Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/324 E. 2018/117 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/324
KARAR NO : 2018/117

DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 29/03/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, tel örme ve panel çit sistemleri üretim ve satışı üzerinde faaliyet gösterdiğini; müvekkilinin, davaya dayanak tasarımları — nolu 29.03.2007 tarihli endüstriyel tasarım başvurusu kapsamında tescil ettirerek koruma altına aldırdığını; söz konusu tasarımın, 01.05.2007 tarihinde yayınlanarak toplumun erişimine açılmış ve kamuya sunulduğunu; dava konusu, davalı taraf adına tescilli endüstriyel tasarım tesciline konu ürünlerin, davalı adına tescil başvurusu yapılmadan çok daha önce iç ve dış piyasada müvekkili tarafından ticarileştirilerek kamuya sunulduğunu ve tescil başvuru tarihi itibarı ile yenilik ve ayırt edicilik özelliğini yitirdiğini; müvekkili şirketle aynı alanda faaliyet gösteren davalının, söz konusu ürünlerin müvekkili tarafından ticarileştirilmekte olduğunu bildiği halde, dava konusu tasarımların tescili için TPE nezdinde başvuru gerçekleştirdiğini; davalının, endüstriyel tasarım tescil başvurularının re’sen yenilik ve ayırt edicilik bakımından incelenmemesinden faydalanarak bu tasarımları tescil ettirdiğini belirtmiş ve davalı şirket adına tescilli — no’lu endüstriyel tasarım belgesindeki—- sıra nolu tasarımların “yenilik” ve “ayırt edicilik” unsurunu barındırmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1978 yılında Türkiye’de tel örme ve çit unvanı ile kurulan ilk firma olduğunu; kalite, güven, yenilik, süreklilik ve saygınlık gösteren müvekkili şirketin bugün pvc kaplı örgü telleri, hegzagonal (gabion) tel, kaynaklı panel ve teller, beton ve demir direkler, jiletli tel, her model kapı, prefabrik beton elemanları, spor sahası ekipmanları ve aydınlatma direklerini kendi tesislerinde uzman kadrosuyla ürettiğini, müvekkilinin Türkiye’nin her yerinde ve dünyanın birçok ülkesinde, malzemesi ve montajı dahil olmak üzere tecrübeli ekipleri ile komple tel-çit uygulamaları yaptığını; müvekkili şirketin, dünyanın en gelişmiş fiziki güvenlik sistemlerini 1997 yılında kurulan —‘ nin elektronik güvenlik sistemleri ile bütünleştirerek projelendirdiğini ve bu uygulama yaptığını; müvekkili şirket ürünlerinin, Alman kalite standart belgelerine sahip olduğunu; müvekkilinin —ve — normlarına, — normlarına uygun üretim yaptığını; müvekkilinin uluslararası büyük firmaların kabul edildiği Amerikan Çit Birliği’nin Türkiye’den tek üyesi olduğunu; müvekkili şirketin, fikri ve sınaî haklara son derece saygılı olduğunu ve basiretli bir tacir olarak yeni ve özgün tasarımları tescil ettirdiğini; nitekim müvekkili şirket adına TPE nezdinde tescilli çok sayıda endüstriyel tasarım bulunduğunu; davacının, müvekkili şirket adına TPE’de tescilli olan — sayılı çoklu tasarımın kendilerine ait — nolu tasarıma benzer olduğu gerekçesiyle yenilik ve ayırt edicilik vasfına haiz olmadığı iddiasıyla hükümsüzlük talep ettiğini; ancak davacının kendisine ait tasarım belgesindeki tasarımlar ile, müvekkili şirkete ait tasarımların genel görünüm bakımından benzemediğini; yenilik ve ayırt edicilik incelemesi yapılırken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer hususun da teknik zorunluluk olduğunu; KHK 7/III maddesine göre, seçenek özgürlüğü tasarımcının, başvuru konusu tasarımı gerçekleştirirken tasarıma ayırt edicilik vasfı kazandırmak için hareket alanının bulunması ile anlam kazanacağını; davacının dayanak gösterdiği tasarımlar ile, müvekkili adına tescilli tasarımların genel görünüm bakımından benzer olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davalı adına tescilli — numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesinin— nolu tasarımlar bakımından yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşıyıp taşımadığı, taşımıyor ise hükümsüzlüğüne karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir.
Dosyamız içerisine celbedilen TPE kayıtlarının incelenmesinden; — numaralı endüstriyel tasarımın 29.03.2007 tarihinde tescil edilmiş olduğu, başvuru sahibinin — Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Olduğu,— numaralı endüstriyel tasarımın 03.04.2012 tarihinde tescil edilmiş olduğu, başvuru sahibinin —- Sanayi ve Ticaret İthalat İhracat A.Ş olduğu anlaşılmıştır.
