Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/346 E. 2018/256 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/346
KARAR NO : 2018/256

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı—- A.Ş. tarafından TPE nezdinde —- tescil numarası ile kayıtlı bulunan tasarımının, 2011 yılından buyana müvekkili tarafından üretilen şişeyle ayniyet derecesinde benzediğini, ilk olarak, müvekkil tarafından üretilen şişelere ilişkin bir fatura örneğinin de sunulduğunu, işbu fatura örneği incelendiğinde, bahse konu şişenin 2013 yılında dava dışı başka bir firmaya “—–” ürün, “—-” sektör ve “—-” tanımıyla fatura edildiğini, müvekkilinin bu sebeple uğradığı mevcut ve muhtemel zararlarının giderilmesine ilişkin maddi-manevi tazminat ve sebepsiz zenginleşme talepleri saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından TPE nezdinde tescilli, —- tescil nolu, hiçbir yenilik ve ayırt edici özellik bulundurmayan şişe tasarımının hükümsüzlüğüne, bahse konu tasarım tescilinin sicilden terkinine, Mahkemece, talebi doğrultusunda verilecek hükmün masrafları davalı tarafa ait olmak üzere Türkiye genelinde yayın yapan günlük gazetelerden birinde ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bir tasarımın tüm özelliklerinin yeni olmasının uygulamada neredeyse imkansız olduğu, o nedenle bir tasarımı benzerlerinden ayıracak ölçüde özelliklere sahip olması o tasarımın yeni sayılması için gerekli ve yeterli bulunduğunu, yeniliğin, zaman ve mekana göre değişkenlik arz ettiğini. davacının, bahse konu müvekkiline ait şirket tasarımının 2011 yılında üretildiğini iddia etmekte ise de, 2013 yılında anılan şişeye ilişkin olarak davadışı şirkete ürünün satılıp faturalandığını iddia ettiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan deliller arasında 29.01.2013 tarihli teknik çizim yine 30.01.2013 tarihli fatura bulunduğunu, davacı tarafından sunulan 30.01.2013 tarihli faturanın sipariş tarihi olarak 21…2012 tarihli olarak kayıtlı iken, faturanın konu edildiği iddia edilen tasarıma ilişkin teknik çizime ise 29.01.2013 tarihinin konulduğunu. 29.01.2013 tarihli teknik çizimin ardından tüm üretim aşamaları (kendi ifadeleri ile detaylı iç basınç analizleri, cidar kalınlığı dağılım simülasyonu gibi tasarımın taşıması gereken tüm teknik gereklilikleri tasarlanan ürün, çizim, kalıp, deneme üretimleri., .vs) 1 (bir) günde tamamlanmak suretiyle bahse konu ürün 30.01.2013 tarihinde davadışı şirkete teslim edilmekte olduğunu… Davacı yanın bahse konu ifadeleri ile sunmuş olduğu beyanlarının çelişki arz ettiğini, özellikle içecekler için gerçekleştirilen şişelere yönelik teknik zorunluluklar tasarımcının seçenek özgürlüğünü kısıtladığını, örneğin cam şekillendirme işlemlerinde şişe camının 42 – 60 °C lik bir ısıl şoka dayanması, diğer deyişle sıcaktan – soğuğa sıcaklık sıçramasının 42 °C den daha fazla veya soğuktan sıcağa sıcaklık sıçramasının ise 60°C den daha yüksek olmamasının istendiğini, ani sıcaklık değişikliklerine dayanıklılık özellikle yıkama, pastörizasyon ve sıcak dolum gibi işlemler için önemli bir kalite faktörü olduğunu, bu dayanıklılığın cam kalınlığı arttıkça azaldığını. İçinde yiyecek veya içecek bulunan kapalı çam ambalajlarda iç basıncın artmasına “—-” İstanbul —- No.lu Dosyası Bilirkişi Raporu Sayfa 1-2 