Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/316 E. 2018/119 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/316
KARAR NO : 2018/119

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin popüler filmlerinin birçoğunun yapımcılığını üstlendiğini; dava konusu filmlerden—” isimli sinema eserlerinin bir kısmının imal ettiren sıfatıyla eser sahibi, bir kısmının ise devirler nedeniyle hak sahibi olduğunu; adı geçen eserlerin tümünün 1995 öncesinde yapıldığını ve müvekkilinin bu filmler üzerinde hak sahipliğinin bulunduğunu; davalıya ait —kanalının müvekkiline ait sinema eserlerini izinsiz ve sözleşmesiz olarak kullandığını, kanuna göre eserden yararlanma hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, davalının bu kullanımlarının FSEK m. 22 belirtilen “çoğaltma” ve FSEK m. 25’ te belirtilen “işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkını” ihlal ettiğini belirtmiş ve (fazlaya dair hakları saklı tutarak) şimdilik FSEK m. 6a gereği 3 kat olarak 1000 TL telif tazminatının, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile beraber davalıdan tahsiline ve muhtemel tecavüzün men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğunun anlaşılamadığını, davacının eserlerini rayiç ve emsal bedelleri bildiğini ve bu nedenle kısmi dava açılmasında hukuki yararının bulunmadığını; ayrıca HMK m. 107/1’ ye göre belirsiz alacak davası açılmasının da mümkün olmadığını, davanın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini; davacı ile müvekkili arasında, 05.09.2013 tarihinde bir sözleşme imzalandığını ve akabinde bir kısım sinema filmlerinin materyallerinin teknik yetersizliği nedeniyle sinema filmlerinin bir kısmına ilave gösterim hakkı tanıyan 10.02.2014 tarihli bir ek protokol imzalandığını; sözleşmenin 9. maddesine göre derdest davada İstanbul (Çağlayan) Mahkemelerinin yetkili olduğunu; müvekkilinin mali haklarının koruma süreleri dolup kamuya mal olmuş sinema eserlerini dahi bedel mukabilinde satın aldığını, negatiflerinin korunması amacıyla üniversitelerin arşivlerine de önemli miktarlarda yardım yaptığını; müvekkilinin yapılan değişiklikler sonrasında da yapımcılarına geri dönen birçok filmin de mali haklarını yeniden bedel ödemek suretiyle devraldığını; davacının bu davayı açmakla iki yıl önce imzalamış olduğu sözleşmeyi yok saydığını; taraflar arasındaki sözleşmede dava konusu filmlerin de yer aldığı filmleri lisans süreleri içinde kullanılmak üzere ve iki gösterim ile sınırlı olarak müvekkil şirket tarafından devralındığını; ayrıca sözleşme ile eserin gösteriminin yapıldığı günün 24 saat içerisinde olmak üzere tekrar gösterim hakkının da müvekkiline verildiğini; Ek Protokol ile 15 adet filmden 4’ ü hariç diğer 11 filmin teknik açıdan yayına uygun olmadığından listeden çıkartıldığını ve listeden çıkartılan 11 filme ait 22 gösterimin listedeki diğer 4 filmin gösterim sayısına ilave edildiğini, bu şekilde Ek 2’de sundukları listede kalan 4 sinema filmi için müvekkiline 7- 8’er gösterim hakkı tanındığını; ayrıca Türk Sinemasında aynı isimler ile ürettiği pek çok sinema filmi bulunduğunu; davacı/karşı davalının, dava konusu ettiği sinema filmlerinin tamamının, ilk tespiti gerçekleştiren yapımcı sıfatı ile eser sahibi olmadığını, dolayısıyla mali hakların koruma sürelerinin uzatılması ile hakların kendisine eser sahibi sıfatı ile doğrudan geri döndüğü iddiasının da tam olarak gerçeği yansıtmadığını belirtmiş ve davacının talep miktarını belirtmesine ve eksik harcı tamamlamasına aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına, yetki itirazının kabulüne ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Dava konusu uyuşmazlık; davacının yapımcısı ve telif hakkı sahibi sinema filmlerinin davalıya ait televizyon kanalında izinsiz olarak yayınlanıp yayınlanmadığı, yayınlanmış ise davacının FSEK 68. Madde gereğince tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
Dosyamız içerisine celbedilen 28.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda; ” davacı tarafın, dava konusu “—-” filmleri hariç kalan 24 filmin üzerinde hak sahipliği bulunduğu, davalının gerçekleştirdiği tüm yayınların, davacı ile aralarındaki sözleşmeye ve protokole uygun olduğu, bu sebeple davalının tazminat sorumluluğunun bulunmadığı” sonuç ve tespitine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 26/12/2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; “—-” filmlerinin hak sahibinin müvekkili olduğunu, sözleşmeler ile süresiz olarak hak sahipliğini devraldığını, davalının sözleşme bedellerini ödediğine dair makbuzlarını sunmadığını, sözleşmede 2 gösterime izin verilmişse de 2 den fazla gösterim yapıldığını, raporda sözleşmedeki 24 saat ibaresinin yanlış anlaşıldığını, beyanla sözleşmelerdeki imzalara itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizin 07/09/2017 tarihli duruşmasında hazır bulunan davacı şirket yetkilisi ve davacı vekili, sözleşmelerdeki imzaların —-‘na ait olduğunu kabul etmekle birlikte, filmlerin sözleşmedeki gösterim sayısından fazla gösterildiğini, ücretin düşük gösterildiğini ve sözleşmeye bilgileri dışında sonradan ekleme yapıldığını beyan etmişler , 23/11/2017 tarihli duruşmada iddialarının somutlaştırılması için açıklayıcı dilekçe ibraz etmek üzere süre verilmesi üzerine; ibraz edilen 06/12/2017 tarihli ıslah talepli dilekçede 05/09/2013 tarihli sözleşme ekindeki Ek-1 film listesi’nin 1. Sayfasının en sağ sütunun da yer alan “—” başlıklı sütunun 2. Sayfada bulunmadığını lisans bedelleri düşünüldüğünde bu kısmın sonradan eklendiğinin anlaşıldığını, mürekkep yaşı konusunda kriminal inceleme yapılmasını istediklerini beyan etmiştir.