Dosyamız içerisine alınan 09/09/2016 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; “—Sanayi ve Ticaret İthalat İhracat Anonim Şirketi’ ne ait hükümsüzlüğü talep edilen 03.04.2012 tarihli — no’lu endüstriyel tasarım tescil belgesindeki —no’lu tasarımlar ile; 29.03.2007 başvuru tarihli —numaralı tasarım tescil belgesindeki — no’lu tasarımlar arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, tasarımların bilgilenmiş kullanıcı gözünde farklı olarak algılandıkları; netice itibariyle, hükümsüzlüğü talep edilen tasarımların “yenilik” ve “ayırt edicilik” unsurlarını ihtiva ettiği, bu itibarla, davalı adına tescilli —numaralı endüstriyel tasarım tescil belgesindeki — no’lu tasarımların hükümsüzlüğü koşullarının gerçekleşmediği” sonucuna vardıkları belirtilmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları çerçevesinde dosyamız bir başka bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve bilirkişiler tarafından ibraz edilen 15.02.2017 tarihli raporda ise; “hükümsüzlüğü talep edilen davalı adına tescilli 03.04.2012 başvuru tarihli — numaralı tasarım tescilleri ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan davacı tarafa ait yenilenmemiş 29.03.2007 başvuru tarihli — numaralı çoklu tasarım tescili arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları” görüşüne varıldığı belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin ikinci bilirkişi raporuna itirazları ve beyanları kapsamında bilirkişi heyetinden ek rapor talep edilmiş ve bilirkişi heyeti 06.09.2017 tarihli ek raporlarında; “hükümsüzlüğü talep edilen davalı adına tescilli 03.04.2012 başvuru tarihli — numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan 28.12.2010 başvuru tarihli — numaralı çoklu tasarım arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, hükümsüzlüğü talep edilen davalı adına tescilli 03.04.2012 başvuru tarihli—numaralı tasarım tescilleri ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan 28.12.2010 başvuru tarihli — numaralı çoklu tasarım tescili arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları” görüşüne vardıklarını, 16.01.2018 tarihli ikinci ek raporlarında da yine aynı görüş ve sonucuna vardıklarını beyan etmişlerdir.
554 sayılı KHK 5.maddede “yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımların belge verilerek korunacağı”, KHK 6.maddede “bir tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması halinde yeni kabul edileceği, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi halinde aynı kabul edileceği”, KHK 7.maddede “bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olmasının bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yararttığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yararttığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamında” olduğu düzenlenmiştir.
10/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren SMK 56/4-a ve b bendinde “bir tasarımın aynısının tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması halinde yeni kabul edileceği, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi halinde aynı kabul edileceği” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin 20/03/2017 tarihli kök rapora itiraz dilekçesinde: yenilik incelemesi yapılırken müvekkilinin — sayılı tasarımı ile karşılaştırma yapıldığını ancak davalının — sayılı çoklu tasarım belgesinin incelenmediğini beyan ettiği, tasarımın yenilik unsuru değerlendirilirken, başvuru tarihinden önce “dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmama” şartının arandığı, davalının — sayılı tasarım başvuru tarihinin 28/12/2010 tarihi olduğu, davaya konu — sayılı tasarımın başvuru tarihinin 03/04/2012 olduğu, her iki başvuru arasında 554 Sayılı KHK 8. Madde ve SMK 57/2 maddesi gereğince 12 aylık süreden fazla bir süre bulunmakla, yenilik giderici olarak kabul edileceği, ek raporda kök rapora itiraz dilekçesinde bildirilen tasarım tescil belgesi incelenmekle ve dosyaya yeni belge sunulmakla, kök ve ek rapor arasında çelişki bulunduğundan da bahsedilemeyeceği,ek raporda davaya konu 02 numaralı tasarım tescilinde bulunan tel çit ondüle kesitler ile ,— sayılı çoklu tasarım belgesindeki ondüle kesitlerin çok benzer olduğu, bu kesit üzerindeki dalga deseninin tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğinde genel algıda bir fark yaratmadığı, ana algıyı oluşturan yüzey üzerinde ayırt edici nitelik oluşturacak başka herhangi bir ögenin bulunmadığı beyanla,— numaralı davalı tasarımı ile benzer olduğundan da— sayılı tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığının tespiti ile hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
15/02/2017 tarihli kök ve ek raporda — sayılı çoklu tasarım belgesi — nolu tasarımlar ile yenilik giderici olarak sunulan davacı tarafa ait ve yenilenmemiş, — sayılı çoklu tasarım tesciline konu “çit için desen tasarımlarının” karşılaştırılmasında davaya konu —numaralı tasarım tescilinde , tellerin kesişimi ile meydana gelen dörtgen boşlukların oranlarının diğer tasarımdan daha dar olduğu, — numaralı tasarımdaki yatayda bir sıra halinde tekrarlanan, simetrik yerleşmiş dalga deseni bulunurken, diğer tasarımda bulunmadığı,— sayılı çoklu tasarım tesciline konu tasarımlarda da yer alan desenler ve uygulanışların farklı olduğu, — numaralı tasarım tescili — numaralı tasarım tescillerinde tellerin kesişimi ile meydana gelen dörtgen boşlukların oranlarının diğer tasarımdan daha dar olduğu, yüzey üzerinde belirli aralıklar ile tekrarlanan yatay dış bükey desenlerin kesitlerinin birbirinden farklı olduğu, — sayılı çoklu tasarım tesciline konu tasarımlarda da yer alan desenler ve uygulanışların farklı olduğu tespit edilmekle, davalı tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığının ispatlanamadığı kanaatine varılarak bu tasarımlar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2. Davalı adına tescilli —-sayılı çoklu tasarım belgesi— nolu çit için desen paneli tasarımının yenilik ve ayırt edicilik unsuru bulunmadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3—- sayılı çoklu tasarım belgesi— nolu tasarımların hükümsüzlüğü ve terkini talebinin REDDİNE,
4. Karar kesinleştiğinde hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilen tasarım yönünden kesinleşme şerhli gerekçeli kararın Türk Patent ve Marka Kurumu ‘ na Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından gönderilmesine,
5- 35,90 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davalıdan tahsiline,
6- Davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 328,25 TL tebligat, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 4.387,75 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 731,20 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/03/2018