Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/328 E. 2018/231 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/328 Esas
KARAR NO : 2018/231

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 04/12/2015
KARAR TARİHİ : 28/06/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin 2010 yılından bu yana yiyecek ve içecek sağlama, kebap ve ciğer salonu işleri ile ilgili restoran/lokanta faaliyetleri ile iştigal ettiğini, işletmenin kuruluş hazırlıkları aşamasından bu yana …. markasını kullandıklarını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli şekilde İstanbul Anadolu ….Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/85 D.İş sayılı dosyasından haksız marka tesciline dayalı olarak yaptırdığı tespit ile esasen müvekkiline ait olan “….” markasını kendi adına … nezdinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin bu durumu bilirkişi raporunun tebliği ile öğrendiğini, müvekkili tarafından tespit dosyasına gerekli itirazların sunulduğunu, müvekkilinin söz konusu markayı 2010 yılından itibaren kullanmakta iken davalının markayı 2015 yılında tescil ettirdiğini, müvekkilinin eski dayalı kullanımı nedeniyle marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, bu sebeplerle davalı adına tescilli …. numaralı “……” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin “…” markasını 2008 yılından beri … ilinde kullandığını ve 1995 yılında doğduğundan dolayı o yıllarda henüz 18 yaşını doldurmamış olması sebebiyle markayı tescil ettiremediğini, marka tescilinde herhangi bir kötü niyet ortaya konulmadığını, İstanbul Anadolu…..Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/85 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespitte de müvekkiline ait markanın davacı tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, müvekkilinin 2008 yılından bugüne kadar yaklaşık 8 yıldır kullandığı ve franchising vererek büyüttüğü markasını devretmek gibi bir düşüncesinin bulunmadığını, ….” markasını piyasada maruf hale getiren kişinin müvekkili olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalı adına tescilli ….. numaralı “……” markasının, davacının önceye dayalı kullanım iddiası ve davalının kötüniyetli tescil iddiası ile hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Dosyaya ….. kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; …. numaralı ….. ibareli markasının 43.sınıfta yer alan hizmetler yönünden 24/08/2015 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Yine … kayıtları incelendiğinde; davacı tarafından 28/08/2015 tarihinde …. numara ile …. ibareli marka için tescil başvurusunda bulunulduğu, başvurunun 12/11/2015 tarih ve … numaralı bültende yayınlandığını, 26/12/2015 tarihinde davalı tarafından başvuruya itiraz edildiği ve yapılan itirazın uzman incelemesi sonucunda reddedildiği, 25/05/2016 tarihinde verilen red kararına ilişkin tekrar itiraz edildiği ve …. incelemesi sonucunda yapılan itirazın kabul edilerek davacının marka başvurusunun reddedildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından davacı aleyhine açılan Kapatılan İstanbul Anadolu …..Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/85 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda ….” internet sitesinin karşı tarafın (davacının) kullanımında olduğu,… reklamları için “…… ibaresinin …. internet sitesi tarafından reklam amacıyla anahtar sözcük olarak kullanıldığı, …” ibaresinin karşı tarafın (davacının) ticaret unvanı içerisinde kullanıldığı, karşı tarafın (davacının) …… sosyal paylaşım sitesinde …… ibaresini kullandığı ve yine … sitesinde listelenen diğer sosyal paylaşım sitelerinde de bu ibarenin kullanıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce duruşmada dinlenen davacı tanığı …. yeminli ifadesinde; kendisinin yaklaşık 10 yıldır davacının eşi olan …. tanıdığını, daha önce …… lokanta işletmeciliği yaptığını, 2010 yılında ise dükkanı….. taşıdıklarını, 2010 yılından bu yana …. adı ile faaliyet gösterdiklerini, kendisinin de 5 yıldır bu lokantada müdürlük yaptığını, iş yerinin ….. adına kayıtlı olduğunu, bu lokantanın … isim yapmış ve tanınmış bir lokanta olduğunu, davalıyı tanımadığını, yaklaşık 2-3 yıl önce iş yerine bir telefon geldiğini ve yaptığı görüşmede marka tescili için ücret yatırılmasının istendiğini, kendisinin de durumu ……. ilettiğini, bu ücret yatırılmadığı için karşı tarafın kendi adına markayı tescil ettirdiğini, davacı tanığı …. … yeminli ifadesinde; kendisinin ve eşinin 2010 yılında iş yerini ….. açtıklarını, o tarihten bu yana … markasını kullandıklarını, marka tescili için başvurduklarını, ancak tescil ücretini süresinde yatıramadıklarını, tekrar başvurduklarında ise davalı tarafın itirazı üzerine taleplerinin reddedildiğini, davalının avukatı olduğunu söyleyen bir kişinin kendilerini 1 yıl kadar önce arayarak markanın kendilerine ait olduğunu ve isterseler satabileceklerini söylediğini, ancak davalı tarafla bir görüşmeleri