gibi etkenlerin yol açtığını. Sıcaklığın yükselmesi, cam kaptaki sıvı gıdanın genleşmesine ve ayrıca kaptaki gaz ve buharların (hava, su buharı, C02) kısmi basıncının artmasına neden olduğunu, ancak cam aynı ölçüde genleşemediği için iç basıncın arttığını. İşte bu tip basınç artışlarından kaynaklanabilecek sakıncaları önlemek amacıyla kapta belirli bir oranda “tepe boşluğunun” bırakılmasının gerektiğini, sıvı gıdanın bileşimi yanında, ambalajda bırakılan tepe boşluğu oranı da iç basınç düzeyini etkilemekte, başka bir deyişle sıcaklık artısının yol açtığı iç basıncın tepe boşluğu oranına bağlı olarak (% 1-10) değiştiğini, cam ambalajların darbe dayanımı her bir mm cidar kalınlığı için en az 0.890 kg olması gerektiğini, anılan hususun özellikle içeceklere yönelik Şişe tasarımlarda tasarımcının seçenek özgürlüğü kısıtladığını. (554 sayılı KHK’nın 10. Mad.) davacı yanca müracaat edilen ve farklı şahıslar tarafından tasarlandığı ifade edilen aşağıda örnek olarak yer verilen Endüstriyel Tasarım Belgeleri dikkate alındığında, —- sayılı Endüstriyel Tasarım müracaatlarının ardından 554 sayılı KHK kapsamında “yenilik ” ve “—- ” kriterlerini sağladığı beyanı ile —- ve —-sayılı Endüstriyel Tasarım müracaatlarında bulunan davacı yanın, müvekkiline ait şirketin davaya konu edilen endüstriyel tasarımının “—” ve “—” niteliklerine haiz olmadığını iddia etmesi hukuki ilkelere aykırı olduğu gibi iyiniyet kriterlerine uzak bir yaklaşım olduğunu, davacı yanın açmış olduğu mesnetsiz ve kötüniyetli davanın reddine, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davalı tarafından —- numarası ile tescil ettirilen endüstriyel tasarımın davacı tarafından daha önce üretilip satışa sunulan şişe ile benzer olup olmadığı, yenilik taşıyıp taşımadığı, hükümsüzlük koşullarının bulunup bulunmadığından kaynaklanmıştır.
Dosyamız içerisine alınan 03.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davalı —- San ve Tic. A.Ş.’ne ait — no’lu tescil belgesindeki tasarımın başvuru tarihi olan 22.05.2015 tarihinden evvel kamuya sunulduğu; bu sebeple, hükümsüzlüğü istenilen tasarımın ‘—-‘ ve ‘—‘ kriterlerini ihtiva etmediği” sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Yine dosyamız içesine alınan 18.09.2017 tarihli bilişim uzmanı bilirkişi ile tasarım uzmanı bilirkişiden oluşan heyet raporunda; “…dosya, internet ve Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılan inceleme sonucunda; —- numaralı Endüstriyel Tasarımın davalı adına tescilli olduğuna; 10.08.2011 tarihinde www.—-.com.tr web adresinde yayınlanmış haber içeriğinin değiştiğine/güncellendiğine —) dair bir bilginin yer almadığını; 09.07.2013 tarihinde www.—-.com web adresinde yayınlanan ve video adresinin kök raporda yazan adres ile aynı olduğu, davaya konu adreste yer alan videonun değiştirilmediği ya da silinip tekrar yüklenmediğini, Davalı — SAN. VE TİC. A.Ş. firmasına ait — numaralı Endüstriyel Tasarımın, davacının davaya mesnet olarak sunduğu tasarımlardan farklı olması sonucu 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Md. 56 (SMK) göre Yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını barındırdığını;67679 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Md. 56 (SMK) göre yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına haiz —-numaralı Endüstriyel Tasarımın hükümsüzlüğüne yer olmadığı…” sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Dosya kapsamında alınan her iki bilirkişi raporundaki görüşler arasında çelişki bulunmakla, Mahkememizce çelişkiyi giderecek şekilde bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “dava konusunun “—” tasarımı olduğu, bugüne kadar dünyada bu konuda yoğun bir tasarım faaliyetinde bulunulduğunu,
