Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/315 E. 2018/169 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/315
KARAR NO : 2018/169

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2015
KARAR TARİHİ : 10/05/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —-in popüler birçok filmin yapımcılığını üstlendiğini; dava konusu filmlerden “—” adlı sinema eserlerinin bir kısmının imal ettiren sıfatıyla, bir kısmının ise devirler nedeniyle hak sahibi olduğunu; adı geçen eserlerin yapım yılının 1995 yılından önce olduğunu ve FSEK’de yapılan değişikliklerle müvekkilinin hak sahibi olduğunu; davalı —- TV kanalının müvekkiline ait sinema eserlerini izinsiz ve sözleşmesiz olarak kullandığını, kanuna göre eserden yararlanma hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, davalının bu kullanımlarının FSEK m. 22 belirtilen “çoğaltma ” ve FSEK m. 25’te belirtilen “işaret, ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkını ” ihlal ettiğini; davalının kullanımlarıyla müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, (fazla dair hakları saklı tutmak suretiyle) FSEK m. 68 gereği 3 kat olarak 500 TL telif tazminatının, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile beraber davalıdan tahsiline ve muhtemel tecavüzün men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirketin kanalında yayınlandığını ileri sürdüğü filmlerin yayın tarihini açıkça belirtmediğini, yayına ilişkin ay, gün ve saat bilgilerinin verilmediğini; bu bilgileri kendilerine verilmesi halinde yeniden beyanda bulunabileceklerini; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların asılsız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman izinsiz veya sözleşmesiz olarak herhangi bir eser yayınlamadığını; dava konusu filmlerin, davacının ileri sürdüğü gibi büyük ticari değeri olmadığını, bu filmlerin düşük sözleşme bedeli nedeniyle özellikle yerel ve bütçesi küçük kanallar tarafından yayınlandığını; davacının iddiasını kabul etmediklerini kaldı ki böyle bir yayın olsa bile, yayının dijital platformlardaki abonelerle milyonlarca kişiye ulaştığı ve müvekkilinin bundan büyük ticari gelir elde ettiği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu; müvekkili şirketin yayının yapıldığı ileri sürülen tarihlerde herhangi bir dijital platformda yer almadığını, ayrıca o tarihlerdeki reklam gelirlerinin de çok yüksek olmadığını; davacının yayınların yapıldığına ilişkin —- Tic. Ltd. Şti. kayıtlarını dayanak göstermesinin usulsüz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının yapımcısı ve telif hakkı sahibi sinema filmlerin davalıya ait televizyon kanalında izinsiz olarak yayınlanıp yayınlanmadığı, yayınlanmış ise davacının FSEK 68. Madde gereğince tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
Dosyamız içerisine celbedilen 17.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda; “yapımına 12.06.1995 tarihinden önce başlanan sinema eserlerinde, hak sahipliğinin film yapımcılarına ait olduğu; tamamı 12.06.1995 öncesine ait “—-” isimli filmlerin yapımcısı davacı şirketin, adı geçen filmler üzerinde yapımcı sıfatıyla hak sahipliğinin bulunduğu, 12.06.1995 tarihinden sonra yapımına başlanan filmlerde yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarının, eserin birlikte sahibi olduğu; dosya kapsamında bulunan noter onaylı ibranamelerden, “—-” filminin yönetmeni ve senaristi—-’ın ve özgün müzik bestecisi —-’nun, adı geçen filmden kaynaklı haklarını davacı —-cilik’e