Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/225 E. 2018/50 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/225
KARAR NO : 2018/50

KARŞI DAVA : Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 10/01/2014
KARŞI DAVA TARİHİ : 24/03/2014
KARAR TARİHİ : 22/02/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile tasarımın hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı – Karşı Davalı vekili dava dilekçesinde ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davacı taraf kendisi adına tescilli 2013/04084 – 7 ve 12 no’lu, 2013/03379 – 4 ve 5 no’lu, 2010/06174 – 1,2,3 ve 4 no’lu tasarımlara davalı tarafın tecavüzünün önlenmesi ve maddi ve manevi zararının tespiti ve tazmini talebiyle dava açtığını, dava değerinin (fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla) 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi olmak üzere toplam 10.000 TL olduğunu, davacı şirketin Ar-Ge ve tasarıma yatırım yapmakta olan mobilya sektörünün büyük firmalarından biri olduğunu, Davalı —– (—-Mobilya)’nun gerek kendi tasarımlarını kopyalamak, gerekse üründen faydalanmak adına TTK’nun Haksız Rekabet hükümlerine ve tasarım hukukuna aykırı ticari davranışlarda bulunduğunu, davalı tarafın davacının tescilli tasarımlarıyla karıştırılmaya yol açacak derecede aynı veya benzer ürünler üretip satmakta olduğunu, kataloglarında davacı adına tescilli modellerin pek çoğunun bulunduğunu, bu hususların Anadolu —F.S.H.H. Mahkemesinin — D.iş. sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, — D.iş. sayılı dosyada, 30.12.2013 tarihli ek kararda, 20.000 TL. Karşılığında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, 20.000 TL teminat bedelinin mahkemeye depo edildiğini, davalının davacı adına tescilli modelleri taklit edip çoğaltmasının haksız rekabet olduğunu, bunun için söz konusu modellerin Endüstriyel Tasarım olarak tescilli olması dahi aranmayıp TTK kapsamında tescilsiz modellerin dahi korunduğunu, davalının sektör lideri olan firmaları bilmemesine imkan olmadığını, fiili olayda kötü niyetli davrandığını, ayırtedici niteliğin değerlendirilmesinde birbirleriyle kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verildiğini, tasarımcının tasarımını geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınması gerektiğini, davacı tarafın bu tecavüzler dolayısıyla maddi ve manevi zarara uğradığını, uğranılan zararın 554 sayılı End.Tas. KHK’nın 52. maddesinin a,b, ve c bentlerine dayanarak tazmin edilmesi gerektiğini, dvacıya göre, Marka/Patent/Tasarım hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında özellikle MarKHK m.66’nm 2.fıkrasının b bendi uyarınca karşı tarafın markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanç hesaplanırken, sadece vergi levhasındaki kar/zarar beyanına dayanılarak rapor oluşturulması ve akabinde karar verilmesinin kanunun ruhuna ve tanımına aykırı olduğunu; zira kanun metninde, “karşı tarafın markayı/tasarımı/patenti kullanırken vergi dairesine beyan ettiği kar” denilmediğini, “markayı/tasarımı/ patenti kullanma yoluyla elde ettiği kazanç “ denildiğini, bu iki kavramın farklı olduğunu, 13.01.2014 tarihli tensip tutanağında davacının tedbir isteminin kısmen kabulü ile — ve — tescil numaralı tasarımlara tecavüz teşkil eder nitelikteki “— ” ve “— ” ibareli davalıya ait ürünlerin toplatılmasına ve bu ürünleri üretiminin durdurulmasına, katalog ve broşür gibi tanıtıcı reklam ürünlerinde ve internette yeralan “—” ve “—” ibareli görsellerin kaldırılmasına, talepte bulunan tarafça 20.000 TL nakdi teminat veya aynı miktarda süresiz muteber banka teminatı ibrası halinde tedbir kararının uygulanmasına yönelik ara kararı oluşturulduğunu bildirerek, kendi adına tescilli —- ve 12 no’lu, —- ve 5 no’lu, —- ve 4 no’lu tasarımlara davalı tarafın tecavüzünün önlenmesine, maddi ve manevi zararının tespit ve tazmin edilmesine karar verilmesini, karşı davaya cevap olarak ise; davalının, karşı-davacı