Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/357 E. 2018/38 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/357 Esas
KARAR NO : 2018/38

DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/02/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan alan adı tescilinin iptali davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davalının müvekkili şirketin kuruluşundan itibaren hissedarı ve yönetim kurulu başkanı olarak göreve başladığını ve şirket adına tescil ettirmesi gereken ……………web sitesi ve mail adreslerini, ………….. şirketinden host hizmeti almak için kötü niyetle kendi adına tescil ettirdiğini, davalının bir kısım usulsüz tutum ve davranışları ile görevini kötüye kullanmasının tespit edilmesi sonucunda 06.01.2015 tarihinde yapılan toplantıda alınan karar gereği yönetim kurulu başkanlığından azledildiğini, ayrıca hakkında…………… Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/13948 soruşturma dosyasıyla şikayette bulunulduğunu ve şirket yönetim kurulu başkanlığından azli için de İstanbul Anadolu…………Asliye Tİcaret Mahkemesinin 2015/258 Esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, müvekkili şirketin bütün haberleşme ve ticari faaliyetlerinin temelini oluşturan ……………. web sitesi ve mail adresinin davalı tarafından şirketin kullanımına kapatılması nedeniyle müvekkili şirketin maddi ve manevi büyük zarara uğradığını, bu sebeplerle………. sitesi ve mail adreslerinin davalı adına tescilinin iptaline, davacı şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 29.06.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile davalının eylemleri sebebiyle uğranılan her türlü zararın tazmini yönünde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; dava konusunun 5846 sayılı FSEK kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle Mahkemenin (Asliye Ticaret Mahkemesinin) görevli olmadığını, davaya bakma görevinin ……… Anadolu Fİkri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, müvekkilinin davacı şirkette yönetim kurulu başkanı olarak görev aldığını, dava konusu alan adının da görev süresince alındığını ve müvekkili adına tescil edildiğini, dolayısıyla müvekkili adına yapılan tescilin haklı bir tescil olduğunu, ayrıca davacı şirket yetkilileri tarafından bu tescile rıza gösterildiğini, bu hususun müvekkilinin görev süresi boyunca ileri sürülmeyerek sessiz kalınmasına rağmen şu aşamada ileri sürülmesinin davacının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, zamanaşımı açısından da Borçlar Kanununda düzenlenen sürenin geçtiğini, müvekkilinin adına tescilli bu alan adını kullanarak hiç bir hukuksuz işlem yapmadığını, davacı şirketi ne maddi ne de manevi zarara uğratmadığını, davacının uğradığı zararı ispatlaması gerektiğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı şirket tarafından davalı aleyhine,……….” alan adı ve
e-maillerinin iptali ve kendi adına tescili ile maddi tazminat talebi yönünden İstanbul Anadolu ………….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/421 Esas, 2015/665 Karar sayılı dosyası ile dava açıldığı, Mahkeme tarafından 15.07.2015 tarihli karar ile TTK 5/3 ve HMK 114/c maddeleri uyarınca dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile Mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kararın kesinleşmesini müteakip dava dosyasının Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalı adına ………” alan adı ve e-maillerinin iptali ve davacı adına tescili talebi ile açılmış 29/06/2016 tarihli “……” dilekçesi ile ; müvekkili şirketin kuruluşu ve web sitesinin oluşturulması aşamasında davalının alan adını kendi adına almasına itiraz etmemişse de, bunun iş ortağı davalının müvekkilinde yarattığı güven duygusu ve hukukta kabul gören güven prensibi ile alakalı olduğunu, davalının müvekkilin çalışmasını önlemek için şifreleri değiştirdiğini,maillere erişimi engellediğini web sitesini kullanılamaz hale getirdiğini, başkaları tarafından satın alınmasına ve açığa çıkmasına sebep olduğunu, müvekkilinin ticari itibarının ve isminin zarar gördüğünü, davalının zarar verme kastı ile yaptığı bu eylemler nedeniyle zararlarının tazminini talep ettiklerini, şimdilik 1.000 TL’lık kısmının davalıdan tazminine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 156/1.maddesinde “Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu kanundan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” hükmü yer almakta olup, aynı Kanunun 5.maddesine göre “aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla” görevlidir hükmü yer almaktadır.
Davacı vekilinin 29/06/2016 tarihli tam ıslah dilekçesi ile, davasını
Tamamen ıslah ederek , halen davacı şirketin yönetim kurulu üyesi ve ortağı olan davalının fiillerinden dolayı , şirketin zarara uğratıldığı iddiası ile tazminat talebinde bulunduğu, ıslah edilen davanın mahkememizin görevli olduğu 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunundan kaynaklanan davalardan bulunmadığı, ticari davalardan bulunduğu anlaşılmakla , mahkememizin görevsizliğine ve HMK 20.madde gereğince karar kesinleştiğnde ve 2 hafta içerisinde talep edildinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
Dava İstanbul Anadolu……Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/421 Esas,
2015/665 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş ve mahkememizce de görevsizlik kararı verilmişse de, davanın HMK 180.md gereğince tam ıslahı neticesinde, yeni verilen dava dilekçesi ile mahkememizin görevsiz hale geldiği anlaşılmakla, verilen kararın karşı görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı , kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderileceği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-6769 sayılı SMK 156/1 maddesi ve TTK 5.madde gereğince Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20.madde gereğince karar kesinleştiğnide ve 2 hafta içerisinde talep edildinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3. HMK 331.madde gereğince yargılama giderlerinin davanın esası ile birlikte değerlendirilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi gereği vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, talep halinde dosya üzerinden durumun tespiti ile vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.