescilli ve tanınmış markalan hiçbir hakka dayanmadan ayniyetle kullandığını, müvekkillerinin ve markalarının Dünya çapındaki tanınmışlığmdan, ününden yararlandığını ve ticari çıkar sağladığını belirterek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet durumunun tespitine, tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumu nedeniyle ve işbu esas davanın etkinliğini sağlamak, daha sonra tazmini ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçmek amacıyla, takdiren teminatsız olarak, HMK m. 389 ve 390 uyarınca karsı tarafa tebligat yapılmaksızın, 556 sayılı KHK m. 76, HMK m. 389 vd. ve TTK m. 61 uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine; davalının, müvekkillerinin tescilli markaları aleyhine iltibas ve tecavüz yaratan tüm kullanımlarının önlenmesine; davalının, anılan ibareleri ürünler, hizmetler, yayınlar, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi; basılı kağıtlar, faturalar, kartvizitler ve sair her türlü evrak ile alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ve yurtdışında kullanmasının önlenmesine; şüpheli adresinde ele geçirilen ürünlerden; müvekkillerin —- tanınmış markalarını taşıyan ürünlere ve sair her türlü evrakın/ malzemeye, karar kesinleşinceye kadar hâlihazırda işbu dosyada yediemin olarak görev yapan “—” isimli sahsa ait yedi emin deposunda muhafazasının devamına karar verilmek sureti ile ihtiyati tedbir kararı ile el konulmasına, davalının tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet durumlarının önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına; müvekkillerin markalarına iltibas yaratan tüm kullanımların önlenmesine; el konulan ürünlerinin, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin; basılı kağıtlar, faturalar, kartvizitler ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların, hüküm kesinleştiğinde imhasına; marka hakkına tecavüz eden ve müvekkilleri aleyhine haksız rekabete sebebiyet veren davalı aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları davalıya ait olmak üzere, Türkiye çapında yayınlanan Hürriyet, Sözcü ya da Cumhuriyet gazetelerinden herhangi birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kendisine çıkartılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
Davalı vekili 10.05.2018 tarihli celsede; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacılara ait tescilli markaların davalıda ele geçirilen ürünlerde kullanılıp kullanılmadığı, bu nedenle marka hakkına tecavüz edilip edilmediği, haksız rekabet yapılıp yapılmadığına ilişkindir.
Dosyamız kapsamında alınan 05.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “somut olayda davalının, davacılara ait markaları taşıyan taklit ürünlerin ticaretini yaptığı anlaşıldığından, 556 sayılı KHK m. 61/I-c uyarınca marka hakkına tecavüzün gerçekleştiği, davacılara ait —- markalarını taşıyan ürünleri ticari amaçla elinde bulundurması ortalama tüketicide karıştırılmaya yol açabileceğinden, somut olayda TTK m. 55 uyarınca haksız rekabetin şartlarının gerçekleştiği, dava konusu ürünlerin, Mahkemece verilecek kararın kesinleşmesiyle birlikte imha edilebileceği” tespitlerine ulaşıldığını beyan etmişlerdir.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının —- soruşturma sayılı dosyasında İstanbul Anadolu —-.Sulh Ceza Mahkemesinin — D.İş numaralı kararı ile “—” adresinde arama yapılmasına karar verildiği, depoda 08/01/2015 tarihinde yapılan aramada —- markasına ait 430 adet gömlek, 4528 adet kazak, 2140 adet t-shirt, —- markasına ait 3463 adet t-shirt ve başka markalara ait toplam 24.114 adet ürün elde edildiği ve ürün numuneleri adli emanete gönderilmek üzere her üründen yeterli sayıda numune alınarak elde edilen ürünlerin tamamının yeddiemin olarak Mustafa Baltacı isimli şahsa teslim edildiği görülmüştür.
Arama ve el koyma tutanağı içeriğinden iş yeri çalışanı —isimli kişinin iş yerinin—- isimli şahsa ait olduğunu ve maaşını da bu şahıstan banka aracılığı ile aldığını söylediği anlaşılmıştır.