olarak, —. ve 12.sıra ile —3.sıra nolu tasarımların hükümsüzlüğünü talep ettiğini, oysa marka, patent ve endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğü taleplerinin, hükümsüzlüğü talep edilen birden fazla tescilin sahibi aynı olsa da ayrı davalara konu olması gerektiğini, ayrıca davalı/karşı davacının hükümsüzlük iddia ettiği tasarımlar için iddiasını destekleyecek kanıtlar sunması gerektiğini, halbuki davalı-karşı davacının ispat yükümlülüğünü sayın Mahkemeye ve sayın bilirkişilere yüklediğini, bilirkişilerin bir tarafın yerine geçip delil toplaması ve delil araştırması yapmasınının etik olmadığı gibi hukuka aykırı olduğunu ve Anayasa’da açıklanan angarya yasağının ihlali olduğunu, hükümsüzlük talebi için dosyaya sunulan tek delililin —7. ve 12.sıra nolu koltuk tasarımlarına ait olduğu iddia edilen ve üçüncü kişi konumundaki bir firmadan elde edildiği söylenen fotoğraf olduğunu, bu fotoğrafın hangi tarihte elde edildiğinin kesin delili olmadığından delil olarak kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle —7. ve 12. sıra ile — 3.sıra nolu tasarımlar için açılmış olan hükümsüzlük davasının, ispattan ve hukuktan uzak bir dava olduğundan reddini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile karşı dava dava dilekçesinde; davacının “Endüstriyel Tasarım” sicilinden doğan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin men’i ve tazminat ödenmesine ilişkin asıl davasının reddini, davacı adına tescilli tasarım belgesinin hükümsüzlüğü talebiyle karşı dava açtığını, davacının — – 7 ve 12 no’lu tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmadığını, dolayısıyla onun “—” ve “—” ibareli ürünlerine ilişkin tasarım haklarına tecavüz oluşmadığını, aynı şekilde, — 3 no’lu tasarımın da yeni olmadığını, piyasada daha önceden beri kullanılmakta olduğunu, her ne kadar davacı — 1,2,3 ve 4 no’lu tasarımlarına da tecavüz edildiği iddiasında bulunmuş ise de, 3 no’lu tasarım dışındakilerin kullanımıyla bir ilgilerinin bulunmadığını, bilirkişi incelemesinde bunun dikkate alınmasını, —- 4 ve 5 no’lu koltuk tasarımlarını ise sadece katalogta kullandıklarını, üründen bir takım dahi satmadıklarını, bu nedenle davacının maddi tazminata hak kazanamayacağını, — D. İş sayılı dosyadaki delil tespiti raporuna itiraz ettiklerini, itiraz edilen delil tespiti raporunun hükme esas alınamayacağını, Yargıtay 13.H.D’nin 1.3.2004 tarih ve 12536/2337 sayılı ilamının bu yönde olduğunu, özetle davalının yokluğunda yapılan delil tespitine ve alman bilirkişi raporuna itiraz edilmişse bu raporun hükme esas alınamayacağını, re’sen yapılacak araştırmanın neticesine göre, karşı davalarının kabulünü ve davacı şirket adına tescilli —7 ve 12 no’lu tasarımlar ile — 3 no’lu tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, asıl dava yönünden ise davalı şirket olarak kendi kullanımlarının davacı şirketin tescilli tasarım haklarından doğan haklarına tecavüz teşkil etmediğinin, davacının esasen bu haklara sahip olmadığının tespitine, tecavüzün men’ine, re f ine ve gerek maddi gerekse manevi tazminata yer olmadığına, davalı – karşı davacı şirket olarak her türlü dava ve talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan celbedilen kayıtlardan; 25.04.2013 başvuru tarihli 25.04.2013 tescil tarihli — sayılı, 23.05.2013 başvuru tarihli, 23.05.2013 tescil tarihli — sayılı ve 26.11.2010 başvuru tarihli, 26.11.2010 tescil tarihli — sayılı endüstriyel tasarım tescil belgelerinin davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık; asıl davada, davacı tarafa ait — 7 ve 12 no’lu, — 4 ve 5 no’lu, —1,2,3 ve 4 no’lu tescilli tasarımlara davalı tarafından tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği, buna ilişkin olarak, tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Karşı davada ise; davacı şirket adına tescilli — ve 12 no.lu endüstriyel tasarımların ve — no.lu endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine ilişkindir.
İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin — Değişik iş sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; davacı — Tic. Ltd. Şti.’nin davalı —-aleyhine tespit davası olduğu, Mahkemece yapılan keşif akabinde dosyanın endüstriyel tasarım uzmanına tevdii edildiği, bilirkişinin raporunda; “554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5.maddesine göre yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunduğu, aynı KHK nın 6.maddesinde yenilik; “bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinden kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir.” olarak ifade edildiği, yapılan tespit sırasında elde edilen fotoğraflar ve alınan broşürler üzerinde yapılan inceleme doğrultusunda; davacı tarafın — ve — numaralı tescillerinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet durumunun oluştuğu görüş ve kanaatine varıldığı” ifade edilmiştir.
Mahkememiz dosyası içerisine alınan 26.11.2015 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; “davalı — ve —- Mobilya’nın “—-” adlı tarihsiz kataloğunda yer verdiği ve Mahkemenin — Değişik iş sayılı dosyasına sunulan 25.11.2013 tarihli bilirkişi raporundaki veriler itibariyle, davacının —, — ve — numaralı tescillerinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet durumunun oluştuğu, tescilli ürünlerin bir kısmının üretildiği ve iş yerinde bulundurulduğu bu raporla sabit olan ve heyetlerince dosya üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirmelerde ise; davalı tarafa ait —-, —- —- isimli ürünlerin; davacı “—-” nın —- – 1, 2, 3, 5, 6, 7 numara ve 26.11.2010 tescil tarihi ile davacı adına kayıtlı “//////////” tasarım, —7, 12 numara ve 23.05.2013 tescil tarihi ile davacı kayıtlı “///////////” konulu tasarım, —-1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 numara ve 24.04.2013 tescil tarihi ile davacı adına kayıtlı “///////////” konulu tasarım ile korunan tasarım haklarına, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattıkları genel izlenim itibariyle bariz bir benzerlik gösterdikleri dosyada davalı – karşı davacıya ait mali bilgiler olmadığından maddi tazminat hesaplaması yapılamadığı, takdirin Mahkemeye ait olduğu” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir.
Yine Mahkememiz dosyası içerisine alınan 04.01.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; “kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerde değişiklik yapılmadığı” beyan edilmiştir.
Son olarak 17.08.2017 tarihinde dosyamız içerisine alınan ikinci ek raporda; “—Vergi Dairesi’nden davalıya ait yıllık gelir vergisi beyannameleri sunulduğu, bu gelir vergisi beyannameleri incelendiğinde; davacının 2012 yılında 37.445,05 TL gelir elde ettiği, buna karşın 33.751,78 TL zarar açıkladığının görüldüğü, bu beyannameye göre davacı zarar ettiği ve sattıkları ürünlerin tür ve tutarları tespit edilemediğinden, Mahkemenin belirttiği yönde bir inceleme yapılamadığını, bu nedenlerden dolayı defter ve belgelere göre davacının talep ettiği maddi tazminat hesaplanamadığından, davacının hak kazandığı maddi tazminatın tutarının miktarının takdirinin Mahkemeye ait olduğu” hususlarına yer verilmiştir.
554 sayılı KHK 45. maddesinde “tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde kararın sonuçları geçmişe etkilir doğar. Bu nedenle tasarım başvurusu veya tesciline hukuki bakımından bu KHK ile sağlanan koruma, hükümsüzlük kapsamında doğmamış sayılır.” düzenlemesi ile 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 79/1 maddesinde yapılan “Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin karar geçmişe etkili olup, tasarıma bu kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır” düzenlemesi göz önüne alınarak hükümsüzlüğe ilişkin karşı dava öncelikli olarak incelenmiştir. gerektiği kanaatine arılmıştır.
Dosya kapsamında alınan 26.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve 21.12.2016 tarihli ek raporda; davalı-karşı davacı vekilinin —-7 ve 12 sayılı davacı-karşı davalıya ait tescilli tasarımın yenilik giderici olarak sunduğu ve koltuk tasarımlarının —- Mobilya San ve Tic. Ltd. Şti tarafından—‘de 2012 yılında mobilya fuarında sergilendiğine dair fuar katılımı ile ilgili faturaların sunulduğu,ve fuarda çekilen fotoğrafların da ibraz edildiği beyan edilmiş ise de, koltuğun 2012 tarihli fuarda sergilendiğine dair bir belgenin dosyaya sunulmadığı, fotoğrafın hangi tarihte çekildiğini doğrulayan bir belgenin de dosyada bulunmadığı, tarihsiz fotoğrafın hükümsüzlük incelenmesinde yetersiz olduğunun beyan edildiği, davalı-karşı davacı tarafından davaya konu tasarım tescil belgelerinin tescil başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğuna dair tarih içeren belge sunmadığı, davacı tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özelliğinin bulunmadığı iddiasının ispatlanamadığı kanaatine varılarak, karşı davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının dayandığı tescilli tasarımlarının hükümsüzlüğüne ilişkin karşı dava reddedilmekle, davalı ürünlerinin davacının tasarımlarına tecavüz edip etmediği incelenmiş, 26.11.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacı tarafın — sayılı çoklu tasarım belgesi 12 nolu tasarımı ile davalıya ait — kodlu koltuk ürünü karşılaştırılmış, birbirlerine ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, aynı gövde, kolçak ve minder yapısı ile —–7 nolu tasarımdaki tekli koltuğunda benzer olduğu ve aynı takımın bir parçası olarak algılandığı beyan edilmiştir.
Bilirkişi raporunda davacı adına tescilli —4 ve 5 nolu tasarım tescil belgesi ile davalıya ait — kodlu koltuk takımı karşılaştırılmış, birbirlerinin ayırt edilemeyecek derecede benzeri olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunda davacıya ait —-1,2,3 ve 4 nolu tasarımlar ile davalıya ait katalogta — ibaresi ile yer alan TV ünitesindeki parçalar karşılaştırılmış, aynı modüler yapıda olduğu, özellikle —-3 nolu tasarımdaki modüler yapının birebir aynısının bulunduğu beyan edilmiştir.
Davalının Kapatılan İstanbul Anadolu —FSHHM’nin — D.İş sayılı dosyasında davalı adresinde yapılan keşif sırasında tespiti yapılan ürünlerin dosya kapsamına alınan kataloglarında tanıtımını yaptığı, “—“, “—” ibareli koltuk takımları ile “—” ibareli TV ünitesinin davacının tescilli tasarımlarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespit raporu ve dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu ile tespit edildiği anlaşılmakla, davalının davacının tasarımlarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin tespitine ve önlenmesine karar vermek gerekmiştir.
