Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/368 E. 2018/4 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/368 Esas
KARAR NO : 2018/4

DAVA : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve Giderilmesi
KARAR TARİHİ : 16/01/2018

Davacı-birleşen davalı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve giderilmesi davası ile birleşen davacı tarafından davacı-birleşen davalı aleyhine açılan hükümsüzlük davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı-birleşen davalı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; Müvekkilinin …… sayılı ……. markasının ……. sınıflarda ve …… sayılı “…. markasının … sınıfta tescilli olduğunu ve markaların sahibi olduklarını, davalı tarafın…………Müdürlüğü üzerinden ülkemize getirdiği ve yine …… Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı İstanbul ……. bulunan ürünler arasında müvekkilin tescilli “………” markalarını taşıyan ürünlerin bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin izni olmadan markaların aynı veya benzerinin markaların kapsamındaki mallar üzerinde kullanılmasının müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini, davalı tarafın ……. işlemlerinin durdurulduğunu,……Gümrük Müdürlüğünde bulunan içecek tipli ürünlerin üzerinde müvekkilinin tescilli markalarının bulunduğunu, davalı tarafın müvekkilinin ürünlerinden haksız yarar elde ettiğini, davalının müvekkili ve müvekkilinin tescilli ……….markası aleyhine iltibas ve tecavüz yaratan tüm kullanımlarının öncelikle tedbir karar ile önlenmesini, yukarıda açıklanan nedenlerle, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; …….markalarının ……. şirketi tarafından davacı tarafın Türkiye’de markayı tescil ettirmesinden çok daha önce kullanılan markalar olduğunu, konuyla ilgili tüm belgeler sunulacağını, hatta davacı tarafın ortağı olduğu şirketlere dahi bu şirket ve distribütörü tarafından mal satıldığını ve faturalar mevcut olduğunu, davacı tarafın ve eşinin marka tescilini adeta iş haline getirdiğini, davacı adına Türkiye’de tescilli …… adet markanın bulunduğunu, davacının eşi adına ….. adet marka (……….), davacı ve eşinin ortağı olduğu …….. adına …. ve ortak oldukları……… adına …….. adet tescilli markanın bulunduğu, davacının eşi ve kendisinin Türkiye’ye henüz girmemiş yabancı markaları takip ederek Türkiye’de tescil ettirmekte ve bu şirketlerin Türkiye’de bir distribütör ile çalışmaya başladıklarında davalar açarak yatırımcıları belirli bedeller ödeyerek kendileri ile anlaşmaya zorladıklarını, dava konusu edilen ürünlerin dava dışı ……. tarafından ……. yılından bu yana üretilen ve dünyaya satılan ………. markasını taşıdığını, Gümrükte el konulan ürünlerin de zaten anılan………. şirketine ait ürünler olduğunu, davalı müvekkilinin dava dışı ……. şirketinin mümessili konumunda olduğunu, ……… şirketinin de davacı aleyhine, davacı markalarının hükümsüzlüğü talebiyle İstanbul ……… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde……… E sayılı davayı ikame ettiğini, dava dışı ……… tarafından açılan İstanbul ….. Fikri ve sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ……. E sayılı dosyasının işbu dosya ile birleştirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, ….. yılında kurulan ……. şirketinin distribütörü olduğunu,…… yılında kurulan bu şirketin, o tarihten bu yana özellikle sporcu ürünleri ve gıdaları ile katkı maddeleri üretim ve satışı ile iştigal ettiğini, müvekkilinin de 2005’ten bu yana üretilen……… markalı ürünleri…….yılından bu yana Türkiye’de tek satıcı olarak pazarladığını,………. markalı ürünlerin defalarca ödül aldığını ve dünyanın kendi alanında en çok tercih edilen ürünlerinden biri haline geldiği için davacı tarafın bu markayı kendi adına tescil ettirdiğini, davacı tarafın amacının markanın tanınmışlığından faydalanmak olduğunu,………. markalarının ……. menşeli……. tarafından ihdas edildiğini, bu şirket tarafından tanıtılmış ve bu şirketle özdeşleştiğini,………. markasının davacı tarafın Türkiye’de markayı tescil ettirmesinden çok daha önce kullanılan markalar olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP / Birleşen davanın davacısı ……. vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davalı tarafın müvekkiline ait olan …… markasını Türkiye’de ……….numarası ile tescil ettirdiğini, davalının müvekkilinin Türkiye dağıtımcısı ve tek satıcısı konumundaki ………. firmasına karşı markadan doğan haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle dava açtığını ve dava kapsamında müvekkili tarafından gönderilen ürünlere gümrükte el konulduğunu,…….. yılında kurulan ……menşeli …… şirketinin o tarihten bu yana özellikle sporcu ürünleri ve gıdaları ile katkı maddeleri üretim ve satışı ile iştigal ettiğini,…….. markalı ürünlerin defalarca ödül aldığını ve dünyanın kendi alanında en çok tercih edilen ürünlerinden biri haline geldiği için davalı tarafın bu markayı kendi adına tescil ettirdiğini, davalı tarafın amacının markanın tanınmışlığından faydalanmak olduğunu, müvekkilinin 2005 yılından bu yana ……… markasını aktif olarak kutlandığını ve bu kullanıma ilişkin geçmiş tarihli internet çıktılarının sunulduğunu, müvekkilinin ayrıca çok sayıda tescil belgesi olduğunu, ………. markalarının ……..tarafından ihdas edildiğini, bu şirket tarafından tanıtılmış ve bu şirketle özdeşleştiğini,……. markasının davalı tarafın Türkiye’de markayı tescil ettirmesinden çok daha önce kullanılan markalar olduğunu, davalı tarafın ve eşinin marka tescilini adeta iş haline getirdiğini, davalı adına Türkiye’de tescilli …….. adet markanın bulunduğunu, davalının eşi adına ……adet marka (……….), Davalı ve eşinin ortağı olduğu………. adına ……, ve ortak oldukları ……….adına ……… adet tescilli markanın bulunduğu, müvekkilinin……. markasını……… yılında piyasaya sunduğunu ve…….. uncu sınıf kapsamında kullandığını, Türkiye’de sürekli bir distribütörle çalışılmamış olması sebebiyle Türkiye’de kullanımı gösteren çok sayıda delil sunulamadığını, fakat müvekkilinin…… markasının gerçek hak sahibi olduğunu,…….kelimesinin Türkçe’de kullanılan bir kelime olmaması ve herhangi bir manaya sahip bulunmaması ve davalının müvekkilinden haberdar olmasının davalının iyi niyet iddialarını ortadan kaldırdığını, müvekkilinin markası çok kısıtlı bir emtia üzerinde kullanıldığından davalı tarafın bu markadan haberdar olmamasının mümkün olmadığını, markanın tesadüfen bulunamayacağını, davalı tarafın kötüniyetli olarak markaları tescil ettiğini, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalı adına tescilli markaların hükümsüz kılınmasını talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP / Birleşen davanın davalısı (asıl davada davacı) vekili birleşen davaya cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; davacı tarafından ….. markasının 2005 yılından bu yana kullanıldığına dair sunulan deliller incelendiğinde davacı tarafın gerçek hak sahipliği ispatlayama yeter nitelikte olmadıklarının anlaşıldığını, davacı tarafından sunulan fuar fotoğraflarının hiçbirinin tarih taşımadığını, kaldı ki adı geçen fuarların yurtdışında gerçekleştiğini ve bunların davacı tarafa Türkiye’de bir öncelik hakkı bahşetmesinin mümkün olmadığını, gerçek hak sahipliği iddiasında bulunan tarafın markanın Türkiye’de ciddi şekilde kullanıldığını ispat etmesinin zorunlu olduğunu, somut olayda davacı tarafın ……. markasının kendileri tarafından Türkiye’de …….. tarihinden kullanıldığını açık delillerle ortaya koyması gerektiğini, müvekkilinin dava konusu markaları kötüniyetli olarak tescil ettirdiğine dair davacı tarafından hiçbir delil sunulamadığını, müvekkili veya eşi adına tescilli diğer davaların somut olaya konu dava ile bir ilgisi olmadığını, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davacı-birleşen davalı adına tescilli …… markasının davalı tarafça iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığı iddiası ile açılan markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi ve giderilmesi davası olup, birleşen dava ise davacı-birleşen davalı adına tescilli ……. numaralı …….” ibareli markaların önceye dayalı kullanım ve kötü niyetli tescil iddiası ile hükümsüzlüğü davasıdır.
