Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/262 E. 2018/265 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ E
ESAS NO : 2017/262
KARAR NO : 2018/265
DAVA : Haksız Rekabetin Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/03/2014
KARAR TARİHİ : 12/07/2018
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan haksız rekabetin önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılama sonucunda;
TALEP / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkili şirkete ait “…….. markasının 16/10/2010 tarihli Türk Patent Enstitüsü marka siciline tescil edildiğini, aynı zamanda grup şirketlere ait …..” ve ……” markalarını da faal olarak kullandığını, davalı şirket tarafından ise …….. markasının şirket unvanı ve marka olarak alenen kullanıldığını, bu durumun TTK 54. m.uyarınca açıkça haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı şirketin söz konusu eylemlerinin 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde kararname ile yasaklanmış olup, TTK hükümleri kapsamında haksız rekabet niteliğinde olduğunu, müvekkilinin markası ile davalı markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu iddia ederek, haksız rekabet teşkil eden tecavüzün önlenmesine, müvekkili şirketin uğramış olduğu 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz teşkil eden davalı şirket ünvanı ile …….” ibareli markanın alenen yazılı olduğu tabelaların kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVAYA CEVAP / Davalı vekili………….. markalarının davacıya ait olmadığı gibi tescile de bağlanmadığını, davacının 2000 yılından bu yana faal olarak kullandığını iddia ettiği markayı 2010-2011 yıllarında devraldığını, ….. markasının…… isimli şirkete ait olduğunu, müvekkili şirketin ürünlerinin satışını tescilli markalarına ve işletme adına dayalı olarak gerçekleştirmiş olduğundan haksız rekabet ya da marka tecavüzün söz konusu olamayacağını, müvekkili şirketin ….. esas unsurlu bir çok markanın kullanım hakkına sahip olduğunu, ayrıca şirketin ortaklar kurulunca alınan karar ile ….. ismini ticari işletme adı olarak da ilan ettiğini, müvekkili şirketin kullanımında olan ….. ve …. kod numaralı “…” markalarının 24 ve 25.sınıf bakımından tescilli olmakla 35.sınıf bakımından da ürünlerin saıtşı konusunda kullanım hakkı verdiğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D E L İ L L E R V E G E R E K Ç E / Dava davalıya ait “….markasının davacı adına tescilli “…..” ve “…. markaları ile iltibas oluşturacak şekilde benzer olması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen haksız rekabetin önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas,…. Karar sayılı dosyası ile açılan haksız rekabetin önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasında Mahkeme tarafından 26/03/2014 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği tespit edilmiştir.
Dosyaya TPMK kayıtları getirtilmiş olup, incelendiğinde; ….. numaralı “… ibareli markanın …. tarihinde 35.sınıfta davacı adına tescil edildiği ve 23/010/2014 tarihinde dava dışı .. Mağazacılık A.Ş.’ye devredildiği,…. numaralı “…. ibareli markanın 13/05/2014 tarihinde 24 ve 25.sınıflarda dava dış….. ve İhracat San. Ve Tic. Ltd. Şti adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler 21/09/2016 tarihli raporda; dava tarihi itibariyle davacının davasına teşkil ettiğini belirttiği …. markası üzerinde hak sahibi olmadığı, Mahkemece davacının dava konusu marka üzerinde hak sahibi olduğunun kabul edilmesi ihtimalinde, davalı tarafın …. no’lu ….” markasına dayalı olarak marka kullanımı gerçekleştirdiği ileri sürmüşse de; söz konusu markanın, davalının kullanım gerçekleştirdiği 35. sınıf bakımından tescilli olmadığı, bu nedenle tescile dayalı kullanım savunmasının yerinde olmadığı, davacıya ait…. tescil nolu … markası ile davalının kullandığı ….. markası arasında benzerlik bulunduğu, davalının davacı markası ile benzerlik taşıyan “…..” markasını, davacı markasının tescilli olduğu 35. sınıf kapsamında kullandığı, bu nedenle taraf markaları arasında, karıştırılma ihtimali için gerekli “mallar/hizmetlerin aynı/benzer olması” şartının da somut olay bakımından gerçekleştiği, taraf markalarının ve malların/hizmetlerin benzerliğinin halk tarafından karıştırılma ihtimalini doğuracağı, bu itibarla davalının söz konusu kullanımlarının, 556 sayılı KHK’nın 61 ve 9/l-b maddeleri uyarınca davacı markasına tecavüz niteliğinde olduğu, davalının davacı markasıyla karıştırılma ihtimaline sebebiyet verecek şekilde “….” ibaresini kullanmasının, markaya tecavüz yanında TTK m. 55 vd. uyarınca haksız rekabet de teşkil ettiği, davacı tarafça 556 sayılı KHK m. 66 ‘ da öngörülen tazminat hesaplama yöntemlerinden birisinin seçilmediği, ayrıca dosya kapsamında mali hesaplamaya mesnet teşkil edecek herhangi bir ticari defter veya mali içerikli bilgi ve belge de bulunmadığı, bu nedenle dosyanın hâlihazır durumu itibariyle mali hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi heyetinden alınan 27/01/2017 tarihli raporda; kök raporun ibrazından bu yana davacı tarafça hesaplama yöntemlerinden birisi seçilmediği gibi dosya kapsamına mali hesaplamaya mesnet teşkil edecek bir belge de sunulmadığı, bu sebeple maddi tazminat hesabı yapılamadığı, www……com.tr sitesinde bulunan görsellerden, davalının “BIGGMALL” ibaresine işletmenin girişi haricinde fiyat etiketlerinde, tanıtıcı brandalarda da yer verdiğinin ve ilgili ibareyi “Yeni Bir Alışveriş Tarzı” sloganıyla kullandığının görüldüğü, davalının bu kullanım şeklinin markasal bir kullanım niteliğinde olduğu, dosyada mevcut TPE yazılarına göre 2011/21488 ve 2011/11911 nolu markaların ……İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğu, bu durumda marka sahibi konumunda bulunmayan davalı şirketin varsa marka lisans sözleşmelerini dosyaya sunması gerektiği, davalının ….markasını bizzat ürettiği veya ticaretini yaptığı mallar üzerinde değil, başkasının markalı ürünlerini tek çatı altına topladığı mağazasındaki faaliyetleri için kullandığı, davalının bu faaliyetinin davacı markasının da tescilli bulunduğu 35.sınıftaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” kapsamında olduğu, ancak davalı markasının 35.sınıfta tescilli olmadığı şeklinde görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce maddi tazminat hesabı yönünden mali bilirkişiden alınan 20/04/2018 tarihli raporda; tarafların her ikisinin de 25/01/2012 – 23/01/2014 ve 25/01/2012 – 24/03/2014 dönemlerinde yüksek montanlı ciroları gerçekleştiği ve bilançolarının zararla kapatıldığı görüldüğünden maddi tazminata ilişkin herhangi bir hesaplama yapılamadığı belirtilmiştir.
Mahkememizin ……… Karar sayılı dosyasında davacı şirket tarafından davalı……. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti aleyhine markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığı, yargılama sırasında davalı şirketin 2011/11911 sayılı …… markasını lisans sözleşmesi ile kullandırdığının tespit edildiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2014/15418 Esas – 2015/866 Karar sayılı bozma ilamında marka hakkına tecavüz oluşturan başka bir markanın lisans sözleşmesi kapsamında kullandırılması halinde bir bedel karşılığında bu markayı kullandıran kişiyi karşı da husumet yöneltilmesinin mümkün olduğu, bu nedenle esasa girilerek hüküm kurulması gerektiği, gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulduğu ve bozmaya uyularak yargılamaya devam edildiği, ancak davacı şirketin yargılama sırasında markasını …….. A.Ş ye devretmesi nedeniyle markaya tecavüzün önlenmesi davası ve hükmün ilanı talebinin konusuz kaldığını, ancak maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verildiği, kararın kesinleşmediği, incelenen dosyadaki lisans sözleşmesi ile markanın kullandırıldığı şirketin bu davanın davalısı şirket olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2016/3 Esas – 2017/167 Karar sayılı dosyasının davalısının …. İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti olduğu anlaşılmakla derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davanın, davalı tarafça kullanılan ….. markasının müvekkilinin tescilli markaları nedeniyle haksız rekabet yarattığından bahisle, haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat talebi ile açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf ise dava dışı……Tekstil İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı ….. sayılı …… markasının 25.01.2014 tarihli inhisari lisans yetkisi ile kullanıldığını savunmuştur. Markanın tescil kayıtlarından 15.02.2011 başvuru tarihi ile 24.sınıfta “dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. El tekstil ürünleri( bayraklar, flamalar, mendiller dahil). Ve 25.sınıfta koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç- dış giysiler, çoraplar. Ayak giysileri, baş giysileri emtia sınıfında tescilli olduğu, markanın tescil edildiği sınıfların markanın 35. Sınıfta kullanım hakkını vermediği görülmüştür.
Davacı şirket adına tescilli ….. markasındaki … ibaresinin Türkçe anlamının dükkan/mağaza olduğu, davalının lisans alarak kullandığını beyan ettiği ….. markasındaki MALL ibaresinin ise alışveriş merkezi anlamına geldiği, markalardak…….ibaresinin ortak olduğu, …. ve …. ibareleri arasında da anlam benzerliği bulunduğu, markaların bütünü itibari ile bıraktıkları izlenimin benzer olduğu, davacı markasının 35.sınıfta tescil edildiği, davalı …. ibaresinin ise 24 ve 25.sınıflarda tescilli olduğu, 35.sınıfta tescilinin bulunmadığı, davalı markasının tescilli olmadığı sınıflarda kullanıldığı gözönüne alınarak davalının ……….. markasının şirket unvanı ve marka olarak kullanma eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmış, davalının haksız rekabetinin önlenmesine ve davalı işyerindeki …… tabelasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde haksız rekabete dayalı olarak dava açtığı ve maddi tazminat istediği, 14.02.2017 tarihli ek rapora itiraz dilekçesinde ise 556 sayılı KHK 66/2-c maddesine göre tazminat hesabı yapılmasını talep ettiği, davalı vekilinin hazır bulunduğu 12.07.2018 tarihli duruşmada tazminatın 556 sayılı KHK 66/2-c bendine göre yapılmasına muvafakatının bulunup bulunmadığı sorulmuş, muvafakat etmediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 141/1 maddesi gereğince; “taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakatı ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse gelen taraf onun muvafakatı aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.”
HMK 141/2 maddesi; “iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatı hükümlerinin saklı olduğu” düzenlenmiştir.
Davacının tazminat hesabının KHK 66/2-c maddesine göre yapılmasını talep etmesi savunmanın genişletilmesi mahiyetinde bulunduğundan ve davalı tarafça muvafakat edilmediğinden haksız rekabete dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu kabul edilmiştir.
Dosyaya taraflarca ibraz edilen ticari defterler üzerinde muhasip bilirkişi incelemesi yapılarak rapor ibraz edilmiş, raporda25.01.2012 – 23.01.2014 ve 25.01.2012- 24.03.2014 tarihleri arasında her iki tarafça yüksek miktarda cirolar gerçekleştirdiği ancak bilançolarını zararla kapattıklarının görüldüğünü, bu nedenle tazminata ilişkin hesap yapılamadığını beyan ettiği anlaşılmakla, TBK 50.madde kapsamında davacı tarafça talep edilen 50.000,00 TL maddi tazminatın tarafların ciroları ve dosya kapsamı gözönüne alınarak hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmış, 50.000,00 TL maddi tazminat ile takdiren 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı şirketin …… markasını “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetlerinde” kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiğinden önlenmesine,
3-Davalı işyerindeki ….. tabelasının kaldırılmasına,
4-50.000,00 TL maddi tazminatın ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Haksız rekabet davası üzerinden alınması gereken 35,90 TL ile maddi ve manevi tazminat davası üzerinden alınması gereken 4.781,70 TL olmak üzere toplam 4.817,60 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.109,85 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davacı vekiline haksız rekabet davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekalet, maddi tazminat davası üzerinden takdir olunan 5.850,00 TL ücreti vekalet ve manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekalet olmak üzere toplam 12.140,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı vekiline manevi tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 3.145,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ve 1.707,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.732,95 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.900,50 TL tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafına ait yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%85) 3.315,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%15) 585,05 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/07/2018

Katip 127105
¸

Hakim 38237
¸

TASHİH ŞERHİ
Mahkememizin 2017/262 E-2018/265 K sayılı ilamının hüküm kısmı son paragrafında ” kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olarak” verildiğine dair kısmının, görevsizlik kararının 26/03/2014 tarihli olduğu gözönüne alınarak
” kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olarak” şeklinde tashihine karar verilmiştir.19/07/2019

¸