devrettiğinin görüldüğü; her ne kadar diyalog yazarı da filmin eser sahipleri arasında yer alsa da, ilgili filmin diyalog yazarının bulunmadığı; bu haliyle, dava konusu “—” filminin hak sahipliğinin, davacı —- San. ve Tic. AŞ’ye ait olduğu, dava konusu “—” filmine ilişkin olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğünün yazısında hiçbir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davacı tarafından da hak sahipliğini gösterir bir belgenin dosyaya sunulmadığı; bu sebeple, dava konusu “—-” filminin hak sahipliğine ilişkin bir tespitte bulunulamadığı, “—-” filminin yapımcısı ve ilk sahibi — Tic. ve San. AŞ’nin, adı geçen filmden kaynaklı haklarını Beykoz —- Noterliğinin —- yevmiye numaralı işlemi ile davacı —–San. ve Tic. AŞ’ye devrettiği; bu itibarla “—-” filminin mali haklarının davacı şirkete ait olduğu, 1985 yapımı “—” isimli filmlerin yapımcısının, “—-” olduğu; adı geçen filmlerin, 02.10.1985 tarihli 4 no’lu ve 03.10.1995 tarihli 5 no’lu fatura ile, “—-” tarafından davacı —-’e satıldığı; mali hakları süresiz olarak devralan kişilere tanınan tasarruf yetkisinin ancak sözleşme tarihinde yürürlükteki yasal koruma süresi kadar olacağı ve bu sürenin dolmasıyla birlikte filmden kaynaklı hakların yapımcı şirkete avdet edeceği; “—-” ile davacı —- arasındaki ticari ilişkinin gerçekleştiği 02.10.1985 ve 03.10.1985 tarihlerindeki yürürlükteki mevzuata göre koruma süresinin 20 olduğu; bu nedenle davacı —-in, ticari ilişki sebebiyle sahip olduğu hakları ancak (1985 + 20=) 2005 yılına kadar kullanabileceği; 20 yıllık koruma süresinin 2005 yılında dolmasıyla, filmden kaynaklı hakların “—-” e devrettiği; bu itibarla davacının, “—” isimli filmlerin 2008, 2009 ve 2010 yıllarında gerçekleştirildiği iddia edilen gösterimleri sebebiyle bir talepte bulunamayacağı, Gerek DD Medya’ya, gerekse RTÜK’e gönderilen müzekkereler neticesinde yayın kayıtlarına ilişkin bir veri temin edilemediğinden, uyuşmazlık konusu filmlerin davalıya ait kanalda yayınlanıp yayınlanmadığına ilişkin bir tespitte bulunulamadığı, davaya konu filmlerin yayınına ilişkin bir tespitte bulunulmadığından, dosyanın halihazır durumu itibariyle maddi tazminat hesabı yapılamadığı” sonuç ve tespitlerine ulaştıklarını beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davacı şirket, davaya konu “—-” isimli filmlerin bir kısmının eser sahibi, bir kısmının ise devirler ile hak sahibi olduğunu, davalı şirkete ait —- TV isimli kanalda izinsiz olarak yayınlandığını, FSEK 68.madde gereğince 3 kat tazminat talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalı şirket vekili ise cevap dilekçesinde filmlerin müvekkiline ait kanalda yayınlandığına dair iddiayı kabul etmediklerini, yayının yapıldığına ilişkin — Ltd. Şti kayıtlarının da dayanak gösterilmesinin usulsüz olduğunu beyan etmiş, cevap dilekçesini ıslah ederek, zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde filmlerin yayın tarihine ilişkin açıklamada bulunmadığı, dilekçe ekinde tarihsiz ve tasdiksiz çizelgede davaya konu filmlerin 2009 tarihinde kaç kez yayınlandığını gösterdiği, ancak yayın tarih ve saat bilgisinin bulunmadığı, belgenin hangi kişi ya da şirket tarafından düzenlendiğinin anlaşılamadığı görülmüştür.
Davacı tarafın talebi üzerine — Ltd. Şti ne yazılan müzekkereye bila ikmal cevap verildiği, yayın kayıtlarının bulunmadığının bildirildiği, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ na yazılan müzekkereye de bilâ ikmâl cevap verildiği anlaşılmıştır.