-Tasarımcıların sağlıklı bir muhafaza ortamı olarak taşıdıkları besin maddelerinin özelliklerine, fermantasyon, gaz oluşumu, ışık ve güneş etkileri veya mevsimle ve fiziksel koşullarla belirlenen oldukça farklı ve zorunlu etkenlerle daraltıldığı için tasarıma katabilecekleri yeni özelliklerle sınırlı olacağından karşılaştırma ve değerlendirmelerde bu husususun dikkate alınması gerektiğini,
-Davalı tarafın cevap dilekçesinde tasarım alanının zorunlu etkenlerle daraltıldığını vurguladığı gözönüne alınarak, şişelerin sterilizasyonu, dolumu, kapakla kapatma, etiketleme, nakliye, saklama, sergileme ve koruma işlevlerinin bu alandaki tasarım faaliyetlerini oldukça sınırladığını, kabul etmek gerektiğini,
-Davalı tarafın itirazlarında açacak yardımı ile açılabilen kapak sistemi ile davacının açacak yardımsız açılabilen metal şişe kapakları konusuna yer verdiği anlaşılmışsa da bu kapakların tasarıma önemli bir biçim ve yeni bir kimlik katmadıkça bir tescil özelliği olarak ileri sürülemeyeceğini, şişelerin kapatılmadan ticari kullanıma sunulamayacağı gözönüne alındığında, imalinde oldukça zorunlu ve sınırlı etkileyicileri olan bu hususun ilgili koruma ve KHK hükümleri gereğince tescil dışı bırakıldığını,
-Ürünün işlevi ve tekniğinin değil sadece dış görünüşünün korunduğunu
-Tasarımların benzerlik karşılaştırmasında bütün olarak bıraktığı genel izlenime dikkat etmek gerektiğini, uyuşmazlığa konu şişelerin tasarımcıya farklılığın oluşturulabilmesi yönünde fazla bir seçenek sunmadığını, daralmış bir tasarım alanındaki benzerliklere karşı daha hoşgörülü olunması gerektiğini, ancak ürün kimliği yaratmaksızın yeniliği bulunmayan ve küçük değişikliklerle eskiyi tekrarlama yolunun kopyadan ibaret koruma dışı bir hal olduğunun da kabul edilmesi gerektiğini, davalı ve davacı meyve suyu şişesi ağızlarının kapatma tekniklerine bağlı olarak farklılaştığını,
-Davalının tescilli meyve suyu şişesi ile piyasaya 30.01.2013 tarihinde arz edilen davacı şirketin — kodlu şişesinin, fotoğrafik ve çizimsel anlatımları ile silüetleri karşılaştırıldığında, ayrıca davacı tarafça yenilik giderici olarak sunulan şişe tescillerinin karşılaştırılmasında tescilsiz davacı şişesi ile davalı tescilinin boyun, omuz , beden ve dip bölümlerinde aynı çap ve radyusları taşıdığını ,
-Bu görsel sonucun bu iki ürünün ağız kısmı dışında ürün kimliği ve şişe görünümü yönünden bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin bir farklılık göstermediği kanaati uyandırdığını,
-10.08.2011 tarihinde Doğan Haber Ajansı web sitesinde yer alan ve rapor ekinde 1 ve 3 numaralı görselleri sunulan 22 Temmuz 2011 tarihli videodaki —-, —- ,— ibareli ürünün davalı adına 22.05.2015 başvuru tarihli —- sayılı tasarım tescili ile bazı küçük görsel farklılıklar taşımasına rağmen benzer olduğunu ve tescilden 3 yıl, 10 ay önce kamuya arz edildiğini beyan etmiştir.