olmadığını, davalının iş yerini de hiç görmediğini, davalı tanığı …. yeminli ifadesinde; kendisinin …. firmasının yetkilisi olduğunu, 2009 yılında davalı ve babasının iş yerine gelerek… kebabını Türkiye’de ve dünyada tanıtmak için bir lokanta zinciri oluşturmayı amaçladıklarını, bunun için de … markasını tescil ettirmek istediklerini söylediklerini, kendisinin de davalı ve babasına davalının yaşının 18’den küçük olması nedeniyle reşit olmasını beklemelerini söylediğini, hatta babasına markayı kendi adına almasını önerdiğini, ancak oğlunun… girişimcilik desteği alması nedeniyle oğlu adına tescil ettirmek istediğini, bu nedenle başvuruyu yapamadıklarını, daha sonra 2014 yılında tekrar geldiklerini ve marka başvurusunu yaptıklarını, 3 aylık askı süresinde markaya herhangi bir itiraz gelmediğini, daha sonra …. tarafından marka başvurusu yapıldığını, 2015 yılında da başvuruya itiraz ettiklerini, … tarafından itirazlarının kabul edildiğini, davalı tanığı …. yeminli ifadesinde; kendisinin ciğer kebabı işine girmek istediğini,….. gezerken…arkadaşları sayesinde davalı ile tanıştığını, kendisinin iş yerini İstanbul’da açacak olduğunu, davalının ise kendisine markayı kullandırabileceğini ve… sözleşmesi yapabileceklerini söylediğini, 2014 yılı Kasım ayında da davalı ile bu konuda sözleşme yaptıklarını, sözleşme gereğince …. markasını iş yerinde kullanacak olduğunu, karşılığında da davalıya 60.000 USD ödediklerini, ancak daha sonra davacının bu davayı açtıklarını öğrendiklerini ve sözleşmeden döndüklerini, davalının iş yerini hiç görmediğini, davalı ile görüştüklerinde kendisine yaklaşık 8-10 yıldan bu yana ciğer kebabı işini yaptığını ve …. adı altında işlettiği iş yerleri bulunduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 25/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda; …. numaralı “…” ibaeli markanın davalı adına tescilli olduğu, davalının marka kullanımına ilişkin sunduğu ve kullanıma girmeyen franchise ve marka tescil sözleşmesinin markanın fiili kullanımına ilişkin delil olarak sayılamayacağı, davacının …” ibareli markayı dosyada mübrez belgelere göre 2010 yılından beri kullandığı, davalı tarafın marka kullanımına ilişkin herhangi bir belge sunmaması, dava sonrası aynı/benzer markaya başvuru yapması, farklı sektörlerde marka müracaatı yaparak kullanılmayıp yedekleme veya marka ticareti yapma amacına ve şantaja yönelik kullanmasından kaynaklı kötü niyetli hareket ettiği, buna göre davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davalının markasını 14/10/2014 başvuru tarihi itibariyle tescil ettirdiği, her ne kadar tescilden önce hak sahibi olduğunu iddia etmiş ise de, dosya kapsamındaki kayıtlardan davalının vergi kaydının bulunmadığı, 1995 doğumlu olduğu, kahve, gübre ve yiyecek içecek hizmet alanında tescil ettirdiği markalarının bulunduğu, davalı vekilinin itirazında 21/07/2009 tarihli franchis sözleşmesi örneği ibraz etmiş ise de, davacının o tarihte 14 yaşında olduğu, sözleşmenin uygulanmadığının davalı vekilinin dilekçesinde de kabul edildiği, sözleşmenin …. ile 21/07/2009 tarihinde davalının vasisi arasında adi yazılı sözleşme şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin adi yazılı sözleşme olması gözönüne alınarak, sonradan düzenlenmiş olabileceği, önceye dayalı hak sahipliğini ispat etmek yönünden yeterli ve kanaat verici olmadığı, davacının ise “…. ” marka kullanımının 2010 yılının 12.ayından itibaren (17/12/2010 tarihli)… sayılı faturadaki … ibaresi, ayrıca…. Vergi Dairesinden celp edilen 10/12/2011 tarihli iş yeri tutanağı, 05/11/2010 tarihli yoklama fişinden anlaşıldığı,davacının tescilsiz kullanım ve hak sahipliğini, resmi kayıtlarla ispatladığı anlaşılmıştır.
Davalının , dava konusu olan 2014/82859 sayılı…..
Dürüm markasından başka, dava tarihinden sonra da , … sayılı … asıl unsurlu marka başvurusunda bulunduğu, oysa herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, birbiri ile ilgisiz sınıflarda, farklı marka başvurularında (…. ) bulunduğu, davacıya davadan bir yıl önce markanın satılmak istendiği ancak marka satılmayınca tespit yaptırıldığının davacı tanığı tarafından beyan edildiği , dosyadaki tüm delillerden davalının marka yedekleme amacını güttüğünün ve kötüniyetli olduğunun anlaşıldığı, kanaatine varılarak, davacının gerçek hak sahibi olması ve davalının kötüniyetli marka tescili nedeniyle ,davanın kabulü ile davalı adına tescilli …. sayılı …. markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı adına tescilli …. sayılı …..” markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve sicilden terkinine,
3-Karar kesinleştiğinde kesinleşme şerhli karar örneğinin Mahkememiz Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından … gönderilmesine,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 55,40 TL harç, 359,00 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.414,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı..