Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/287 E. 2018/135 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2017/287 Esas
KARAR NO : 2018/135

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
BİRLEŞEN
DAVA : Markaya Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 12/04/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan markanın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı-birleşen davalı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; “……” markasının 2011 yılı sonundan itibaren müvekkili tarafından …… yer alan işletmelerde hizmet markası olarak kullanıldığını, davalının ise 2013 yılında …….” ve …….. markalarını kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin ……..” markası üzerinde 556 sayılı KHK’nın 8/3.maddesi uyarınca gerçek hak sahibi olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin ……. bulunan ……..” markasını 2011 yılından bu yana kullandığı işletmesine yaklaşık 100 metre yakınlıkta kullandığını, davalının müvekkilinin markasal kullanımından haberdar olmasına rağmen marka tescil başvurusunda bulunmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davalı markasının bütün olarak ……….” şeklinde algılanacağını ve verilen hizmetin menşeini ve niteliğini……. olan bir …….. gibi göstermesinin 556 sayılı KHK’nın 7/1-f maddesi uyarınca yanıltıcı olduğunu, bu sebeplerle davalı adına tescilli ……….. nolu …………” ve …….. nolu ………” markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, ayrıca müvekkilinin markasal kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil etmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı-birleşen davacı vekili esas davada cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin, …….. adresindeki taşınmazın maliki olduğunu, bu adreste ……….. yıldır “………….” marka ve tabelalarını kullandığını, bu durumu adada yaşayan herkesin bildiğini, ………. markasının müvekkile ait işyeri ile özdeşleştiğini, İstanbul’un her yerinden bu marka ve işyerinin yaygın ve seçkin müşterisi bulunduğunu, müvekkili markalarının 2013 yılında tescil edildiğini, davacının müvekkil ile aynı cadde üzerinde, müvekkilin işyerine yaklaşık 30 metre mesafede aynı iş kolunda işyeri işletmekte olup müvekkilinin marka ve kalitesine alışan yoğun müşteri potansiyelinden haksız kazanç elde etmek için müvekkilinin markasını kullanmaya başladığını, müvekkilinin sözlü tüm uyarılarına rağmen davacının her defasında “biz komşuyuz, esnafız, dava açmayın ben tabelamı değiştireceğim” vb. şekilde beyanlarla müvekkili sürekli oyaladığını, davacıya hitaben Bakırköy……… Noterliği 11.03.2015 tarih ve……. yevmiye no.lu ihtarname gönderildiğini, ardından……. Cumhuriyet Başsavcılığının ………. soruşturma sayılı dosyası ile davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, MarKHK m.74 uyarınca marka hakkına tecavüz olmadığına dair davanın açılabilmesi için davacının öncelikle tescilli marka sahibi olan müvekkile noter kanalıyla görüşünü sorması ve bir ay bekledikten sonra buna dair davayı açmasının şart olduğunu, davacının bunu yapmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, bu sebeplerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-birleşen davacı vekili İstanbul Anadolu (Kapatılan) ………Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/70 Esas sayılı birleşen dava dosyasına sunduğu dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin ………..” adresindeki taşınmazın maliki olup bu taşınmazı cafe-restaurant olarak işlettiğini, söz konusu işyerinde ….. yıldır ….” ve .. ………. markasını kullandığını, halen işyerinde hizmet verdiğini ve kendisine iyi bir pazar payı oluşturduğunu, ……… yılında “………” ve ……….” markalarını adına tescil ettirdiğini, davalının müvekkilin iş yerine yaklaşık 30 metre mesafede aynı iş kolunda işyeri işlettiğini ve işyeri tabelası, işyerindeki tüm yazılı evraklarda, personel kıyafetlerinde, yemek menülerinde, internet sitesindeki reklamlarda, bilgisayar yazışmalarında ………. markasını kullandığını, müvekkilinin sözlü uyarılarına rağmen her defasında “biz komşuyuz, esnafız, dava açmayın ben tabelamı değiştireceğim” vb. sözlerle müvekkilini oyalayıp tescilli markayı haksız olarak kullanmaya devam ettiğini, Bakırköy……… Noterliğinin 11.03.2015 tarih …… yevmiye no.lu ihtarnamesi gönderildiğini, ardından ……. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/143 soruşturma sayılı dosya ile birleşen davanın davalısı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, buna rağmen haksız kullanıma devam edildiğini, bu sebeplerle davalı tarafça müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunulduğunun tespitine ve tecavüzün önlenmesine, davalının müvekkilinin tescilli markasını kullandığı tabela, yemek menüleri, personel kıyafetleri, internet reklamları, bilgisayar yazışmaları, ürün ve reklam malzemelerinin toplatılmasına, şimdilik 20.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın birleşen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-birleşen davalı vekili İstanbul Anadolu (Kapatılan) ……..Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …….Esas sayılı birleşen dava dosyasına sunduğu cevap dilekçesini duruşmada tekrarla; “……… markası üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, dosyaya sunulacak tüm fatura ve ticari evraklar ile ispat edileceği üzere 2011 yılının sonundan itibaren ………” markasının müvekkili tarafından kullanıldığını, birleşen davacı tarafın 15-20 yıldır kullandığını iddia ettiği markasının 2011 yılından bu yana hem de kendi işletmesinin 30 metre yakınında kullanılmasına sessiz kaldığını ve davayı ancak 2015 yılında açtığını, birleşen davacının haklı olduğu kabul edilse dahi sessiz kalmak yoluyla hak kaybının gerçekleştiğini, tazminat taleplerinin de fahiş olduğunu, bu sebeplerle birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Asıl dava, davalı adına tescilli ……… nolu “……….” ve 2…… nolu “………” markalarının, davacının önceye dayalı hak sahipliği nedeniyle ve davalı markalarının kötüniyetli tescil edildiği iddiası ile hükümsüzlüğü davası ve davacının davalının tescilli markalarına tecavüz etmediğinin tespiti davası, birleşen dava ise, birleşen davacının …….. nolu ……….” ve ……… nolu “………. ibareli tescilli markalarının birleşen davalı tarafça ……… adı altında kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği iddiası ile açılan markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dosyaya TPMK kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ……… numaralı “…….” ibareli markanın davalı-birleşen davacı adına …… tarihinde ……sınıfta, …… numaralı …………… ibareli markanın yine davalı-birleşen davacı adına ……… tarihinde ………sınıfta TPMK nezdinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Duruşmada dinlenen davalı tanığı ………. kendisinin …… yılları arasında ……. cafede çalıştığını, daha sonra da ……. geldiğini, 2005 yılı Nisan ayına …… çalıştığı dönemde ……… da turist grubu getirdiğini, turist grubunu davalıya ait ………. isimli cafede ağırladıklarını,……….. isimlerinin kullanıldığını gördüğünü, bu nedenle sorduğunda ……….. kelimesinin elde kendileri tarafından üretilmiş içkilerin servis edildiği yiyecek, üzerine iş yerlerinde kullanıldığını ve kendi alanında mastır yapmış tecrübe kazanmış kişileri ifade etmek için kullanıldığını öğrendiklerini, YANİ kelimesinin ise özel bir isim olduğunu, ………. kelimesinin …….. kelimeleri ile eş değer olduğunu, kendisinin 2005 yılından sonra davalı iş yerinde çalıştığını, bu yıl ayrıldığını, davacı ile 2009 yılında tanıştığını, 6 ay kendisiyle davalı iş yerinde birlikte çalıştıklarını, sonra yan taraftaki ……. dükkanına geçerek 40 metrekare alanda et mangalcı olarak işletmecilik yaptığını, ……… ay sonra bir sabah kalktığklarında…….. isimli iş yerini açtığını gördüklerini, davalının işletmesinde rezarvasyon yapan turist gruplarının dahi isim karışıklığı nedeniyle davacının işletmesine gittiğini, aralarında ciddi bir isim kavgası bulunduğunu, davalıdan öğrendiği kadarıyla 1982 yılından beri davalının işletmesinin adının ……… olduğunu,………. ile kurduklarını, ancak aralarında husumet çıktığını, davacıyı kendilerini anlaştırsın diye getirdiklerini, kendisinin hisselerini geçici olarak davacıya devrettiğini, O’nun da daha sonra ……… devrettiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce alınan ……. tarihli bilirkişi raporunda; …….. tescil no.lu …………” ve ……. tescil no.lu “……” markalarının …… sınıfta “………. Geçici konaklama hizmetleri Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri” için davalı adına tescil edilmiş olduğu, esas davada, davacının 2011 yılından itibaren ………… markasını kullandığı hususunun ihtilafsız olduğu, dosya kapsamında yapılan incelemede, davalı işyerinde ………….. ibaresinin daha eski tarihlerde kullanılmaya başlandığı, taraflarca ……….. ibaresinin anlamı ve yaygın kullanımı olan bir ibare olduğu da belirtilmemiş olmakla markanın ayırt edici olduğu,…………. ibaresi üzerinde gerçek hak sahibinin davalı olduğu, davacının aynı/benzer bir ibareyi markasal kullanımda…….. m.8/3 uyarınca gerçek hak sahibi olmadığı, esas davada dosyaya sunulan delillerden …………. ibaresini markasal kullanımda…………m.8/3 uyarınca gerçek hak sahibi olduğu tespit edilmiş olmakla, davalının ………….” esas unsurunu içerir ………….. tescil no.lu …………….. ve …………. tescil no.lu …………” markalarının adına tescil ettirmesinin kötüniyetli bir davranış olarak nitelenemeyeceği, birleşen davada, davacı adına tescilli olup esas unsurlarından biri olan ……………… ibaresinin davalı faaliyetlerinde esas unsur olarak kullanılmasının marka hakkına tecavüz kapsamda değerlendirilebileceği, birleşen davada, marka hakkına tecavüz nedeniyle madd, ve manevi tazminat talebi açısından …………. şartının gerçekleşmiş olduğu, somut olayda sessiz kalmak suretiyle hak kaybı koşullarının mevcut olup olmadığının Mahkemenin takdirinde olduğu, dosya kapsamında yapılan mali incelemeler neticesinde yoksun kalınan kazanç tutarına bağlı olarak davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının 13.431,21 TL olabileceği, manevi tazminat bedelini takdirinin Mahkemeye ait olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı ………. ibaresi üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğu iddiası ile davalı markalarının hükümsüzlüğü ve öncelik hakkına sahip olduğundan, …………ibaresini kullanmasının, davalı markalarına tecavüz teşkil etmeyeceğinin tespitini talep etmiş delil olarak,ticaret sicil kaydını sunmuş kayıttan, davacının ………….” ünvanının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde ……………….” faaliyet konusu ile……………… tarihinde tescil edildiği, davacının…………… tarihli ……………….. işletme tarım belgesi ve …………. tarihli fatura örneklerini ibraz ettiği görülmüştür.
Dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK 8/3 maddesinde “tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenen markanın ” başvuru tarihinden önce veya rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş olması , yada belirtilen işaretin sahibine sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını vermesi halinde, tescil edilemeyeceğini düzenlemek suretiyle, tescilsiz markaların da korunacağını düzenlemiş karma bir sistem benimsemiştir.
Aynı düzenlemeye 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 6/3 maddesinde de yer verilmiştir.
Davalıya ait işyerinin resmi kayıtlarından ise; “………….. adresindeki işyeri açma ve çalışma ruhsatlarından ……….. tarihinde ……….. adına ………., …… tarihinde ……. adına…………… 16.06.2005 tarihinde……………. adına……………. cafe,……… tarihinde ……………. adına ………………, ………… tarihinde ………. Restaurant, ……… tarihinde……. adına ……………… Restaurant işyeri ünvanı ile işletme ruhsatlarının kayıtlı olduğu , görülmüştür.
Davalı tarafça delil olarak sunulan ………… tarihli ………….. Gazetesi nüshasından …………… ile röportaj yapıldığı, yazıda; ………… son ……… meyhanecilerinden biriydi, ……… ya sırf onunla sohbet etmek, içmek, onun mezelerinden yemek için gidilirdi, …………… ile 24 yılı dolu dolu geçirdiler, ……………” ifadelerine yer verildiği, davalıya ait işyerinin ………… Belediyesi kayıtlarından, 1998 tarihinden itibaren ……………. işyeri ünvanı ile işletildiği, davalının da işyerini devralarak kullanmaya başladığı,,davalı tanığının da ………… yılında davalının işyerine turist getirdiğini, işyerinin isminin ……….olduğunu söylediği,davalının devralarak işlettiği işyerinin ………… adı ile 1998 yılından itibaren işletilmesi , ……….. ibaresinin davacıdan daha önce kullanılarak ayırt edici hale gelmesi nedeniyle davalının ………… ibaresi üzerinde davacıdan önce hak sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili ………… ” adresinde Tescilli ………… kendisine ait olduğunu, beyan etmişse de Ticaret Sicil Kayıtlarından,……….. ……. tarihinde şirketteki hissesini ……. ……………..de 18/03/2010 tarihinde hissesini ……….. devrettiği kayıtlardan anlaşılmış,şirket kayıtlarının davacının………….. ibaresinin markasal kullanımı ve marka üzerindeki hak sahipliğini ispat yönünden delil kuvvetinin bulunmadığı gibi,davalı birleşen davacı vekilinin “davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı itirazlarına beyan dilekçesinde” ön inceleme aşamasından sonra ileri sürülmesine de muvaffakat edilmediği bildirilmekle, iddianın genişletilmesi kapsamında bulunduğu ve dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı, davacının marka tescil başvurularının kötü niyetli olduğunu iddia etmişse de, dosyaya sunulan delillerden dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK 8/3 maddesi gereğince; davalının gerçek hak sahibi olduğu tespit edilmekle,…………….. sayılı …………” ve………… sayılı …………. markalarının kötü niyetli olarak tescil ettirildiği iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılarak, davalının önceye dayalı hak sahibi olması nedeniyle hükümsüzlük davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan incelemede; davacının, asıl davada hükümsüzlük talebi reddedilmekle ve davalının önceye dayalı hak sahibi olduğu ispatlanmakla, davacı – birleşen davalının tescilli yada tescilsiz hak sahibi olmadığı……….. ibaresini………… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ………..Değişik iş sayılı dosyasında düzenlenen tespit raporunda, tespit isteyen …………. ile aleyhine tespit istenen …………. işyerlerinin ………. sahilinde iskele yakınında 30 metre aralıkla olduğunun tespit edildiği,………. işyerinde tabelasında “…………..” yazısının bulunduğu, menüde, adisyon fişinde faturada alkollü içki satış belgesinde, personelin bazılarının tişörtlerinde, ışıklı tenteli tabela üzerinde ………… ibaresinin bulunduğunun tespit edildiği ve görsellerinin sunulduğu, davacı markalarının da ………….sınıfta …………….” tescilli olduğu, davalının ……………. ibaresini faaliyetlerinde esas unsuru olarak kullanmasının, birleşen davacının – davalının markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, davacı – birleşen davalının 30 metre mesafedeki davalı – birleşen davacının markasından haberdar olmadığının düşünelemeyeceği, markayı kullanması nedeniyle tazminat yönünden kusur şartının gerçekleştiği ve………… bilirkişi tarafından yoksun kalınan kazancın 13.431,21 TL olarak hesaplandığı anlaşılmakla, 13.431,21 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın birleşen davacı tarafından, davalıya gönderilen Bakırköy …………Noterliği’nin …………tarihli ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan …………… tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birleşen davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı – birleşen davalının sessiz kalmak suretiyle hak kaybı iddiası Mahkememizce incelenmiş, birleşen davacı-davalının tescilli markaların başvuru tarihi ………. tarihi ise de 30/03/2015 tarihinde tescil edildikleri gözönüne alınarak, birleşen davacının tescil süreci tamamlanmaya yakın ihtarname gönderdiği, birleşen davacının 27.03.2015 tarihinde Savcılığa şikayetçi olduğu, ayrıca davacının daha önce davalı işyerinde çalıştığını, daha sonra ayrılarak davaya konu işyerini açtığına dair tanık beyanı gözönüne alındığında,sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığı iddiasının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Asıl davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davacı-birleşen davalıdan davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı-birleşen davacı vekiline Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacı-birleşen davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davacıya ödenmesine,
Davacı-birleşen davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2-Birleşen davanın KISMEN KABÜLÜNE KISMEN REDDİNE,
A)Davacı-Birleşen davalının, davalı- birleşen davacının ………… ve …………… sayılı markalarına tecavüzünün TESPİTİ VE ÖNLENMESİNE,
-Davacı-birleşen davalının,………….. ibaresine işyerinin tabelasında, yemek menülerinde personel kıyafetlerinde, internet dahil her türlü malzeme ve mecralarda, tanıtımlarında, reklamlarında, ürünlerinde kullanmasının ÖNLENMESİNE,
-Markanın kullanıldığı tabela, tanıtım malzemesi, ürün, malzeme, reklam malzemeleri ve iş evrakının toplanmasına,
B)13.431,21 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın 16/03/2015 tarihinden itibaren davacı-birleşen davanın davalısından tahsili ile davalı- birleşen davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Hüküm kesinleştiğinde masrafı davacı-birleşen davalıdan alınarak tirajı en yüksek 5 gazeteden birinde hüküm özetinin ilanına,
Birleşen davada markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden alınması gereken 35,90 TL harcın davacı-birleşen davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Birleşen davada maddi ve manevi tazminat davası üzerinden alınması gereken 2.283,68 TL harçtan peşin alınan 1.195,43 TL harcın harcın mahsubu ile 1.088,25 TL harcın davacı-birleşen davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı-birleşen davacı vekiline markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacı-birleşen davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davacıya ödenmesine,
Davalı-birleşen davacı vekiline maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacı-birleşen davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davacıya ödenmesine,
Davalı-birleşen davacı vekiline manevi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacı-birleşen davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davacıya ödenmesine,
Davacı-birleşen davalı vekiline maddi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalı-birleşen davacıdan tahsili ile davacı-birleşen davalıya ödenmesine,
Davacı-birleşen davalı vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davalı-birleşen davacıdan tahsili ile davacı-birleşen davalıya ödenmesine,
Davalı-birleşen davacı tarafından yatırılan 1.195,43 TL peşin harç ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.223,13 TL harcın davacı-birleşen davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davacıya ödenmesine,
Davalı-birleşen davacı tarafından yapılan 119,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%75) 89,25 TL’sinin davacı-birleşen davalıdan tahsili ile davalı-birleşen davacıya ödenmesine, bakiye (%25) 29,75 TL’nin davalı-birleşen davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRE İÇERİSİNDE istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
T A S H İ H Ş E R H İ
Mahkememizin 12/04/2018 tarihli ………….. Esas, ………… Karar sayılı kararının hüküm kısmı 2/b bendinde “13.431,21 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın 16/03/2015 tarihinden itibaren davacı-birleşen davanın davalısından tahsili ile davalı- birleşen davacıya ödenmesine” yazılmışsa da, duruşma sırasında tefhim edilmesine rağmen zabıt katibi tarafından faizin başlangıç tarihi ……… tarihinden itibaren yazıldıktan sonra ……………” ibaresinin sehven zapta yazılmadığı hüküm içeriğinden de anlaşılmakla, hüküm 2/b bendine eklenerek hükmün “13.431,21 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın 16/03/2015 tarihinden itibaren itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı-birleşen davanın davalısından tahsili ile davalı- birleşen davacıya ödenmesine” şeklinde tashihine karar verilmiştir.
.