Davacı-birleşen davalı ……….. vekili ile birleşen davanın davacısı ……….. Şti arasında 1……… tarihli sulh protokolü imzalandığı ve tarafların 16/01/2018 tarihli duruşmada sulh olduklarını beyan ederek sulh protokolünün tasdikini talep ettikleri, ayrıca birleşen davanın davacısı vekilinin 16/01/2018 tarihli duruşmada birleşen davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, taraf vekillerinin vekaletnamelerinde sulh anlaşması yapma ve davadan feragat ile feragati kabule yetkilerinin bulunduğu anlaşıldığından, asıl dava yönünden Taraf vekilleri arasında imzalanan 16.01.2018 tarihli sulh protokolünün tasdikine, birleşen dava yönünden ise davanın feragat nedeniyle reddine, taraf vekilleri karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan ettiklerinden taraflarca yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin 24/05/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile; “Davacı-birleşen davada davalı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin takdiren 50.000,00 TL (ellibin) nakti teminat veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz etmesi halinde kabulü ile …….. Müdürlüğü’ne yapılan başvuru sonucunda …..7 tarihli ve ……. sayılı kararı ile davalı adına tescilli ………. sayılı antrepo beyannameleri ile …….. alınan ürünlerden ……..” ibareli markayı taşıyan ürünlerin dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar …….. Müdürlüğü Ambarlarında ve bünyesindeki……….GEÇİCİ OLARAK MUHAFAZA ALTINA ALINMASINA,……. Gümrük Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, üzerlerinde ……….” ibaresi olup, …… harflerinin üzerleri kapatılmak suretiyle ………” ibaresine dönüştürülen ürünlerin İTHALİNİN VE İHRACININ ÖNLENMESİNE” 25/05/2017 tarihli düzeltme kararı ile ” Markememiz tarafından verilen …….. tarihli ara kararının hüküm kısmının ….. satırındaki “……..” kısmının, …… olarak DÜZELTİLMESİNE” karar verilmişse de taraf vekillerinin sulh anlaşması kapsamında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve tedbir kararı gereğince el konulan malların davacı tarafa iadesini, talep ettikleri davalı vekilinin teminat mektubunun iadesine muvaffakat ettiğini beyan ettiği anlaşılmakla, ihtiyati tedbir kararı ve düzeltme kararının kaldırılmasına, tedbirin icrası mahiyetinde el konulan malların istem gibi davacı tarafa iadesine,teminat mektubunun davacı vekiline iadesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Asıl Davada;
Taraf vekilleri arasında imzalanan …… tarihli SULH PROTOKOLÜNÜN TASDİKİNE,
2-Taraflar arasındaki Sulh Ptokolü gereğince Mahkememizce verilen 06.05.2016 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile 24.05.2017 tarihli ve 25.05.2017 tarihli ihtiyati tedbir kararının düzeltilmesine ilişkin kararların ve 26.05.2017 tarihli yine ihtiyati tedbir kararının düzeltilmesine ilişkin kararların KALDIRILMASINA ve ihtiyati tedbir kararlarının infazı sırasında el konulan ürünlerin davacı tarafa teslimine,
3-İhtiyati Tedbir talebinin teminatı olarak alınan teminat mektubunun davacı vekiline iadesine,
Harçlar Kanununun gereğince alınması gereken 35,90 TL harç başta alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmadıklarından yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına. Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
4-Birleşen davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
Harçlar Kanununun gereğince alınması gereken 35,90 TL harç başta alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
Taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinde bulunmadıklarından yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına. Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.