Davacı şirket yetkilisi tarafından imzaya itiraz beyanından vazgeçilmesi üzerine, 05/09/2013 tarihli sözleşme incelenmiş, EK-1 listenin en sağ sütununda, — başlıklı kısmın da el yazılı değil matbu olduğu, sonradan eklendiğine dair sözleşmede herhangi bir iz yada emare bulunmadığı, kaldıki Sözleşmenin 4/b . Maddesinde ESER-1 ‘de yer alan filmlerin, ; ” …..EK-1 de gösterilen lisans süreleri içerisinde 2 (iki) gösterim ile sınırlı olarak münhasıran lisans alana devrettiğini kabul ve beyan eder”, , 4/r bendinde “—‘ın işbu sözleşme süresince ,eserin gösteriminin yapıldığı gün 24 saat içerisinde olmak üzere tekrar gösterim hakkını haiz olduğunu kabul,beyan ve taahüt eder” düzenlemesi bulunduğundan, ek gösterim yapılacağının sözleşmede kararlaştırıldığı ve EK-1 liste için ek gösterim fiyatı belirlendiğinin sözleşme içeriğinden de anlaşıldığı, sonradan ekleme yapılarak ek gösterim bedelinin düşük gösterildiği iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Sözleşmenin 4/r bendinde; “—-‘ın işbu sözleşme süresince, eserin gösteriminin yapıldığı gün 24 saat içerisinde olmak üzere tekrar gösterim hakkını haiz olduğunu kabul, beyan ve taahüt eder” düzenlemesi ile filmlerin ilk gösteriminin yapıldığı tarih ve saatten itibaren 24 saat içerisindeki gösterimin kastedildiği, maddenin, davacı tarafın iddia ettiği gibi takvim tarihinin değişmesi halinde ek gösterim kapsamında kabul edilmemesi şeklinde yorumlanamayacağı kanaatine varılmıştır.
Öncelikle Davacı şirketin davaya konu filmlerin mali haklarına sahip olup olmadığı incelenmiştir.
12/06/1995 tarihinden önce yapımına başlanan filmler yönünden uygulanacak olan 5846 Sayılı FSEK 8. Madde de; eser sahibinin ” bir sinema eserinin sahibi onu imal ettirendir” şeklinde tarif edildiği anlaşılmakla , EK-2 maddesi ile 70 yıla çıkarılan koruma süresinden filmlerin yapımcısının faydalanacağı kanaatine varılmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı,Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün yazı cevabından ve ekli belgelerden, ” —” filmlerinin 1985 yılında “—” tarafından yapıldığı,03/10/1985 tarihinde 5 seri numaralı fatura ile davacı —-‘e satıldığı, davacının 20 yıllık koruma süresinden faydalanacağı ve filmin alenileştiği tarihi takip eden (1986 yılı ) Ocak ayının birinci gününden itibaren hesaplanan 20 yıllık koruma süresinin 2006 yılı 1 Ocak günü dolduğu, FSEK 51. Madde gereğince mali hak devredilen şirketin, mevzuat değiştirilerek uzatılan koruma süresinden faydalanamayacağı, aksine sözleşmelerin batıl olduğu gözönüne alınarak bu filmler yönünden davacının hak sahibi olmadığı gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu diğer 24 filmin yapımcısı sıfatıyla davacının hak sahibi olduğu anlaşılmışsa da; 05/09/2013 tarihli sözleşme,01/02/2014 tarihli ek protokol ve — tarafından 12/10/2015 tarihli müzekkereye cevaben gönderilen yazı ekindeki listede yer alan yayın tarih ve saatleri gözönüne alınarak 24 adet filmin taraflar arasındaki sözleşme ve listelere uygun olarak yayınlandığı, — isimli filmin 4 kez yayınlandığı görünüyorsa da aynı isimli ancak oyuncuları farklı olan iki ayrı film bulunduğu, davacının oyuncuları— olan filmin hak sahibi olduğu , oyuncuları — olan filmin yapımcısının — olduğu,filmlerin sözleşme kapsamında yayınlandığı , izinsiz yayın yapılmadığı kanaatine varılarak bu filmler yönünden de ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacı şirketin ” —” filmlerinin hak sahibi olmadığından davanın bu filmler yönündeh husumet yokluğundan REDDİNE
2- Davaya konu diğer filmler yönünden davanın ESASTAN REDDİNE
3- 68,31 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 40,61 TL harcın davacıdan tahsiline,
4- Davalı yararına “telif tazminatı yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.000,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davalı yararına “tecavüzün men’ i yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davayıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.. 03/04/2018