-Bilirkişi raporunda önceki raporlar arasındaki kanaat farkının ise 18.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda, internet sitelerindeki belgelerin benzerlik yönünden itibar alınmamasından doğduğunu, Mahkememizce bilişim uzmanı bilirkişinin 18.09.2017 tarihli raporundaki “www.—-.com.tr web sitesinde yayınlanan 10.08.2011 tarihli haber içeriğinin değiştirildiği ya da güncellendiğine dair bilginin yer almadığını, 09.07.2013 tarihinde www.—-.com web adresinde yayınlanan ve video adresinin kök raporda yazan adres ile aynı olduğunu ve videonun değiştirilip silinip tekrar yüklenmediğine dair görüşün kabul edilmesi halinde reklamlardaki görsellerin yenilik giderici olarak kabul edilebileceğini”
-Davalı tarafın incelemelerin tarifname üzerinden yapılmamış olmasını önemli bir eksiklik olarak gördüğüne dair itiraz yönünden yapılan incelemede ise tarifnamenin tamamen anonim bir şişeyi tanımladığını, rapor ekinde bulunan 158 şişeden 102 sinin tarif edilen görünümde olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte olan 554 sayılı KHK 5.maddede “yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların belge verilerek korunacağı”, KHK 6.maddede “bir tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması halinde yeni kabul edileceği, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi halinde aynı kabul edileceği”, KHK 7.maddede “bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olmasının bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yararttığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yararttığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamında” olduğu düzenlenmiştir.
Yargılama sırasında 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 55. Madde de ” Tasarım ürünün tümü veya bir parçasının yada üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.”
SMK 56/1maddede “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması koşuluyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur”
SMK 56/4-a ve b bendinde “bir tasarımın aynısının tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması halinde yeni kabul edileceği, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi halinde aynı kabul edileceği”,
SMK 56/5 maddede “tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabul edileceği” düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK 58/2 maddesinde düzenlenen “koruma kapsamının değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesinin dikkate alınacağına” dair yasal düzenleme ile mahkememizce önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve taraf itirazlarının karşılanması yönünden dosya kapsamına alınan 11.12.2017 tarihli bilirkişi raporundaki ; “davaya konu uyuşmazlığın şişe tasarımından kaynaklandığı ve, şişe ürünü üzerinde tasarımcıların yoğun şekilde faaliyet gösterdiği, tasarımcının seçenek özgürlüğünün kısıtlı olduğu bu nedenlerle bu gibi sektörlerde yapılan incelemelerde daha esnek davranılması gerektiği , davalı tarafça farklılık/ayırtedicilik olarak ileri sürülen kapak ve kapağa uygun şişe ağzı tasarımının 6769 Sayılı SMK 58-4/c maddesine göre “ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özelliklerinden olduğu” benzerlik yönünden karşılaştırılmasında dikkate alınmaması gerektiğine yönelik beyanlar gözönüne alınarak davalı tescilli tasarımı ile davacı tescilsiz tasarımının benzer olduğu, benzerlik karşılaştırmasının tescil belgesi üzerinden yapılacağı davalı tarafın ileri sürdüğü gibi, tasarım tescilinde zorunlu olmayan tarifname üzerinden benzerlik karşılaştırmasının yapılmasının usule uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.
Kaldı ki bilirkişi raporunda incelendiği üzere, davalı tarafın tasarım tarifnamesinde ki tarifin bu güne kadar üretilmiş, en anonim şişeyi tanımladığı, yenilik ve ayırt edicilik yönünden hiçbir tanımlama getirmediği tespit edilmiştir.
Davacı tarafın 10.08.2011 tarihli —- web sitesinde yayınlanan yazı ayrıca 22.07.2011 tarihli —- web sitesinde bulunan video gözönüne alındığında, davacının tescilsiz tasarımının davalı tescilli tasarımı ile benzer olduğu ve davalının tasarım tescilinden 3 yıl, 10 ay önce kamuya sunulduğu, 18.09.2017 tarihli bilirkişi raporundaki bilişim uzmanı bilirkişinin içeriklerin değiştirilmediğine yönelik tespitinin de dikkate alınması gerektiği kanaatine varılarak, davanın kabulü ile davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde — başvuru numarası ile tescilli şişe tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın ilan talebi dışında KABULÜNE,
2-Davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde —-başvuru numarası ile tescilli şişe tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığından HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-Hüküm kesinleştiğinde kesinleşme şerhli karar örneğinin TPMK’ya gönderilmesine,
4-Hükmün ilanı talebinin REDDİNE,
5- 35,90 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalıdan tahsiline,
6- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç,4,30 TL vekalet harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 253,75 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.316,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık süre içersinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/07/2018