TTK 55/4 .maddesi gereğince, “Başkasının malları,iş ürünleri,faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın ” haksız rekabet teşkil ettiği düzenlenmekle, davalının da davacının tescilli tasarımına konu ürünlerinin benzerlerini üreterek sattığı ve tanıttığı, davacının iş ürünleri ile karıştırılmasına sebebiyet verdiği ve haksız rekabette bulunduğu kanaatine varılarak, haksız rekabetin tespitine ve önlenmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalının www.—–.com alan adlı internet sitesinin erişiminin kapatılması talep edilmiş ise de, internet sitesinde davaya konu ürünlerin sergilenmediği ve tanıtılmadığı tespit edilmekle, talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve dayanak belgelerini ibraz etmediği, —- Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celp edilen kayıtlardan 31.12.2014 tarihinde ticari terk ettiğinin bildirildiği, yazı ekinde gönderilen gelir vergisi beyannamelerinde davalının 2012 yılında 37.445,05 TL gelir elde ettiği, buna rağmen 33.751,78 TL zarar açıkladığı, ancak celp edilen belgelerde davaya konu ürünlerden hangi miktar ve bedelde ürün satışı yaptığının tespit edilemediği, davacının 554 sayılı KHK 66/b maddesi uyarınca davalının tasarıma tecavüz suretiyle elde ettiği kazanç seçeneğine göre yoksun kalınan kazanç ve maddi tazminat talebinde bulunduğu, ancak davalının elde ettiği gelirin tespit edilemediği anlaşılmakla, Mahkememizce TBK 50 ve 51.maddeler gereğince talep edilen 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın kadri maruf bulunduğu kanaatine varılarak kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1- ASIL DAVANIN KISMEN KABÜLÜNE KISMEN REDDİNE
2-Davalının davacıya ait TPMK nezdinde tescilli —- sayılı çoklu tasarım belgesi 7 ve 12 numaralı tasarımlar, —sayılı çoklu tasarım belgesi 4 ve 5 nolu tasarımlar, — sayılı çoklu tasarım belgesi, 1,2,3 ve 4 nolu tasarımların birebir benzerlerini üretip satışa sunmak, kataloglarında yer vermek suretiyle, davacının tescilli tasarımlarından kaynaklanan haklarına tecavüz ettiğinin, haksız rekabette bulunduğunun tespitine ve önlenmesine
3-Davalıya ait katalogda — ibaresi ile koltuk, — ibaresi ile koltuk takımı — ibaresi ile TV ünitesi, olarak adlandırılan ürünlerinin toplatılmasına, ürünlere ve ürünlerin yer aldığı kataloglara broşürlere el konulmasına karar kesinleştiğinde imhasına,
4-Davalının www.—-. com alan adlı internet sitesinin erişemin kapatılması talebinin reddine
5- 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın 15/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
6-Hüküm kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede ilanına
a) 683,10 TL karar ve ilam harcı tayini ile peşin alınan 170,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,30 TL harcın davalıdan tahsiline,
B) Davacı yararına “tecavüzün tespiti yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “haksız rekabetin tespiti yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “maddi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı yararına “manevi tazminat yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalı yararına reddedilen “internet sitesine erişimin engellenmesi davası yönünden” karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
c) Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan 25,20 TL başvurma harcı, 170,80 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 2.750,00 TL bilirkişi ücreti ile 476,00 TL tebligat, müzekkere masrafı ve 788,80 TL tespit gideri olmak üzere toplam 4.214,60 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 3.371,70TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapıldığı anlaşılan 115,30 TL yargılama giderinin kabul ve red oranları gözönüne alınarak 11,53 TL sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
7-İSPATLANAMAYAN KARŞI DAVANIN REDDİNE
a) 35,90 TL karar ve ilam harcı tayini ile karşılık dava harcı olarak alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,70 TL harcın davalı – karşı davacıdan tahsiline,
b) Davacı – Karşı Davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.145,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalı – karşı davacıdan alınarak, davacı – karşı davalıya verilmesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı..22/02/2018