— Ltd Şti.ne yazılan müzekkereye cevaben, davaya konu filmlerin yayın tarihi ve yayın saatinin liste halinde gönderildiği, ancak depolama arşivinin 1 yıl olduğu, yayın görüntüleri bulunmadığından CD olarak sunulamadığının bildirildiği, davalı vekilinin ıslah dilekçesi ekinde sunduğu İstanbul Ticaret Odası kaydından; — Ltd.Şti.nin 09.01.2015 tarihinde kurulduğunun bildirildiği, ancak davaya konu filmlerin yayın tarihinin “—” isimli filmin 01.01.2010 , diğer filmlerin ise 2009 yılı Kasım ve Aralık aylarına ait olduğu, bu kayıtların ne şekilde tutulduğu ve bildirildiği konusunda açıklık bulunmadığı,—-‘ ya açıklayıcı bilgi talepli müzekkere yazıldığı, 18.09.2017 tarihli yazı cevabında; takip ettikleri kanalların 24 saatinin kayıt altına alındığı, kayıtların editörler tarafından izlenerek, program başlangıç bitiş saatleri, yayın türlerinin raporlandığı, ancak görüntülerin mevcut olmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunda Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün yazı cevabından; davacının, davaya konu “—” isimli filmin hak sahibi olduğuna dair delil ibraz etmediği beyan edilmişse de, Mahkememizce Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan celbedilen kayıtlardan; “—-” filminin davacı şirket tarafından 1978 yılında yapıldığı, davacı şirketin hak sahibi olduğu tespit edilmiştir.
“—-” isimli filmlerin hak sahipliğinin tespiti yönünden yapılan incelemede; 1995 yılından önce yapımına başlanan filmler yönünden eser sahibinin yapımcı olduğu, “—-” isimli filmlerin yapımcısının —-olduğu, davacı tarafça “—” filminin mali haklarının 02.10.1985 tarihinde, “—-” filminin mali haklarının 03.10.1985 tarihinde davacıya devredildiği, davacının 20 yıllık koruma süresinden faydalanacağı, 20 yılın dolması ile FSEK 51.madde gereğince davacı devralan şirketin mevzuat değiştirilerek uzatılan koruma süresinden faydalanamayacağından ve aksine sözleşmeler bâtıl olduğundan, davacının 70 yıllık koruma süresinden faydalanamayacağı ve filmin mâli haklarının yapımcı —-‘ e (ölümü nedeniyle mirasçılara döndüğü) davacının her iki filmde de hak sahibi olmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu “—-” isimli filmin yapımcısının — A.Ş olduğu, yapım yılı 1987 olan filmin mali haklarının 17.05.2001 tarihinde davacı şirkete devredildiği, devrin 4630 sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değiştirilen FSEK Ek-2 maddesi gereğince geçerli olduğu ve davacının hak sahibi olduğu görülmüştür.
Davaya konu “—-” isimli filmlerin yapımcısının davacı şirket olduğu ve eser sahibi sıfatı ile mali haklarını kullanacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı şirketin “—” isimli filmlerin mali haklarının sahibi olmadığı,davacı tarafça davaya konu filmlerin davalıya ait —- TV logolu kanalda yayınlandığına dair yayın kaydının sunulmadığı,RTÜK tarafından da yayın kaydının gönderilemediği, —-‘nın filmlerin yayın kaydını gönderemediği gibi, şirketin tescil tarihi ve filmlerin yayın tarihleri gözönüne alındığında,bildirilen yayın tarih listesinin filmlerin izinsiz olarak davalı kanalda yayınlandığı yönünde kanaat verici delil teşkil etmediği gözönüne alınarak, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince 35,90 TL telif tazminatı yönünden, 35,90 TL tecavüzün men’ i yönünden olmak üzere toplam 71,80 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,10 TL harcın davacıdan tahsiline,
3- Davalı yararına “telif tazminatı yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 500,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Davalı yararına “tecavüzün men’ i yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,

4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Dair gerekçeli kararın tebliğiinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/05/2018