Davacıların da içinde bulunduğu müştekiler tarafından şikayetçi olunması üzerine —- ve —- hakkında İstanbul Anadolu FSHCM’nin —- Esas sayılı dosyasında 556 sayılı KHK 61/1-a, TCK 43, 53 ve 54.maddeleri gereğince dava açıldığı, yargılamanın halen devam ettiği, duruşmada ifadesi alınan sanık —-‘ün ifadesinde aramanın yapıldığı deponun kendisine ait olduğunu, Almanya’da bulunan bir şirkete satmak için piyasadan söz konusu malları satın alarak depoya koyduğunu, aramada bu ürünlere el konulduğunu, malların satışı konusunda henüz alım satım sözleşmesi yapmadığını, Türkiye’de de mağazası bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Ceza dosyasında adli emanette kayıtlı eşyalar üzerinde inceleme yaparak rapor düzenleyen tekstil mühendisi bilirkişinin 28/12/2015 tarihli raporunda davacılara ait tescilli markaların iktibas edilmesi suretiyle kullanıldığının ve suça konu ürünlerin marka taklidi yapılmış sahte ürünler olduklarının tespit edildiği görülmüştür.
Davacı —- unvanlı Hollanda menşeili şirketin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli —- başvuru numaralı 25.sınıfta “erkekler, kadınlar ve genç erkekler için giyim eşyaları: yani gömlekler, süeterler, pantolonlar, ceketler, sweetshirtler, şortlar, kemerler, yelekler, spor ceketleri, mantolar, yağmurluklar, parkalar, pardesüler, mayolar, balıkçı yakalı kazaklar, kravatlar, çoraplar, pantolon askıları, şapkalar, kepler, takım elbiseler ve plazerler” emtialarında tescilli —- markasının tescilli olduğu görülmüştür.
Davacı —- unvanlı ABD menşeili şirketin 08, 09, 14, 16, 18, 21, 24, 25, 27.sınıflarda “giyim eşyaları, erkek, kadın, çocuk elbiseleri…” emtialarda — başvuru numaralı şekil markasının tescilli olduğu görülmüştür.
Davalının ceza dosyasındaki ifadesinden arama yapılan deponun davalıya ait olduğu, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ile ürünlerin taklit olduğu ve giyim eşyası ürünler üzerinde davacı şirketlere ait tescilli markaların iktibas suretiyle kullanıldığı, davalının ürünlerin taklit olduğunu bildiği ve ifadesinde ticaretini yaptığını, Almanya’daki şirkete satmak için temin ettiğini beyan ettiği, dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK 9/1-a maddesi, 61/1-a maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan 6769 sayılı SMK 29/1-b maddesi gereğince davacı şirketlerin tescilli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiği ve TTK 56/4.maddesi gereğince haksız rekabette bulunduğunun tespitine, davalının, davacıların markalarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin önlenmesine ve kaldırılmasına, davalının davacı markalarına tecavüzü ve haksız rekabetinin men’i ile sonuçlarının ortadan kaldırılması yönünden; iltibas yaratan tüm kullanımlarının önlenmesine, davalının, davacılara ait markaları ürünler, yayınlar, ambalajlar, ilan reklam, broşür, afiş, tabela her türlü tanıtım malzemesi basılı kağıtlar, faturalar kart vizitler, her türlü ticari evrak, basılı materyel üzerinde kullanmasının önlenmesine, kullanılmış olması halinde el konulmasına hüküm kesinleştiğinde imhasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1- Davanın KABÜLÜNE,
2-Davalının davacı şirketler adına tescilli markaları, taklit ürünler üzerinde izinsiz olarak kullanmak suretiyle davacıların marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine
-Davalının, davacıların markalarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin önlenmesine ve kaldırılmasına
– Davalının ,davacı markaları ile iltibas yaratan tüm kullanımlarının önlenmesine,
-Davalının, davacılara ait markaları ürünler,yayınlar, ambalajlar ,ilan reklam, broşür , afiş ,tabela her türlü tanıtım malzemesi basılı kağıtlar, faturalar kart vizitler,her türlü ticari evrak, basılı metaryel üzerinde kullanmasının önlenmesine, kullanılmış olması halinde el konulmasına hüküm kesinleştiğinde imhasına,
3-Kararın kesinleştiğinde masrafı davalı dan alınarak talep gibi —- gazetelerinden birinde yayınlanmasına,
4-Davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin saklı tutulmasına
5- Harçlar Kanunu gereğince marka hakkına tecavüzden dolayı 35,90 TL ve haksız rekabetin tespitinden dolayı 35,90 TL olmak üzere toplam 71,80 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 42,60 TL harcın davalıdan tahsiline,
6- Davacılar yararına “tecavüzün tespiti yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
Davacılar yararına “haksız rekabetin tespiti yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacılara verilmesine,
7- Davacılar tarafından yapıldığı anlaşılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 8,60 TL vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 191,00 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.258,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Davacılar tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.10/05/2018